• 801
    üzerinden çok sığ tartışmalar dönen lig. bir tane bile taraftar yoktur ki burada alınan şampiyonluktan haz almasın. ama şu da unutulmasın ki galatasaray'ın kodlarında ne avrupasız lig, ne de ligsiz avrupa vardır.

    taraftarı olduğumuz takım bu sene karar alıp on sene avrupa şampiyonalarına gitmese, rakiplerimizin hiç biri yine de oynadığımız maç sayısına erişemeyecek. buradan çıkacak sonuç şudur. galatasaray'ın amacı hem ligde hem de avrupa'da şampiyon olmaktır. neticede ligde en çok şampiyon olan biziz, avrupa'da en çok oynayan takım olarak da biz varız. yani taraftarların avrupa'daki başarısız tablo ile ligdeki dominasyonun örtüşmeyen görüntüsüne tepki göstermesi normal. kaldı ki bu sene avrupa adına beklentiyi yaratan da okan hoca ile yönetim oldu. şampiyonlar ligi odaklı bir kadro kurulacak dendi, ona göre transfer yapacağız dendi. bütün bunların üzerine ilk maçtan rezil olarak beş yerseniz insanlar da haliyle buna reaksiyon verirler. ligdeki oyun ve avrupa'daki oyun arasındaki uçurum da insanları umutsuzluğa iter.

    taraftarımız lig şampiyonluğunu elbette önemsiyor, ama okan buruk yönetiminde hem lig hem de avrupa başarısına olan inanç kaybolduğu için herkes üzülüyor. okan hocanın yerel bir hoca olduğuna yönelik inanç artıyor. bütün mesele buradan çıkıyor. formada bulunan beş yıldızdan onur duymayan kimse yoktur, ama kadro kalitemiz, derinliğimiz ve bunun da sonsuza kadar sürdürülemeyecegi bilindiğine göre hepimiz haliyle avrupa'da en azından diri oyun beklentisine giriyoruz. bu da gelmeyince sinirleniyoruz. bu ligimizi değersiz yapmaz. sadece daha büyük bir başarıya açız, hepsi bu.
  • 805
    oyun kalitesi yerlerde olan lig. fakat işte şampiyonlar liginde sürekli yer almanın yeri de burada şampiyon olmaktan geçiyor ama sadece burada şampiyon olmak yetmiyor zira ülke puanı sebebiyle play-off vs oynarsan ve orada bu kalitesizlik yüzünden elenirsen yine olamıyorsun uclde. bu nedenle bu ligin kalitesi acilen artmalı.
    fakat şimdi asıl meseleye dönelim. öyle bir hava oluştu ki sanki şimdiden şampiyonuz gibi davranılıyor. oysa daha uzun bir maraton var ve puan farkı da öyle matah fark yok. burayı da terketmemek lazım. çünkü şampiyonlar liginin yolu da buradan geçiyor.
  • 806
    prensesler ligi. öne geçen takımın oyuncuları en ufak temasta vurulmuş gibi yerlere atıyor kendini. oyunu soğutma desen ayrı irrite eden bir durum, ağır ağır her duran topa gidiyorlar, taç atışları yarım dakika sürüyor bazen. üstüne bir de demezler mi türkiye’de yabancı hoca başarılı olamaz… tam olarak bu yüzden lig kalitesiz. ne yaptığını bilen iki tane takım var bu sezon. biri göztepe diğeri alanyaspor. eski büyük takım futbolcuları iş bulabilmek için medya çalışanları ile bir yola girip böyle bir şey uydurdular ve yıllardır da bu şekilde gidiyor. biz futboldan anlayan bir ülke değiliz o yüzden avrupa’lı hocalara ve onların sistemlerine muhtacız.
    manu bundan 10-15 yıl önce ingiltere ligi de hiç iyi durumda değil hatta ispanya ve almanya’nın geçtiği bir dönem oldu diye hatırlıyorum sonrasında paranında verdiği rahatlıkla ispanyol ve alman ekollerinden gelen hocaları doluşturdular takımlara.şu açılımı kim yaparsa büyük takımlardan büyük bir iyilik yapmış olacak bu lige.
  • 809
    parlyan oyuncuları toplamamız gereken lig. ligin lokomotif takımı olmak bize yarar. aynı zamanda diğer takımlar elde ettiği kazançlarla yatırım yaparlar.

    junior olaitan
    inao oulai
    arseniy batagov
    jesurun rak-sakyi
    carlo holse
    jakub kaluzinski
    kacper kozlowski
    melih kabasakal
    melih ibrahimoğlu
    taha altıkardeş
    muhammet taha şahin

    gibi isimler denenmeli. elbette bu isimlerin hepsini alamayız ama kulübün ihtiyacı ve oyuncuların potansiyeline göre denemeler yapılabilir.
  • 811
    hakemleri her pozisyonda durdurmak yerine oynatmaya başlasa bir senede fln kademe atlayacak olan lig.

