51
bu zihniyetin, değil galatasaray da teknik direktör olması, kulübün kapısından içeri sokulmaması gerekir.
52
gelecek için ufaktan sinyaller vermeye başlayan bir hamza hamzaoğlu beynatıdır. yani şair burada diyor ki eyy galatasaray taraftarı bundan kelli her maçta galibiyet beklemeyin bu takım sıklıkla kaybedecek bunlara kendinizi hazırlayın. resmen taraftara subliminal mesaj veriyor.
53
galibiyet gerekmese futbol takımı teknik direktörlüğü ne kadar kolay ne kadar da güzel bir meslek olacak diye devam etmesi gerekir bu cümlenin söyleyen kişinin tam olarak zihniyetinin ortaya çıkması için.
54
kontrolünü yitirmiş zatın komik açıklaması.
git san marino'yu çalıştır o zaman.
55
3 kupalı hamza(1+oğlu) hocamın fantastik beyanatı.
adam haklı kardeşim beklemeyin yani. ne sanıyorsunuz burayı galatasaray mı?
57
lanet olsun ki galatasaraylıyız dostum tarzı zenci cevabı verilecek gerçekliktir.
vizyon diye bahsedilen sanırım bu olsa gerek. hangi takım her maçı kazanmamak için çıkar ki maçlara?
59
bir rüyayı yaşayan beceriksiz bir adamın sözleri. 1 sene önce deseler ki simeone karşında olacak, hadi canım derdi. adamın rüyasının ezilen kısmını biz oluşturuyoruz.
63
adam haklı oğlum.
bu takımdan her maç galibiyet beklenir mi?
bari 10ç falan bekleyelim, daha mantıklı. hem risk az, he? ya da üst, kg var gibi alternatif şeylere yönelelim, oran yükselir hem.
64
taraftara sitem argümanı. ben hayatımda bu kadar saçma bir şey duymadım. taraftarız lan biz, iy0 ms 2 mi bekleyeceğiz, la havle ya.
65
maalesef her macta galibiyet bekliyoruz be hamza. huyumuz kurusun. maalesef bizi her macta galibiyet de kesmiyor be hamza, iyi futbol da istiyoruz. maalesef hamza bizi iyi futbol da kesmiyor hamza, biz o kupayi istiyoruz. hamza bak ne dicem. galibiyetten vazgectim. bak beraberlik de burak da senin olsun. sinan gumus'u 90 dakika oynatarak sabri'yi kestigin, hakan balta'dan olcan'dan birsey ummadigin ilk mac fanboyun olucam be hamza. fanboyun olup ne mi yapicam?
muslera'ya sallicam. neden tutamiyo dicem lan. sino'ya gecen sene sampiyon yapan o degil de senmissin gibi gobek muhabbeti yapicam. daha gecen mac sol bekten top cikardigini gormezden gelicem. yasin'e sallicam. ayni yasin degil yaeaeeaaeea diycem. atletico'yu yenmesek de olur dicem.
ulan gerek yok be hamza o son dedigimi yillardir soyluyorum zaten. atletico'yu yenmeye gerek yok. lan biz galibiyet falan istemiyoruz kafan almiyor mu? bu takim 11/12 de kendi sahasinda 9 kisi kalip mac kaybetti. ve o mac sampiyon oldu! bu takim chelsea'den 5 yedi ve o mac aldi uefa kupasini.
al lan al beraberlik bile istemiyoruz allah kahretsin.
maalesef her mactan sonra defolup gitmeni, beraberinde basiretsiz, capsiz, vizyonsuz pacavra yonetimini, doldurdugun futbolcu diyemeyecegim, adamlarini goturmeni, yardakci, terbiyesiz, ultraslan ve terimsporlu kanaat onderlerini de goturmeni bekliyoruz.maalesef bekliyoruz ama sanirim defolup gidecek olan simdilik sadece sen olabileceksin.
al jpk'ni, sabri'ni bilal'ini, dursun'u git baska takimi milli takimin pilot takimi yap.
68
sadece takımların sahada aldığı skorlarla karar verebilen, ham oyundan haz alamayan, oyunu analiz edemeyen, sahadaki sistemin derinliklerinde kaybolamayan, oyunun felsefesini anlayamayan, uzun vadeli plan yapamayan, transfer politikası oluşturamayan, takım içi dengeleri önemsemeyen, elma ile armudu karıştıran kişilerin beklentisidir.
ancak sorulması gereken sorular;
"-geçen sene transferini dahi herkesin eleştirdiği yasin'i bir anda takıma monte ederek oyuncudan kurtarıcı yaratan ve oyuncuyu parlatan teknik direktör bu sene neden oyuncusundan verim alamıyor?"
"-podolski gibi gitiği takımlarda çoğu zaman beklentileri karşılamayan ve son yıllarında kariyerinin dip noktasına demirlemiş bir oyuncu uğruna geçen seneki şampiyonlukta en büyük katkısı olan oyunculardan neden vazgeçildi?"
"- teknik direktör, eldeki takımdan ne kadar verim alabiliyor?"
"-transfer dönemi boyunca, melo gibi saha içi performansı birçok oyuncudan yüksek olan bir oyuncu kaybedilecekse dahi bunun yerine iyi bir alternatif bulunamaz mıydı?"
"-kevin grosskreutz transferinde son dakika bırakarak elde edilmesi planlanan meblağ ile şimdi futbolcu transfer edilmesine karşın oynatılamazken verilen maaşı arasındaki denge tüm bu yaşanan rezilliği gölgede bırakabilir mi?"
"-transfer polistikasında galatasaray yönetimi çok mu başarılıdır?"
