• 952
    gerçekten büyük şaibe dönmüş olan sezon. merak edip süper lig'in istatistiklerine baktım ve 2 tane önemli istatistiğe eriştim:
    1- süper ligte 1 sezonda en çok mağlubiyet alan şampiyon 2020-21 sezonunda 8 mağlubiyet ile beşiktaş'tır.
    2- süper ligte 1 sezonda en çok gol yiyen şampiyon 2020-21 sezonunda 44 gol yiyen beşiktaş'tır.

    bu iki istatistiğe rağmen averajla şampiyon oldular.
    ne diyelim ki? allah memleketimin takımı hatayspor'un belasını versin. bu sezon kümeye düşerler inşallah.
  • 953
    küme düşmesi kesinleşmiş denizlispor'a* 6-7 tane atmayıp şampiyonluğu verdiğimiz sezon. takım şampiyonluğa o kadar inanmıyordu ki o maçta fark atacağımıza dair sahada bir görüntü yoktu. maçlara yanlış kadrolarla çıkıp ilk yarıları berbat eder, ikinci yarılarda bir şeyler yapmaya çalışırdık. son maçta* da aynı hatayı yapıp 45 dk'da 5 gol atmayı denedik.

    rakibimiz kollanmış, çeşitli yollara başvurmuş olabilir fakat son 2 hafta psikolojik üstünlüğü elimize geçirmiştik ve ne olursa olsun şampiyon olmalıydık. zamanın yönetimine sezon başındaki transfer rezaletinden dolayı, teknik ekibe ise oynattığı felaket futboldan dolayı çok kızgınım. zaten seyircisiz olan maçlar mıymıy futbolla iyice keyifsiz hale geliyordu.
  • 954
    biz şampiyonluğu 3 nisan 2021 hatayspor galatasaray maçında 3-0 yenilerek kaybettik.

    takım maça nasılsa sezon bitti, şampiyonluk şansımız kalmadı kafasında çıktı. taraftar da aynı düşüncedeydi.

    1-0 yenilmekle 3-0 yenilmek arasında şampiyonluk kadar ince bir çizgi olduğunu bilseydik bu kadar ciddiyetsiz, bitse de gitsek modunda bir maç çıkarmazdık.

    denizli'ye 6-7 atamadığımıza, son maç malatya'ya 5 atamadığımıza hayıflanmak bu hatay maçı varken gerçekçi değil.
  • 956
    ayağımıza kadar gelen sezon. 2.yarıda oynadığımız fener deplasmanı, iç saha paşa galibiyeti, alanya deplasmanı ve sonrasında erzurum maçıyla biz ligin fişini çekmiştik. sonrasında ligi vermememiz gerekiyordu ancak verdik. çok üzücü bir sezon ama erzurum maçı sonrası ligi beşiktaş'a verdik ve bir daha da geri alamadık. kendi düşen de ağlamaz burada yani. orta sahası olmayan takımı mükemmel taşıdı fatih hoca ancak sonrasında gerek onun gerekse oyuncuların hatalarıyla ligi verdik. hakem hataları hep oluyor, buralara takılmamak gerekiyor. bunları engellemek adına bir şey yapamıyoruz gs sözlük kullanıcıları olarak.