    omzunu tutan sağ bek oyuncusu gelip cezasahası yayında kendisini yere bırakıyor, hakem yaklaşık 2 dk oyuncu ile konuşup sonra sağlık görevlilerini çağırıyor, yetmiyor sedye isteniyor. yaklaşık 3 dk sonra oyuncu saha kenarına gelip bir kaç saniye sonra oyuna tekrar giriyor.
    taç vs de kendisi atıyor.

    sevgili hakem, neden sağlık görevlilerini çağırıyorsun da oyuncuyu direk kenara gönder miyorsun? sedye neden?
    (bkz: 18 ekim 2025 başakşehir galatasaray maçı)i
  • 812
    teknik direktörlerin yaş ortalaması olarak muhtemelen en genç dönemini yaşayan lig. biraz da sabır işinde ilerlesek çok iyi olacak.

    stanimir stoilov 58 yaş
    hüseyin eroğlu 52 yaş (yerine volkan demirel gelecek, 44 yaşında)
    shota arveladze 52 yaş
    sergen yalçın 52 yaş
    thomas reis 52 yaş
    okan buruk 52 yaş
    erol bulut 50 yaş
    recep uçar 50 yaş
    marcel licka 48 yaş
    ilhan palut 48 yaş
    fatih tekke 48 yaş
    orhan ak 46 yaş
    radomir djalovic 42 yaş
    joao pereira 41 yaş
    selçuk inan 40 yaş
    burak yılmaz 40 yaş
    domenico tedesco 40 yaş
    nuri şahin 37 yaş.
  • 814
    2025-2026 sezonunda galatasarayımız bu kadar gazı arkasına alıp, tam gaz ilerliyorken "ligler durdurulmalı" diyen mehmet demirkol'a "şark kurnazı fenerli" derken, aynı isteği kendi taraftarımızdan da görmek üzücü.
    takımımız iyi gidiyor, avrupa maçlarımız var. kim ne halt yemişse, nasıl temizlerse temizlesinler. bizi ilgilendirmez.

    oyna, devam.
  • 818
    durdurulması mümkün olmayan lig. zira bir fenerbahçe taraftarı matematiksel olarak şampiyonluk şansı kaybolmadan hep şampiyon olacağına inanır. misal şu an kafalarinda "4'te 4 yaptık, galatasaray maçına kadar 100'de 100 yapar onları da yendik mi puan farkı 3, sonra da "okaaaan duyuyor musun suyun sesini" çektik mi lideriz" var. galatasaray'dan önce camia olarak kendileri ligin durdurulmasını istemez, zira bu sene 4. yıldızı takacaklar inançları tam.

    o yüzden tasa etmeyiniz.
  • 821
    sarı-kırmızılı ekip, süper lig'de oynadığı son 5 maçta sadece 2 galibiyet alabildi.

    ilk 8 hayali falan güzel ama ilk 24'e kalıp lige bakmanın zamanı geldi.

    ligde haftalardır kötü oynuyoruz. hatta bu sezon ligde "ulan ne iyi oynadık be" dediğim maç yok sayılır.

    ilk yarı sonuna kadar 4 lig maçı kaldı. 12 puan haricinde hiçbir şeyi düşünmek bile istemiyorum.

    (bkz: 9 kasım 2025 kocaelispor galatasaray maçı)
  • 822
    uzun bir entry olacak, çayları hazırlayın :)))

    1. süper lig özüne döndü...

    son üç sezonda tablo şuydu:

    2022–23 ve 2023–24’te galatasaray ile fenerbahçe ligin tepesinde uzay takımı gibi puan topladı; 2023–24’te gs 102, fb 99 puanla ligi bitirdi, trabzon 67 puanda kaldı. aradaki makas acayip büyüktü.

    2024–25’te de galatasaray yine 25. şampiyonluğunu, son haftalar kalmadan, fenerbahçe’ye karşı ciddi puan farkıyla aldı.

    şu an 2025–26’da ise tablo çok daha makul seviyede.

    ilk yedi sıra: galatasaray, fenerbahçe, trabzonspor, samsunspor, göztepe, beşiktaş, gaziantep. aradaki puan farkları makul ve herkes birbirinden puan alabiliyor.

    yani iki takımın yarıştığı, geri kalanının figüran olduğu ligden, her haftası hikâyeli, bol sürprizli lige doğru gerçekten bir kayma var.

