1997 yılı başlarıydı. arkadaş ortamımızda gece sohbet ederken birden sivri zeka arkadaşımız ortaya bir laf attı. biryerlerde duymuş, insan ölümü üzerine bahis oynanıyormuş. hadi bizde kendi aramızda yapalım dedi. ilk kimin söylediği isim ölürse parayı alsın dedi.
herkes bir isim yazdı. ben (bkz:
rahibe teressa) yazdım. nerden aklıma geldi bilmiyorum ama yazdım. akıllılık yapıp bir ayağı çukurda bir isim yazmayı tercih ettim. o yılın ortası gibiydi kadının ölüm haberini alan arkadaşım aradı. oğlum aldın parayı dedi. şaka gibi ama tutmuştu tahminim.
sonraki yılbaşı akşamı yineledik bu tahmini ve ben kağıda bu sefer (bkz:
safiye ayla) yazdım. aynı mantığı yürütmüştüm. inanmayacaksınız ancak yine tuttu ve o yılda parayı ben aldım.
1999 yılına girilen gece bu işin artık suyu çıkmıştı ama hadi tekrar deneyelim dedik. ve ben bu sefer kağıda michael schumacher yazdım. sıkı bir (bkz:
mika hakkinen) taraftarıydım ve shumi'ye sinir oluyordum. ama sonra pişman oldum onu yazdığım için.
geçen iki yılın yaşanmışlığı ile içten içe korktum başına bir şey gelmesinden. aynı korkuyu arkadaşlarımda yaşamışlar, daha sonra itiraf etmişlerdi. çok şükür o yıl başına birşey gelmedi.
şimdi o kağıda adını yazan azrail ile mücadelesini sürdürüyor. rakip daha zorlu ama ben onuda yeneceğinden eminim. iyileş ve pistlere geri dön şampiyon. kalbim seninle.