    ama averaj konusu bundan 50 yıl sonra da galatasaray taraftarlarına ders olmalı, her pozisyon her an önemli ve değerli.
  • 957
    ankaragücü maçını izliyordum. emre kılınç ve taylan antalyalı’yı görünce bu sezon aklıma geldi. yani açıkçası bu ikiliden bir tanesini 6 numaraya, diğerini 8 numaraya devşirip -hatırlatalım ki taylan 10 numara, emre ise kanat oyuncusu- şampiyonluğu sayısız hakem doğramalarına rağmen sadece 2 averajla kaybetmek inanılmaz bir başarıyken o dönem lig devam ederken hocanın istifası bile istendi. daha beşiktaş’la fenerbahçe’nin hakem tarafından kollanmalarına, önemli maçlarda stada seyirci almalarına, ne hikmetse kritik oyuncularından hiç birinin sezon boyu 1 kez bile covid olmamalarına ve o dönemki başkanımızın hocaya ve futbolculara adeta mobbing uygularken tff ve kurullarına ses çıkarmamasına hiç girmiyorum bile. taylan antalyalı ve emre kılınç’ı görünce içimi dökeyim dedim inanılmaz kirli bir sezondu.
  • 958
    öyle yorumlanmaya çalışılsa da galatasaray için denizli faciasıyla bitmeyen sezondur. bu sezonla ilgili internetin herhangi bir köşesinde ne zaman bir video görsem bunu söyleyeceğim. beşiktaş ve sergen yalçın'ın başarısızlığının dramatize edilmiş videolarla kapatılmaya çalışılması hala sürüyor ve sürecek.

    11 puan farktan galatasaray'ı şampiyonluk yarışına dahil etmek, üstüne üstlük sadece averaj farkıyla şampiyon olabilmenin tanımsal karşılığı başarısızlıktır. o dönemdeki görüşüm de aynıydı. şampiyon olsaydık hocanın şapkadan tavşan çıkarmasına bağlardım ve açıkçası son maç hariç şampiyonluk havasına girmişliğim dahi yoktu.

    puan durumuna bakılarak abartılmaya devam edilecek ama futbol anlamında şampiyonluk yarışında olan her takımın birbirinden başarısız olduğu bir yıldı. zaten sonrasındaki sezonda trabzonspor daha kıştan şampiyonluk kutlamalarına başladı.
  • 959
    galatasaray'ın net bir şampiyonluğunun elinden alındığı sezondur. hoca o dönem formsuzdu ama hakem hataları da bir o kadar canımızı yakıyordu. sonucunda ise tek golle şampiyonluğu beşiktaş'a verdiler.

    o sezon bize içerde dışarda kök söktüren hatay nasıl olduysa en formda döneminde beşiktaş'tan 7 gol yemişti. babel'in sırtına çarpan topa golden tam 3 dakika öncesine dönüp var ile elle oynama verilmişti. verilmeyen sayısız penaltı vardı lehimize. aleyhimize verilen penaltılar ve kırmızı kartlar da cabası.

    bana göre süper lig 2010-2011 sezonu'ndan daha şaibeli bir sezondu. bir mhk başkanı* nasıl oluyor da bir takımın şampiyonluk kutlamasına katılıyordu orası da apayrı bir gariplikti.
  • 962
    averajla şampiyonluk kaybettiğimiz nam-ı diğer billong sezonu.

    bu sezona başlarken de teknik ekibin özellikle orta sahaya 2 transfer istediğini bildiğimiz halde sadece kadrolu menajerimizin etobo'yu getirdiğini, yönetimin mobing yaptığı diagne'nin mecburiyetten kaldığını ve yaklaşık 1 sene futbol oynamadan geldiğini hatırlatmak gerek.

    2022-2023 sezonunda aleyhimize yapılan hakem hatalarını değerlendirirken sürekli geçmiş döneme bakmamız gerektiğini dile getirmekteydim. bunun sebebi ise o zaman ki kurulların alışkanlık ve tutumları ile alakalı. alışmış ile alakalı çok güzel bir atasözümüz de mevcuttur zaten.

    peki bu sezonda ne olmuş, kısaca özet geçelim.
    not: fanatiklikten gözün dönmüş, aslında o pozisyon öyle değil dediğiniz bir pozisyon olursa, özelden yazabilirsiniz.

