1
başlık harrycool'un ukdesi baylar kadınlar * *, sonra "e sütoğlan, anket yapmışsın oğlum?" gibi şeyler diyenler benden ziyade harrycool'a ayıp eder. işte o kadar.
benim gibi talihsiz bir metabolizma yapınız varsa çok kolay kilo alabilirsiniz. göbeğinizde, kalçanızda, kollarınızda, hatta yanaklarınızda dahi oluşmaya başlayan şişlikleri gördükçe tartıya çıkmama kararı alıp kendinizi rahatlatma kararı alsanız da, mağarada yaşamıyorsunuz ya, sizin bu halinizi gören aileniz, erkek / kadın arkadaşınız, dostlarınız bu duruma "artık yediklerine biraz dikkat et, şişmanlamaya başladın" diyerek tepki göstermeye başlarlar. sevdikleriniz sizi kırmak istemese bile, yolda yürürken birisi arkanızdan "oha amk göbeğe bak 'sal abi ben önden gidecem' diyor" diyerekten laf atabilir, yahşi batı filmini izlerken "kak lan o masadan, koca götlüü" lafını duyunca üzerinize alınıp filme gülmeyi bırakabilirsiniz, alışverişte; özellikle kot pantolon alırken denediğiniz pantolonların yavaş yavaş rapçi pantolonlarına benzemeye başladığını gördükçe artık kilo verme zamanınızın geldiğine karar verirsiniz. kilo vermek dediğin de öyle yemeği kesmeyle olacak bir şey değil ki efendim, hatta geçmiş tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki, kilo vermek için yemek yemeyi bırakmak yerine az ama sık yemek yemeye başlamanız gerekmektedir. bu durumda beslenme düzeninize ayar verdikten sonra yapmanız gereken zahmetli bir şey kalıyor: ispor yapmak. ispor yapmak dediğine de öyle "aaa ben kilo almışım, hemen bir spor salonuna gideyim" , "anaaa messi lan, yarın yürüyüşe başlayıp kilo vermeliyim" , "bırak bu entryleri başkası yazsın kardeşim, ben spor yapacağım" diyerek yapılmaya başlanmaz ki. hafazanallah, sağlık sorunları yaşamadığın sürece insan pat diye spora başlayamıyor, çeşitli bahanelerle bu faaliyetten kaçıyor.
şimdi, benim gibi okuyorsanız, ya da öğretmenlik gibi yaz ayları boş olacağınız bir mesleğe sahipseniz, kış aylarında basküldeki rakamların hileli esnaf tartısı gibi sürekli artış gösterdiğini görürsünüz, ama iş güç, çoluk çocuk diyerekten bu kiloları içinize çekersiniz. zaten daha önce ederlezi avela'nın söylediği gibi, kışın göbeğinizi kazak örter, baldırınızdaki bombeleşmeyi de içinize içlik giydiğinizi iddia ederek kapatabilirsiniz. tabii büyüme gösteren göğsünüze bir erkek olarak bahane bulmanız zordur, cinsel organınıza yapılan "muccks" hareketi yavaş yavaş yukarılara doğru çıkar ve densizin biri gelip memenizi çimdikleyerek size şaka yaptığını zannedebilir. ama olsun. bütün bunlara kalorifer peteğine sığınarak katlanabilirsiniz. kışın bikini giyen mi var, kaslarını gösteren erkek mi var? kıskanmanız, imrenmeniz gereken neredeyse kimse yoktur. dişinizi sıkarsınız, "yaz ayları gelsin, sıkı tempo tutup bu kiloları verecem" dersiniz. dürümleri yemeye devam edersiniz.
buzlar erimeye başlar, havalar yavaş yavaş ısınır, zaman çabuk geçer, mayıs ayı gelir. e bu kilolar da sizinle senet yapmış alacaklı gibi bekliyor, değil mi? allah kahretmesin ya, ne güzel yaymıştık kendimizi. yazın doğal gaz faturasından tasarruf etmeyi düşündüğünüz para şimdi spor salonlarına mı gidecek? olsun, yiğit adamın ağzından laf bir kere çıkar. söz verdik, bu sporu yapacağız. ama yaz ayı dert ayı be kardeşim, yazın ileriki aylarında zaten yalnız kalacaksın. el oğlu tatillere giderken sen rutin hayatına devam edeceksin. akıl var mantık var, şimdi yapacak bir şeyler buluyorsun, temmuzda ağustosta böyle olmaz ki. önce bir dünya kupasının geçmesini beklersiniz, bir iki oyun yüklersiniz bilgisayara. bilgisayara depoladığınız bu oyunlar sizin ilerdeki kurtarıcınız mahiyetindedir, sizi spor yapmak derdinden kısmen kurtarabilir. bu paragraftan sonra biraz mola istiyorum, şu mafiada biraz görev halledip geleyim.
