resim
Okan Buruk
Görev:Teknik Direktör
Takım:Galatasaray
Yaş:51
Uyruk:Türkiye
  • 14478
    düşük kalitede bir ligde hocalık yapan antrenörümüz. hal böyle olunca ligde harcayabileceği bir kredi olmuyor büyük takım hocalarının. 2 senedir topladığı puanlar hocanın büyük başarısı ancak ligin de kalitesi ve seviyesini göz ardı etmemek gerek. bu sebeple bir puan kaybına yangın yapılıyor ya eleştirisi pek geçerli değil bence. 23-24 sezonunda 99 puan toplayan takım şampiyon olamadı, bu gerçeği de unutmamak lazım.

    galatasaray futbol takımı 3-0 önde olduğu maçı kaybetmemeli. 2006-07 sezonu arda turan’ın yıldızlaştığı iç sahadaki konyaspor maçında da 3-1’den 3-3’e getirmişti rakip skoru, ha keza 15-16 sezonunda rize 90+ larda attığı 2 golle bizi 4-3 yenmişti. ve tabi ki benim o dönem yaşamadığım bir hasan vezir skandalı var. bu maçta o maçlar arasındaki yerini aldı.

    transfer sezonu bitti, artık sevabıyla günahıyla ihale hocanın üzerinde. torreira-davinson’un ikamesi yok, kanatların da ikamesi an itibariyle yok. ama rotasyon eleştirisi en temelinde davinson-torreira oynamalı üzerinden dönüyor. bu oyuncuların her maç 90 dakika oynayamayacağını kabul etmeliyiz ancak bir 30 dakika da oynabilmeliler zor giren maçlarda. elinde kaliteli ve maliyetli bir kadro var hocanın ama bazı oyuncuların ikamesi yok. bunun olması da normal, rodri’nin de yediği yok ancak hocalık da bu anlarda ortaya çıkmalı. o mevkinin oyuncusu yoksa oyunu değiştirmeli hocalar.

    4-4-2 bu takımın üzerine sıkılan bir limon canım hocam. bu takımın düzenli bir şekilde 442 oynamaya gücü yok. ha keza mertens’in haftada 3 maç oynamaya da gücü yok. osimhen icardi oynamalı ve bu senin hiç kullanmadığın bir düzeni oynatman anlamına geliyor ancak osimhen’e onay verdiğin gün bu gibi durumların gerçekleşeceğini kabul etmen gerekiyordu. kısayol bulunacak da bir durum yok, ne yapılması gerekiyor belli.

    2024-25 sezonu başlayalı 2 ay oldu heralde. kaybettiğin bir süper kupa ve bir şampiyonlar ligi parası var. bunları da trajik ve yara verici şekilde kaybettin, böyle hissettirdin taraftara. bunu normalleştirmenin gereği yok. maç kaybedilebilir ancak bu 2 kaybı biz üzücü şekilde kaybettik. artık kazanman lazım, iyi oynayarak kazanman lazım ki üstüne koy bir şeylerin, koltuğunu sağlam galatasaray’ı yukarıda tut.
  • 14479
    45 dakikalık teknik direktördür.

    maç düdüğü ile sahadaki oyuncuların enerjisini izlersiniz. sonra ikinci 45 dakikalık periyot başlar ve buna şunlar dahildir: ilk yarının 5 dakikalık uzatma, devre asındaki 15 dakikalık mola, ikinci yarının ilk 25 dakikası. kendine geldiğinde maç süresi 70.dakikadadır.

    oyun planı, oyuncu değişiklikleri, değişikliklerin zamanlaması, bireysel oyuncu hazırlığı konularında vasatın altında teknik direktördür.

    geçtiğimiz sezon oynanan: kopenhag, bayern münih, sparta prag, fenerbahçe maçları bu tespitlerin örnekleri ile doluydu. bu yıl kaldığı yerden devam etmektedir: beşiktaş, young boys -her iki maç dahil- ve kasımpaşa maçları da bu yıl olan örnekleri.

    zamanında sacha’yı çıkartıp, boey’i alan ve maç sonunda ‘terse hızlı top atan bir bek istedik, rakibin defansını dengesiz yakalamak istedik’ diyen teknik direktörden geldiği yeri anlamakta güçlük çekiyorum. türkiye ligi’nde şu hali yeter de artar; avrupa’da ise başarıya özlem duyar dururuz.

