• 3
    yavaş, karar almakta geç kalan yöneticilerin anlayamadığı bir durumdur.

    stad dolmalı. önce doldur. indir fiyatları. gerekirse 10 tl yap en kıyak yeri gerekirse 70 tl yap. açık büfe yerleri yemekli yemeksiz diye ayır. nasıl olsa bilezik veriyorsun. (eskiden açık büfe otellerde boncuk verirlerdi)

    stadı önce doldur, sonra ufak ufak zam yaparsın. stada gitmeyen milyonlarca taraftarı bu takımın ama stadı hala %100 dolu değil.
  • 5
    ortalama üniversite öğrencisi taraftarın store'den çıktıktan sonra hissettiği duygudur.

    ürün satışlarıyla ve stat gelirleriyle çok fazla taraftara ulaşabilecek fiyatlandırmayı yapmayıp, daha çok para harcayacak az sayıda varlıklı insanları çekmek isteyen kulüplerin her gelir grubundaki taraftarlara yaşattığı sorunsaldır.
    boş kalan tribünler, kazık ürün fiyatlarıyla yıllık gelir hedefini tutturamayan mağazalar bu fikrin işe yaramadığını göstermektedir.
  • 7
    galatasaray kulübünün acilen değerlendirmesi gereken bir sorundur.

    7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçının bilet fiyatlarına bakarsak galatasaray kulübüne göre taraftar bir müşteridir.

    biz lig tv alırız, store'lardan alışveriş yaparız bütün bu paralar bir şekilde kulübe gider ancak sorun yaratan yönetim modeli (bkz: adnan polat) kulübün borçlarını katlar biz müşteriler hala aynı takımı tutarız. yani biz müşteri değiliz.

    biz taraftarı müşteri olarak gören ve sorun yaratan yönetim modeli istemiyoruz.

    (bkz: 90 dakika için 600 lira vermesi istenen taraftar)
    (bkz: kale arkası bileti 100 lira olan maç)
    (bkz: ünal aysal'a mektuplar)
    (bkz: 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı)
    (bkz: türk telekom arena doğu tribün/#829827)
  • 8
    aslinda bir sorunsal degildir zira cevap tercihlere bagli olarak son derece aciktir.

    eger sen bir taraftar olarak "ver 5 milyonu al sunu bunu" tarzi dusunceler icindeysen cok acik bir sekilde soyliyeyim sen bir musterisindir. basit bir arz talep olayi bu arkadaslar. futbolculara gereginden fazla asiksaniz, 10 numarada 10 numara diye tutturuyorsaniz, über futbolculari takimda gormek icin medya ile birlikte istek pompaliyorsaniz sir bir musterisiniz demektir. ve istediklerinizin yerine gelmesinin en azindan mümkün olmasini istiyorsaniz alip verip ekonomiye can vermelisiniz.

    he ama asfaltta oynasin kaldirimda izlerimcilerdenseniz,bireylerden daha cok armaya, sovdan cok oyunun özüne ilgi duyuyorsaniz bir musteri degilsinizdir. evet belki senede bir forma ve birkac bilet alirsiniz ancak bu sizi benim nazarimda musteriden daha cok siradan bir temasa tuketicisi yapar.

    hepimiz biliyoruz ki genel profilimiz birinci örnege daha yakin durmakta. bu nedenle kimseye cemkirmenin mektuplar yazmanin anlami yok.

    (bkz: fog the system)
  • 9
    sanırsam kulübün tüm bünyesini sarmış bir sorunsal.

    gsstore.org'dan forma siparişi verdim 21'sinde, siparişim hala hazırlanıyor aşamasında 24'ü gibi mesaj attım siparişim hala hazırlanıyor ne zaman kargolanacak acaba diye.

    gelen cevap;

    (gbkz: ....... numaralı siparişinizde bulunan ürünleriniz depo stokumuzda kalmamıştır. ürününüzü diğer mağazalarımızdan temin etmeye çalışılmaktadır. ürünle ilgili durum bilgisi ya da kargo teslimatı bilgisi en kısa sürede tarafınıza bildirilecektir. temin edilememiş ürünleriniz için değişim veya ücret iadesi hakkınız bulunmaktadır. saygılarımızla.)

    benim gönderdiğim cevap ise;

    (gbkz: allah aşkına ne kadar önem veriyorsunuz bu işe. madem stoklarınızda yok neden kampanya yapıyorsunuz. gs store.org’un yapısıyla ilgili oldukça fazla şikayet var ve siz hala yerinizde sayıyorsunuz. galatasaray camiasına yakışmadığınızı belirtmek istiyorum. tarafıma ürünün ne zaman kargolanacağı hakkında bilgi almak istiyorum.)

