belki de yüzyılın lincine uğrayacağım ama ben bu seneki çöküşün biraz da podolski'den kaynaklandığını düşünüyorum.
şimdi yanlış anlaşılmasın takımda bir sürü kımıl zararlısı var. podolski bu senenin belki de en iyisi ancak çöküşü başlatan da o. podolski'ye gelene kadar çook oyuncu var diyebilirsiniz, saygı duyarım. geçen sene bruma, yasin, olcan, hamit gibi orta sahalarla idare ettik podolski yokken. yetenek olarak kısıtlı olsalar da podolski'den daha fazla koştukları aşikar. podolski çok koşan bir adam değil. çok mücadeleci ve sert ama koşan bir oyuncu değil.
bir ipte iki cambaz olmayacağı gibi bir takımda da sneijder'le podolski olmaz. ikisi de az koşuyor. bir takımın iki koşmayan oyuncuya yer verme lüksü yok. hatırlarsanız geçen sene de orta saha direncimiz düşüktü. orta saha otobana dönüyordu önemli maçlarda. bu sene tüm bunların üstüne bir de podolski çıktı. solda sneijder sabit, sağda podolski sabit. ehh burak bey zaten direk gibi duruyor en uçta. bu sefer haliyle her maç gol yedik hem de 3 er 4 er tane.
sneijder de podolski de yarı saha çizgisine kadar rakibi kovalıyor lakin adam o çizgiyi az biraz geçince hopp birden fren yapıp soluklanıyorlar. rakip de gidiyor kaleye doğru tabi. benim eleştirim bu oyunculara değil, yanlış anlaşılmasın. çünkü kariyerlerinin hiçbir döneminde bu adamlar çok koşan oyuncular olmadı zaten. benim asıl eleştirim bu planlanlamayı yapanlara.
biz öyle bir takım kurmalıyız ki sneijder'in koşmama lüksü olsun. koşmasın ki diri kalsın, maç kazandırsın. aynı şey podolski için de geçerli. ikisi ayrı ayrı oynar ama ikisi beraber oynarsa çökersin. ikisinin beraber oynayabileceği tek düzen şudur: oyunu rakip sahaya yıkacaksın. biz de bunu yapamadığımıza göre. olmaz yani bu iş.
sene başından beri podolski oynuyor, dikkatli izleyin gollerimizin hepsi birbirine benziyor. ya sabri-podolski kanadının geri dönmemesiyle rakip geliyor ya da hakan-chedjou sağolsun rakibi kaçırıyorlar öyle yiyoruz. koşan takım kaybetmez arkadaşlar. hele ki süper ligde hiç kaybetmez. ben zannetmiyorum türkiye'de 110-120 km bandında koşan takımın şampiyon olamayacağını.
bilal'in oynadığı her maç daha iyi oynadık çünkü bilal 90 dk kaldığı maçlarda 12 km'yi gördü hep. selçuk, jose falan daha düşük koşuyor. elmander niçin efsane oldu, veya hakan şükür nasıl 360 küsur gol attı? bunlar çok mu yetenekliydi, hayır. ama press yapmayı biliyorlardı. senelerdir düzgün bir hücum hattına sahip değiliz. ne drogba, ne burak, ne podolski bizim aradığımız tarz değil. bize çok koşan bir forvet lazım, ancak
doğru koşu yapacak, umut denen zırvalık gibi kafası kopmuş tavuk gibi koşmayacak. sneijder'in varsa takımın koşmak zorunda arkadaş, başka çaren yok senin.
işin ilginç yanı podolski öyle bir yanılsamaya neden oluyor ki... attığı gollerle çok maç kurtardı. çok da iyi oynadığını düşünüyorum lakin verdiğinden fazlasını götürüyor. vazgeçemiyorsun da...