    muhabir müsveddeleri kendisinden memnun olacak ki dün oynanan kasımpaşa maçından sonra kendisine sorulması gereken şu 2 soruyu sorma cesareti gösterememiştir:

    1) ilk yarı için çok tempolu bir galatasaray’dan söz ettiniz: sara, osimhen ve icardi’nin bireysel meziyetleri ile goller buldunuz. abdülkerim’in sık sık kademe hatası yaptığı ve önde yakalandığı, demirbay’ın orta sahada istasyon olamadığı, nelsson’un oyunu kurmada yavaş kaldığı anlar maç önü planınıza dahil miydi?
    2) ikinci yarı isabetli şut atamamış takımınız hakkında oyunun neden bu noktaya geldiği hakkında neler söylemek istersiniz? sara’nın yanına torreira değişikliği yerine demirbay’ı oyunda tutarak oyun anlamında neyi planlamıştınız.

    okan buruk, yeni jenerasyon fatih terim’dir. ufak su birikintisinde herkes yüzebilir, önemli olan ayaklarınız yerden kesildiğinde yüzüp yüzemediğinizdir.
  • 14480
    ilk yarıda 3-0 oynarken de geriden çıkışlarımız, set oyunumuz, oyun kurulumumuz gibi şeyler iyi değildi ki zaten belli oluyordu nelsson topu alıp bekliyor veya muslera alık alik bakıyordu sahaya nereye atsam diye. skoru yapan ileri oyuncularımızın maçı out-class etmesiydi.

    sakatlık ve değişiklik ile oyunumuzda hiçbir şey olmadığı, olmayacağı gün yüzüne hemen çıktı. ne top kapabildik ne top yapabildik ne de oyun kurabildik. tamamen teslim ettik kasımpaşa’ya ki onlar da bu durumu gördükçe iştahlandı. boşuna değil o “milyon euroluk oyuncuların da baskı görebileceğini gösterdik” açıklamaları.

    sen aciz duruma düşürürsen kendini basit takımlar bile hevesleniyor ve oyununu oynama cesareti gösteriyor. futbol bu. yorgun olabilirsin, sakat veya eksik olabilirsin ama rekortmen sampiyon bir takım olarak aciz olamazsın. düşersen üzerine gelen çok olur. mental ve oyun olarak berbat bir ikinci yarı çıkardık. bitse de gitsek modumuzdan da bir güzel faydalandılar.
  • 14481
    sayesinde sürekli ofsayt yediğim biricik hocamız.

    kendisini istifaya davet etmek nankörlük ya da şımarıklık değil galatasaray genlerinden gelen bir kültürdür. ben türkiye liginde şampiyon olmak istemiyorum. avrupa'da yürüyemeyeceksek hiç bir anlamı yok. keza ''türk olmayan takımları yenmek.'' düsturuyla kurulmuş bir takımı tutuyorum. umarım ilk yarı 3 attığımızdan dolayı iyi oynadığımızı düşünmüyordur. tek forvetle takım savunması yaptıramıyorken iki forvetli çıkarak takım savunmasını nasıl sağlayacağı konusunda şüpheler tavan. kendisi ise türkiye liginde pata küte saldırarak orta sahayı boş bırakarak aldığı sonuçların hülyasında asıl soruna odaklanmaktan uzak. dün papaz pilav yemedi. yine ligimizde pilavı yeriz, dün bir kazaydı. fakat şu dünya paralar ligimiz için mi döküldü şu oyunculara? büyük problem burada yatıyor.

