kariyerinin son 10 sezonunda sadece
manchester city,
bayern münih ve
almanya milli takımı formalarını giyip, herkesin rolünün belli olduğu, makine gibi işleyen takımlarda oynadıktan sonra, galatasaray'daki oyuna alışmasının biraz zor olduğu futbolcu. bu adam 5 yıldır kafasını kaldırdığında ceza sahasında veya pas istasyonu olarak, sahibi olmayınca evi dağıtan kedi gibi fıldır fıldır dönen
thomas müller görüyordu. galatasaray'da osimhen varken kısmen, osimhen ve ilkay varken de tam anlamıyla performans verebiliyor, zira bu 2 oyuncunun proaktif oyun zekası kendisine uyuyor. konya maçında bir pozisyonda icardi'ye 3. bölgede pas attı ve hemen geri almak için pozisyon aldı, icardi kendini 2 metre öteye götüremediğinden top önünden geçip gitti. dakika 20 falandı. sara ve icardi'nin mevcut hallerinde, hızlı pas alişverişi, hemen demarke pozisyona koşma ve oraya koşusu bittiğinde topu tekrar önünde bulma gibi atak organizasyonlarını yapması mümkün değil. dikkat edin, adam konya maçının son saniyelerinde topu kenarda defalarca aldı, ama topu içeri ortalamadı, uygun pozisyonda olsa dahi, çünkü buna alışmamış, alıştığı şey 90. dakikada da olsa, yakında üçgenlerle çizgiye inmek veya yine ayağa paslarla ceza sahasına ayağında topla girmek. city'de de bayern'de de. ama bizde oyuncuların hepsi ceza sahasında şişirme bekliyordu, alışmadık kalçada da iç çamaşırı durmadı tabii ve adam garantici, efektif takımlardan geldiğinden hep yandaki lemina'ya oynadı.
dolayısıyla almanya'daki performansına bakıp içeride de bunları yapmasını beklemek, hele önümüzdeki, muhtemelen osimhen'in olmayacağı dönemde hafiften hayal kurmak olabilir. adamın 10 yıl öncesine schalke'deki yıllarına falan dönmesi gerekiyor.