    19 ekim 2020 galatasaray alanyaspor maçı. maçta 10 kişi kalmamıza rağmen, maç 1-1 iken belhanda ile attığımız gol, golün öncesinde babel'in elle oynaması sebebiyle iptal edilmişti. pozisyonda defanstan gelen top babel'in koltuk altına çarpıyor ve top rakibe geçiyordu. daha sonrasında gol atıyorduk. kuralda açık bir şekilde yazar ki, eğer hücum oyuncusu kasti olarak oynamazsa ve top rakibe geçerse, ihlal ortadan kalkar. yani 2022-2023 sezonunda mert hakan'ın attığı gol gibi bir pozisyonda gol olunca iptal olur ama top rakibe geçerse gol iptal olmaz der. yani hakemin var'dan bakarak kuralı yanlış uygulaması sonucu 3 puanımız gasp edilmiştir. +3

    24 ekim 2020 erzurumspor galatasaray maçı. ibrahim akdağ denen karaktersiz oyuncu sayesinde ve karaktersiz hakem sezona iyi başlayan falcao'yu haksız yere kırmızı kartla ihraç etmiş, hem maçı zora sokmuş, hem de oyuncunun form durumunu etkilemiştir. hakemi de yenerek 3 puan aldığımız bir maçtı.

    8 kasım 2020 sivasspor galatasaray maçı'nda ise yine hakemi yendiğimiz başka bir müsabakaya tanıklık ettik. sürekli kendini yere atan yatabare'ye 2. sarı bi türlü çıkmazken rakibe de ucuz bir penaltı verilmişti.

    18 aralık 2020 karagümrük galatasaray maçı. bu maçta lehimize ucuz bir penaltı çalınmıştı. aslında fenerbahçe ve beşiktaş'a verilen penaltılar gibiydi ama bana çok inandırıcı gelmemişti. o gün zaten mağlup olduk, puan olarak bir avantaj elde edemedik.

    2 ocak 2021 galatasaray antalyaspor maçı. ilk yarı tek kale oynadığımız maçın 2. yarısında emre direkt kırmızı kartla oyun dışında kalmıştı. emre faulü hızlı hücumu durdurmak için yaptı fakat son adam değildi. ayağı da rakibinin aşiline ya da daha üstüne değil ayağına geldi. aynı sezon josef lemos'un futbol hayatını bitirirken bile sarı kart gördüğünü düşünürsek, bu karar çok ağırdı. +2

    17 ocak 2021 beşiktaş galatasaray maçı. maçta diagne'nin ayağı topa vurduktan sonra rakibine gelmiş ve direkt kırmızı kart görmüştü. burada kırmızı kart bence haklı fakat sıkıntı şu, aynı pozisyonlar bize karşı olunca rakip topa dokunmasa bile atılmadığını gördük ama yine de bu maçtaki kayba hakem hatası diyemeyiz.

    beşiktaş maçından sonra ligde 8 maçlık galibiyet serisi yakaladık. bu galibiyet serileri yakalarken, başakşehir maçında maç 0-0 iken marcao'nun eli rakibe geldiği için penaltı verildi, kadıköyde kaleci oyuncumuza yumruk atmasına rağmen penaltı verilmedi, alanya'da hem penaltımız hem de rakibin tartışmasız kırmızı verilmedi. yani bu 8 haftada sadece rakipleri değil hakemi de yendik.
    baktılar biz hakemi de yeniyoruz, hataların dozu artmaya başladı ve meşhur maç geldi.

    3 mart 2021 ankaragücü galatasaray maçı. arda'nın vücudundan seken top koluna geliyor ve kurala uygun olmayan şekşlde penaltı veriliyor. rakip ibrahim akdağ durup duruken momo'nun dirseğine çarpıyor ve halil umut direkt kırmızı gösteriyor. farkı 1'e indirdiğimiz dakikalarda ise rakip bizi faulle durdururken faulleri vermiyor. yani sadece 3 puanımız çalınmıyor, baya sahada ve dışında doğranıyoruz. +3

    7 mart 2021 galatasaray sivasspor maçı. sivasspor'da ziya erdal oyuncumuza tekme atmasın rağmen atılmıyor. gündem bile olmuyor bu pozisyon. +2

    3 nisan 2021 hatayspor galatasaray maçı. maçta 2 gol atan diouf maçında başında atılması gerekiyor ama hiç oralıklı olmuyor var ve hakem. +3

