1
--- alıntı ---
bir türk takımının tarihinde görüp görebileceği en ölümlü ölüm grubuna düşmektir. hazır galatasaray 4. kez şampiyonlar ligi gruplarından çıkmış, heyecanla "acaba kurada kim çıkacak" diye beklerken, en kötüsünü düşünenler ya da yaşı yetmeyenler için açalım biraz bu olayı.
sezon 2001-2002. lucescu yönetimindeki galatasaray yeni sezona emre'siz, okan'sız, jardel'siz, ümit davala'sız, taffarel'siz ve en önemlisi hagi'siz giriyor. sezon başı yapılan ayhan akman, andres fleurquin ve sebastien perez gibi transferler haliyle kesmiyor, daha uefa ve süper kupa şampiyonluğunun sıcaklığı geçmememiş olan galatasaray taraftarını.
neyse fazla uzatmadan şampiyonlar ligi maçlarına geçelim. ön elemeleri rahat geçen cimbom* ilk tur gruplarında; son fransa şampiyonu nantes, genç ve dinamik kadrosuyla psv* ve daha ekonomik krize girmemiş ve kadrosunda stam, nesta, crespo, mendieta, stankovic, inzaghi gibi oyuncuları barındıran lazio ile eşleşmişti. son maçta psv'yi istanbul'da yenmek zorunda olan cimbom bunu başarmış ve grubu 10 puanla nantes'in ardından 2. bitirerek esas devler arenasına çıkmıştı.
o zamanlar şampiyonlar ligi'nin formatı farklıydı. 2. tura çıktığınızda şimdiki gibi bir takımla çift maçlı eleminasyon usulüyle oynamıyordunuz. tekrar grup kuraları çekiliyor, 4 takımlı 4 grup oluşturulup yeniden uzun bir maratona giriliyordu. tabii ki doğal olarak fikstür şimdikinden daha sıkışık olurdu. galatasaray çarşamba cl, cumartesi lig ve salı yine cl olmak üzere 6 günde 3 maç yaptığı zamanlar olmuştur o sezon. zaten uefa'da bunu gördü ki iki sezon sonra bu sistemi kaldırıp yerine günümüzdeki sistemi getiriyordu.
çekilebilecek en taşşaklı kura çekilmiş, ölüm grubuna giriş yapılmıştı. şimdi rakiplerimizi tanıyalım:
as roma: heyyyttt beeee... ehem pardon. bi an için o efsane kadroyu hatırlayınca coşuverdim. son italya şampiyonu olarak direk katılmıştı şampiyonlar ligi'ne roma. totti'nin totti olduğu, batistuta'nın son baharını yaşadığı, cassano'nun henüz liseli olduğu, candela'nın soldan cafu'nun sağdan yardırdığı, emerson ve tommasi'nin orta sahayı sırtladığı, walter samuel ve panucci'nin savunma yaptığı, delvecchio ve montella'nın tuttuğunu attığı, başlarında fabio capello'nun olduğu bir kadroları vardı. ayrıca o sezonun tayt gibi vücuda yapışan efsane kappa formaları, roma'yı roma yapan detaylardan biriydi.
http://sphotos-a.xx.fbcdn.net/…4198_506494096_n.jpg
http://maillotsdecollection.wifeo.com/…-01-02-2.jpg
fc liverpool: son uefa kupası şampiyonu ünvanına sahipti. owen ve heskey'li forvet hattı avrupanın en iyi ikililerindendi. sonradan cl şampiyonu olacak takımın önemli isimleri olan gerard, dudek, riise, carragher, hyypia, smicer, dietmar hamann gibi isimlerin yanı sıra sonradan galatasaray'a da transfer olan xavier ve efsane litmanen'de de bu kadronun oyuncularındandı.
fc barcelona: şimdilerin uzay takımı barcelona o zamanlar hem lig de hem de avrupa'da real madrid'in gölgesindeydi. fakat kadrolarında rivaldo, kluivert, overmars, luis enrique, cocu, saviola, thiago motta, rochemback ve şimdilerde takımın abileri konumunda olan xavi ve puyol gibi isimler vardı. o sezon yarı final oynayacak ve ezeli rakibine* elenecek olan barça bu grupta liverpool'u deplasmanda 3-1 yenerken öyle bir gol atıyordu ki şimdilerde "çok pas yapıyolar yeaaaa, çok sıkıcı bu paslı oyun" diyenler bile önünde saygı duruşuna geçerdi.
evet rakipleri tanıdık, şimdi maçlara geçelim:
20 kasım 2001 galatasaray roma maçı: bir çok galatasaray'lının içinde ukte kalmıştır bu maç. perez'in golüyle öne geçen cimbom, tam maç bitti derken mondragon ve emre aşık'ın ortak hatası emerson'un röveşatasıyla birleşince pisi pisine 2 puanı kaptırıyordu. ayrıca bu maç cassano'nun dünya futbol piyasasına kendisini gösterdiği maç olmakla beraber, batigol'ün her pozisyondan sonra rakip oyuncular ve hakemle girdiği diyaloglarla hafızama kazınmıştır.
http://www.youtube.com/watch?v=qWDWgM2l_Mo
5 aralık 2001 barcelona galatasaray maçı: bir başka ukte dolu maç. ilk yarısını ümit karan ve fleurqin'in golleriyle 2-0 önde kapayıp, ikinci yarı hobbitten hallice saviola'nın 2 golüne engel olamayıp yine iki puan kaybetmiştik. şimdilerde ligtv'de güle oynaya yorumlar yapan markus merk bu maçta 62'de capone'yi, 90. dakikada da hakan ünsal'ı oyundan atmıştı.
http://www.youtube.com/watch?v=11bXMRzYSwg
20 şubat 2002 liverpool galatasaray maçı: hakkında girilen 13 entrynin 12'si maçın oynandığı 2002, birisi de 2006 tarihine ait. bu kadar az ilginin olmasının sebebi galatasaray açısından çok iyi geçmemesine bağlayabiliriz. hatırladığım kadarıyla beşiktaş'ın 8-0'lık rekorunu kırabilecek kadar pozisyon vermiştik liverpool'a fakat mondragon'un çabası maçı 0-0'a bağlamaya yetmişti. taraftar ilk iki maçın aksine bu kez alınan bir puana seviniyordu.
26 şubat 2002 galatasaray liverpool maçı: galatasaray'ın yine öne geçip kazanamadığı maçlardan biri. ne zaman transfer olup ne zaman gittiğini hatırlıyamadığım radu niculescu'nun 71'de gelen golüyle öne geçmiştik. fakat insan azmanı heskey güçlü fiziğinin de yardımıyla 79. dakikada beraberlik golünü atıyor ve maç 1-1 bitiyordu. hatırladığım kadarıyla liverpool'un genç kalecisi kirkland çok top çıkarmıştı bu maçta.
http://www.youtube.com/watch?v=BZ9rcsMT3XE
13 mart 2002 roma galatasaray maçı: geldik olaylı maça. bu maçtan 3 gün önce roma derbide lazio'yu 5-1 yenmişti. taraftar derbinin gazıyla bu maçta tribünlerin tamamına yakınını doldurmuştu.roma 3 gün önceki maçın güveni ve bu maçın kazanılması durumunda açılacak tur kapısının motivasyonuyla oynamıştı. haliyle gerginlikte olacaktı. hele ilk yarının sonlarında ümit karan walter samuel'in bacak arasından golü atınca sinirler iyice gerildi. ikinci yarının başında cafu reyizin attığı aşırtma golle skor 1-1 olmuştu. o dakikadan sonra roma bastırdıkça bastırmış lakin lucescu'nun defansif oyun anlayışını iyi uygulayan galatasaray savunmasını bir kez daha aşamamış ve maç 1-1 bitmişti. turun bu maça bağlı olması sebebiyle giden iki puan romalıları deli etmiş, sonrasında çarşı karışmıştı. bir zamanlar türkiye'de de top koşturan lima çekme ananı bacını sikeyim çekme diyerek ortama dalmış, başta arif, emre aşık ve kaleci kerem olmak üzere bir grup galatasaray topçusu da lima ve italyan polisine sinirlenip çıkan kavgaya karışmıştı. garibim abdürrahin albayrak'sa kendince olayları durdurmaya çalışıyor, bir yandan da canlı yayınlara bağlanıp konuşmayı ihmal etmiyordu. yeşil sahada mangalda kül bırakmayan totti ve batistuta ise kavga sırasında ortalıkta gözükmemişlerdi. bu maçtan sonra tff galatasaray'ın hafta sonu oynayacağı lig maçını ertelemişti.
http://www.youtube.com/watch?v=I10n0vxj8z4
19 mart 2002 galatasaray barcelona maçı: grubun kader maçı. kazansaydık 8 puanla bu ölüm grubundan lider olarak çıkacaktık, fakat olmadı. luis enrique'nin 58. dakikada ofsayttan attığı gol turu barcelona'ya götürmüştü. ayrıca bu mağlubiyet 5-0'lık chelsea maçından beridir galatasaray'ın iç sahada kaybettiği ilk avrupa kupası maçıydı.* eğer galatasaray bu maçı alıp lider olarak çıksaydı sonraki turda panathinaikos ile eşleşecekti ki eleyip yarı finale kalmak çok olasıydı.
---puan tablosu---
barcelona 9 puan
liverpool 7 puan
roma 7 puan
galatasaray 5 puan
şimdi sene 2012. tam 10 yıl geçmiş bu maçların üzerinden. ve galatasaray tekrar son 16'da. olası rakipleri arasında barcelona'da var. geç oldu belki ama özlemişiz bu duyguları. inşallah 2. tur kuraları sonunda yıllar sonra uğruna başlıklar açılacak bir başka sezon geçiririz. ne olursa olsun bize yaşattığın eski, yeni bütün duygular için tekrar teşekkürler galatasaray.
--- alıntı ---
okudukça hatırladım. deplasmandaki barca maçı ve ümit karan'nın lazio'ya attığı gol aklımdan hiç çıkmaz. bırakalım şimdi kim gelirse gelsin. imparatorun dediği gibi;
"galatasaray'ın söyleyeceği son sözü vardır her zaman."
düzeltme: linkler*
bir türk takımının tarihinde görüp görebileceği en ölümlü ölüm grubuna düşmektir. hazır galatasaray 4. kez şampiyonlar ligi gruplarından çıkmış, heyecanla "acaba kurada kim çıkacak" diye beklerken, en kötüsünü düşünenler ya da yaşı yetmeyenler için açalım biraz bu olayı.
sezon 2001-2002. lucescu yönetimindeki galatasaray yeni sezona emre'siz, okan'sız, jardel'siz, ümit davala'sız, taffarel'siz ve en önemlisi hagi'siz giriyor. sezon başı yapılan ayhan akman, andres fleurquin ve sebastien perez gibi transferler haliyle kesmiyor, daha uefa ve süper kupa şampiyonluğunun sıcaklığı geçmememiş olan galatasaray taraftarını.
neyse fazla uzatmadan şampiyonlar ligi maçlarına geçelim. ön elemeleri rahat geçen cimbom* ilk tur gruplarında; son fransa şampiyonu nantes, genç ve dinamik kadrosuyla psv* ve daha ekonomik krize girmemiş ve kadrosunda stam, nesta, crespo, mendieta, stankovic, inzaghi gibi oyuncuları barındıran lazio ile eşleşmişti. son maçta psv'yi istanbul'da yenmek zorunda olan cimbom bunu başarmış ve grubu 10 puanla nantes'in ardından 2. bitirerek esas devler arenasına çıkmıştı.
o zamanlar şampiyonlar ligi'nin formatı farklıydı. 2. tura çıktığınızda şimdiki gibi bir takımla çift maçlı eleminasyon usulüyle oynamıyordunuz. tekrar grup kuraları çekiliyor, 4 takımlı 4 grup oluşturulup yeniden uzun bir maratona giriliyordu. tabii ki doğal olarak fikstür şimdikinden daha sıkışık olurdu. galatasaray çarşamba cl, cumartesi lig ve salı yine cl olmak üzere 6 günde 3 maç yaptığı zamanlar olmuştur o sezon. zaten uefa'da bunu gördü ki iki sezon sonra bu sistemi kaldırıp yerine günümüzdeki sistemi getiriyordu.
çekilebilecek en taşşaklı kura çekilmiş, ölüm grubuna giriş yapılmıştı. şimdi rakiplerimizi tanıyalım:
as roma: heyyyttt beeee... ehem pardon. bi an için o efsane kadroyu hatırlayınca coşuverdim. son italya şampiyonu olarak direk katılmıştı şampiyonlar ligi'ne roma. totti'nin totti olduğu, batistuta'nın son baharını yaşadığı, cassano'nun henüz liseli olduğu, candela'nın soldan cafu'nun sağdan yardırdığı, emerson ve tommasi'nin orta sahayı sırtladığı, walter samuel ve panucci'nin savunma yaptığı, delvecchio ve montella'nın tuttuğunu attığı, başlarında fabio capello'nun olduğu bir kadroları vardı. ayrıca o sezonun tayt gibi vücuda yapışan efsane kappa formaları, roma'yı roma yapan detaylardan biriydi.
http://sphotos-a.xx.fbcdn.net/…4198_506494096_n.jpg
http://maillotsdecollection.wifeo.com/…-01-02-2.jpg
fc liverpool: son uefa kupası şampiyonu ünvanına sahipti. owen ve heskey'li forvet hattı avrupanın en iyi ikililerindendi. sonradan cl şampiyonu olacak takımın önemli isimleri olan gerard, dudek, riise, carragher, hyypia, smicer, dietmar hamann gibi isimlerin yanı sıra sonradan galatasaray'a da transfer olan xavier ve efsane litmanen'de de bu kadronun oyuncularındandı.
fc barcelona: şimdilerin uzay takımı barcelona o zamanlar hem lig de hem de avrupa'da real madrid'in gölgesindeydi. fakat kadrolarında rivaldo, kluivert, overmars, luis enrique, cocu, saviola, thiago motta, rochemback ve şimdilerde takımın abileri konumunda olan xavi ve puyol gibi isimler vardı. o sezon yarı final oynayacak ve ezeli rakibine* elenecek olan barça bu grupta liverpool'u deplasmanda 3-1 yenerken öyle bir gol atıyordu ki şimdilerde "çok pas yapıyolar yeaaaa, çok sıkıcı bu paslı oyun" diyenler bile önünde saygı duruşuna geçerdi.
evet rakipleri tanıdık, şimdi maçlara geçelim:
20 kasım 2001 galatasaray roma maçı: bir çok galatasaray'lının içinde ukte kalmıştır bu maç. perez'in golüyle öne geçen cimbom, tam maç bitti derken mondragon ve emre aşık'ın ortak hatası emerson'un röveşatasıyla birleşince pisi pisine 2 puanı kaptırıyordu. ayrıca bu maç cassano'nun dünya futbol piyasasına kendisini gösterdiği maç olmakla beraber, batigol'ün her pozisyondan sonra rakip oyuncular ve hakemle girdiği diyaloglarla hafızama kazınmıştır.
http://www.youtube.com/watch?v=qWDWgM2l_Mo
5 aralık 2001 barcelona galatasaray maçı: bir başka ukte dolu maç. ilk yarısını ümit karan ve fleurqin'in golleriyle 2-0 önde kapayıp, ikinci yarı hobbitten hallice saviola'nın 2 golüne engel olamayıp yine iki puan kaybetmiştik. şimdilerde ligtv'de güle oynaya yorumlar yapan markus merk bu maçta 62'de capone'yi, 90. dakikada da hakan ünsal'ı oyundan atmıştı.
http://www.youtube.com/watch?v=11bXMRzYSwg
20 şubat 2002 liverpool galatasaray maçı: hakkında girilen 13 entrynin 12'si maçın oynandığı 2002, birisi de 2006 tarihine ait. bu kadar az ilginin olmasının sebebi galatasaray açısından çok iyi geçmemesine bağlayabiliriz. hatırladığım kadarıyla beşiktaş'ın 8-0'lık rekorunu kırabilecek kadar pozisyon vermiştik liverpool'a fakat mondragon'un çabası maçı 0-0'a bağlamaya yetmişti. taraftar ilk iki maçın aksine bu kez alınan bir puana seviniyordu.
26 şubat 2002 galatasaray liverpool maçı: galatasaray'ın yine öne geçip kazanamadığı maçlardan biri. ne zaman transfer olup ne zaman gittiğini hatırlıyamadığım radu niculescu'nun 71'de gelen golüyle öne geçmiştik. fakat insan azmanı heskey güçlü fiziğinin de yardımıyla 79. dakikada beraberlik golünü atıyor ve maç 1-1 bitiyordu. hatırladığım kadarıyla liverpool'un genç kalecisi kirkland çok top çıkarmıştı bu maçta.
http://www.youtube.com/watch?v=BZ9rcsMT3XE
13 mart 2002 roma galatasaray maçı: geldik olaylı maça. bu maçtan 3 gün önce roma derbide lazio'yu 5-1 yenmişti. taraftar derbinin gazıyla bu maçta tribünlerin tamamına yakınını doldurmuştu.roma 3 gün önceki maçın güveni ve bu maçın kazanılması durumunda açılacak tur kapısının motivasyonuyla oynamıştı. haliyle gerginlikte olacaktı. hele ilk yarının sonlarında ümit karan walter samuel'in bacak arasından golü atınca sinirler iyice gerildi. ikinci yarının başında cafu reyizin attığı aşırtma golle skor 1-1 olmuştu. o dakikadan sonra roma bastırdıkça bastırmış lakin lucescu'nun defansif oyun anlayışını iyi uygulayan galatasaray savunmasını bir kez daha aşamamış ve maç 1-1 bitmişti. turun bu maça bağlı olması sebebiyle giden iki puan romalıları deli etmiş, sonrasında çarşı karışmıştı. bir zamanlar türkiye'de de top koşturan lima çekme ananı bacını sikeyim çekme diyerek ortama dalmış, başta arif, emre aşık ve kaleci kerem olmak üzere bir grup galatasaray topçusu da lima ve italyan polisine sinirlenip çıkan kavgaya karışmıştı. garibim abdürrahin albayrak'sa kendince olayları durdurmaya çalışıyor, bir yandan da canlı yayınlara bağlanıp konuşmayı ihmal etmiyordu. yeşil sahada mangalda kül bırakmayan totti ve batistuta ise kavga sırasında ortalıkta gözükmemişlerdi. bu maçtan sonra tff galatasaray'ın hafta sonu oynayacağı lig maçını ertelemişti.
http://www.youtube.com/watch?v=I10n0vxj8z4
19 mart 2002 galatasaray barcelona maçı: grubun kader maçı. kazansaydık 8 puanla bu ölüm grubundan lider olarak çıkacaktık, fakat olmadı. luis enrique'nin 58. dakikada ofsayttan attığı gol turu barcelona'ya götürmüştü. ayrıca bu mağlubiyet 5-0'lık chelsea maçından beridir galatasaray'ın iç sahada kaybettiği ilk avrupa kupası maçıydı.* eğer galatasaray bu maçı alıp lider olarak çıksaydı sonraki turda panathinaikos ile eşleşecekti ki eleyip yarı finale kalmak çok olasıydı.
---puan tablosu---
barcelona 9 puan
liverpool 7 puan
roma 7 puan
galatasaray 5 puan
şimdi sene 2012. tam 10 yıl geçmiş bu maçların üzerinden. ve galatasaray tekrar son 16'da. olası rakipleri arasında barcelona'da var. geç oldu belki ama özlemişiz bu duyguları. inşallah 2. tur kuraları sonunda yıllar sonra uğruna başlıklar açılacak bir başka sezon geçiririz. ne olursa olsun bize yaşattığın eski, yeni bütün duygular için tekrar teşekkürler galatasaray.
--- alıntı ---
okudukça hatırladım. deplasmandaki barca maçı ve ümit karan'nın lazio'ya attığı gol aklımdan hiç çıkmaz. bırakalım şimdi kim gelirse gelsin. imparatorun dediği gibi;
"galatasaray'ın söyleyeceği son sözü vardır her zaman."
düzeltme: linkler*