    not: istifa etmesini bir iki maçlık sonuçlardan bağımsız istiyorum. uzun süreçteki kötü dizilim, sürekli yediğimiz kontra ataklar, önde top kapacağız diye arkada bıraktığımız boşluklar nedeniyle (yani oyun kurgusu nedeniyle) istiyorum.
  • 14483
    bence lucas torreira'yı alsın pamuklara sarsın. şu platformda iki senedir yalvarırcasına yazdım " torreira'nın alternatifi yok " diye. en az beş entrym var bunla ilgili. ama kendisine göre " 12 kişi " ile oynamış olacaktık orta saha alsak. demirbay-sara orta sahasının son derece yumuşak kalacağını göremeyen herhangi bir galatasaray'lı yokken teknik heyet ne yazık ki göremedi. nitekim 28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçında tüm korkularımız gerçek oldu. ama sen yine de ısrarla demirbay'ı oyunda tuttun. rotasyon konusunda eleştiremem fakat değişiklikler ve zamanlamaları konusunda çok defa sınıfta kalıyorsun. ve tekrar söylüyorum. allah korusun torreira sakatlanıp 2 ay oynamazsa jelerti mi o bölgeye koyacaksın çok merak ediyorum.
  • 14485
    sözlükte tekrar yazmama sebebiyet vermiş hoca. galatasaray teknik direktörü. muhtemelen suyun karşı tarafınında etki ajanlarıyla birlikte bir sinerji ortaya çıktı. galatasaray taraftarının içinde birikmiş kin ve nefreti yellediler. tamam eleştiri zaten olacaktı ama dozu saçmalama boyutuna çıkmayacaktı belki.

    ama yaşı 20-25 güruh ile, bizim gibi 40 görmüş ve bizden biraz daha şerbetlilerin oluşturduğu birtakım köşeler var. yaşları genç olanların fikriyatını açık ve net bir şekilde önemsemiyorum çünkü hayata bakış açıları net bir şekilde olgunlaşmamış ve ayakları yere basmayan fikirleri futboldaki tecrübeleriyle birleştirmeleri sonucu bir "istifa" dalgası kopuyor iki gündür.

    yaşları ilerlemiş abilerimizde her şeyi çok bildikleri için ne dersek doğrudur diyerek, vur patlasın çal oynasın.

    bu grupları arasındaki aklı selim insanları tenzih ediyorum. nedir o aklı selim? aklı selim; fitne zamanı esen rüzgarın dinmesi bekler ve dilini tutar, sabreder.

    galatasaray'da eleştiri kültürü var diyerek saçma sapan bir argüman ortaya çıktı. bu argümanın altını zibilyon tane şeyle doldurdular. işin ucu sadece keyfe göre kaçtı. fatih terim'in futbol bilmediği, erden timur'un hiçbir şey yapmadığı, rahmetli mustafa cengiz'in şunu bunu, okan hocanın hiçbir şey oynatmadığı.

    kasımpaşa beraberliği sonrası, kasımpaşa'nın teknik sorumlusunun izahatı, okan hocanın ciner'in takımının oyun şablonunu ilk yarı darmadağın ettiğini ortaya koydu. 45 dakikada 1 pozisyon. kaçırdığım varsa internetin azizliğine uğradığım anlara denk gelmiş olabilir.

    alıntı: "biz beraberliğe değil, 3 golden sonra yenen 3 gole ve değişikliklerin yanlışlığına bağırıyoruz!" siz kimsiniz? siz kimsiniz derken küçümseme anlamında değil tabii ki sonra kavga ortamı oluşturmayalım. sallai zorlama hissetmiş, baba öyle, osimhen, yunus, sara. omurga sallanınca beklenen şey hiç olmazsa oyunu tutmaktı. üç aşağı beş yukarı oyunu oynayacak şablon devam etse de, beklenen olmadı, haliyle goller gelmeye devam etti.

    hoca eleştirilerini sıraladı, kendisi dahil. hoca en son yediği darbelerden sonra 6'da 6 yaptı.

    yakın zamandan çok kısa bir tur yapalım. arne nottingham'a, angelotti las palmas'a, kel öğrencisine, flick bilmem kime abuk subuk oyunlarla maç bıraktı, simeone keza öyle, gasperini'nin yaptığı planlar tutmadığında genelde perişan olması vs. bu adamların insan oldukları anlamına gelir ki işin güzel tarafı da bu.

    bir başka açı; okan buruk 2 sezon şampiyon oldu, rakipleri olacak tipler kaç hoca değiştirdi? var mı sayan? hadi bunun içine trabzon ve başakşehir'i de ekle. say baştan kaç olacak? yazık emeğe yazık. bu kadar kolay insan harcamamak lazım.