    10 nisan 2021 galatasaray kargümrük maçı. maçın başında yedlin'in bileğine basan karagümrüklü oyuncu atılmamış, yedlin bu müdahaleden sonra belirli süre sahalardan uzak kalmıştı. aynı maçta donk kırmızı kart görmüş, fakat son dakikada penaltımız ve rakibin kırmızı kartı var'a gidilerek değiştirilmişti. var müdahalesiyle yine puanlarımız çalındı. +2

    bu maçlardan sonra yine bir seri yakalayarak ligi averajla 2. bitirdik. bu süreçte ali samiyen arenada beşiktaş'a uydurma penaltılar, babel'in omzuna çarpıp iptal edilen goller vardı. bunlar da haliyle averajımızı etkiledi.

    ince ince doğramaları, ilk faule çıkan sarı kartları, beşiktaş'ın kontra planı olarak faul yaparak durdurmayı yaptığımızda gördüğümüz sarı kartları hatta ve hatta o sene millet vekili olan rossier'i, attığı dirseklere , yaptığı tabanla girmelere faul bile verilmeyen josef'i , saymadığımızda bile 15 puanlık bir durumdan bahsediyoruz.

    bizim taraftarımız da o zaman sistem yoktu o yüzden hakem hatalarını konuşmuyorduk diyor. o zamanın yöneticileri ise çamurda oynattıkları maç yüzünden oyuncu göndermekteydi. bütün bunlar olurken hocasının arkasından işler çevirmekteydi.

    bunları şimdi yazmamın sebebi ise şu, şimdi başımıza gelenler geçmişteki yöneticilerin ve taraftarların yaptığı hatalardan dolayı gelmekte. şimdi de aynısını yaparsak gelecekte de buna benzer şeyler olacak.

    umarım bu sezonlar gibi sezonlar başımıza gelmez ve umarım gelirse yine yaptığımız hatayı yapıp kendi içimizde bölünmeyiz. çünkü amaç o. ilk yaptıklarında bizim de yöneticilerin gayretiyle amaçlarına ulaştılar, şimdi daha dirayetli durmaya çalışan bir yönetimimiz var. buna sahip çıkıp, koşulsuz şartsız, aslolan galatasaray sözünü yerine getirmeliyiz.
  • 966
    kerem aktürkoğlu'nu 833 dakika oynatıp 6 gol 3 asist katkısı almışken;

    - feghouli'den 1175 dakikada 2 gol 4 asist
    - emre akbaba'dan 1403 dkda 5 gol 3 asist
    - babel'den 1585 dkda 7 gol 5 asist katkısı aldığımız sezon.

    kerem şu çer çöpün yerine 1400+ dakika oynasa 6 puanla şampiyonduk. hadi onu geçtim, 1000+ dakika verseydik 1 gol fazlamız olurdu.

    çok anormal şekilde beşiktaş'ın kollandığı bir sezondu ama günün sonunda kupayı biz ellerimizle verdik.
  • 969
    bu entry büyük ihtimalle en çok ofsaytlanan entry'ler arasında yer alacak ama yine de yazayım,
    kusura bakmayın ama burada billong vs yazınca tinercilerin zalad 92-93 sezonu, şerefli ikincilik gibi boş laflarının aynısını söylemiş oluyorsunuz. 2021 yılında bir takım şike yapsa uefa bunu çoktan yakalar dünya gündemine otururdu, uefa'dan iyi bilecek değilsiniz herhalde. ayrıyeten 7-0 yendikleri maçta puan farkı vardı işin averaja kalacağını kimse tahmin etmezdi. ben o sezon beşiktaş kollanmadı demiyorum, rosier'e çıkmayan en az 20 tane sarı kart vardır o sezon ama böyle yaşlı dayılar gibi komplo teorileri üretmek dışarıdan başarısızlığı kabullenemeyip çamur atmak gibi gözüküyor. bu entry'i okuyan herkes haklı olduğumu içten içe bilse de ofsayt verecek, çünkü ülkedeki futbol iklimi böyle.

