• 201
    gram keyif almadığım sezon, tıpkı son birkaç sezon olduğu gibi. tek sebebi de malum takım ve şımarık başkanı. elbette galatasaray her sezon şampiyon olsun isterim, ancak nihai amacım kesinlikle bu değildir. benim için sonuç değil, süreç önemli. yolculuk, kazanırken sevinmek, kaybedince hayıflanmak, analiz etmek, naçizane yorumlamak. bazen rakip takım taraftarı eşi dostu kızdırmak, onlarca kızdırılmak. örneğin, mancini sezonunu güle oynaya izlemiş, ikinci olsak da avrupa serüveni ve doyurucu iç saha maçlarıyla oldukça keyif almıştım. bana göre hakeden takım da şampiyon olmuştu, gönülden tebrik de etmiştim sevdiklerimi. ancak son birkaç sezondur, başarılı olalım olmayalım keyif alamıyorum. çünkü hemen her maçta aleyhimize birşey oluyor, bizimkinde olmasa rakiplerimizin maçında oluyor. medya desen kapitalin kucağına oturmuş, olmayan şeylerin içinde, popüler tabirle kendi yarattığı post truth yumağında debelenip duruyor. her şey ama her şey algılarla yönetiliyor, yönlendiriliyor. hala ofsaytımsı garabeti tartışılıyor; ki pozisyon o zamandan beri hala belirsiz, ne ofsayt ne değil diyebilirsin. öte yandan aynı, evet aynı, maçta, tüm hakem hocalarınca penaltı denen pozisyonun bahsi bile geçmiyor. yönetim desen bilemediğim bir sebepten suskun, anadolu kulüpleri desen alenen bize bilenip, göz göre göre yatıyor istediğine. yedek çıkmalar, laubali tavırlar, bize 6’lı defans blokları, say say bitmez. neyse, öyle işte sözlük, gerçekten elimizde ne varsa sağolsun hepsini alıyorlar birer birer.
  • 205
    yaz transfer sezonundan bu yana yönetim tarafından her hamlenin hatalı olmaya başladı. erden timur konuştu merkez görevine çektiler, susturdular. maçlarda inc3 ince değil aleni satır ile dogramaya başladılar sesleri çıkmadı. taraftar ayaklanmaya başlayınca gaz almak amaçlı sessiz sedasız bir toplantı yaptılar. sen bu kadar bekleyip seçim propagandası yaparsan yerli yabancı tüm oyuncular sahadaki katliamı kabullendiginizi anlar. bu anlama haftalar geçtikçe oyuncuların motivasyonunu da düşürür. zaten sahadaki takım o kadar sessiz ki bir tane bile çirkef türden oyuncu yok itiraz edebilen. penaltıya bile adamakıllı itiraz yok takımda. oyuncular oyuna inanmaktan vazgeçerse ikinci bile olamazsın ligde. fenerin yapmaya çalıştığı şey de bu. sezonun ilk yarısında hem rakipler hem hakemler ile farkı olabildiğince açmak, galatasarayda şampiyonluk inancını yoketmek istiyorlar. bu kadar hakem rezaletleri bizi şampiyon yaptirmazlar delirtmeye gidiyor. çünkü sezonun ikinci yarısı birçok takım düşme korkusu ile her maça efor harcayacak. fenerden de en azından bir puan isteyecek. farkı açamayan fener ikinci yarı kendisine bu kadar kolay yapmayacağını buluyor takımların ve elli tane oyuncusuna rağmen stoper ve orta daha alıyor. bizi de psikolojik olarak kırmaya çalışıyorlar. yönetim de bu sessizlik ile belli ki kabullenmiş bazılarının ricalarını izlenimi veriyor. transfer için de bir amacı yok. içerde rant arabası da var. eldeki oyunculardan gelen parayı yemek isteyen bir tayfa. önünüzdeki seçimde aday sayısı artar bizde. s

