geçen hafta sonu bir alışveriş merkezinin asansöründe karşılaştığım, hayatımın en anlamlı maçını (bkz:
17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı) anlatmış efsane spiker. daha asansöre biner binmez yüzümde bir gülümseme belirdi ve kafamın içinden "aman allahım!", "neden hagi!", "bravo adams, bravo adams, tebrikler adams!", "aman tanrım! direkler bir kez daha izin vermedi. tanrı bizim almamızı istiyor", "haydi popescu, haydi oğlum, haydi oğlum, ve gol!", "kupa bizim, kupa bizim!", "tanrım şu güzelliğe bakın!" replikleri geçiverdi. asansörden inerken gözlerim hafif nemli "iyi günler abi" dedim, tebessümle karşılık verdi sanki kafamın içindekileri biliyormuşçasına.