    galatasaray'ın ölüsünün 1 gol averajla şampiyonluk kaptırdığı sezon.
  • 971
    şike ve şaibe ile elimizden çalınan sezondur. zalad vs. denildiği sezon eğerki mhk başkanı bizim şampiyonluk kutlamalarımıza katılmış olsun bu sezonu abarttığımı kabul edip etrafımdaki beşiktaşlılardan özür dileyip burda da bir özür metni yayınlayacağım.

    beşiktaş jimnastik kulübü pek çok unsurla şike yapmıştır. yahu biz şampiyonluk maçında sahamıza seyirci alamadık hatta beşiktaşla oynadığımız maçta kendi stadımıza beşiktaşlıları aldık da taraftarımızı alamadık. beşiktaş göztepe deplasmanına kendi seyircisini götürdü ama göztepe seyircisi maça alınmadı. aynen aynen beşiktaş şerefiyle hakkıyla kazandı o sezonu. buna inanan şirinlere de inanır.
  • 972
    şampiyonluğu averajla değil, masada kaybettiğimiz sezon.

    galatasaray yönetimi ayık ol. taraftarın yine bu şekilde bir şampiyonluğunun elinden alınmasına tahammülü yok.

    23 nisan 2023 galatasaray karagümrük maçında hakemlik bir şey yok; kendi hatamız ve şanssızlığımız. ama sezon bu noktaya gelmeden çoktan fişi çekmiştik normal şartlarda.

    bunları yaşamak zorunda değiliz. bizim istediğimiz hak ettiğimizi almak. fener ya da başkası hak etmiş olsaydı, bu rezillikler yaşanmamış olsaydı kazananı tebrik eder geçerdik ama bu öyle değil. aksiyon alın! iş işten geçmeden aksiyon alın çünkü bu şerefsizler biliyor ki biz biraz sallansak sadece kendi içimize bakıyoruz... odak da değişirse bu gözü dönmüşler tam gaz devam eder. bugün hakemlik bir şey yok ama sezonun tümü için top yönetimde...

    (bkz: süper lig 2022-2023 sezonu)
  • 973
    2010-2011 sezonu dahil olmak benim hayatım boyunca gördüğüm ve izlediğim en kirli sezondur. o sene fb ve bjk neredeyse her maç hakemler tarafından kör göze parmak sokarcasına ittirilirken, galatasaray'a tam tersine baya zulüm yaptılar. örneğin halil umut meler ankaragücü operasyonu. içeride 1-2 kaybettiğimiz alanyaspor maçında verilmeyen golümüz olsun, o sene şampiyonluk adayları içinde en fazla kırmızı kart gören ve eksik oynayan takım olmamız olsun, 15 mayıs 2021 günü biz stada sokulmazken izmir'de bjk taraftarının otobüslerle stada taşınması falan derken bjk'nin alenen şampiyon yapıldığı sezondu. tarih daha kirli bir şampiyonluk hediyesi görmemiştir. emeği geçen herkese eğer varsa haram zıkkım olsun aklım. inşallah burnunuzdan fitil fitil gelir hepsi.
  • 974
    üzerine çok fazla kafa yorup kendimizi üzmememiz gereken bir sezon.

