kendisi oyunculuğu zamanında 89-92 yılları arasında 3 yıl üst üste şampiyon oldukları gordon milne döneminden sonra, gerek oyunculuğu bitene dek, gerekse de hocalığı dönemlerinde, ömrü mütemadiyen galatasaray şampiyonluklarını ve kupalarını saymakla geçtiğinden bu kuyruk acısının oralardan kalma olduğunu düşünüyorum.
öyle derinlere inmiş, öylesine acıtmışız ki, beyimiz ilgili ilgisiz her maçtan sonra, aradan haftalar geçse de galatasaray'ı ağzına almadan duramıyor.
hadi ağlamalarına alıştık da, peki tff'ye ne demeli!
hakemin h'sini ağzına aldığında fatih terim'e minimum 4 maç ceza verirken, merak ediyorum, bu adamın yıllardır bu konuşmalarından dolayı bırakın cezayı, ihtar almışlığı olmuş mudur acaba pfdk'dan?
son olarak, sanırım bu arkadaş takımlarımızın avrupa kupalarına silah zoruyla katıldığını falan zannediyor. zira konuşmalarında galatasaray kadar ağzından eksik etmediği konu başlıklarından biri de hafta içi oynadığı maçlar. ulan bütün sezon ortalıkta "hedefimiz avrupa kupalarına katılmak" diye cirit atarsınız, sonra daha ilk hafta arası maçta şikayete başlarsınız. gitmeyin kardeşim, isteyin affınızı, tff de başka bir takımı yollasın kupalara. kabak tadı verdiniz artık.
azalarak bitmeniz dileğiyle...
(bkz:
30 kasım 2020 sivasspor göztepe maçı)