kim min jae’nin janiny’e yaptığı hareket en ufak bir tartışmaya mahal vermeyecek kadar net fauldür ve dolayısıyla ikinci sarı kart doğrudur. ceza alanına doğru atılmış bir top, topa koşan iki futbolcu, kim, janiny’nin gerisinde kalmış, topa yetişmesi, janiny’nin şutunu engellemesi imkansız. kim hiç müdahale etmese janiny çok rahat gidip kaleciyle karşı-karşıya kalacak ve şutunu atacak. gol olur olmaz orasını bilemem ama pozisyonun formatından bariz gol pozisyonu değilse bile tam anlamıyla umut vadeden bir pozisyon. bariz gol pozisyonu diyen hakemler de vardı ki bence de tam sınırda bir pozisyonu olduğundan haksız değiller. böyle bir pozisyonda kim ne yapıyor. sağ kolunu dirsekten bükerek koşu halindeki janiny’i arkadan itiyor. janiny’nin dengesi bozuluyor ve düşüyor.
bu pozisyonla ilgili şunları söyleyebilirim.
1-pozisyon tartışmasız faul ve sarı kart.
2-bu pozisyonun faul olup olmadığı değil avrupa’da tüm dünya’da sadece türkiye’de tartışma konusu olur.
3-bu pozisyon avrupa’nın hiçbir ülkesinde en ufak bir tartışma yaratmaz. tartışma açanları da bir daha ciddiye almazlar ve konuşturmazlar.
nitekim daha üç hafta önceki bjknin oynadığı ajax maçında, kenan bu itmeden çok daha masumunu yaparak rakibini itti (hem de omuzu ile itti) ve rakibini düşürüp attığı gol hakem tarafından iptal edildi. türkiye’deki birçok hakem eskisi de karar doğrudur çünkü şiddetli şarj var dedi. hakem olmayan bjkli yorumcular ve eyyamcılar ise hayır pozisyon faul değil dediler. tabi ben bunlara yine güldüm.
avrupa’daki futbol, verilen fauller ve hakem kararlarının türkiye’den şöyle farkları var.
-avrupa’da daha az faul yapılıyor. maç başına ortalama 20 civarı. türkiye’de otuz üzeri. bu fark bazılarının zannettiği gibi hakemlerin yorum farkından kaynaklanmıyor. takımlarımızın ve teknik direktörlerimizin zihin yapısındaki çarpıklıktan kaynaklanıyor. evet bizim teknik direktörlerimiz faullü ve temaslı oyunu taktik olarak kullanıyorlar. futbol tenis değildir mottosunu uydurmuşlar futbolu kikboksa çevirmişler. tamam futbol temaslı oyundur da güreş ya da kikboks da değildir. bu konuda uğur meleke’nin mükemmel tesbştleri var açıp okuyabilirsiniz. benim görüşüm şudur; avrupalı hakemler ligimizde maç yönetse her maç en az kırk faul düdüğü çalarlar. çünkü bizde temas diye yutturulan pozisyonların %90’ı net faul.
peki neden bizde bu faullü oyun taktik olarak kullanılıyor da bunu kimse görmüyor. çünkü bu durum güçlü takımların işine geliyor. fbjk bu durumdan çok yararlanıyor. faulü yapan fbjkli ise efendim sadece temas var devam deniyor, faule maruz kalan fbjkli ise efendim faul deniyor. doğru karar vermeye kalkan hakemler de dünkü maçın hakemi gibi medyadaki fbjkli çakallar tarafından linç ediliyor.
işte bu çarpık zihniyet yüzünden bizde oynanan futbol o kadar saçma ki %100 fauller bile böyle tartışılabiliyor. futbolumuz tam anlamıyla kaos futboluna dönüşüyor. halbuki hakemler biraz daha cesur olsa ve faulleri çalsalar, kartlarını tereddütsüz kullansalar, faullü oyunu taktik olarak kullanamayacak kimse. böylece daha az faulsüz bir futbol, topun oyunda daha çok kaldığı maçlar izleyebileceğiz. .
avrupa’da bu tür pozisyonların tartışmasız tamamında faul veriliyor. izleyenler bilir. peki türkiye’de neden bu kadar kıyametler kopartılıyor. bunun nedeni çok açık. golü yiyen fenerbahçe olduğu için. bjk yediğinde de aynı şey oluyor. masum bir pozisyon için kıyamet koparılıyor.
dünkü maçtan sonra neden kıyamet koparıldığını anlamak için size üç fotoğraf vereceğim. ali koç’un maç sonu ve sabiha gökçen’deki konuşması, erol bilecik’in maç sonu açıklamaları ve ferit şahenk’in ertem şener’i maç sonu canlı yayında araması ve ertem şener’in eziklik sergilediğ fotoğraflar. bakın ali şansalan bana göre bjk amigosu bir hakemdir ama verdiği üç kritik karar da doğrudur. evet mimikleri fenerbahçe’ye karşı biraz saçmaydı ama sırf mimikleri nedeniyle bir hakemi linç etmeye kalkmak nasıl bir insanlıktır. demek ki her maçtan sonra bu anlı-şanlı zengin iş adamlarımız bütün tv ve gazete spor müdürlerini arıyorlar ve onları yönlendiriyorlar. tabi yönlendirirken bazen havuç bazen de açıkça sopayı (aba altından da olabilir) gösteriyorlar. belki de bu işadamlarının sesini taklit eden bazı sahtekarlar da işin içine giriyordur. (duyduğum bu tür bir olay var) sonuç olarak tüm medyada müthiş bir linç başlatılıyor ve sonuç yine kaos yine hüsran.
türkiye’nin en güçlü iş adamlarının böyle manipülasyonlara (açık ya da gizli) yeltenmesi neden böyle acınası haldeyizin cevabıdır. ali koç’un maç sonu ve sabiha gökçen’deki konuşmaları tam bir 6222, hatta tck açusından daha ağır yaptırımlar gerektiren bir açıklamadır ve açık açık yapılmıştır. erol bilecik’in açıklamaları da aynı şekilde provakasyondan başka bir şey değildir. ferit şahenk’in canlı yayında ertem şener’i araması da korkunçtur. kim bilir perde arkasında daha neler neler dönmekte. perde arkasında daha korkunç şeyler olmasa, bütün medya böyle acımasızca linçe kalkışmaz/kalkışamaz. üstelik bu linç sadece bu maçta olmuyor. birçok galatasaray maçından sonra da olmuştur ve olacaktır. bir trabzon-galatasaray maçından sonra çom masumane bir pozisyon sonrası ümit öztürk aleyhine başlatılan linçin altında da bu güçler vardır bence. türkiye’nin en yetenekli hakemlerinden biri olan ümit öztürk’ü bu linç sonucu adeta bitirdiler. (allah müstahakınızı versin)
çokça tekrar ettiğim bir görüşümü yazarak bitiriyorum.
türkiye’deki tüm hakemlerin dengesini bozan kulüp fenerbahçe’dir. bunu nasıl yaptıkları, zengin iş adamlarını nasıl kullandıklarını dün gece açıkça gördük. bu işadamlarının, spor programı yapan tv müdürlerini, gazete spor müdürlerini nasıl yönlendirdiğini ve sonuçta nasıl acımasızca linçe yol açtıklarını 83 milyon görmüş bulunuyor. daha önce ve hala bu işin içinde mafya da vardır eminim bundan. hıncal uluç gibi cesur gazetecilerin kurşunlanması anlamsız değildir. cesur olnaya çalışan ahmet çakar’ın kurşunlanması da aynı şekilde. bu kurşunlama öncesinde kimbilir ne kadar tehdit ne kadar havuç kullanılmıştır. burada sırası gelmişken hıncal uluç’u yürekten tebrik ediyorum. kurşunlanmasına rağmen hiç kimseden korkmadan çizgisini bozmadan mesleğine devam etti. bazılarıysa maalesef .
(bkz:
17 ekim 2021 trabzonspor fenerbahçe maçı)