süper lig 2020-2021 sezonunun finalinde oynadığı iyi futbolla anlatıcı benliğimizi manipüle eden oyuncumuz.
(bkz:
galatasaray sözlük kitap kulübü/#3181272)
karar alma sürecinde içimizde iki farklı benlikten söz edilir.
"1-deneyimleyen benliğimiz anbean değişen bilincimizdir. deneyimleyen benlik hikaye anlatamadığı gibi büyük kararlar alırken de nadiren ona danışılır.
2-anıları hatırlamak, hikayeler anlatmak ve büyük kararlar vermek içimizdeki tamamen farklı bir özün tekelindedir: anlatıcı benlik.
bir deneyimin değeri, deneyimi oluşturan olayların içindeki dönüm noktalarının ortalaması üzerinden belirlenir.
anlatıcı benlik ne zaman deneyimlerimizi değerlendirse, sürelerini ihmal ederek "doruk-son kuralını" benimser; sadece doruktaki ve sonraki anları hatırlayarak tüm deneyimi bu ikisinin ortalaması üzerinden değerlendirir. bu yaklaşımın tüm kararlarımıza geniş etkisi vardır.
kahnernan ve redelmeier, 154 hastadan kolonoskopi prosedürü sırasında birer dakika arayla acı seviyelerini puanlamalarını ister. acıyı ölçmek için 0 ila 10 arasında bir ölçeklendirme kullanırlar; 0 puan hiç acı hissedilmediği anlamına gelirken, 10 puan acının katlanılamaz olduğunu belirtmektedir. kolonoskopi sonrasında hastalara ortalama acı puanları sorulur. ortalama değerlerin, dakika dakika bildirilen acı seviyelerini yansıtacağını ve kolonoskopi uzadıkça daha çok acı çeken hastaların ortalama acı puanının yükseleceğini tahmin ediyor olmalısınız.
sekiz dakika süren kolonoskopinin en kötü anında 8, son dakikasında 7 puan acı çektiğini bildiren bir hasta, prosedürün genelini puanlaması istendiğinde 7,5 puan acı hissettiğini belirtir. yirmi dört dakika süren bir kolonoskopi testinde en yüksek acı puanı yine 8'ken, hasta uygulamasının son dakikasındaki acıyı 1 puan olarak değerlendirir ve testin ortalama acı puanı sorulduğunda 4,5 cevabını verir. kolonoskopinin üç kat daha uzun sürerek toplamda çok daha fazla acıya neden olması, hastanın hafızasında hiçbir iz bırakmaz. anlatıcı benlik deneyimleri biriktirmez, ortalamalarını alır."
sezon biterken yazacaktım çünkü anlatıcı benliğim babel konusunda beni manipüle etti. pek çok renktaşım emre akbaba örneğinde de bu anlatıya maruz kalmış.
babel sadece bu sezon değil, geçen seneden beri oyunun hızlanmasına mani oldu ama bu sezonun finalinde neredeyse takımı tek başına sırtladı ve bu nedenle her kış transfer döneminde
henry onyekuru diye dilimizin dışarı çıktığını unuttuk.
babel sezonun ilk yüzde 75'lik bölümünü 10 üzerinden 4 ile oynadı ama finali 9 yapınca "ya aslında"lı cümleler döndü durdu kafamızda.
1 yıl daha yaşlanmış, dünyalığına epeyce bir milyon avro eklemiş bir babel'e güvenerek sezona girmeyiz umarım.