    kerem aktürkoğlu'nu söve söve gönderdik, kimi dinine, kimi bilmem neyine, kimi sahada yaptığı top kayıplarına (kişiliğinden ziyade yaptığı kayıplara ben de kızdım ama gittiğinden beri tüm maçlarını izledim) ama geldiğimiz noktada ne kadar özlediğimizi de eminim ki herkes itiraf edecektir.

    bir başka açı; saçma sapan bir muhabbet ama hocayı gönderdin! kimi getireceksin? güya ilişkimiz olduğu konuşulan fransa'dan doue denilen bir tipi bile alıp getiremediler, çok muhteşem ilişkileriyle. kimi getireceksin hoca diye? kimi? bu kadar elde edilmiş kazanımları bir anda elinin tersiyle itip kime emanet edeceksin takımı? 70'ini geçmiş fatih terim'e mi? hocalık vasfı kalmamış poşettino'ya mı? yoksa boştaki sarri'ye mi? kim?

    elde 2 sezonun içinden geçmiş hocası var, bir beraberlik sonrası bu kadar tantananın dönmesine ancak ikiyüzlülük derim, kusura bakmayın. siz kıymet bilmiyorsunuz derim. hani adamın özel hayatına varana kadar laf etme cesaretini kim kendinde buluyor, bu da işin başka boyutu.

    siz paralel evrende oyunu hocadan daha iyi okumaya devam edin, kenardan göremediklerini, takımla 24 saatini geçirmesini, idmanda kimin ne verdiğini ne vermediğini, eldeki malzemeyi hoca sizden daha iyi bilmiyor tabii ki.

    aa dur! eleştiri kültürü değil mi?!

    tekrar: hoca teknik taktik bilmiyormuş. camia bali koklamaya başlamış. yazık.
  • 14486
    önce derbide şikecileri üçlemiş ardından çok kısa bir süre avrupa'da zorlu bir rakibi de üçlemiş sonra yine çok kısa bir süre sonra şikecilerin arka bahçesi olan takıma karşı ilk yarıda 3 gol bulmuş ama rotasyon yapmak istediği için takımı değişikliklerle baştan aşağıya farklı yapmış ve akabinde 3 gol yiyerek 3 puanı kaybetmiştir. hoca çok yoğun tempolu geçen iki maçtan sonraki maçta skoru aldıktan sonra takımı dinlendirmek istemiş ama bunu çok yanlış değişikliklere yapmış ve elindeki maçı vermiştir. bu konuda eleştiriyi dibine kadar hak ediyor ama sadece bu kadarını hak ediyor. şu an ligde yine rekorlar kırarak namağlup devam ediyor, avrupa'ya da güzel bir galibiyetle başladık sonuç olarak şu an iyi devam ediyoruz. her insan hata yapabilir, hoca da hatalar yaptı ve elindeki maçı verdi ama bu hatasından ders alıp yolumuza güzel bir şekilde devam ettirecektir buna inanıyorum.
  • 14487
    (bkz: 28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçı)

    bana göre maçtan sonra yaptığı açıklamaları maçın skorundan daha vahim olan teknik direktör. yok neden cumartesi oynuyormuşuz, tff bizi sıkıntıya mı sokmak istiyor, penaltı ayrı dosya... fb de 3 gün sonra maça çıkıyor biz de, üstelik adamlar deplasmana gidiyor. el aleme kendimizi güldürüyoruz hocam.

    yok bir hata varsa sorumluluk benim, yani maç 3-0'dan 3-3'e gelmiş hala hata varsa diyor. hata varsa ne demek hocam? çıkan 11'den yaptığın değişikliklerin tamamı hatalı. bu maça çıkan kadroyu gören herkes çok pozisyon vereceğimizi, goller yiyeceğimizi tahmin etti. özellikle 3-2 olduktan sonra ve oyuncu değişiklik hakkımız bitince de herkes 3-3'e hatta 3-4'e gelebileceğini de düşündü. yani uzun lafın kısası ne federasyona, ne hakemlere ne de futbolcularımıza sallamaya gerek yok.

