• 1
    bu başlığı aslında süper lig şampiyonluk primi rezaleti olarak da açmak mümkün ama genel başlık olarak da kalmasını istedim ve yıllar içindeki değişimini de takip etmek iyi olacaktır.

    2022-2023 sezonunda güncel kurla 7.5 milyon euro, tl olarak ise 194 milyon lira olan total paradır. (tff başarı primi + yayın gelirleri)
    şampiyon galatasaray'ın kombine-vıp-loca satışlarından bu sezon elde ettiği gelir ise yaklaşık 400 milyon tl. acaba başka hangi ülkelerde bilet satışı gelirleri şampiyonluk gelirinden daha fazladır merak ediyorum. şampiyonlar ligi gelirleri olmasa şampiyonluğun maddi olarak neredeyse hiçbir kıymeti olmayacak.

    karşılaştırmak için bir örnekse, serie b'den serie a'ya yükselen frosinone'nin aldığı para 25 milyon euro olacaktır. premier lig'e falan girmiyorum bile.
  • 2
    farkli ulkelerin lig sampiyon olan takimlara verdigi primleri, tamamen liglerin ne kadar kisi tarafindan para verilip izlendigi ve ulke insaninin ekonomik durumu ile alakali bir durumdur. italya, ispanya, ingiltere, almanya, fransa vb gibi avrupa ulkelerinin ligleri ile boy olcusebilecek ne lig kalitemiz ne izlenme oranimiz ne de taraftar olarak ekonomik durumuz olmadigi icin primin de kus kadar olmasi kacinilmaz bir durumdur. genel olarak futboldan (en azindan yerel ligden uzak insanlarin oldugu) norvec'te bile insanlar spor paketine (yerel lig ve ingiltere ligi) aylik 900 kr veriyor, tl bazinda bu rakam 2000 lira gibi bir rakama tekabul ediyor, turkiye'de bu ucreti kac kisi verebilir. maalesef bizim disimizda kimsenin izlemedigi, ekonomik olarak taraftarlarin paketlere yuksek ucret veremedigi bir ortamda bu komik rakamlara mecbur kaliyoruz. o yuzden galatasaray olarak her sene avrupa kupalarina katilip, belirli seviyeye gelmemiz gerekiyor.
  • 5
    uzun vadede yayın gelirinin az olması türk futbolunu kurtarır. keşke yayın geliri 0 lira olsa. süper ligde oynamak tutunmak taraftarı ve taraftar geliri olan kulüplere nasip olsa.

    eskiden ne de güzeldi anadolu kulübü başkanları için. sonuncu bile olsan 10 milyon dolar yayın gelirini, iddaa isim hakkı gelirini al, takımı 2-3 milyon dolarlık vasat topçularla doldur, kalan parayı da menejerlerle falan iç et. hatta üzerine kulübü borca sok, batır sonra da defol git.
    tribünlere de ne kadar az taraftar gelirse o kadar iyi. bir de onların ağız kokusunu mu çekeceklerdi. taraftara ne gerek vardı değil mi?
  • 6
    az olmasının sebebi yayın gelirlerinin düşmesi ile alakalıdır.
    ama bu düşüş sadece ihale bedeli ile alakalı değildir. bu gün evimde yayıncı kuruluş üyeliği için ödediğim miktar ful paket için engelli indirimi ile birlikte 245,00tl.
    bundan 10 yıl önce ödediğim miktar is ful paket olmayan versiyon için maç yayınları, diğer spor yayınları, sinema paketi ve hatta yetişkin kanalları dahil 110,00tl'ydi. o da en fazla fiyatlama.
    digitürk önce kanal listesinden yetişkin kanallarını çıkarttı, buradan gelen geliri kaybetmesinin yanısıra bu geliri futboldan da karşılayamadı.
    sonra netflix, amazon prime, başta olmak üzere yabancı dizi tekelini de buralara kaptırdı.
    gelinen noktada şampiyonlar ligi'ni aldığı bir dönem bulunmasına rağmen fiyatları yükseltemedi ve bu gün tekrar avrupa liglerini de acun'a kaptırdı.
    tek gelirleri spor yayınları kaldı ve bu gelirle hem platform'un hem de kanalların ve projelerin finansmanı gerekiyor.
    bu sebepten 10 yıl önceki maç yayınları bu günkinden çok daha kaliteli.
    tek ürün satan bir işletmenin o üründe en iyisi olması gerekirken sattığı ürün o kadar da iyi olmayınca taraftar o fiyatı vermeyecektir.
    ayrıca korsan yayın artışı, fiyatı aşağıya baskıladı.
    eskisi gibi insanlar ticari üyelikler de almayınca az paranın döndüğü bir yayın havuzu oluştu.
    burada mesele topyekün zihniyet değişimi gerektirmekte.
    belki yayın haklarını komple açık kanal'a verip reklamlar'la havuzu beslemek lazım gelebilir.
    bu süreçte açık kanal yayınları ve youtube'u aktif kullanma ile içerik geliştiricilerin ve kulüplerin yayınları kullanımına da izin verilmesi ligin katma değerini arttıracaktır.
    bunlar bizim hakem hatalı videomuza dahi telif atmışlardı.
    neticede adaletin ve özgürlüğün olmadığı bir ülkede yaşadığımızı unutmayalım.
    özgürlük ve adaletin olmadığı yerlerde hizmetin değeri ucuzlar, kalite için gereken yatırımı da kimse yapmaz.
    10 yıl önce dolar kuru 2 bile değildi, bu gün 20'nin üzerinde.
    asgari ücret 10 yıl önce 799'tlydi, bu gün 8.500,00tl.
    alım gücü bakımından dahi ödenen miktarlar gerilemişken yayın hakları konusunda fiyatın bu seviyede olması normal.
    bunun dışında federasyonun verdiği başarı primi ise tamamen saçmalık. çünkü bu ligi bu seviyeye getiren bizzat federasyonun ta kendisi.
    şikecileri düşürme, ırkçı sınırlar koy, rekabete etki edecek mhk ve hakem atamaları yap, varı eyyam için kullan. yöneticin kulüp başkanlarından biri ile teknikdirektörünü göndermesi için tehditkar konuşsun, son yıl fikstür ayarlaması ile şampiyonu önceden belirlemeye kalkış, ve daha birsürü usulsüzlük yap. sonra verdiğin başarı primi kuş kadar bir şey olsun.
    bizahmet o federasyon düzgün ödemeler yapsın da kulüplerin mali yapısı düzelsin. kulüplerin mali yapısı düzelsin ki rekabet artsın, rekabet artsın ki ligin marka değeri yükselsin. ligin marka değeri yükselsin ki avrupada başarılı olabilecek takımlar kurulsun avrupada başarı hikayeleri yazılsın ki problem çözülsün.
App Store'dan indirin Google Play'den alın