ömer üründül

• 576

  istediği kadar futboldan anlamasin ya da istediği kadar mac zevkimin icine etsin, uefa kupasi finalini anlattigi ve verdigi o tepkiler icin bir omur boyu kendisine sempati duyabilirim. bir digeri icin:
  
  (bkz: levent ozcelik)
  
  edit: yalniz ismindeki o r-ü arasindaki ulama da dilime resmen tecavüz ediyor be omer abi...
• 577

  (bkz: ömer üründül tipi çağdaş futbol yorumcusu)
• 578

  (bkz: #988734)
• 579

  ressam raçiçi ilk resimini çizdiğinde üstadı resmi şehrin en kalabalık yerine koymasını ve yanına bir kırmızı kalemle bir not bırakmasını söyler. notta eksik gördüğünüz ya da beğenmediğiniz yeri işaretleyin yazıyordur. raçiçi denileni yapar. ertesi gün resim kıpkırmızı olmuş tanınmaz hale gelmiştir. ustasına durumu anlattığında usta bu kez aynı şeyi tekrarlamasına yalnız nota beğenmediğiniz yeri düzeltin yazmasını söyler. tahmin edeceğiniz üzere günlerce durmasına rağmen hiçbir müdahale olmaz.
  bu işe emek veren "onun bunun adamı olmayan" doğru bir adamdır ömer üründül. rüzgar ne yandan eserse o yana savrulan türk gençliği ömerime sallamaya devam etsin. inanın artıları eksilerinden çok daha fazladır. şarlatanlara inadına ömer üründül. ha bir de unutmadan: gol leventçim gol.
• 580

  sırf uefa final maçı sonunda söylediği "korkunç birşeeeeeey" lafı yüzünden kızıp eleştiremediğim, en azından benim için güzel insan.
• 581

  çok iyi yorumcudur kendisi. neden iyi olduğunu da bugün anladım. artık dalga geçenleri hiç anlamayacağım. bugün * şunu gördüm. bu adam tam konuşması gerektiği yerde konuşup, tam susması gerektiği yerde susuyor. bu nedenle de iyi yorumcu. ne dediği önemli değil artık. yeter ki az konuşssun bir yorumcu veya gerektiği kadar. hikmet karaman'ın olduğu yerde abdurrahman çelebi'dir kendisi.
• 582

  20 senedir aynı cümleleri kullanarak işi götüren, spor olsun diye spor yorumculuğuna başlamış zengin kişi. scugnizzi blogda rastladığım 6 kasım 1994 tarihli bir yazısı şöyledir:
  
  --- alıntı ---
  
  fenerbahçe, altay karşısında düşük tempolu, blok bağlantıları kopuk bir futbol sergiledi. osieck'in maç öncesi en büyük endişesi, yüksek toplardaki zaaflar yüzünden geride kapanacak altay takımının (burada hep birlikte "fener takımı" ve sergen yalçın'ı hatırlıyoruz) yerleşme düzeninin nasıl bozulabileceğiydi. fakat erken kazanılan gol, rakibin savunmasını öne çıkartma mecburiyeti getirdiğinden büyük avantajdı. ancak bülent, feyyaz ve aykut'un fizik kondüsyon yetersizliğinden sahada "duran ayakları", yüksek tempolu hücum zenginliği bulmaya fırsat vermedi. ilker'in yokluğu, toprak'ın yaratıcı özelliğinin olmayışı, alışılmış sağ kanat bindirmelerini olumsuz etkiledi. bu durumda bütün yük oğuz, kemalettin ve nielsen'in üzerine bindi. üçü de çağdaş futbolun gereği defansif görevleri de ihmal etmemek durumunda kaldıklarından, doğal olarak belirli aralıklarla ileriye destek verebildiler. mecnun'un formsuzluğu yüzünden kulübede oturmasıyla, orta sahadan rakip savunmanın arasına sarkacak yeni bir isim ortaya çıkmadı. bir de bunlara iki farklı skor avantajı elde edilmişken devre sonunda defans ile kalecinin ortaklaşa hatalarından yenen basit gol eklenince, ikinci yarı tam bir sıkıntıya dönüştü (bkz: sergen yalçın'la sıkıntı var).
  