    iki cümleyle bu maçın sonucu tamamen benim eserim derdin, konu kapanırdı. biz de olur hocam öyle arada bir der geçerdik. şu an ben bu travmatik tarzda skorların tekrarlanmayacağını düşünmüyorum. 5 maç sonra yine hayal kırıklığı yaşanacak. umarım ekranda bize yansımasa da içeride gerekli dersler alınmıştır da ben yanılırım.
  • 14488
    puan kaybedilen maçtan hemen sonra entryi girmeyi pek tercih etmem. maçın üzerinden yeterli zaman geçmiş olduğunu düşünüyorum.

    hocanın başlığına daha önce defalarca sonuç ne olursa olsun yanındayım yazısı yazmış biri olarak söylüyorum ki hoca kasımpaşa maçında kadrosundan, taktiğinden, demeçlerine kadar hatalıdır.

    öncelikle evinde 3-0 dan rakip real madrid bile olsa puan veremez galatasaray.

    kadrodan bahsedecek olursak bir kez daha gördük ki bu takımın olmazsa olmazı, onsuz köy takımına dönüyor dediğimiz 4 adam var. davinson sanchez mina, gabriel sara, lucas torreira, victor osimhen. hocanın artık dries mertensi birinci planda düşünmemesi, hatta rotasyon oyuncusu olarak kullanması gerekli. elias jelert performansı konusunda endişeler varken maçta ikinci yarı sol/sağ açıkta görmek göz kanatıcıydı kenarda. kerem demirbayı saha içi kurgusuyla ateş çemberine atması yine hocanın evirdiği kadroyla alakalı. başından sonuna kadar hatalar silsilesi sonucunda verilen bir puan oldu. kenarda ikinci yarı golü yiyeceğimiz o kadar aşikarken oyunu uyutmayı beceremedi maalesef.

    demeçlerine gelirsek,
    ben puan kaybedilen maçtan sonra hakem konuşulmasına irrite oluyorum. kazanınca da yapsan hak veririm ama kadıköyde aleyhte verilen saçma penaltıya maç çıkışı "kenarda gördüm evet penaltıydı" deyip, içerde haklı verilen penaltıdan sonra "hakem de öyle böyle" demek komik duruma düşürüyor hoca seni.
    üç ünde bir maç yapmaktan şikayet ediyorsun maç sonu çıkıp. bu durum dün belli olmadı sezon başlamadan böyle olacağı belliydi, kadronu ona uygun ayarlasaydın. avrupada 100 tane takım üç günde bir maç yapıyor bundan dem vurman yanlış.
    bir de artık üstü kapalı oyuncularını suçlamaktan vazgeç. kötüyse, karaktersiz ise, formanın kıymetini bilmiyorsa, galatasarayın büyüklüğünü bilmiyorsa kadroya alma. kaybettikten sonra çıkıp algıyı başka yere kaydırmaya çalışma hoca.

    umarım bunları okuyosundur, sana sürekli olduğu gibi bugün de destek olan bir taraftar olarak yazıyorum bunları.
  • 14489
    fatih terim'den miras aldığı ''kazanan kadro bozulmaz'' mentalitesini ve ''biraz daha birlikte oynasınlar istediğim için değişiklik yapmadım'' kafasını derhal terk etmesi gereken teknik direktör.

    yorgunluk ve formsuzluk sebebiyle pek tabii kazanan kadro bozulabilir. kazanan kadroda 11 başladı diye sahada eksi yazan barış alper'i dinlendirmek yerine ısrarla oynatmanın anlamı yok misal.

    aynı zamanda değişiklikler için fazla beklemesi ve saçma sapan hamleler yapması sonunda kasımpaşa karşısında canımızı yaktı. torreira ve davinson'u son 30 dakika oyuna atsa 3 puanı alıp devam edecektik. onun yerine berkan, mertens, bats hamleleriyle saçmalayıp üstüne demirbay'a dokunmayıp gabriel sara'yı çıkarmak çok büyük hataydı.

    (bkz: 28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçı)
  • 14490
    tam bir hoca. canimız hocamiz 28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçında bize yeni birsey daha ogretti.