    sonuç olarak, keşke yönetim basın toplantısı yapacağına sussaydı. umarım transfer de yapamazlar. çünkü belli ki ner bir plan ne de transfer aklı var takımda. menajer ittirmesi ile gideceğiz son dakika elde kalan oyuncular üzerinden. yoksa şimdiye kadar başlatılan eksikliği gidermek için tedbir alınmıştı...
  • 208
    sahada kalmamız gereken sezon. biliyoruz ki fersah fersah rakibin önünde olmazsak bu ligde bizim şampiyon olmamız zor, zayıf anımızda her yerden tehditler var. 11 ocak 2024 sivasspor galatasaray maçında da bunu gördük. iyi olmamız yetmez tüm bileşenleriyle galatasaray camiasının güçlerini beraberce futbol sahasına yansıtması gerekiyor. hakem, rakip, anadolu takımı, sakat, cezalı... bunlara takılmadan olayı sahaya indirgemek zorundayız. yoksa tamamen ligden çekilme hamlesi dışında naparsanız yapın saha dışında futbolu yönetenler siyasetinde bizi harcayacaklardır. tek çare mükemmel futbol oynamak.
  • 209
    şampiyonluk şansımızı değerlendirirken saha dışı faktörlerin çok belirleyici olduğu bir sezon geçirdiğimizi inkar edemeyiz. yönetimin saha dışı/masa başı faaliyetlerde şimdiye kadar sınıfta kaldığı bir gerçek. fakat bu durum saha içinin eleştirilmemesi gerektiği anlamına gelmemeli. karamsarlık veya yangıncılık değil, takımın sahada ortaya koyduğu performansın potansiyelinin altında olduğunu düşünüyorum ve okan buruk'un bu vaziyetteki en suçsuz kişilerden biri olduğu kanaatindeyim.

    çok yıpratıcı bir şampiyonlar ligi macerası ve uyum sağlayamayan anahtar transferlere rağmen takımımızın bir karakteri var. puan kaybı yaşadığımız maçlar dahil (belki bir tek kopenhag deplasmanı ayrı tutulabilir), tüm maçlarda belli bir disiplinle, rakibimize bariz bir üstünlük kurma şansı vermeden oynadık.

    lig performansı üzerinde doğrudan etkisi olduğu için istatistiklere avrupa maçlarını da alıyorum:

    elemeler dahil toplamda 12 avrupa maçı ve 19 lig maçında, yani toplam 31 resmi maçta 21 galibiyet, 6 beraberlik, 4 yenilgi aldık.

    premier lig lideri liverpool lig, kupalar ve avrupada toplamda 32 maça çıkmış ve 23 galibiyet, 6 beraberlik, 3 yenilgi almış.

    ligue 1 lideri psgtoplamda 25 maça çıkmış; 16 galibiyet, 6 beraberlik, 3 mağlubiyet almış.

    serie a lideri inter 26 maçta 18 galibiyet, 6 beraberlik, 2 yenilgi almış.

    kısacası aslında istatistik olarak kötü durumda değiliz. mağlubiyetlerimizin ikisi bayern münih'e karşı. kimse çıkıp bayern'e iki maçta yenildik diye laf etmez.

    ligde ilk yarı sonunda liderin 2 puan arkasındayız ve düğümün çözülme maçını doğrudan rakibimizle içerde oynayacağız. avrupa'da kuralar çekildikten ve daha da önemlisi, maç fikstürü belli olduktan sonra kimsenin itiraz etmeyeceği 3. sırayı aldık, old trafford'ta galibiyet almak gibi unutulmaz bir başarıyı da cebimize koyduk.

    peki saha içine bakınca neden bu kadar tatmin olmaktan uzağım? üstelik hocayı da akladım.

    çünkü takımımız bir takım değil. bu kadar basit. şahsi egolar, şahsi hikayeler şu anda galatasaray futbol takımının önüne geçmiş durumda. transfer hataları sadece performansı yetersiz kalan oyuncular alınmış olmasıyla değil, sıkıntılı karakterlerin de takıma yığılmış olmasıyla alakalı.

    bu durumda faturanın kesileceği iki adres var, okan buruk sonra geliyor.

    1. profesyonellikten uzak oyuncuları popülist hareketlerle transfer ederek takım dengesini bozan, geleceğe veya sisteme değil, magazine yatırım yapan transfer aklı.

    2- aldıkları yüksek ücretlerin hakkını vermeyen, galatasaray'la bağ kurmaktan uzak, kendi hikayelerinin peşindeki yıldızlar.

