(bkz:
nasıl unuttuk ama seni)
şaka bir yana, bayern’in elinde tutmak istediği, hala en üst seviyelerde piyasası olan adamı bu yaşta ve transfer sezonu bile başlamamışken çekip almak çok büyük iş. muhtemelen bu açıdan lig tarihinde böyle bir transfer yoktur. ancak daha ilginç olan şey şu ki biz bile bu adamı üç gün konuştuk geçtik. sanki yıllardır takımda oynuyor da artık alışmışız gibi. bundan 5 yıl öncesinde bu adamın 3-4 gömlek altı oyuncuların duyumları düştüğünde günlerce konuşulurdu, takıma gelse ne yaparlar falan havada uçuşurdu. şimdi sane’yi bu koşullarda almışız -öyle avrupa’da transfer kapanmışken gezegenlerin hizalanması gibi mucizelerle de değil ha- üç gün coştuk ettik, imza töreni, forma falan hadi yat aşşa sıradaki gelsin.
biz bu ligin bayerni değil bu dünyanın real madridi olmuşuz.
* yıldız oyuncu geliyor, kısa bi sansasyon sonra sırada ne yapılacak o konuşulmaya başlıyor. muhtemelen bunda geçtiğimiz 3 transfer sezonunda hiçbir galatasaraylının hayatında görmediği kadar çok sayıda isimli/kariyerli oyuncu alıp 3 senedir şampiyon olmamızın etkisi vardır ancak bu kalibrede bir transferi 2018 haziran’da yaptığımızı düşünsenize…
bu yediğimiz hurmalar bir gün çok kötü tırmalayabilir ancak ben içinde 2006 yazında o 1.7m dolar isterken biz 1.5m doların üzerine çıkamadığımız için alamadığımız
thomas gravesen’in ukdesini taşıyan biriyim, biraz da bu hayatı biz yaşayalım..