• 226
    bir çok kişi gibi ben de süper ligin tanıtım ve pazarlama faaliyetleri konusunda çok eksik olduğunu düşünüyorum. yeni medyanın bu kadar etkili olduğu bir dönemde süper ligin sosyal ağlarda hesaplarının olmaması kabul edilemez. süper ligin sosyal medya hesapları ile çok geniş hedef kitlelere zaman ve mekan fark etmeden maliyetsiz ve çok kolay bir şekilde ulaşılabilir. yine tanıtım konusunda ligimize transfer olan dünya çapında tanınan futbolcuları kullanarak mutlaka tanıtım faaliyetleri gerçekleştirilmeli.
  • 229
    eldeki teneke parçasıdır. ne kadar parlatılırsa da parlatılsın, isterse altınla kaplansın, gümüş tabakta sunulsun eline alan herkes bir köşeye atar. mesela premier league de elmas parçası gibidir. dışkının içinde bile olsa insanlar onu ister.

    yani asıl derdi pazarlama değil dokunduğunda yerde sürünen oyuncular, tutarsız hakem kararları, birbirine sataşmaktan klüpleri doğru düzgün yönetemeyen yöneticiler, bir o takım bir bu takım dolaşan teknik direktörler ve bunların hepsini ne kadar kötü yönetilebilirse o kadar kötü yöneten tff olan ligdir.
  • 230
    antalya gibi başakşehir gibi fenerbahçe gibi konyaspor gibi çöp takımların mücadele ettiği lig.

    bu ne kardeşim yahu, her maç aynı saçmalık. her maçta kendi yarı sahalarından çıkamıyorlar, kontra dışında bir taktikleri yok. rezalet resmen, şu takımları izlemek göz kanatıyor.

    2021 senesinde hâlâ kendi sahasından çıkamayan takımları izlemek rahatsız ediyor gözleri.

    bunlar modern futbol düşmanı, atak oynatma düşmanı.

    (bkz: ersun yanal)
    (bkz: aykut kocaman)
    (bkz: erol bulut)
    (bkz: ismail kartal)
  • 231
    galatasaray dahil a'dan z'ye herkesin her hafta ağladığı, hakem hataları ile şekillenen, dünyanın en berbat, en leş yüksek seviye ligi. herkes sosyal medya aracılığı ile algı kasmak, yarışı kaybedince bahane oluşturma ve yarışta kendisine haksız yere avantaj sağlama derdinde.

    ligin en dibindeki kulüpten, üç büyüklere kadar herkes işleyişten şikayetçi. işleyişin değişmesi adına en ufak bir şey yapılmıyor. bazı adamlar gidiyor, bazıları onun yerine gelip, sıçıp sıvadığı şeyleri eliyle çalkalıyor. bu düzeni oluşturanlar da haftada bir kez tff veya hakem hakkında twit atan güzide kulüplerimiz. bu düzen değişmeli!!! diye isyan ederek bu düzeni değiştiremezsiniz. yapıcı, adil bir federasyon ve aklı başında, futboldan gelen yöneticiler gerekiyor.

    lütfen açın bir bakın west brownich albion'un twitter'ına mesela. kayıt olunduğundan beri bir kez hakem isyanı, federasyon isyanı, maç saati isyanı ne bileyim kırmızı kart isyanı var mı? takımlarda kırmızı kartını gören de efendi efendi oyundan çıkıyor, aleyhe penaltı verilince de kendi kendine üzülüp ceza sahasının dışına çıkıyorlar.

    biz sosyal medyada takımı öğütlerken bile (?) hakemi baskı altına almaktan falan bahsedip duruyoruz.

    ayrıca kusura bakmayın ama ibrahim o dirseği muhammed'e vursa ve sarı kart alsa burada çığlıklar atar ve yönetimimiz yine ''nerede kırmızı kart'' twiti atardı. bundan herkes emindir. var mı aranızda ''hayır ben isyan etmezdim, sarı kart doğru karar derdim'' diyebilen?

    korkunç bir işleyiş yüzünden lig her geçen an daha berbat bir yere ilerliyor. avrupa takımları 90 dakikada iflahımızı şaşırtıyor ve biz her sene daha geriye gitmeye devam ediyoruz. boktan öte bir yorumcunun istifası bile kulüpleri tedirgin ediyor. düzenin ne kadar leş olduğunu buradan bile anlayabiliriz. 2 kelimeyi bir araya getiremeyen, kariyerinde 60 maça çıkmış bir adam alt tarafı.