    beşiktaş-hatayspor maçında yaşanan ve üzerinden iki buçuk yıl geçse de aydınlanamayan şaibenin asıl adının ne olduğu aşikardır ama o sezona dair sorulması gereken asıl soru başkadır: eylül 2020'den mayıs 2021'e kadar galatasaray'da mustafa cengiz yönetimi şampiyonluğu ne kadar istemiştir? veya galatasaray bir bütün olarak şampiyonluğu ne kadar istemiştir? o sezon şampiyonluğu sadece florya'da yer alan 50-60 kişi istedi. teknik heyet, futbolcular, malzemeciler, personel vs. galatasaray yönetimi temmuz 2020'deki transfer sezonunun başlangıcından, 15 mayıs 2021 tarihindeki malatyaspor maçına kadar sezonun hiçbir anında şampiyonluğu istemedi. rahmetli başkan, yusuf günay, kaan kançal ve benzerleri fatih terim'e ve takıma sataşmaktan galatasaray'ın haklarını korumaya ve transfer yapmaya fırsat bulamadılar. fenerbahçe'nin ve beşiktaş'ın lehine sürüyle hakem hatası yapıldığı bir sezonda başkanımız gs tv'ye çıkıp nihat özdemir federasyonunu ve mhk'yı övmekle meşgul oluyordu. kalan zamanlarında da hocaya "sana 38 tane transfer yaptım, gözün doysun" gibi açıklamalar yapmakla meşguldü. galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş arasında en kötü kadro tartışmasız galatasaray'daydı ama burada bile o dönem bilirkişi gözüyle bakılan yazarlar (isim de vereyim, salyangoz) ısrarla galatasaray'ın kadro kalitesinin rakiplerinden çok daha üstün olduğunu söylemekle meşgullerdi. galatasaray taraftarına sürekli o takımdaki problem çıkartan unsurun fatih terim olduğu empoze edildi, hoca "transfer obezi" konumuna sokulmak istendi. fenerbahçe ile karşılaştırmayı geçtim; o sezon beşiktaş'taki josef de souza ayarında orta sahamız, aboubakar ayarında forvetimiz yoktu halbuki. kaan ayhan, okay yokuşlu gibi galatasaraylı olduğu bilinen türk isimler galatasaray'a transfer olmak istedikleri halde, yönetim bu transferleri yapmakta isteksiz davrandı. görüşmelerde geç kaldı, kaynak bulamadı (daha doğrusu bulmak istemedi). galatasaray orta sahası kan ağlarken; kaan, okay gibiler bile alınamayıp takım etebo transferine mahkum edildi. ama burada olsun, sosyal medyada olsun; büyük bir çoğunluk mustafa cengiz yönetiminin fatih terim'e çok iyi bir galatasaray kadrosu verdiğini savunmaktaydı. ve buna inandırıldı insanlar. beşiktaş "köy takımı", galatasaray "uzay takımı" konumundaydı o sezon (güya).

    fatih hoca o zaman "içimizdeki düşmanlar" demişti; ben ne olursa olsun galatasaray'ı yöneten kişiler hakkında "iç düşmanlar" demem ama şunu rahatlıkla diyebilirim ki galatasaray yönetimi, divanı, hatta taraftarın bir kısmı o sezon şampiyon olmamızı istemedi. inanmadı demiyorum bakın, istemedi diyorum. sezonun başında istemedikleri gibi, sezonun sonunda da istemediler. ligin son iki haftasında şampiyonluk avuçlarımızın içerisine kadar geldiği anda dahi istemediler. beşiktaş kulübü ligin son haftası maçtan bir gün önce izmir valiliğine yaptığı ziyaretin karşılığında göztepe stadına istediği kadar beşiktaşlıyı sokarken, üstelik stada girmek isteyen göztepelileri de izmir polisine engelletirken; bizim taraftarımız aynı saatlerde istanbul'da stadın dışında polisten dayak ve biber gazı yemek ile meşguldü. orta sahayı, forveti, billong'u, hakemleri geçtim; son hafta dahi beşiktaş yönetimi izmir'de şampiyonluğu için gerekli stat atmosferini sağlamak için girişimlerini yaparken, galatasaray yönetimi kendi stadındaki maça kendi taraftarını almak için ne emniyet nezdinde ne valilik nezdinde herhangi bir girişim yaptı. umurlarında olmadı. malatyasporluları stada sokmak da akıllarına gelmiş olabilir aslında ama sonrasında utanıp vazgeçmişlerdir muhtemelen.