evet, nerde kalmıştık? hah! tamam. bülent ersoy'un tabiriyle dünyeeaa kupası biter, oyunlar biter, filmler izlenir; artık spor yapmamak için bir bahaneniz kalmamıştır. öyle değil mi? tam böyle düşünürken takvime bir bakarsınız, ağustos ayı gelmiş bile. e kardeşim, millet tatilini yapmış, geri dönüş planlarını bile yapmaya başlamış. hay allah ya, yine kilolarla kaldınız değil mi? ama bu saatten sonra kilo verseniz bile, önümüz kış, kime göstereceksiniz fit vücudunuzu? ben söyleyim, bu saatten sonra o vücut yine kazakların altında kalacak. e bak, bir ay sonra yoğun bir çalışma temposuna giriyorsun, değil mi? ne gerek var şimdi spor yapmakla kendini yorup da tatilinin kalan bir aycığını zehir etmeye? boşver, kışın önünde uzun zaman olacak, haftasonları bir spor salonuna yazılırsın, kışın aslanlar gibi sporunu yaparak fazlalıklardan da kurtulursun. hem bak, flash tvde bir aletin reklamını gösterdiler, beline takıyormuşsun, göbek möbek hak getire. halledersin sen bu kiloları yahu, kim sana engel olacak koca kış boyunca?
işte bu da böyle bir kısır döngüdür efendim. spora başlamakla sigarayı bırakmak arasında fark vardır. sigarayı önce kafanda bitireceksin ya, ispora önce kafanda başlarsan o kafa türlü bahaneler de bulur ki vücut harekete geçmesin ve spor yapmaya başlayıp yorulmasın. spor yapmaya önce kalçadan başlayacaksın, kalçayı hareketlendirmeye bir başladın mı gerisi gelir. yoksa o kilolar örümcek ağı gibi karizmatik / seksi vücudunu sarar, adın dombili baykuş hasan olur da birol güvenden dizi teklifi alırsın. bizden söylemesi.
ukde: harrycool
tarih ve saat: 15.06.2010 14:46
notu: orjinali ekşi sözlük' ten olan başlık. maksat eğlence olsun.
harrycool'a notum: abi, ukdeni amacından saptırıp insanların genel sorunlarına eğildiğim için beni bağışla.
benim gibi talihsiz bir metabolizma yapınız varsa çok kolay kilo alabilirsiniz. göbeğinizde, kalçanızda, kollarınızda, hatta yanaklarınızda dahi oluşmaya başlayan şişlikleri gördükçe tartıya çıkmama kararı alıp kendinizi rahatlatma kararı alsanız da, mağarada yaşamıyorsunuz ya, sizin bu halinizi gören aileniz, erkek / kadın arkadaşınız, dostlarınız bu duruma "artık yediklerine biraz dikkat et, şişmanlamaya başladın" diyerek tepki göstermeye başlarlar. sevdikleriniz sizi kırmak istemese bile, yolda yürürken birisi arkanızdan "oha amk göbeğe bak 'sal abi ben önden gidecem' diyor" diyerekten laf atabilir, yahşi batı filmini izlerken "kak lan o masadan, koca götlüü" lafını duyunca üzerinize alınıp filme gülmeyi bırakabilirsiniz, alışverişte; özellikle kot pantolon alırken denediğiniz pantolonların yavaş yavaş rapçi pantolonlarına benzemeye başladığını gördükçe artık kilo verme zamanınızın geldiğine karar verirsiniz. kilo vermek dediğin de öyle yemeği kesmeyle olacak bir şey değil ki efendim, hatta geçmiş tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki, kilo vermek için yemek yemeyi bırakmak yerine az ama sık yemek yemeye başlamanız gerekmektedir. bu durumda beslenme düzeninize ayar verdikten sonra yapmanız gereken zahmetli bir şey kalıyor: ispor yapmak. ispor yapmak dediğine de öyle "aaa ben kilo almışım, hemen bir spor salonuna gideyim" , "anaaa messi lan, yarın yürüyüşe başlayıp kilo vermeliyim" , "bırak bu entryleri başkası yazsın kardeşim, ben spor yapacağım" diyerek yapılmaya başlanmaz ki. hafazanallah, sağlık sorunları yaşamadığın sürece insan pat diye spora başlayamıyor, çeşitli bahanelerle bu faaliyetten kaçıyor.