    lig tv kapatmak için güzel bir zaman.
  • 234
    artik her mactan sonra her takim twitter'dan hakemlere yonelik bir veryansin mesaji yayinlamayi aliskanlik haline getirdi. diger kisiler adina konusmayayim ama kendi adima ben futbolu sinir-stres cikarmak amaciyla degil mac izleyip keyif almak icin takip ediyorum. super lig'de her daim belli bir seviye gerginlik vardi. bunu yuksek rekabete bagliyordum, hatta bir yerde bu eglenceli bile geliyordu. lakin artik bu akp'nin butun futbol ekosistemini fenerbahce etrafinda sekillendirmesi ve turkiye'nin en buyuk holdinginin bir mensubunun centilmenligi ve rekabeti hice sayarcasina fenerbahce baskanligi yapmasi isi iyice tahammul sinirlarinin otesine tasidi. ben artik bu ligi takip ederken ayni heyecani duymuyorum, ayni hazi da alamiyorum. zaten gundelik hayat stresli, super ligi takip edince stres katsayim daha da artiyor. bunun sonunda da muhtemelen topyekun takibi birakacagim.
  • 235
    bazılarımız yıllardır söylüyoruz ama bu sezonki* olaylarla siyasi iktidarın değişmeden bu ligin düzelmeyeceği hatta her sene kötüye gideceği kesinleşti.

    galatasaray'ın düşüşten sonra kendine gelmesi ve fatih terim ile tekrar buluşması bazı güç unsurlarını öyle bir rahatsız etti ki 2017-2018 sezonundan beri her sene çok daha hızlı bir şekilde kötüye götürüyorlar türk futbolunu. organize kötülük kendi günlerini kurtarmak için geri dönülmez hasarlar veriyor.

    farkındaysanız artık teknik taktik, avrupa'da başarı, sınırlarımızı aşmak falan kimsenin derdi değil. çoğunun tek derdi ucuz algılarla bu ortamdan koparabildiğini koparmak.

    şehrine yakışmayan taşeron sivasspor'un açıklamasından sonra dün taşeron jimnastik kulübünün de galatasaray'a atıfta bulunarak yaptığı manipülasyonla türk futbolu 1 sene daha kaybetti. çünkü gün sonunda hepsini üst üste koyacağız ve +1 yıl daha haksız şekilde ağlayacaklar. başlarına gelecek sıkıntılardan sonra bu açıklamalar yüzlerine vurulacak yine.

    takımıma ve ilahi adalete sonuna kadar güveniyorum. ha yine olur da şampiyon olamazsak/yapılmazsak da "fener şampiyon olacağına beşiktaş olsun" geyiği bitti benim için. zerre umurumda değil hiçbiri. haysiyetli yöneticiler gelene kadar bunların hiçbiri benim dostum değil, ne türkiye'de ne yurt dışında.
  • 236
    50kere yazdım yine yazayım, takım sayısı 16'ya düşürülmelidir. 21 takımla ligin kalitesi hiç olmadığı kadar düşmüştür.
    8'er 9'ar maçlık galibiyet serileri olağan hale gelmiştir. 4 büyükler bir halt oynamadan diğer 17 takımla arayı ciddi derecede açmıştır.

    bu hatadan dönülmelidir. yabancı sayısı hepsi 11 de oynayabilecek şekilde 12 olarak sabitleyip takım sayısı 16'ya dü-şü-rül-me-li-dir.
  • 238
    türkiye profesyonel futbol liglerinin en üst klasmanı. terim başlığı başta olmak üzere, maç basliklarinda sürekli küçümsenen ve sampiyon olmanın çok kolay olduğu söylenen lig olarakta geçer. neden bu şekilde bakıldığına bir turlu anlam veremiyorum. en güzel örneği ligin en başarılı 2. takımı fenerbahçe 7 yıldır yaptığı onca yatırıma rağmen sampiyon olamıyor. en başarılı galatasaray takımının 14 yıl süren serisi var. ligde sadece 1 kere 4 sene üst üste şampiyon olan tek bir takım varken, fenerbahçe'nin 3 yıl üst üste şampiyon olduğu dönem yok. 3 yıllık seriler ise beşiktaş ve galatasaray tarafından yapilabilmis.

    oyun olarak avrupa liglerinde baktığımızda, premier lig dışında, avrupa'nın bütün ligleri aynı. o premier lig de son 7 8 yıldır yüksek seviyelerde. ondan önce hemen hemen bütün takımların 4 4 2 oynadığı, uzun paslarla sağa sola ters toplar atıp, kanattan hücum bitirmeye dayalı oyun oynadığı bir ligdi. yorumculara göre, avrupa'nın en taktiksel iki ligi italya ve ispanya. bu liglerden de maç izliyoruz, orta altı takımlar mac yaparken, bizim ligimizde ki konya malatya maçından bir farkı yok.

    taktiksel açıdan zayıf olsa da, fiziksel açıdan çok sert bir lig. ve bu sertlik sadece topa değil, ikili mücadelelerde amerikan futbolu gibi rakip oyuncuya da yapiliyor. oyunu oynatmama üzerine hareket edildigi için ki buna hakemlerde katılıyor, oyun diğer liglere göre daha yavaş oynanıyor. 4-2-3-1 en çok kullanılan sistem.

    taktik olayina gelirsek, ben dahil dünyadaki taraftarın yüzde doksanı için bunun bir anlamı yok zaten. taraftarı taktik teknik ilgilendirmez ilgilendirmedigi içinde bilmez zaten. futbolun bu yönü, profesyonel olarak bu işten para kazanan insanlarla, bu konuya özel olarak ilgi duyan amatörlerin işidir. aynı taktiksel dizilimin, saha içinde birbirinden farklı oynanış şekilleri var ve izlediğim maçlarda buna neden kafa yorayim. ben maç güzel mi değil mi diye ona bakarım, taraftarin işi, maçı izlemek ve o niye oynamadı, bu niye oynadı diye yorum yapmaktır. bunun en güzel örneği 7 mart 2021 galatasaray sivas ve 19 mart 2021 galatasaray rize maclaridir. yorumlarda sivas maçında ki puan kaybı, yedlin ve lyundama yerine, donk ve linnes ile başlanmasına bağlandı. rizespor maçına o şekilde başlandı, o ikisinin yaptıkları linnes ve donk'un yaptıklarına rahmet okuttu.