    (3- iyi bir teknik adam, iyi bir taktisyen ve harika bir karakter olduğunu kabul ettiğim, ama bu problemli ve yönetimi zor kadrodan maksimum verimi alamayan okan buruk.)

    geldik transfer sezonuna, faturanın kesildiği birinci adresin hatalardan ders almadığını görüyorum. yine tatmin etmekten uzak bir asset satışı (sacha boey, tıpkı nicolo zaniolo gibi) yapılıyor. oyuncu en kritik dönemeçte sakat bahanesiyle, şeffaflıktan uzak açıklamalarla transfer görüşmesi iznine ayrılıyor.

    takımın eksikleri 100 kilometreden görünmesine ve neredeyse 6 aydır bilinmesine rağmen transfer sezonu başında kimseye imza attırılmıyor. bu sırada ocak ayı boyunca takım 7 günde 3 maç oynadığı bir takvimde devam ediyor. üstüne bir de icardi, oliveira, sanchez gibi isimlerin uzun süreli sakatlıkları var. yani var olan eksikler daha da artmış durumda. transfer aklımız ise yine muhtemelen transferin son gününü bekliyor.

    --

    sezonu hem şampiyon tamamlayıp hem de avrupa'da güzel bir macera yaşayabiliriz. hiçbir şey için geç değil, hiçbir şeyde geride kalmadık. kadromuz hala fenerbahçe'den daha iyi. hocamız hala ligin en iyisi. ama işte çok fazla faktör başarıda rol oynuyor. rakibimiz kazanmaya devam edecek, süper oldukları için değil, bu sezon böyle yazıldığı için. bizim takım olabildiğimiz anda hiçbir şeyin önemi kalmaz.
  • 211
    ilk yarısı itibariyle özetlemek gerekirse; ligin ilk iki sırasındaki fenerbahçe 10, galatasaray 4 penaltı kazandı.
    fenerbahçe sıkışınca penaltı kolayca çalındı, ilk goller ya da öne geçiren goller penaltılardan geldi.
    galatasaray ise en çok ceza sahasına giren takımlardan olmasına rağmen penaltı kazanmada 9. sırada yer aldı ki bunların hiçbiri var uyarısı ile gelmedi.

    bu arada şampiyonlar liginde 6 maçta 2 penaltı kazandığımızı da hatırlatayım (6maç 2 penaltı vs 19 maç 4 penaltı).

    biz daha transferler tutmadı eleştirisi yapalım.
  • 212
    sadece galatasaray sevgisi yüzünden takip ettiğim sezon. futbolu da takip etmiyorum kesinlikle.

    artık kaleye giden topa elini uzatamayan her türlü kaleciden huylanıyorum. hangi takım, hangi maç olursa olsun. bir tek bana mı garip geliyor bilmiyorum ama sanırım bizi bu hale getirdiler. zevkine izlediğimiz bir organizasyonu kafa yorgunluğu ve sinirle bitiriyoruz.

    bize kapanıp rakiplere açık oynayan takımlar

    ve

    herşeyi kabullenmiş görünen bir galatasaray yönetimi ise bunların cabası.

    sonunda mutlu oluruz inşallah.
  • 214
    (bkz: 14 ocak 2024 gaziantep fk fenerbahçe maçı)ndan sonra daha iyi anlaşılması için belirtmek istiyorum ki ;

    bu dünya iyiyle kötünün arasında bir yerde
    ama günü geldiğinde iyilerden taraf olacak.

    bu yolun sonu mayıs ayın da şampiyon olacak olan biz olacağız!

    şimdi kenetlenme, birlik olma ve takımımıza koşulsuz destek olma zamanı.

    unutulmasın ormanın kralı her zaman aslandır!

    hedef24
  • 215
    28. haftasında deplasmanda oynayacağımız beşiktaş maçının son düdüğü çaldığında fener bizden azami 3 puan önde olursa şampiyon olacağımız sezon. kimse umutsuzluğa kapılmasın fener camiasına "arenaya 4 puan önde gidemezsek bunlar kazanıp ikili averajı alır" stresini verdikten sonra fener o baskıyla puan kaybeder. yeter ki biz kendi işimize bakalım.
  • 219
    sakin kalarak maç maç ilerlemek gerek. fenerbahçe'nin kazandığı maçlar kimsenin moralini bozmasın, tabii ki biz de kazandığımız sürece.

    aradaki puan farkı 3'ün üzerine çıkmadığı sürece zaten sorun yok.

