dün geceki zaferin
* en büyük kahramanıdır! nasıl oynamak istediyse öyle oynandı maç. yeri geldi 4 kısayla oynadı, yeri geldi alan savunması yaptı ve fb ülker benchi,
oktay hoca ne yaptıysa çaresizce izledi. bu arada, oyunun büyük bölümünde kullandığımız alan savunmasına spahija'nın hamle yapamayıp kenardan çaresizce izlemesi de, beni ekran karşısında ayrıca keyiflendirdi. bir benzerini bauermann,
* orhun ene'ye yapmıştı. tabii orda pek keyiflendiğim söylenemez.
oktay hoca, fb ülker'le oynadığımız son 10 maçın 10'unda da -ki birçoğunu kaybettik- rakip koçu
paspas gibi çiğnedi. (alınan sonuçlar önemli değil, coaching olarak söylüyorum) spahija'ya, (gbkz: 'büyük maç, hedef maç nasıl oynanır - maç sonu nasıl oynanır - oyuncudan nasıl max. verim alınır')ın dersini verdi. gerçekten müthiş işler yapıyor, umarım bizimle beraber daha da büyüyerek adını, en elit koçların yanına yazdıracak. şüphem yok, korkum var biraz. o da kendisiyle ilgili değil zaten. en büyük hâyâlimse,
oktay hoca'nın, bizim obradovic'imiz olması -obradovic olması değil yalnız, yanlış anlaşılmasın- o da olacak inşallah... ancak korkum da burda başlıyor. yaz başında yaşananlar da mâlum. ister istemez insanın canı sıkılıyor. umarım uzun yıllar takımımızın başında,
'koç' olarak kalır.