    3-0 kopmus gitmis mac, nasil 3-3'e getirilir.

    severim boyle hocalari, sadece oyunculara degil taraftara da birseyler ogretir.

    ek olarak mesela, boyle bir mactan sonra nasil roportaj verilmez olayini da ogretmis oldu.

    yani mukemmel hoca. sonucta ogretiyor.

    ne demisler, izahi olmayan seylerin mizahi olur.

    not: entry sadece sitem belirten; ironi, alegori, hiciv icermektedir. baska yerlere cekilmezse sevinirim. *
  • 14491
    artık 3-0 bile önde olsak diken üstünde olmamız gerektiğini bizlere öğreten hoca.

    19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçıyla başlayan süreçten bu yana imza attığı türlü türlü hususlardan dolayı ancak uefa avrupa liginde en az yarı final görmemiz hâlinde kendini temize çekecektir.

    süper lig şampiyonluğu bizim hedefimiz ise o zaman almayın abi 20 milyonluk orta saha; sağa sola saçmayın milyonları, madem tek hedefimiz süper lig kazanmak, ne diye o kadar uğraşıyoruz.
  • 14492
    şu süper lig şampiyonluğunun küçümsenmesi kadar garip bir şey görmedim. madem süper ligi kazanmak bu kadar kolay 20 milyon euro filan harcaman gerekmiyor, neden 2000 sonrası üç sene üst üste şampiyon olabilen bir takım bile çıkmadı?

    en yakın rakibin* kafayı şampiyonlukla bozmuş ve her sene ciddi harcama yapıp, peşini son haftaya kadar bırakmıyor. diğer rakibin* ekonomik anlamda kadrosuna son yıllardaki en büyük yatırımı yapmış. bir diğer rakibin* ise senin en önemli vaatlerinden birini senden önce gerçekleştirip, bankalar birliği anlaşmasından çıkmış ve güçlü bir ekonomi mesajı veriyor. ligdeki diğer takımlar ise son iki yılın şampiyonuna karşı doğal olarak ekstra motive çıkıyor.

    okan buruk da tüm bu tabloyu göz ardı edip, rekor kırarak şampiyon olan kadro bana yeter dediğinde neler olduğunu sezon başında* biraz deneyimlemiş olduk. doğru reaksiyonu göstermeseydi fazlasıyla sıkıntı yaşayabilirdi. galatasaray'ın hedeflerinden biri elbette avrupa'da başarılı olmak ama avrupa'ya sıkıntısız gidip, hem sportif hem de ekonomik istikrara sahip olmanın yolu da süper ligi kazanmaktan geçiyor. bu yolun sonunda ufukta 2000 yılındaki gibi kupa da gözükebilir ama önce başarının altyapısını doğru hazırlamak gerekiyor.
  • 14493
    mertens üzerinden neden bu kadar yüklenildiğini anlamadığım canım hocamız. hoca 4-2-3-1 seviyor, bu sistemde başarılı olduğu da aşikar. kaldıki birçok yazarın da hemfikir olduğu üzere 2 orta saha modern futbolda çok kullanılan bir sistem değil, dolayısıyla 3’lü bir orta saha zaruri. dolayısıyla 4-3-3 de oynasa en nihayetinde 3 orta saha lazım ve bunun ikisi mutlaka yaratıcı olmalı bizim gibi büyük takım için. şimdi bu adamın elinde kim var da koymuyor orta sahaya ve ben kaçırıyorum. sara torreira cepte zaten, her maç koyuyor adam, çok yorgun olduklarından sakatlık riski sebebiyle torreira aylar yıllar sonra kesildi, kendisini 1 ay bile kaybetsek neler olacağı aşikar. e geride berkan ve kerem kaldı merkez orta sahada. keremi gördük son maçta, yorumsuz, e berkan’ı ölsek hatlar arasında göremeyiz. yunus demeyin şu an kullanıldığı yapıda çok verimli. e kimi koysun bu adam orta sahaya? yani sen aldın rabiot’u da koymadı mı? ben de katılıyorum her ne olursa olsun 3-0’dan maç vermemesi gerektiğini, ama sanki çok tercihi varmış da kullanmıyormuş gibi davranılması çok yersiz. kaybetmeye tahammül edemeyeceğimiz adamları korumaya gitti, 90+4’te maç 3-2ydi, o dakikada bir zahmet sahadaki oyuncu grubu tutsaydı maçı.