    şu an canımızı sıkan şey eksiklerimiz ve takımdaki genel düşük enerji, bitiricilik sorunu ve maçları kolay çözememek.

    tabii bize bazı takımlar gibi her maç durum 0-0 veya 1-0'ken penaltı verilmediği için maçları kolay açamıyoruz.

    üzerine bir de skoru erken bulamayınca rakipler direniyor.

    yönetimin de çok sessiz ve tepkisiz kalışı, erden timur'a karşı olan genel tavır taraftarı da düşürüyor.

    mart-nisan aylarına kadar yarışta kalabilirsek 10 yıldır şampiyon olamayan camianın üzerine yüklenecek olan baskı elbet hata yaptıracaktır.

    sakin kalmak lazım.

    olmazsa da canımız sağ olsun, hatalardan ders alır seneye daha iyisini yaparız.(yönetimin hatalarından bağımsız)
  • 221
    ligde maalesef çok sayıda fb yancısı kulüp var. rizespor, kasımpaşa, sivaspor, karagümrük başta olmak üzere. ligin virüsleri olan bu takımlar fenerbahçe'ye buyur geç abi derken bizim maçlarda 11 kişi ile yarı sahalarına gömülürler. aralarında maddi manevi nasıl bir ilişki varsa fenerbahçe’yi asla zorlamıyorlar. sumudica’nın dünkü açıklaması zaten perde arkasında olan bitene bir parça ışık tutuyor.
    (bkz: gaziantep'in fenerbahçe'nin parasına ihtiyacı yok) burayı düzeltmem gerek sanırım bilet fiyatlarıyla ilgili bir mevzuymuş. ancak şüphelerimiz yerindedir. karşımızda fıtratında olmadığını iddia ettiği işleri yapacağını beyan etmiş bir rakip takım başkanı var.

    umarım ne idüğü belirsiz bu tip yancı takımlar düşer de yerlerine kocaelispor, göztepe, denizlispor gibi takımlar geri gelir. bursaspor da mesela bu ligin adaleti için önemli bir camiaydı. yine olmasını isterim. zamanında bursaspor deplasmanı kimse için çantada keklik olmazdı.

    şimdi fikstürü inceleyerek kalan haftalarda fb hangi maçlarda karşısında gerçek bir rakip bulacak inceleyelim.

    20. haftayı gaziantep galibiyetiyle kapattılar.* ancak antep elinden geldiğince mücadele etti. rahat bir galibiyete izin vermediler. sumudica zaten maç satacak kadar bir şey çocuğu değil. mücadelelerinden dolayı kutlarım.

    21. hafta: samsunspor (e): kendi sahasında doğal favori. ancak bence garanti olmayan maçlardan biri. kümede kalmaya çalışan bir takım. kalede okan kocuk var. alman teknik adamları sürpriz yapabilir.
    22. hafta: başakşehir (d): çağdaş atan hırslı bir teknik adam ancak bugüne kadar bu hırsını fenere karşı göremedik. göksel gümüşdağ'ı anlatmama gerek yok. yanar döner bir tip. eğer gerçekten avrupa kupalarını düşünerek iddialı çıkarlarsa puan alabilirler. yok umurlarında olmazsa banko 3 puan.
    23. hafta: ankaragücü (e): teknik direktörleri çubuklu tosun. ama ankaragücü taraftarı olan bir camia. son zamanlardaki olaylardan sonra kenetlenmiş de olabilirler. bu sebepten çubuklu tosuna rağmen bir direnme ihtimali görüyorum.
    24. hafta: antalyaspor (d): önlerindeki en zor maçlardan biri. teknik direktörleri sergen yalçın. onlar da çıkıp şerefiyle oynayacaktır. kazanır kaybeder o ayrı ama gerçek bir rakip. fb direnç görecek bu maçta.
    25. hafta: alanyaspor (e): kendi sahasında doğal favori. rakip de başkanları kongre üyesi olan ve son yıllarda fb'yi üzmeyen takımlardan. fazla direnç göstereceklerini sanmıyorum.

    geliyoruz seri galibiyet haftalarına
    26. hafta: rizespor (d): banko 3 puan.
    27. hafta: kasımpaşa (e): banko 3 puan.
    28. hafta: hatayspor (d): banko 3 puan.
    şu 3 maçta bırakın puan kaybetmeyi averajlarını artıracaklar.

