henüz 18 yaşında fransa lig 1 tecrübesi yaşamış, hatta iki senelik süreçte 29 kere de forma şansı bulmuştur. bu bize bir yetenek belirtisi sunar.
2005-2007 chelsea dönemi ise kariyeri adına hayal kırıklığıdır. ne var ki 13 maç oynayabildiği bu sezonların sonunda 22 yaşında fransa milli takımına seçilmiştir. yine yetenek ile...
öyle bir yeteneği var ki ışıltılı bir yıldız gibi adeta. oynadığı her dakika, her saniye kendini belli edip, ben büyük futbolcu olacağım diye bas bas bağıran biri idi o zamanlar. hatta ve hatta hatırlarsınız bir dönem diarralar türemişti birden dünya futbolunda. alou diarra, mahamadou diarra, lamine diarra vesaire böyle uzar gider liste. neredeyse hepsi de ön liberodur işin acayibi. bir futbolcunun isminde diarra geçiyorsa o ön liberodur diye bir algı var artık.
neyse lafı eveleyip gevelemeyelim.
şenlik chelsea'den sonra başlıyor. arsene wenger yine bir fransa sevdasına tutuşup alıp getiriyor lass'ı transferin son günü. ya tutarsa transferlerinden biri işte. ne yazık ki tutmuyor. yeni makelele olarak gösterilen diarra da böylece son hızda dibe çakılmaya devam ediyor diyebiliriz. böylesine üstün yeteneklere sahip olmasına rağmen ve iş ahlakının da gayet yeterli düzeyde olmasına rağmen kısmetsizlik yakasını bırakmıyor herhalde adamın. yeni makelele diye anılan adam 5 sezonda 49 maça çıkabiliyor sadece.
portsmouth'ta güzel geçen bir senenin ardından yollar düşer madrid'e!! 3 sezon ve 87 maç. takımın en başarılı isimlerinden biri olmasına rağmen
perezsilin'e yakalanıyor garibim. galaksi kuracağım, yakışıklı oyuncular getireceğim diye kafayı kıran florentino perez'in kurbanı oluyor tabii. 2 senelik uçuk bonservislerle bezenmiş bir soğuk, tatsız rusya dönemi... anzhi'ye ilk gittiğinde tanrı gibi görülüyordu. sonra işler değişti. forma şansı bulamadı. kulüp battı, satıldı falan. bela yine buldu diarra'yı.
arada kalan 1 sezon var ki akıllara zarar. 2014- 2015 sezonu... ne yaptın, ne yedin, ne içtin birader? koskoca lass 1 sezon boyunca boşta bekledi. ali turan mısın sen? kocaaa lass'sın. her işte vardır bir hikmet diyoruz tabii. herkes adamın futbol hayatı bitti derken bir döndü pir döndü. çok net hatırlıyorum herkes ondan bahsederken işte bu sezon futbolu bıraktı falan diyordu.
marsilya dönemi çok olumlu. 1 sezon kulüpsüz kalmasına rağmen en ufak bir kondisyon sıkıntısı, fiziki problem yaşamadan geçirdi sezonu. attı, attırdı. işte diarra bu dedirtti. futbolu özlediği belliydi ama. izlediğim maçlarda bunu net şekilde hissediyordum.
bir anekdot: futbolunun ilk döneminde önce nantes tarafından ardından da le mans tarafından beğenilmeyip yollanıyor. gözünüzü seveyim ey fransızlar!!!
işin teknik kısmına gelirsek:
sneijder vari demiştim ama üzülerek söylüyorum ki sneijder'den daha teknik bir oyuncudur lass. çalım yeteneği olarak da neymar'la falan kapışır yani. defansif boyutta da world class bir oyuncu. hani şöyle söyleyim, bir futbolcu düşünün, zidane- makelele- essien- iniesta karışımı olsun. hah işte lass böyle bir şeydir. bu yüzden ona büyük saygı duyuyorum zaten. günümüzde az buçuk bunu yapan pogba'nın değeri 120 milyon eurocuk. ki bana kalırsa lass daha iyi bir futbolcudur pogba'dan.
son olarak dursun'a sesleneceğim. ey dursun! sen diarra'yı getir sana
olumlu pencereden bakmaya çaba göstericem. fazla da yüz bulma haa. hala sevimsizsin.
ek: lass diarra müslüman olduğu için satarken en ufak bir sıkıntı çekilmeyecektir. tıpkı sow örneğinde olduğu gibi araplara 10-15 milyon bandında satılabilir.