    yani başarı kisvesi altında inanılmaz bir tahammülsüzlük ve doyumsuzluk var, anlamak mümkün değil. soruyorum, diyelimki bu sene şampiyon olamadık, gitsin mi hoca? yahu dünyanın en baş takımları bile 2 sene şampiyon olmuş, ve vura vura olmuş hocayı 1 şampiyonluk kaybetti diye kovmaz. ama eminim, hoca bi kaybetsin, bu taraftar allem kallem eder kovdurur hocayı; baksana 1 beraberlik bile yeter!leri başlatmış, neye yeterse.

    son olarak da şu dillere pelesenk olan büyük maç geyiği. yahu puan puana gitmişsin iki sezon, şimdi gittiğin bi trabzon deplasmanı küçük maç mı? beşiktaş’ı yenmişiz geçen yıl küçük maç mı? onlarca zorlu anadolu deplasmanına gitmişsin, sektirmeden hepsini yenmişsin bunlar kolay mı, adı küçük diye küçük maç mı? dilim dönse kovulsun da görelim diyeceğim de, aslolan galatasaraydır dileyemiyorum.
  • 14496
    kendisiyle son dönemdeki değişiklik-rotasyon mantığı ile ilgili rezervim dışında hiç bir sorunum yok. özellikle kendisinin futbol bilgisi ve görgüsünü tartışmaya açmak son derece absürd. bir anadolu kulübünde kupa kazanmış, 3 büyükler dışı bir kulüple lig şampiyonu olmuş, üstüne bizde de 2 yıl üst üste şampiyon olmuş bir adamın hatalarını tartışacağız elbette; ama galatasaray için yetersiz olduğu gibi bir zanna kapılmak akıl alır şey değil. elmayla armutu karıştırmayalım rica ederim.

    maça gelirsek;
    (bkz: 28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçı)

    davinson ve toreira tercihleri benim için sürprizdi ama atılan zar tuttu ve 3-0 yaptık. işte bu noktada oyunu tutman gereken bir dönem başlıyor. osimhen de sakatlanmışken en basitinden, tor'u oyuna atıp kerem'i çıkarmalıydık. rakibin nispeten güçsüz olmasından dolayı hafta içini düşünecek durumda değildik zira.

    yenildiysen öğrendin demektir mottosuna inanan biri olarak, eğer 3-0 dan kaybedilen 2 puanla; oyuncu değişikliği ve rotasyon nasıl yapılır bilmiyorsak ya da unuttuysak şimdi öğrenmiş ya da hatırlamış olduk. sağlık olsun diyelim.
  • 14497
    üzerinde boşuna tartıştığımız mevcut teknik direktörümüz. okan buruk’un görev başında olduğu üçüncü sezondayız ve bizim artık kendisinin mühendis bir teknik direktör olmadığını anlamış olmamız lazım. sistem, yapı, kurgu vs. gibi şeyler üzerine temeli atılmış ve her geçen yıl inşaatına devam edilmiş bir galatasaray futbol takımı yok. çünkü okan hocanın böyle bir bakış açısı yok. böyle bir derdi yok. rus ruleti tadında bir futbol anlayışı var. bu anlayışla da mermi bir bizim takımın kafasında patlıyor, bir karşı takımın kafasında. muslera-davinson-torreira-sara-osimhen iskeleti var iken sahada, rulette daha şanslı oluyoruz ama bu iskeletten bir veya birkaç isim eksik olduğunda okan buruk merminin bize isabet etmesini sağlıyor. çünkü kumardan, ruletten başka bildiği bir oyun yok hocanın. sahadaki oyuncuların bireysel yeteneklerine ve hayal güçlerine dayalı bir kumar ile de sezon boyunca uçlarda yaşamaya devam edeceğiz. bunu ben demiyorum bu arada, hoca söylüyor. hoca her kaybettiğimiz maçtan sonra yenilginin sebebini beklentilerin altında kalan hücum oyuncuları olarak gösteriyor. hücum hattımız beklentileri karşılar ise ne ala. ancak çalışılmış bir plan veya kenardan bir oyun aklı, yani satranç hamlesi tadında bir müdahale gerektiğinde duvara toslamaya devam edecek okan buruk (dolayısıyla bu takım). ben artık beklentimi bu düzeyde ayarladığım için çok rahatım, eskisi kadar da sık yazmıyorum bundan sebep. oyun kalitesi üzerine değil, oyuncu kalitesi üzerine hayaller kurmuş bir teknik direktörümüz var. oyuncu kalitesi üzerinden kazandık kazandık; kazanamadığımız senaryoda oyun/sistem kalitesi veya teknik direktör dokunuşu/sihiri üzerinden bir şey beklemeyin. “peki bu takım, yani bu oyuncu grubu daha fazlasını yapabilen daha iyi bir teknik direktörü, mühendis bir teknik direktörü hak etmiyor mu?” diye de sormayın, o işler maalesef burada yürümüyor. türkiye’de olmuyor o iş. sözlükte de zaten olmuyor, kısa süre içerisinde “vefasız”, “nankör”, “şımarık”, “huysuz” gibi yaftalamalar ile karşı karşıya kalıyorsunuz. arabesk bir romantizm, profesyonelliği ve kurumsallığı her zaman döver bu ülkede. ezer, sindirir. elimizdeki ile kör topal yola devam etmeye yoğunlaşmamız lazım bu noktada. ben öyle yapıyorum, herkese de tavsiye ederim.
  • 14498
    çok ama çok haksız şekilde "eleştirilen" hocamız. eleştiri elbet olacaktır ama saçma sapan lakaplar takarak hocayı karalamak kadar gerizekalıca bir şey olamaz. rakiplerin milyonlar dökmüş yollara onu yenebilmek için. çıkıp diyorlar ki, kopenhag, fenerbahçe, young boys, prag maçlarından dolayı ona kızgınım. kardeş, zaten ne kaldı ki? 90 maçın 70 küsür maçını kazanmış adam. dönüp bakıyorsun real madrid gibi bir canavar bile bu yapamıyor. yapsa bile zorlanıyor. fransa liginde milyarlar döken psg bile arada şampiyonluk kaybediyor.