    4. paragraf konuyu biraz dagitsada, bir ligin kalitesi baş altı takımlarının fazlaligi ile yükselir. son yıllarda türkiye de bu sayı artmaya başladı. özellikle alanya, hatay, istikrarını sürdürür yanına iki üç takım da eklendiği zaman daha önce içerde dışarda puan kaybetmeyen büyükler daha da sıkıntılı dönem gecireceklerdir.

    türkiye ligi'nde şampiyonluk yarışına etki eden sadece takımlarda değildir. siyasetinden fedarasyonuna, hakemlerinden kulüp başkanlarının ikili ilişkilerine, çoğunluğunu 3 büyüklerin oluşturduğu taraftarlardan dolayı, anadolu deplasmanlarinda şampiyonluğa oynayan takımlara karşı sempatiye gore deplasman baskısı sağlanması ile çok karmaşık ve yan yollar var. o nedenle türkiye ligi çok kaliteli olmasa da şampiyon olmanın çok zor olduğu bir lig.
  • 242
    aslında izlenecek lig değil. yanlış anlaşılmasın ben demiyorum ki avrupa ligleri, şampiyonlar ligi falan çok temiz, pislik barındırmayan ligler ama en azından futbol namına bir şey görüyoruz, mücadele eden, canını dişine takan futbolcu görüyoruz. bizim lig hem ağır, hem top oyunda çok az kalıyor, hem şaibeli, hem hakemler hep maçın önünde.

    cidden çekilecek dert değil.
  • 244
    7 nisan 2021 beşiktaş alanyaspor maçıile de gördük ki millet ligden “el çeker” olmuş. daha önce de yazdım sezonun sonuna doğru çok enteresan şeyler göreceğiz diye. bjk bu sene şampiyon olur, fb de artık 10 mu 9 mu 8 mi ne haltsa şampiyonluk alır. herkes bakar dalgasına. biz mi? biz geçelim o ligden çekiliriz, 30m taraftarız tantanasını. pilot olmamak için kendimi zor tuttuğum 2. entry bu. çok ama çok kibarca kimsenin ipinde değil 30m taraftar falan.

    memleketin başında nasıl bir ideoloji var?
    tff başında nasıl bir ideoloji var?
    mhk başında nasıl bir ideoloji var?

    kendimi bir süredir burak yılmaz’ın “hadi abi ya” modunda tutuyorum. bakıyorum, izliyorum ve umutlarımın, yarınlarımın, hayallerimin ırzına geçilişini izliyorum. herkes rant peşinde. doğruya doğru diyen insan kalmadı memlekette. dejenere olduk ya hu! insanlar yanlış olduğunu bile bile bir şeyler geveleyip gülüyor, olumlu reaksiyon bekliyor ya kafayı yiyeceğim.

    benim takımım ikili mücadeleye giremiyor. cesur yürek hakemler yargı dağıtıyor çünkü. temaslı oynanan şu kahrolası oyunda temas edemez olduk ya. bir rakibe bakıyorsun çata çat amk. kol kopmadıkça kulaktan kan gelmedikçe devam. şu rakiplerin kaçı kaç maçı 11 kişi bitirebilir el insaf be!

    kırdılar kardeşim. seni, beni, onu kırdılar. o teraziyi de kırdılar.
  • 247
    avrupa liginde dahi son 16 gorebilecek seviyede tek bir takimi bile olmamasi utanc duyulacak bir durum. kendimiz caliyoruz kendimiz oynuyoruz. 30 yasindayim, uefa senesi dahil olmak uzere son 20 yili biliyorum, iyi kotu son 15 yili falan komple izlemisimdir. hic bu kadar acinasi hale dusmemistik. ligimizde oynanan oyunla avrupada oynanan oyun arasinda ayakla oynanmasi disinda hic bir benzerlik yok.
  • 249
    2000-01, 2010-11 ve 2020-21 sezonları 21. yüzyıldaki ilk üç on yılın ilk sezonu. üçünün bir diğer ortak noktası da şaibeyi aşan olayların yaşanmasıdır.

    2000-01 sezonunun şike itirafçısı vatandaşı deli damgası vurup sildiler piyasadan. teşvikler var, itiraflı. takımın emeklerini umursamayıp şampiyonluk maçını mahveden oyuncularımız oldu.

    10-11 sezonu fetöye yıkıldı, geçildi. belki üfleyerek sönmeyen ateş 10 yıl sonra yakacak ortalığı.

    20-21 sezonu henüz bitmedi. bitsin tanımını yaparız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın