04.01.2012 tarihli milliyet gazetesindeki yazısı.
---
alıntı ---
melo’yu aradılar
milliyet’te yorum yazmak, bütün spor yazarlarının hayalidir. 18 sene sonra bu rüyam gerçekleşti. milliyet ailesine teşekkür ederim.
gelelim galatasaray maçına... lider, dün gece istanbul büyükşehir belediyespor karşısında dört gol atarak üç puan aldı, şampiyonluk yarışında sonuna kadar olacağının görüntüsünü verdi. ancak maça çok kötü başladı. karşılaşmanın yıldızı emre çolak ile golü bulmasına rağmen, çok değil 8 dakika sonra maçın ikinci kahramanı visca’nın, webo’nun pasıyla bulduğu gole engel olamadı.
melo’nun ön liberoda ne kadar önemli olduğunu takım arkadaşları ve taraftarlar dün gece bir kez daha gördü. galatasaray, ligin ilk yarısını lider kapadıysa, melo’nun, üçüncü stoperi gibi defansta kademeye girmesindendi. dün gece o da olsaydı, büyükşehir elini kolunu sallayarak beraberlik golünü acaba atabilir miydi?
selçuk inan çok kaliteli futbolcu, tekniği çok iyi, ama melo kadar defansif yönü yok. tam tersine ofansif olarak çok daha güçlü... emre çolak’a ikinci golün pasını verdi, dördüncü golü mükemmel vuruşla attı. selçuk gibi bir futbolcuyu ön liberoda kullanmak, insanların futbol zevkini öldürüyor.
koca 40 dakika galatasaray çok zorlandı. ne zaman ki, o dakikaya kadar maçın en iyilerinden olan webo, semih’in bileğine kasti olarak basıp kırmızı görünce, takımının düzenini bozdu, rakip galatasaray’ı da rahatlattı. bu dakikadan sonra, galatasaray ağırlıklı tek taraflı bir maç oldu.
arif erdem takımını çok iyi hazırlamış. orta sahada cihan, mahmut ve holmen müthiş mücadele ettiler. sol açıkta doka, sağ açıkta golü atan visca, webo atılıncaya kadar galatasaray’ı bayağı hırpaladılar. erdem’in en büyük şanssızlığı, webo’nun atılmasıydı. maç 11’er kişiyle devam etseydi, galatasaray bu skoru bulamayabilirdi.
fatih terim’in hep iyi niyetle baktığı şımarık çocuk kazım, oyun disiplinine biraz sadık kalsaydı, aslında tarihi skor bile yakalanabilirdi. büyükşehir’in attığı gol, onun laubaliliğinden kaptırdığı toptan oldu. aynı kazım yakaladığı pozisyonlarda topu baros ve engin’e verse çok farklı olabilirdi. toplara o kadar abuk sabuk vurdu, pozisyonları öldürdü ki, bir ara terim gibi çok kaliteli ve iyi bir hocanın bu kazım’a nasıl tahammül ettiğine anlam veremedim. kazım kendini toparlamalı. koşan, mücadele eden galatasaray’a yakışmıyor.
---
alıntı ---