kötümser insandır. taraftar olarak tanımlamak doğru değil. sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, insanların "bir felaket olacağı"na dair endişelenmesi için çok fazla komplo teorisi pompalanıyor.
bu iş öyle bir doyum saldırısına dönüştü ki herkes bir şeylerin kötü gideceğini ve eninde sonunda çok büyük felaketlerle yok olacağını düşünüyor. bütün bu yobazlaşma ondan. her şeyin en kötüsünü düşün ki ayık ol, iyi bir şey olursa da yanına kâr kalır. inandığını yobazca savun çünkü karşıtlarının şeytanî planları var. her karineden, her emareden, her göstergeden kötü olanı seç, mutlaka kötüdür çünkü. sırf bu algının zihinlerde yerleşmesi için "murphy kanunları" denen trollemeyi dahi normalleştirdiler. açın bakın, herkes murphy kanunlarında yaşadığını sanıyor. "en kötü ihtimal neyse o gerçekleşir." algısı yerleşti kafalara. futbolda da her takımın taraftarı, arkasından iş çevrildiğini, büyük baronların (kimse artık onlar) kendi takımlarını yok edeceğini vs. düşünüyor. bir takım taraftarı yok ki bunlara deli saçması desin. her takım taraftarının ekserisi kendi kulübünün büyük kumpaslara uğradığı paranoyasında. bu iş fener'in şikesiyle başladı. bjk zaten hep öyleydi. bu iş bize de sıçradı. bizim taraftarın büyük bir bölümü de bu paranoyalarda. o yüzden maçtan çok hakem izleniyor. oysa görüldü ki
16 eylül 2021 galatasaray lazio maçındaki gibi oynadığında, o maçtaki gibi poşet hakemlerin de sana bir etkisi olmuyor. paranoyadan kurtulmanın en doğru yolu, bilmektir. bizse paranoyalarımızı ve batıl inançlarımızı, "bilmek"le karıştırıyoruz.
bu bombardımandan kurtulmak çok zor. tek yolunun da farklı farklı bakış açılarını, karşıt görüşleri de içerecek bilinçli okumalar olduğunu düşünüyorum. çünkü bir türlü, kerem'in marcao'ya veya atılan gole surat yaptığına inancınız sonsuz olur. ama öbür türlü kerem'in zaten somurtkan bir tip olduğunu, vesikalık topçu fotoğraflarında bile somurttuğunu, bunun o adamın normali olduğunu fark edecek şekilde bakış açınız gelişir.