  bu sıkıntı içinde fenerbahçe'nin en büyük şansı, altay'ın geriden ayağa paslarla çıkıp ileride çoğalıp pozisyon üreten klasik oyun anlayışını sahaya yansıtamamasıydı.
  
  sonuçta fenerbahçe günümüz futboluna uymayan kadro yapısıyla mücadele ettiği altay maçını futbol adına birşey vermeden üç puanın sahibi olarak bitirdi.
  
  altay puan ümidiyle geldiği istanbul deplasmanında taktik ve oyun anlayışı olarak yetersiz kaldı. bilhassa ileri ikilideki atakan ve faruk'un yüzlerini dönüp orta saha arkadaşlarıyla yardımlaşmayı düşünmeyişleri, ofansif girişimlere kollektif bir olgunluk kazandırmadı. bunun yanında etkisiz fenerbahçe forvetleri karşısında defans kurgusunda da basit hatalar yapınca, skora razı olmak mecburiyetinde kaldılar.
  
  hakem bülent yavuz, tecrübesiyle oyunu kendi kontrolünde tutan rahat ve başarılı bir yönetim gösterdi. yalnız bize göre özgür ve yuri'ye gösterdiği kartlar gereksizdi.
  
  --- alıntı ---
• 583

  herkesin aksine benim sevdiğim adamdır. en azından sonuna kadar saygı duyuyorum futbol aşkına. kendisi üstünden ortaokul espirisi yaparak pirim yapmaya çalışanların aksine "abi bu mençıstırın barselonanın oynadığı futbolsa bizim takımların oynadıkları ne gel şimdi süper lig izle:sssss" demez alt lig maçlarını bile büyük coşkuyla takip edip yorumcu olarak bulunur.
  
  kendisi gözümde kesinlikle ali ece ve muadillerinden daha büyük futbol dilencisi ve yorumcusudur.
• 584

  sürekli eleştirilmesinde medyadaki meslektaşlarının da etkisinin fazla olduğunu düşündüğüm, ekranda ne zaman görsem 17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçındaki ''gol leventciğim gol'' repliği aklıma gelen, abartıldığı kadar da kötü olmayan futbol yorumcusu.
  
  trt haber kanalında hayatını anlattığı gündem özel programından;
  
  --- alıntı ---
  
  üç çocuğumda fanatik galatasaraylı; ben fenerbahçeliyim ama çocuklarımın abonman* biletlerini alıyorum.
  hakan şükür türkiyede hakketttiği ilgiyi görmedi,türk futbolunun senelerce lokomotifiydi ama nedense uluslararası hiç bir faydası olmamış bir futbolcunun* heykeli dikiliyor.
  futbol yorumculuğundan hiç para kazanmadım, eğer para alırsam onların istediği her şeyi yapmak zorundayım.
  
  --- alıntı ---
• 585

  gecen gece ablamlarda kaldigim icin mecbur televizyon izlemek zorunda kaldim. herkes uyuyunca vakit gecsin diye kanallari karistiriyorum. trthaber'de omer urundul'u gordum. adam patron koltugunda. hep derlerdi de sanki hic gercek degilmis gibi gelirdi. adam koca is adami ama spor ve ozellikle de futbol ile ilgileniyor. daha dunku bebeler ise adam ile dalga geciyor. cidden komik. cogu insan dalga gecse de bana hep samimi geldi, ridvan'dan da, futbol disinda her seyin konusuldugu o siktiriboktan programlardaki seref yoksunu kisilerden de daha durusttu.
  
  neyse, programda kendi hayatini anlatiyordu sorular esliginde. hatirladigim kadariyla birazini buraya yazayim da not dusmus olalim.
  
  - dedesi 99 yasinda ölmüş. babasi ise 93 yasinda ve hala hayatta.
  
  - ne sag nede sol goruse sahip olmus. dolayisiyla hic karismamis. hic siyaset teklifi gelmemis. gelse dahi reddedermis.
  
