kendisinin transferine gösterilen tepkileri
marcelo carrusca transferine benzetiyorum. sözlüğün muhtemelen yüzde doksan sekizi kendisi hakkında fazla bilgi sahibi değildir ancak nedense çoğunluk potansiyelinin çok büyük olduğu konusunda hemfikir. bunu oyuncuyu kötülemek yada potansiyeli yüksek değil demek için söylemek istemiyorum ancak potansiyelinin yüksek olduğunu izlemeden bilmeden anlayabilmeniz mucizevi bir şey. birde soldan
bruma, sağdan
hajrovic yardırırlar lafları var.
bruma bu sezon kaç maç yardırabildi yada yardırabilme şansı buldu? bu çocuğun iddia eddiğiniz gibi sağdan yardıracağı, yağ gibi akacağı ne malum? izlemeden nasıl öngörebiliyorsunuz şaşırtıcı doğrusu. kulübün bu transfer politikasının beğenilmesini anlarım bir şey diyemem ancak
telles,
hajrovic gibi genç futbolcular için izlemeden bu kadar heyecanlanılmasına şaşırıyorum.
birde bu çocuk geleceğe yatırım olarak alınmış, iyi güzel de benim tahminim sadece
kayserispor,
kayseri erciyesspor,
konyaspor gibi kolay gol yiyen, güçsüz takımlara karşı yerlilerden kurulu dörtlü savunmayla çıkıp oynatacağız. bu ligde ancak 4-5 maç eder. birde türkiye kupası maçlarında oynatırız tahminim. ne yazık ki bu çocuk 22 yaşında. 22 yaş bir futbolcu için artık antrenmanla falan kazanılabilecek birçok şeyin oturduğu, altyapı eğitiminin çoktan bittiği ve gelişiminin büyük oranda düzenli bir şekilde oynayarak, tecrübe kazanarak sürmesi gereken bir yaş ve bu çocuğun bu yabancı sınırında bu kadar fazla maç oynayamayacağı bir gerçek. üstelik sürekli kolay maçlarda oynayacak, türkiye kupası'nda oynayacağımız gruba bakarsak oynayacağımız zorlu maçlar birkaç maçı geçmez. bu çocuk gelişimi için gerekli olan tecrübeyi nasıl kazanacakta ileride önemli bir futbolcu olacak?
birde bu yabancı sınırıyla ilgili sizin düşündüğünüzü koskoca galatasaray kulübünün başkanı, yöneticileri düşünemiyorlar mı diyenler var. bunun hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. evet düşünemiyorlar. yada düşünüyorlar ancak kabullenemiyorlar, başka yollarla aşacaklarını umuyorlar. sezon başını hatırlatırım. o zaman da
6+0+4 belasının kabul edileceğini düşünememişlerdi. nasıl olsa
fenerbahçe dışındaki bütün kulüpler istemiyor dediler. ayrıca şunu da hatırlatırım, ab kuralı ilgili tff'nin kararını açıklamasından birkaç gün önce bir yöneticimiz, sanırım
lütfi arıboğan'dı, ab pasaportlu oyuncuların yerli sayılması üzerine olan başvurumuz için tff'den gelen sinyaller olumlu demişti ve ardından
yıldırım demirören bir basın toplantısıyla hem bu ab kuralı bizim ülkemize uymaz demişti hem de 6+2+2'nin kabul edilmediğini açıklamıştı. üstelik bu sefer yabancı sınırının 5'e düşürülmemesi için kulüpler birliğinde 6+2+2 kadar güçlü bir fikir birliği yok.
fenerbahçe istiyor,
beşiktaş istiyor, anadolu kulüplerinin de bir kısmı istiyor.
recep tayyip erdoğan'ın yabancı oyuncu konusundaki fikri belli. dolayısıyla ab bakanlığı'nın fikri de belli. yani bu konuda ab bakanlığına, mahkemeye falan güvenmekte anlamsız. insan hakları mahkemesi desen önce ülke içindeki hukuk yollarının hepsini tüketeceksin ondan sonra. onun üç dört senesi var yani.
tüm bu olup bitenlerden sonra yabancı sınırı konusunda bir yere bel bağlamak, genişleyeceğine ya da kalkacağına inanmak bana ahmakça geliyor. en iyi ihtimalle sezon sonunda
5+0+3 olmaz 5+3 olur. hadi çok iyimser düşünelim desek
6+2+2 gibi bir şey yeniden. öyle olduğunda da
bruma ile
hajrovic kulübede otururlar. sonradan oyuna sokmak istediğinde yerli oyuncuyu çıkaracak olursan yabancılardan da birini çıkarmak zorunda kalır bir oyuncuyu için iki oyuncu değişikliği yapmak zorunda kalırsın vs. biz de bunun gibi birçok gibi saçmalık eşliğinde bu çocukların gerçek potansiyellerine bir türlü erişemediğini görürüz.