    gelen cevap;

    (gbkz: temin edilememiş ürünleriniz için değişim veya ücret iadesi hakkınız bulunmaktadır. saygılarımızla.)

    onu bunu bilmem ben formamı istiyorum arkadaş, para iadesi veya değişim istemiyorum. sen bana müşteri gözüyle bakamazsın.
  • 13
    bunu hala sorgulayanlar var, çok garip , müşteri olarak görüldüğümüz % 100 .
    yoksa bu kadar çirkefe batmış bir kulüpler birliğinin parçası olmamızın , para derdine düşüp kanun bile değiştirmeye çalışan bu berbat oluşumun tüm kararlarında imzamızın olmasının , tarihte ilk defa bir galatasaray - fener maçının hafta içine alınmasına isyan edilmemesi yetmezmiş gibi bilet fiyatlarını fahişinde üstüne satılmaya çalışmasının nasıl bir açıklaması olabilir ki ?

    içimi rahatlatan tek şey ; bu kadar olaya rağmen ve müşteri gibi görüldüğümüzü bilmemize rağmen hiç bir karşılık beklemeden bu takımı seven (hatta birazda aptalca davranarak :) ) gönülden bağlı olan yığınlarla insan olduğunu bilmek .

    belkide adamlar bağımızdan o kadareminki o yüzden müşteri gibi davranıyorlardır ( ironik ama neden bu herhalde )
  • 17
    endüstriyelleşen futbol ile birilkte daha fazla gündeme gelecek olan sorunsal. açık söyleyeyim galatasaray taraftarı bende büyük bir hayal kırıklığı yaşattı bu konuda. sahadaki futbolcunu daha top kendisine doğru gelirken ıslıklama skandal bir davranış. 5 sene önce de skandal bulup sözlükte dile getirdiğim bir davranıştı ek olarak bunu da belirteyim. o zaman kafalar çok daha farklı bir noktadaydı. burak yılmaz kaleci ile karşı karşıya kalmış ve ıslıklanmıştı. sanırsın rakip gole gidiyor. bu ne saçmalık diye dile getirince de ofsaytlanmıştık(bkz: #1884101) bir de para veriyoruz deniliyor. 19 eylül 2021 galatasaray alanyaspor maçında mesela kaç para kalmıştır kulübün kasasına? yardım organizasyonu yapılıyor beşiktaş taraftarı olsun fenerbahçe taraftarı olsun bizim topladığımızın kat kat fazlasını topluyorlar. ama şu para veriyoruz edebiyatı sadece bizim kibirli taraftarda var. adamlar necip, mehmet topal, kenan kahraman izliyorlar. bir kere vida'yı ıslıkladılar onda da takımı gerçekten sabote etmişti maaş indirim konusu vardı. bizimkiler para veriyoruz feghouli ömer izlemeye tahammülümüz yok. ya verdiğimiz para bir şeylere derman olsa bu kulübün tüm yanlışlara rağmen bu kadar borcu olmaz. ya benim eski işyerimde fb üyesi bir şoför arkadaş vardı. adam asgari ücretle çalışıyordu ama 1 milyon üye kampanyasında üye olmuş aidat veriyordu, iç sahada neredeyse her maça gidiyordu. bir kere para veriyorum bu kulübe diye bir laf duymadım ağzından. bizde 100 lira verip bilet alan kendisini kulübün sahibi zannediyor. madem müşterisin bayern var, manchester city var, psg var endüstriyel futbol anlayışına uygun çok daha endüstriyel takımlar var...
  • 18
    galatasaray taraftarı özelinde oldukça yanlış yorumlandığını düşündüğüm sorunsal. bizim taraftarın çoğunun da maddi olarak düşünmediğime adım kadar eminim. adamın/kadının tek derdi haftasonu dertten uzaklaşmak ve sevdiği takıma destek vermek. global pandeminin ortasında bilet alıp maça gidiyor sahada jogging yapıp 2.5 milyon euro alan adamları görünce deliriyor. bunun sebebi verdiği paranın karşılığını alamaması değil tuttuğu takımın kaybetmesi bu kadar basit. bu müşteri mevzusu nerden türedi bilmiyorum ama zaten kulüp yönetimleri taraftarı müşteri olarak görüyor. herhalde o kadar tozpembe bakmıyorsunuz gerçek dünyaya.*
  • 20
    her halükarda başarı görmek isteyen, bununla mutlu olan bunu da hak eden kişidir. neden ? çünkü futbol denilen bu şey için cebinden para çıkıyor.