  - ilk 2 evliliginin ikisi de 13 yil surup, ilkinden 1 erkek 1 kiz cocugu, ikinci evlilikten ise tek erkek cocugu olmus. asla bir daha evlenmem derken 2005 yilinda 3. evliligini yapmis. dedigine gore iclerinden en huzurlu evliligi de bu olmus.
  
  - kendisi babadan fenerbahceli olmasina ragmen 3 cocugu da fanatik galatasarayliymis.
  
  - ailenin tek cocuguymus. babasi egitim hayatindaki performansini hic begenmezmis. is hayatinda orta derece. spor yorumculugunu ise begenip takdir edermis.
  
  - yorumculuk icin hic para almamis. aldigi zaman patronun dediklerini yapmak zorunda kalirmis. kamp, atrenman takibi vs yuzunden isleri aksayabilirmis.
• 586

  şu pis türk futbol dünyasındaki, tertemiz, adam gibi adam. değerini bilsek keşke.
• 587

  izlediğim maçta yorumcu olmasını gayet garipsemediğim adam. en azından kişilikli ve öyle abartı saçmalamaları da yok.
• 588

  " yıldız oyuncu demek yetenekli oyuncunun çok koşması demek" diye buyurmuştur büyük üstad 26 şubat 2013 barcelona real madrid maçında.
• 589

  milan'ın barcelona'yı elemesi demek real madrid'in manchester'i elerse şampiyonlar liginde yalnız kalması demekmiş. hadi borussia dortmund'u geçtim ki bu borussia dortmund grup maçlarında içerde ki maçıreal madrid karşısında 2-1 kazanmış... real madrid'in sahasında ise 2-2 berabere kalmış takım, hadi bunu bir kenara koyduk diyelim.
  
  bayern münih gibi bir takımıda mı sallamıyorsun? neyin kafasını yaşıyorsun? hayat sadece türkiye ligi + barcelona ile real madrid'den mi oluşuyor sanıyorsun.
• 590

  nüfus kağıdında parody account yazıyor olması kuvvetle muhtemeldir.
• 591

  17 mayıs 2000'de kazanılan efsanevi zafer her akla geldiğinde akla gelmemesi mümkün olmayan futbol figürü. korkunç bi şey diyip sevinçten konuşamayan milyonların duygularına tercüman olmasıyla her daim sempatik kalmaya devam edecektir.
• 592

  (bkz: gol levent'ciğim gol)
  
  (bkz: 17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı)
• 593

  bir rivayete göre telefonu çalmaya devam etmektedir.
  (bkz: 17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı)
• 594

  günün * anlam ve önemi dışında bu adamı özlediğimi hissettim bi an. etliye sütlüye karışmayan, sağa sola tehditler savurmayan futbolu yorumlamaya çalışan adamdı.
  
  kıymetini bilememişiz ya la (u: :()
• 595

  gelmiş geçmiş en büyük "nokia" reklamını yapmış kişidir.
• 596

  hala polifonik für elise aratandır cep telefonlarımız için
• 597

  17 mayıs 2013 real madrid atletico madrid maçında ne derse tam tersi olan yorumcu. atletico madrid'in kontra atak şansı az dedi. adamlar golü öyle attılar. mesut şut atmak konusunda çekingen dedi. sert vurdu direkten döndü. yaşlanmış.
• 598

  türkiye futbolu'nun yaşadığı bu çalkantılı günlerde, sözün bittiği yerde olduğumuzu vurgularcasına konuşmuştur.
  
  http://alkislarlayasiyorum.com/...-harika-yorum-vohuhe
• 599

  milli takımın kadrolu yorumcusu.
• 600

  (bkz: #1284493)
  
  acaba 9 kasım 1988 galatasaray neuchatel xamax maçında neden yoktu diye düşündüm şimdi bak. :)
  
  ayrıca 5 mart 2003 beşiktaş gençlerbirliği maçından replikleri:
  
  (bkz: yalçın ne maç oluyo be)
  
  (bkz: nefesim kesildi)