    29. hafta: pendikspor (e): rakip zayıf. kuvvetle ihtimal 3 puan alırlar. direnebilirlerse bir sürpriz olabilir.
    30. hafta: trabzonpor (d): hakiki bir maç olacak. umarım puan kaybederler. hakem jokeri devreye girebilir. trabzonspor camiası uyanık olsun.
    31. hafta: adana demirspor (e): ethem sancak her ne kadar fb kongre üyesi olsa da deli dolu bir adam. katakulli peşinde olacağını sanmam. ama güç kaybeden bir takım. işleri zor.

    geldik 2 tane daha fb yancısı kulübe.
    32. hafta: karagümrük (e): banko 3 puan.*
    33. hafta: sivasspor (d): banko 3 puan.*

    34. hafta: beşiktaş (e): yeni teknik direktörleri sayesinde çıkışa geçerlerse yine sansasyonel bir galibiyet alabilirler. nihayetinde derbi. o günkü şartlara göre her sonuca açık bir maç.
    35. hafta: konyaspor (d): başka bir gs düşmanı hakan keleş midir kelek midir ne ayaksa onu kovarak isabetli bir iş yaptılar. kümede kalma korkuları olursa muhakkak sert mücadele olacak. direnç görebilecekleri bir başka maç.
    36. hafta: kayserispor (e): ligde fenerbahçe'yi en son hikmet karaman zamanında 2019 yılında yenmişler. hele bir de iddiasız çıkarlarsa hiç bir şey olmaz. banko 3 puan.
    37. hafta: galatasaray (d): geçen sezonki maç gibi dünyalarını dar etmeliyiz.
    38. hafta: istanbulspor (e): banko 3 puan. muhtemelen çoktan düşmüş olacaklar. zaten düşmeseler de fb kongre üyesi başkanları üzmez. hiç geçen sene 3-1'den 3-3'e gelen maç demeyin. onun nasıl olduğunu kimse anlamadı.

    görüldüğü üzere kalan 18 haftada zaten en az 6 maçları banko. kalan 6-7 maçta da favori oldukları için kazanırlarsa geriye kalan 5-6 maçta puan kaybetme ihtimalleri var.

    bunların hiç birini moral bozmak için yazmadım. ligde ne kadar şerrefli rakiplerle mücadele ediyoruz görün diye yazdım. umarım 6 tane banko maçları dışında antalyaspor, trabzonspor, beşiktaş, konyaspor gibi maçların 2-3 tanesinde takılır hatta arada beklenmedik 1-2 maçta daha puan kaybı yaparlar. tabi biz de her maçı kazanacak değiliz. ancak bu süreçte her maçı final havasında oynamamız ve minimum kayıpla geçmemiz şart.

    sonu şampiyonluk olsun. ali koç'un paraları yine boşa gitsin. yaptıkları pislikler ayaklarına dolansın. tribünleri küfür kıyamet göndersin. amin.
  • 222
    ikinci devrenin ilk maçına çıkmadan, ilk devreyle ilgili bir istatistik vereyim dedim.
    (bkz: 15 ocak 2024 galatasaray kayserispor maçı)

    toplam 19 maçta 15 galibiyet aldık.
    bu 15 maçın tam 7 tanesini tek farkla kazanmışız. (3 tane 1-0, 4 tane 2-1)

    kalan 8 galibiyetten 3'u ilk 4 haftada gelen 2-0, 3-0 ve 4-2lik galibiyetler.

    geri kalan 5 maçtan ise (üşenmedim tek tak baktım), sadece 25 kasım 2023 galatasaray alanyaspor maçında skoru 80'den önce en az 2 farka getirip koruyabilmişiz.

    başka bir deyişle 16 eylülden 15 ocağa (4 ay eder) kadar geçen süre içerisinde oynadığımız maçlarda sadece 1 kere rahat bir maç izleyebilmişiz.