    hoca bugün gitsin, siz sanıyor musunuz ki takım daha iyi olacak? imkansız. bu kadar değersizleştirmenin gerçekten hiç anlamı yok. eleştiriler yerinde ve saygılı olmalıdır.
  • 14499
    okan hocaya çok kızdım hala kızıyorum hatta beşiktaş maçından sonra bir ara istifa etsin bile yazdım ama sakin kafayla düşünüce kendisi yerine gelecek kimse ondan iyi performans veremez bence.
    bu ligde şampiyon olan son yabancı hoca zico'ydu. o da 2006-2007 sezonunda oldu. yerli hoca desek büyük bir kesim fatih terim diyecektir. ama fatih terim hoca olarak değil başkan olarak dönmeli artık.
    hocayı eleştirelim ama ayarını kaçırmamak lazım. twitter'daki ergen tayfanın değersizleştirmesi tüm taraftara sirayet etmemeli. kerem'e olanları gördük. yakında barış'a, muslera'ya da başlayacaklar. eleştiri normal ama linç kültüründen uzak durmak lazım.
  • 14500
    bir süredir etkileşim köpekliğinin ve bandwagon etkisinin kurbanı olan teknik direktörümüz. evet, burası galatasaray, burada biat kültürü yok, galatasaray daha iyi olsun diye yanlışa yanlış demek var. ancak maalesef her şeyi olduğu gibi bunu da eğip büküp yozlaştırmayı başardık. zekası kıt, okumayan, okuduğunu da anlamayan cahiller sırf prim yaptığı için hep bir ağızdan hocasına, futbolcusuna durmadan hakaret ediyor. bu mu eleştiri kültürü? 12 sene kalesini başarı ile korumuş kaptanına hata yaptı diye salyalar saçarak küfür etmek, 2 senede kırılmadık rekor bırakmayan hocasına “sıra sende ohaaaaan” diye bağırmak eleştiri kültürü değildir. bunun adı olsa olsa öfke kültürüdür, cahilliktir. şu kafanın, menemen’de kubilay’ı katleden kafadan zerre farkı yok. sadece motivasyonları farklı. bilgi yok, fikir yok, birinin öbürünün dediğiyle eline tırmık, dirgen alıp kelle istemek var. ilerlemek icin önce bunlarla mücadele etmek, bunların kafasını ezmek şart.
App Store'dan indirin Google Play'den alın