    sergen yalçın, aboubakar, billong, transfer, mhk, tff vs. bunların hepsi elbette birer etken. ama asıl sebep bunlardan hiçbiri değildi o sezon kaybedilen şampiyonlukla ilgili. galatasaray'ın şampiyon olabilmesi için yönetimi, teknik heyeti, futbolcusu, taraftarı bütün unsurlarının bir olması lazım. bu birlikteliğin olmadığı bir sezonda bizim bir şeyler başarmamız imkansız. bu birliktelik o sezon yoktu. galatasaray'ın içerisinde şampiyonluğu istemeyenlerin sayısı isteyenlerden çok daha fazlaydı. beşiktaş iste bizdeki görüntünün tam tersine şampiyonluk için gereken her şeyi yapmaya hazır bir durumdaydı. sonuç olarak florya'daki 50-60 kişinin istemesi şampiyonluk için yeterli gelmedi ve karşı tarafta bütün unsurlarıyla şampiyonluğu isteyen taraf kupayı aldı.
  • 975
    tüm maçlarımızı ve birçok bjk ve fb maçını 90 dk izlediğim sezon.

    üç büyüklerin tamamı istisnai periyodlar dışında leş bir top oynadı. şampiyonluğu az biraz hak etti diyebileceğimiz iki takım vardı, biz ve bjk. ama fener sondan bir önceki hafta içerde rıza’nın sivasına akıl almaz bir 3 puan bırakmasa belki de şampiyondu. biz bjk ile billong milliong birbirimizi yerken herifler kupayı alıp gideceklerdi.

    bazıları zaruretten panik transferi olsa da (omar out yedlin in gibi) cimbom transferde çok hatalar yaptı. devre arası transfer dönemi de doğru kullanılamadı. yedlin gibi yetersiz veya gedson gibi kaliteli ama hazır olmayan ya da mohamed gibi mental olarak zayıf, devamlılığı olmayan topçular ile ikinci yarıya girildi. fatih hocanın aklındaki guardiola oyunu doğru düzgün sahaya işleyemedi. hemen her maç sürprize açık hâle, hatta bazen rus ruletine döndü. bazı maçları mucizevi şekilde kazanırken (babel’in son dakikada malatya deplasmanında 30 metreden gol atması, kasımpaşa maçında son anlarda kazanılan penaltı, kadıköy deplasmanında var’ın kırk yılda bir işe yaraması gibi), birçok maçta ise her anlamda epic fail’ler yaşandı (kasımpaşa d, ankaragücü d, konya d, rize e, sivas e maçları gibi). hiç kuşkusuz hakem performansları bizi çok olumsuz etkilerken (özellikle ankaragücü d, antalya e, alanya e gibi maçlarda) rakiplere zaman zaman can suyu oldu.

    tüm bu olumsuzluklara rağmen fatih hoca biraz tecrübesiyle biraz inatçılığıyla, biraz futbol birikimiyle, biraz iletişim zekasıyla az biraz da şansıyla son üç haftaya 6 puan geride giren camiamıza son topa kadar şampiyonluk heyecanı yaşattı.

    bu şike mike hikayesi dışında benim içimde ukde kalan en önemli konu beşiktaş e maçında 3-1 öndeyken ve momentum tamamen bize dönmüşken frene basıp gol yeme korkusuyla oyunu yavaşlatmamızdı. tam bir faciaydı. güya futbolcular bjk’nin göztepe’ye puan kaybedeceğini ve puan farkıyla şampiyon olacağımızı hissetmişler. oysa bu maçta atılacak bir gol ya bizi şampiyon yapacak, ya da malatya maçını kazanamamamız için sahaya füze atılacaktı.

    öyle veya böyle geride kaldı. bu sezon bizim inebahtı yenilgimiz oldu. bjk’nin batışını geciktirdi, bize ivme kaybettirdi. ancak 2 sene sonra tekrar taşlar yerine oturmaya başladı. herkes ait olduğu yere döndü. bu yıl hata yapmazsak (ki yaparsak başını kaldıracak olan rakip bjk’dir bence) bu sefer daha büyük farklar açılacak rakiplerle.
App Store'dan indirin Google Play'den alın