"-mali disiplin bahenesine sarılırken, sabri sarıoğu gibi yıllardır ne yapıp ne yapamayacağı belli olan bir futbolcuya sadece "amigo" gibi hareketleri ile taraftara hoş gelmesi ve bazı zamanlardaki üst performansına istinaden verilen fahiş fiyatlı sözleşmedeki mantık nedir?"
"-mali disiplin bahanesi ile alınan vasat oyuncuların yerine uzun vadeli planlarda yer alabilecek (sinan gümüş, bruma, telles, koray günter gibi) veya zaten elde var olan vasat oyuncular (yekta, amrabat, furkan, sercan, dany) neden kadroda düşünülmemiştir?"
"-en ufak tepkilerinde tarafatarı suçlamak ne kadar doğru?"
"-galatasaray taraftarı her maçtan galibiyet mi bekler?"
şeklinde olmalıdır.
zaten tahmin ediyorum ki galatasaray taraftarı maglubiyetlerden ziyade yönetilememekten muzdariptir. yoksa biz çok galibiyette maglubiyette gördük. bizim aşkımız gündelik değil.
69
talihsiz bir demeçtir bu. bunu padagümspor teknik direktörü söylemiş olsa da talihsizdir.
kaldı ki bunu söyleyen, galatasaray'ımız için başarı ile ter dökmüş, kulübün büyüklüğünü bildiği öngörülen eski futbolcumuz, şimdiki teknik direktörümüz.
her takım taraftarı, her maç takımından galibiyet bekler. beklemelidir. insanın doğasıdır bu. kendisini mutlu edecek ya da mutlu edeceğini düşündüğü her kavram için beklentili olmak. aşk, para, sağlık, huzur, mutluluk, herkesin mutlu olduğu bir dünya vs...
bizim taraftar olarak, özellikle galatasaray taraftarı olarak her maç için galibiyet beklentimizin olması normaldir. real madrid ile de oynasak dünyanın en seçkin futbolcularından oluşan bir karma ile de oynasak, maça 3-0 geriden başlasak dahi minicikte olsa her daim beklentimiz olacaktır. bizim galatasaray aşkımızın karşılığı varlığıdır ve varlığını yücelten başarılardır. yüzlerce maç üst üste hezimete uğrasak dahi ne bu aşk biter ne de zafer beklentilerimiz.
son nefesimizi verene dek seve seve bekleriz.
seneyi hatırlayamıyorum. 90 lı yıllar. sayın recep yazıcı hocamızın idaresinde antreman maçı . eski galatasaray futbolcusu olan dayım da maçı izlemekte.
maç bitti. (tüm maç boyu rainbowları, cruyff turnleri, marseille rouletteleri vs... hatasız ve defalarca uygulamışım. biri seri çalımlarla uzaktan çekilen bir şut, diğeri kornerden gelen topa kafa vurmak suretiyle iki adet güzel gol attım. maçı 4-1 kazanmışız. bana göre maçın adamıyım) aynı takımda oynadığım fanatik fenerbahçeli amca oğlum ile beraber soluğu dayımın yanında aldık. amca oğlum maç boyu kanattan bindirmiş, 1-2 lere girmiş, sayısız orta denemiş, gerektiğinde geriye oynamış, savunmaya yardıma gitmiş. falan feşmekan. ama istatistiği yok. ben iyice kasıldım. dayımın yanında rahmetli turgan baba (turgan ece), müfit hoca ve fatih hoca var. orda tanıştım üçüyle de. heyecan tavan. dayıma döndüm zank diye. ağzım kulaklarımda "nasıl oynadım dayı?" dedim. sırıtıyorum tabi bi yandan. çünkü inanılmazım ya kendime göre. dayımın "senden bi bok olmaz. ama selçuk'ta (amcaoğlu) iş var." deyişiyle dünyam yıkıldı. kalem kalem anlattı neden böyle dediğini. benim yaptığımın sirk oyunu olduğunu, futbolun ne olduğunu. 2 saat susmadan anlattı. o günden sonra toparlayamadım kendimi. futbol, oynadığım gibi oynanır düşüncesi inat oldu bende. o sebeple bi bok olamadım cidden. he amcaoğlu bu mevzudan 2-3 hafta sonraki fenerbahçe maçında 2 gol 1 asistle oynadı. ben kulübeden izledim...
bu böyle baya bir sürdü. pat diye bıraktım sonra. amcaoğlu ise ilerleyen yıllarda bir kaç kulüp gezdi. bense okul takımının en iyisi, mahallenin en çok top sektireni oldum. arif şenel'in bahçesinde iddiasına sektirme yarışı ve minyatür kale maçlar yaparak sigara, votka, bira vs. şişelerce, paketlerce zehir kazandım.
neden mi anlattım bu saçma hikayeyi.
hayattan çok beklentim var.
çünkü hala içimde sentilyarda birde olsa o formayı tekrar giyme beklentim var.
alkolü sigarayı bırakacağım sağlık günlere dair beklentim var.
evlenme beklentim, doğacak çocuklarımla florya'ya, sami yen'e gitme beklentim var.
88. dakikada galatasaray'ımın 4-0 mağlup olduğu maçı alacağına dair beklentim var.
bu saydıklarımdan sadece galatasaray'ım için uğraşıyorum.
bu sebeple "her maç galibiyet beklentim" var. bu sebeple "maalesef her maç galibiyet bekliyoruz" diyen zihniyetleri barındırmayacak galatasaray'a dair beklentim var.
74
malesef sen hala galatasaraydan kovulmadın. malesef senin gibi vizyonsuzları çekmek zorundayız.
75
kendi galatasaray'da aklı akhisar'da kalmış hoca beyanı..