şimdi, benim gibi okuyorsanız, ya da öğretmenlik gibi yaz ayları boş olacağınız bir mesleğe sahipseniz, kış aylarında basküldeki rakamların hileli esnaf tartısı gibi sürekli artış gösterdiğini görürsünüz, ama iş güç, çoluk çocuk diyerekten bu kiloları içinize çekersiniz. zaten daha önce ederlezi avela'nın söylediği gibi, kışın göbeğinizi kazak örter, baldırınızdaki bombeleşmeyi de içinize içlik giydiğinizi iddia ederek kapatabilirsiniz. tabii büyüme gösteren göğsünüze bir erkek olarak bahane bulmanız zordur, cinsel organınıza yapılan "muccks" hareketi yavaş yavaş yukarılara doğru çıkar ve densizin biri gelip memenizi çimdikleyerek size şaka yaptığını zannedebilir. ama olsun. bütün bunlara kalorifer peteğine sığınarak katlanabilirsiniz. kışın bikini giyen mi var, kaslarını gösteren erkek mi var? kıskanmanız, imrenmeniz gereken neredeyse kimse yoktur. dişinizi sıkarsınız, "yaz ayları gelsin, sıkı tempo tutup bu kiloları verecem" dersiniz. dürümleri yemeye devam edersiniz.
buzlar erimeye başlar, havalar yavaş yavaş ısınır, zaman çabuk geçer, mayıs ayı gelir. e bu kilolar da sizinle senet yapmış alacaklı gibi bekliyor, değil mi? allah kahretmesin ya, ne güzel yaymıştık kendimizi. yazın doğal gaz faturasından tasarruf etmeyi düşündüğünüz para şimdi spor salonlarına mı gidecek? olsun, yiğit adamın ağzından laf bir kere çıkar. söz verdik, bu sporu yapacağız. ama yaz ayı dert ayı be kardeşim, yazın ileriki aylarında zaten yalnız kalacaksın. el oğlu tatillere giderken sen rutin hayatına devam edeceksin. akıl var mantık var, şimdi yapacak bir şeyler buluyorsun, temmuzda ağustosta böyle olmaz ki. önce bir dünya kupasının geçmesini beklersiniz, bir iki oyun yüklersiniz bilgisayara. bilgisayara depoladığınız bu oyunlar sizin ilerdeki kurtarıcınız mahiyetindedir, sizi spor yapmak derdinden kısmen kurtarabilir. bu paragraftan sonra biraz mola istiyorum, şu mafiada biraz görev halledip geleyim.
evet, nerde kalmıştık? hah! tamam. bülent ersoy'un tabiriyle dünyeeaa kupası biter, oyunlar biter, filmler izlenir; artık spor yapmamak için bir bahaneniz kalmamıştır. öyle değil mi? tam böyle düşünürken takvime bir bakarsınız, ağustos ayı gelmiş bile. e kardeşim, millet tatilini yapmış, geri dönüş planlarını bile yapmaya başlamış. hay allah ya, yine kilolarla kaldınız değil mi? ama bu saatten sonra kilo verseniz bile, önümüz kış, kime göstereceksiniz fit vücudunuzu? ben söyleyim, bu saatten sonra o vücut yine kazakların altında kalacak. e bak, bir ay sonra yoğun bir çalışma temposuna giriyorsun, değil mi? ne gerek var şimdi spor yapmakla kendini yorup da tatilinin kalan bir aycığını zehir etmeye? boşver, kışın önünde uzun zaman olacak, haftasonları bir spor salonuna yazılırsın, kışın aslanlar gibi sporunu yaparak fazlalıklardan da kurtulursun. hem bak, flash tvde bir aletin reklamını gösterdiler, beline takıyormuşsun, göbek möbek hak getire. halledersin sen bu kiloları yahu, kim sana engel olacak koca kış boyunca?
işte bu da böyle bir kısır döngüdür efendim. spora başlamakla sigarayı bırakmak arasında fark vardır. sigarayı önce kafanda bitireceksin ya, ispora önce kafanda başlarsan o kafa türlü bahaneler de bulur ki vücut harekete geçmesin ve spor yapmaya başlayıp yorulmasın. spor yapmaya önce kalçadan başlayacaksın, kalçayı hareketlendirmeye bir başladın mı gerisi gelir. yoksa o kilolar örümcek ağı gibi karizmatik / seksi vücudunu sarar, adın dombili baykuş hasan olur da birol güvenden dizi teklifi alırsın. bizden söylemesi.
ukde: harrycool
tarih ve saat: 15.06.2010 14:46
notu: orjinali ekşi sözlük' ten olan başlık. maksat eğlence olsun.
harrycool'a notum: abi, ukdeni amacından saptırıp insanların genel sorunlarına eğildiğim için beni bağışla.