    bu sanırım genel olarak taraftarlar arasında yayılmaya başlayan huzursuzluk, memnuniyetsizlik ve ne yazık ki birazcık inançsızlığın açıklaması.
    hemen her maçta maçı koparmakta zorlanan, farka gidemeyen bir takımız.

    umarım bugün oynanacak olan maç bu serinin kırılma maçı olur.
  • 223
    büyük ihtimalle şampiyonu fenerbahçe olacak sezondur.
    hemen ofsaytlarsınız ama neyse ben yine de bu söylemimin nedenlerini açıklamak istiyorum.

    saha içi;
    oyunculara tek tek baktığımızda hala kadro kalitesi olarak bence biz daha iyiyiz.
    örneğin iki takımdan karma bir kadro kuralım, benim futbol mantığıma göre 7'e 4 galatasaray üstün çıkıyor. (muslera-boey-sanchez-apokerim-ferdi-torreira-fred-simanski-zaha-irfan-icardi)
    fakat birbirini tamamlayan oyunculara sahip olduğumuzu düşünmüyorum ve kadro mühendisliğimiz bu sene fenerbahçe'nin gerisinde kaldı.

    orta sahaya bakalım;
    fb; çapa 6 - iki yönlü 8 - skorer 10
    gs; mücadeleci 6 - stoperden devşirme 8 - pırpır kanattan devşirme 10 (pırpırı bilerek yazdım, 10 numara özellikli kanatlardan olsa al at o bölgeye oynasın eyvallah. sen geçiş hücum topçusunu alıp klasik 10 bölgesinde oynatırsan olmaz.)

    tutmayan transferler;
    fb: kent-cengiz. birisi zaten rotasyon için alındı.
    gs: tete-ndombele-ziyech-angelino ve bu oyuncuların üçü zaten en kritik bölgenin ana kadro oyuncusu olarak alındı.
    not1:sakatlanan oyuncuları buraya almak haksızlık olurdu.
    not2:zaha için şu anlık ne tuttu ne tutmadı diyebilirim, sadece kadro yapımıza uygun olmadığını düşünüyorum.

    bunların üstüne bir de takımımızın kadro istikrarı hiç yok.
    geçen sene seri yaptığımız zamanı düşünün, gözü kapalı ilk 11'in 9-10 oyuncusunu sayıyorduk.
    bu sene ise işler çok daha değişti.
    barış'a bakıyoruz bir hafta sol bekte, bir hafta forvette, bir hafta kanatta görev alıyor.
    kaan'a bakıyoruz bir hafta stoper, bir hafta orta saha, bir hafta sağ bekte görev alıyor.
    kerem'e bakıyoruz bir maçın bazı dakikalarında 10 numarada, bazı dakikalarında sol kanatta, bazı dakikalarında sağ kanatta görev alıyor.
    yani akşam kim oynayacak, kim oynamalı, kim oynamamalı net bir yorum çıkaramıyoruz.

    saha içi örneklerine sonuca gitme sorununu da belirterek bitirmek istiyorum.
    yahu bir takım her maç mı gol kaçırma rekoru kırar?
    mertens'i alıyorsun napoli tarihinin en skorer futbolcusu adam gidiyor kalecinin 2 metre önünde üstüne vuruyor.
    kerem her maç stadın 2-3 tane spot lambasını kırıyor.
    icardi sakat sakat oynamaya devam ettiği için fizik olarak bitik, ayakta duramıyor bazı gol pozisyonlarında.
    orta sahadan desen skor katkısı zaten yok.
    tam defanstan katkımız yükseliyor derken sanchez sakatlandı ve yük yine apokerim abime kaldı.
    nelsson kalenin dibinden 4 kere kafa topuna çıkıp vursa birini bile içeri sokamıyor.
    ne diyeyim ki buna şimdi ben? yorum yapamıyorum artık ya.
    kronik gol kaçırma hastalığı var takımın. abartmıyorum şu takıma ronaldo gelsin sezon boyu 15 penaltı kullansın rahat 6-7 tanesini kaçırır.
    fb oyuncuları uzaydan vuruyor top sallana sallana kaleye giriyor.
    neyse en sinirlendiğim bölüm bu oldu.
    bu durumu tamamen düzeltemeyiz belki ama iyileşme olmazsa olmaz.
    her hafta 1-0'ı koruyamazsın işte.
    sivas maçında hakem bir devreye girer, rakip 2 atak yapar puanı verirsin.

