fatih terim tarafından söylenmiş ve neredeyse her söylendiğinde oyun olarak altı doldurulmuş söz. evet, uefa kupasını alırken söylemiyordu, çünkü kadrosu oturmuştu ciddi bir kısmı yerliydi ve radikal bir değişiklik olmuyordu. ancak şartlar değişti; artık temmuz ayındaki yaz kampına afrika’ya amerika’ya turnuvaya giden yabancılar falan da derken ideal 11 den 4 oyuncu bile sokamıyoruz ve takım iskeletini ağustos ayının ortasından sonra ancak kurabiliyoruz. tabi bu esnada maçlar çoktan başlamış oluyor. lakin kervan yolda düzülmüyor. ağustos 15’inden sonra gelmiş oyuncularla kamp yapıp onlara bir şeyler aşılamanız için en ideal zaman genelde ocak oluyor.
pandemi sezonuna gidelim; seri, lemina, nzonzi gibi oyuncuların olduğu takımı ocağa kadar
ömer bayram ayakta tuttu. çünkü yaz kampında o oyuncuların hiç biri yoktu, ancak ömer bayram vardı. biri ağustos sonları 2 tanesi eylül ayında 3 oyuncu getirip oynat dedi mi olmuyor bu işler. ocak kampından sonra lemina ve seri’den müthiş bir verim almamız tesadüf değildi. temmuz başı gelselerdi muhtemelen aynı oyunu ekimde oynamaya başlarlardı
bir futbol takımı için kamplar son derece önemlidir, oynayacağınız oyunun hazırlığını en iyi orada yaparsınız. biz işte yaz kampını yedek oyuncularla yaptığımız ve as olarak daha takıma kimlerin katılacağı bile doğru düzgün belli olmadığı için ocak kampları ekstra önem kazanıyor.
çünkü temmuz kampını sırf adet yerini bulsun diye yapıyoruz.
galatasaray taraftarları ağustosun yarısından sonra takım iskeleti kurup bu sözü söyletenlerle değil de söyleyenle uğraştığı sürece bir arpa boyu yol kat edemeyeceğiz. bu döngüden çıkmadığımız sürece bugün terim’in söylediği bu sözü yarın başka hocalar da söyleyecek. ama mikrofona söyleyecek, ama yönetime ama iç ses olarak.