    2. trabzon, samsun, göztepe, beşiktaş...

    trabzonspor: haftada tek maç oynama lüksü + bu sene görece daha dengeli kadro = şampiyonluk yarışında “nefesi yeten” bir trabzon ihtimali var. zaten şu an ilk üç içindeler; fiilen de şampiyonluk hattında duruyorlar.

    samsun & göztepe:ikisi de sadece “iyi savunma yapan anadolu takımı” seviyesini aşıp oyun planı olan, organize takımlar görüntüsündeler. puan tablosunda samsun ve göztepe’nin 4–5 bandında gezmesi tesadüf değil; özellikle göztepe’nin deplasman direnci dikkat çekici seviyeye ulaştı.

    beşiktaş: “kâğıt üzerinde” son üç sezondan çok da geri bir kadroları yok; asıl problem sezon başı kaosu, geç gelen yapılanma ve içerideki huzursuzluk. zaten ogs’nin gönderilip sergen yalçın’ın yeniden göreve gelişi de yönetimin “sezon başını çuvalladık” itirafı gibi oldu. buna rağmen hala 6. sıradalar; yani sezon başı kaosu yaşanmasa tepeye oynamaları gayet mümkündü.

    orta sıra: antep, alanya, rize: bu üçlü de klasik “büyük maçlarda zorlayan takımlar” kategorisine yerleşti: kompakt duran, gol yemesi zor, öndeyken oyunu kilitleyebilen tipte takımlar. istatistiklerde de gaziantep ve rize’nin “alt sıra takımı gibi” değil, ciddi direnç gösteren takımlar gibi gözüktüğü zaten aşikar.

    3. düşme hattı bu sene biraz ilginç...

    kasımpaşa, eyüp, karagümrük: burada saha dışı olaylar doğrudan sahaya yansımış durumda. eyüpspor başkanı murat özkaya ve bir grup hakem, maç sonuçlarını etkilemeye yönelik bahis soruşturması kapsamında gözaltı/tutuklama talepleriyle gündemde.

    kasımpaşa eski sahibiyle ilgili yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle eylül’de kayyıma devredildi, kulübün üst yapısı zaten darmadağın.

    karagümrük ise sportif olarak dibe çakılmış durumda; 18. sıradalar, 11 maçta 1 galibiyet, 1 beraberlik, 9 mağlubiyet gibi tam “düşme adayı” istatistiğine sahip. yani bu üçünün düşmesi içten bile değil. ancak ligin doğası gereği bir tanesinin son düzlükte saçma sapan bir seri yakalayıp kurtulursa şaşırmamak lazım.

    4. fenerbahçe: bu sefer “gerçekten rakip..."

    ali koç dönemi bitti, sadettin saran 21 eylül 2025’te çok az farkla başkan seçildi. mourinho ile yollar 29 ağustos 2025’te ayrıldı; yerini tedesco aldı. bu iki hamlenin ortak etkisi; kulüp tepesinde “hakem, siyaset, polemik” eksenli gündem yerine, teknik alanda daha sakin, saha içine odaklı bir yapı oluştu. saran, mourinho dönemini açıkça eleştirip tedesco’ya hem soyunma odasında hem kamuoyunda açık destek veriyor. ayrıca transfer dedikodularında devre arası için christensen, sörloth tipi bir “imza transfer” hedeflediklerine dair haberler çıkmaya başladı bile.

    kadronun bireysel tavanı geçmiş bazı sezonlardaki kadar yüksek olmayabilir ama daha derli toplu pres, daha kompakt bloklar, daha az kaos ve daha az dış faktör muhabbeti ile sahaya odaklanmış durumdalar.

    5. galatasaray için işler daha zor...

    galatasaray ligde 1. sırada; üst üste üç şampiyonluk ve üstüne bu sezona da çok güçlü bir şekilde girdi. avrupa’da osimhen’li kadroyla ciddi bir güç gösterisi var. ama süper lig, “her maç kazanılır” modundan çıkıp daha dengeli bir hale gelmiş durumda. kocaeli deplasmanındaki 1–0’lık yenilgi bunun mikro örneği.

    okan hoca açısından ;

    bu kadar üst üste şampiyonluk ve rekor puanlardan sonra doğal rehavet başlar. özellikle anadolu deplasmanlarında “maçı oynar kazanır çıkarız” algısını kırması şart.

    şampiyonlar ligi temposuyla lig maçları arasındaki geçişte, bazı oyuncular açıkça “yorulmuş” görünüyor. rotasyonu cesur kullanıp belli pozisyonlarda rekabeti diri tutmak zorunda.

    eskisi gibi “ligde 3–4 takım hariç herkes zayıf” dönemi yok. artık alanya’ya, rize’ye, antep’e çıkarken bile rakibe özel plan gerektiriyor.

    bu tabloya bakınca hâlâ iş galatasaray’ın kendi performansına bakıyor. ama bu sefer arkada “kaotik fenerbahçe” değil, daha sakin ve organize bir fener; yanında da haftada bir maç oynayan, ensede nefesini hissettiren trabzon var. bu da ligi bizim açımızdan daha zor hale getiriyor.

    velhasıl süper lig geçmiş üç sezondaki gibi iki takımın arasında geçen bir ligden uzak halde. her maç zor ve her maça konsantre olunmazsa puan kaybı bugün olduğu gibi ansızın gelebilir.

    umarım okan hoca ve takım bugünkü puan kaybından dersleri çıkarıp yoluna devam eder. zira geçmiş üç seneye kıyasla çok zor bir sezon bizi bekliyor...

    (bkz: 9 kasım 2025 kocaelispor galatasaray maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın