şükrü saraçoğlu stadyumu'nun hemen yanında, dere tarafında bir halı saha var; kadıköy spor tesislerine ait. kenan evren değil. ben de doğma büyüme kadıköylü olduğum için, maç günleri bu durumun ne kadar tehlikeli olabileceğini bilirim. hele bir de karşıdan
gfb tinercileri geliyorsa, işin zordur dostum, önce sataşır sonra saldırırlar.
*neyse, halı sahada tam da fenerbahçe'nin maçı olduğu saatte (geçen sene bir antalya maçıydı), halı saha maçı ayarlamış arkadaşlar. ben de her zamanki gibi giymiş
parçalıyı. iki maç da 19:00'da başlayacak, tabi önem açısından benim maçım daha öncelikli.
*maça 1-2 dakika kala takımdan bir arkadaş hala gelmediği için ben de üzerimde
parçalı olduğunu unutup sahanın dışına, binlerce taraftarın ve gfb tinercilerinin arasında ellerimi belime koymuş, efeler gibi dikildim.
*yanıma bir polis geldi. bu arada polis dedim de
as saint etienne taraftarına binlerce selam olsun. bana "arkadaşım hayırdır? canına mı susadın?" dedi.
sonra çaktım ben olayı, bir şey demeden sahanın içine geçtim. arkadaş da geldi, maç başladı falan filan.
(bkz:
bu da bir anımdır)
yalnız şunu da belirteyim ki, o sahada, fenerin de maçı varken maç yapmak çok keyifli. tezahüratlar çok net duyuluyor ve sanki size yapılıyormuş gibi oluyor
*.
hele bir de aynı anda gol olunca.. "guuuoooollll" diye kutluyor fenerliler,
parçalının golünü. hehe.
edit :
as saint etienne taraftarına verilen selamın sebebi için (bkz:
acab)
*