    taraftar da müşteri de ister destekler ister ıslıklar kimse de karışamaz. adam bu dar boğazda maaşından bir şeyler arttırıp maça gelecek, milyonları kazanan adamlar hiçbir şey sunmayacak üstüne bir de taraftara akıl verecek “ıslık yanlış bir şey” diye.

    yanlış olan tek şey ıslığın muhatabı olanlar şu anda.
  • 21
    türkiye'de fahiş bilet fiyatları, ürünleri vs. ile müşteri olarak muamele yapıp, taraftar olmaları istendiği için kendi içinde çıkmaza giren sorunsal. müşteri ise verdiği paranın karşılığını istemesi hakkıdır. taraftar ise bir çok şeyden kısıp maça geldiği için takımdan karşılığını görmek istemesi yine hakkıdır.
  • 22
    bu ekonomik zorlukta absürt fiyatlara rağmen kulübe destek olması için elini cebine atan , gece cimbomla yatıp sabah cimbomla kalkan , yenildiği hafta spor programlarını açmayan , takımının mağlubiyetiyle dertlenen , kendi takımı olmasa yerine kadın programları bile tercih edilebilecek bir futbolu izleyen insanların kendi menfaatleri için değil yine takımı için ses çıkardığında taraftardan müşteriye indirgenmesi en kibar tabirle ayıptır. takımımız yenildiği için değil göte göt(dobralık) demezsek başarısızlığın katlanarak devam etmesinden korktuğumuz için yapıyoruz bu eleştirileri. tüm bunları yapan ben müşteriyim ama takımının hataları hakkında fikir sunmayan , destek vermeyen , daha iyi nasıl olura kafa yormayan sen taraftarsın öyle mi? kimse kimseyi dar kalıplara sokup yargılama yapmasın , iyisiyle kötüsüyle aynı geminin mürettebatıyız. fikir ayrılıklarına katlanamayan , farklı ses duymak istemeyen gidip fenerli olsun. çünkü burası galatasaray.
  • 24
    taraftara müşteri denmesine dayanamıyorum valla. hayırdır yani damarlarımıza kadar işlemiş mi sansürcülük? 3 maçta 2 puan kazanmış bir takımı eleştiren, protesto eden müşteri; etmeyen taraftar mı oluyor yani? 19 eylül 2021 galatasaray alanyaspor maçında staddaydım. hiçbir oyuncuyu da ıslıklamadım. henüz 5. haftadayız dedim, yeri gelirse ıslıklar mıyım? ıslıklarım da umrumda olmaz. bu benim protesto hakkımdır, gönül verdiğim takımın daha başarılı olması için yükselen sestir. evet, takımın morali bozulabilir, moralleri iyiyken 3 haftada 2 puan alıyorlarsa belki de morallerinin biraz bozulması gerekiyordur.
  • 25
    müşteri ise bakış açısı “ben maç izliyorum, izlediğim şey için para veriyorum ve haliyle zevk almak istiyorum” şeklindedir, haklıdır. fakat anlaşılmayan nokta şu, müşteri ise zevk almadığı takımın maçlarını izlesin diye kimse kafasına silah dayamıyor. zevk almıyorsa, verdiği paranın hakkını alamadığını düşünüyorsa gider başka takımı destekler, city taraftarı olur mesela, çok da zevk alır, cidden. yani madem bu işe bir müşteri alışverişi gözüyle bakıyoruz, puma ayakkabıyı sevmediğinde gider adidas alırsın.

    yok taraftar olacağım diyorsan, o zaten taraf olmaktır. ihtiyacın olmadığı, hatta aksesuar sevmediğin ve kullanmayacağın halde gidip galatasaray bilekliği almaktır. evdeki tonlarca forman olmasına rağmen gidip her sene çıkan yenisini almak, bir tane de tanıdığına hediye etmektir. kombine alıp gidip statta takımı “desteklemek”tir. imkanın ölçüsünde bunlardan birini, birkaçını yapmaktır, bunu “aaa bak bu bileklik güzelmiş” diyerek değil, “galatasaray kazansın” diyerek yapmaktır.

    bu yüzden, kendinizi müşteri gibi hissediyorsanız galatasaray o takım değil. müşterisi olunacak takım değil yani, mesela liverpool, real madrid falan tam müşterisi olunacak takımlar. ıslıklarsınız kötü performans görünce. ama galatasaray’da olmaz. neden biliyor musun? çünkü baba gündüz’ün dediği gibi:

    --- alıntı ---

    galatasaray bir his takımıdır. renklerine aşık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, `bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.`

    --- alıntı ---

    yani neymiş? her kötü sonuçta, her pas hatasında, her istemediğiniz topçuyu sahada gördüğünüzde ıslığı basmayacakmışsınız. çünkü en başta, o adamı sen sevmiyorsun ama etrafındaki takımda oynayan herkes onun arkadaşı. onun moral bozukluğu sadece onun aidiyetini azaltmıyor, yanındaki diğerleri de onunla mutsuz oluyor.

    eleştirme demiyor bu arada kimse. tüketme diyor, zarar verme diyor insanlar. mesela ligi 8. bitiren 2010-2011 galatasaray’ını bile maç sırasında ıslıklama, ama maç bitince tepkini göster diyor. başkanın hadsizce siyasete boyun eğerse en sert tepkiyi sen göster diyor. fakat maç sırasında futbolcu ıslıklamak günün sonunda galatasaray’a zarar vermek demek. senin egonu şişirmekten, aha bak tepki gösterdim demenden başka hiçbir işe yaramayan bir eylem. desteklemeye gittiğin takıma zarar verme eylemi. bunu yaparsan net müşterisin, yaptığın hareketin sonuçlarını düşünmüyor ya da umursamıyorsun, asla taraftar değilsin.

    eleştiri kültürü hakkında daha önce yazmıştım. öyle saçma sapan eleştiriler, istekler var ki artık, haliyle sizin gibi düşünmeyen insanlarda bu izansızca eleştiriler sonucu ekstra savunma mekanizması gelişiyor. yemin ederim ben fatih terim’i, başkanı eleştirmek istiyorum ama sosyal medyadaki bu düşmanlığı körüklememek için yapmıyorum. mesela başkana sponsorlar nerde diye sormak istiyorum, olmuyor yani, bir de ben körüklemek istemiyorum. fatih hoca’ya alt yapıyı neden hala yapılandırmadığını sormak istiyorum, ama olmuyor. zira yapılan eleştiriler öyle saçma seviyelerde ki bir de ben olumsuz hava yaratmak istemiyorum.

    işte yapılan şey tam olarak bu. insan gibi, doğru savlarla, haklı olarak eleştirseniz kimse gelip de ne diyorsunuz siz demeyecek. ama kerem sakatlanıyor, babel’i oyuna aldı diye eleştirmeyin bizahmet. zorunlu değişiklik yaptığında “babel’le mi 3 yıl yapılanıcaz” dersen bunun adı eleştiri olmaz. farkına varın yaptığınız şeyin biraz, daha 1 ay olmadı “fatih hoca antrenman yaptırmıyor, gelen futbolcu geriye gidiyor” diye burda yangın yapalı. bugün futbolcular iyiye gittikçe bu saçma sapan argüman unutuldu mesela. daha 1 ay önce “fatih hoca evlatçı olduğu için akbaba’yı sürekli oynatacak” diyordunuz, aha gönderdi adam evladını.

    bir sürü sayarız böyle. takım iyiye gidiyor işte, çok net bu. 4 senedir adamın şikayet ettiği bir transfer politikası ve yönetim vardı, federasyon baskısı vardı vesaire. ilk kez hocanın morali yerinde, kendi takımını kurdu, daha 4 5 maçtır da bu takım birlikte oynuyor. herkes farkında değil mi bunun? ben şunun farkındayım mesela, hocanın bu kez bahanesi yok. bir iki ay içinde artık galatasaray’ın oyun karakterinin oturmaya başlamasını bekliyorum ve buna inanıyorum. ama gerçekleşen onca şeyden sonra, bu sabrı göstermiyorsam samimi olmam, farkında mıyız bunun? insanlar biat falan etmiyor yani, mantıklı olanı söylüyor. adam kendi takımını kurdu ve izin verirseniz yeni bir galatasaray oluşturacak diyor, olmazsa konuşalım diyor, birlikte eleştirelim diyor. ama şu süreçte siz şu genç takımı bi destekleyiverin taraftar olup diyor.

    kime ne anlatıyorum, aman ajitasyon, realiteye dönelim diyecek adamlara galatasaray sevgisinin nasıl bir şey olduğunu anlatıyorum. ne anlayacaklar, hiçbir şey.
App Store'dan indirin Google Play'den alın