    son olarak bence galatasaray'ın kadrosunu patlatan olay zaha transferidir.
    sol tarafta 2 yıldır şov yapan ve takımın en iyi oyuncusuyla müthiş uyum içinde olan adamı da bitirdin bu transferle.
    10 numaralı sistemle oynayan hocanın eline de 10 numara kalmadı mecburiyetten kerem ile orayı kotarmak zorunda kaldı.
    yani hücum iskeletini patlatan mevzu zaha transferidir.
    kerem'e sol tarafı emanet edip, 10 numara bölgesine gerekirse free agent bir oyuncu almalıydık zaha yerine.

    saha dışı;
    geçen sene hakem ve mhk ile işi götürmeye çalıştılar ama karşılarına bölüm sonu canavarı gibi bir takım çıkınca şampiyonluğu kaptırdılar.
    fakat o takımın müthiş uyumu, müthiş performansına rağmen son 2 haftaya kadar şampiyonluk yarışında başa baş gittiler.
    ne skandallar çıktı ortaya konuşsak bitmez.
    baktı ki ali bu iş sadece saha içinde hakem müdahalesiyle olmuyor, peki ne yaptı?
    gitti önce hükümete yanaştı, babasını alıp rte ziyareti yaptı, devlet bahçeli'yi istanbul'a gelince bizzat kendi karşılamaya gitti falan filan.
    üstüne üstlük medya gücü de elinde.
    hatırlarsınız süper kupa maçı skandalını, maç günü öğlen saatlerinde medya organlarında aynı kalemden yazılar.
    ali koç ''atatürk'ü savundu, atatürk yoksa yokuz dedi, atatürk türkiye'dir dedi'' falan gibi haberler pompalandı.
    yani bizim ali hem hükümetçi kanada yaklaştı hem de medya yoluyla halkın da duygusal bölgesinden yararlandı.
    sonra ne mi oldu?
    canlı yayında bu zat çıktı ve kendi ağzıyla ''önce galatasaray vazgeçti sonra biz de peşinden gittik.'' dedi.
    eee hani ilk sen karşı çıkmıştın? hadi bu haberleri yaptınız şimdi neden önce galatasaray dedin?
    nedeni çok basit, hükümete her şeyi galatasaray yaptı imajı vermek.
    halka ise hala atatürkçü görünmek.
    adam bu sene her şeyi bir yerlerden bağlamış.
    bir tane medya programında görmedim şu yorumu; yahu arkadaş geçen hafta 70 dk. boyunca galatasaray'a direnen takım bu hafta nasıl 7 tane yiyor? bu takım bir de konyaspor ha! öyle kasımpaşa falan gibi açık oynayan bir takım değil yani, kulübün kültüründe yok öyle açık vererek oynamak.
    hatay'a bakıyorsun galatasaray'a karşı kompakt oynayan takım, ligin en iyi set oynayan takımına açık oynuyor.
    yani iş biraz karışık görünüyor ama bazı şeyler de ortada.
    bu kulüplerin başkanlarıyla birlikte poz falan vermişti ali koç toplu bir şekilde 2-3 ay önce.
    yazdıkça insanın içi kararıyor ama maalesef durum bu.
    mhk ile galatasaray'ı durduramayacağını fark eden ali bu sene hem mhk hem hükümet hem de rakip takımlarla arayı bağlamış gibi duruyor.
  • 224
    şubat ayı gelmeden biten sezon. bizim takımda bir sorun var, iletişim olmadığı için sorunun ne olduğunu bilmiyoruz. ama takım yok. fenerbahçe’nin şampiyonluğu kesin gibi artık. umarım dağılıp ikinciliği de kaybetmeyiz.

    edit: 15 ocak 2024 galatasaray kayserispor maçı esnasında yazdım ama skor sonrasında lehimize dönse de kanım değişmedi. takımda futbol sorunları da var futbol dışında bir şey de var ne olduğunu anlamadığım. yönetim de hakemleri, federasyonu çözebilecek güçten, vasıtadan, yetenekten yoksun. sorunu anlayıp çözebilecek kim var?
App Store'dan indirin Google Play'den alın