1
ne tüm maçlara giden insandır, ne de tüm kıyafetleri galatasaray store ürünü olan insandır. spor branşlarının hepsinden anlamasa da anlamadığı branşlarda bile takımını desteklemeyi bilen insandır. çünkü galatasaray'ın bir spor kulübü olduğunu, kaldı ki türkiye'ye sporu öğreten takım olduğunu bilen taraftardır. belki her sezon forma alamıyordur, belki maçları statta izleyemiyordur ama gönlü hep takımıyladır. bu gönül işi öyle sözde olmamalıdır ancak, '' ya bana paramı veriyor galatasaray, bana ekmek mi veriyor galatasaray'' diyen sporun zihniyetini kavrayamamış insanlar değildir ideal taraftar. televizyonda duyduğu saçmalıklar yerine kendi analizleriyle takımını görebilendir.
ben kimim de insaların taraftarlığını ölçeceğim! elbette ki benim haddime değil. herkesin taraftarlığı kendinedir. benim takımım en çok taraftara sahip diye göğüs kabartmak yerine takımına gönül gözüyle bakan 3-5 dost ile deplasmana gitmek yeterlidir bana. isterse türkiye'de tayyip erdoğan hariç herkes galatasaraylı olsun gene umrumda olmaz. çünkü biliyorum ki ideal kadar, olması gereken kadar kuru kalabalık var. '' galatasaray bana para mı veriyor? '' zihniyeti galatasaraylı olsa bana ne olmasa bana ne! olmasın da zaten. böyle olunca taraftar skandalları çıkıyor işte. harbici galatasaraylıyım diye gezinenler derbiden derbiye stata gidip, futboldan başka hiçbir branşa göz ucuyla bile bakmazsa stadımızda fenerbahçe marşları da duyarız işte. aynı hafta içerisinde biz oyuncumuzu yuhalarken rakip takım müthiş taraftar desteğiyle geri dönüş yapıyorsa ortada bir sorun var demektir. bu da kanımca bu taraftarda bitmektedir. eğer sen çakallık yapmak için taraftarsan benden uzak duracaksın, görüyorum ki onlar gibi olmayan galatasaraylılar orada olsalardı böyle olmazdı. titreyin, kendinize dönün.
taraftar takımının başarılarıyla övündüğü gibi, başarılı olmadığı zamanlarda da takımının arkasında duran kişidir. yeri geldiğinde boynunu eğip yürümeyi de bilen kişidir. burada sorun yok, aksini iddia edenin de var olduğunu düşünmüyorum. ancak lafla peynir gemisi yürümez. ideal taraftar yaptıklarıyla, davranışları ve düşünce tarzıyla benimser bu görüşü. unutulmamalı ki söz uçar, yazı kalır. elbette ki eleştiriler olacak elbette ki beğenilmeyen yahut kişiye uymayan taraflar olacak, olmazsa anormaldır. mühim olan karşı çıkılan, yanlış olduğu düşünülen, şöyle olmalı denilen şeyleri alt yapısını hazırlayıp tepsiyle önümüze getiren taraftara lafımız yok ancak basmakalıp, fikri açıklayıcı unsurlar barındırmayan görüşler kanımca doğru değildir. çünkü bunu öğretiyor bana bu ülkenin profesörleri. hakimin karşısına geçip şu şöyle şu böyle deyip hakimden karar bekleyemezsiniz o nedenle savınızı belirtmeniz gerekir. belirtmezseniz inandıramazsınız.
lafı uzatıp ideallerin ya da ideallikten uzak tarafların davranışlarına ışık tutacak değilim. psikolog da değilim piskopat da. ideal galatasaraylı olmak için uğraşan bir insanım. her gözün bir ideal taraftarlık bakışı var ise benim gözümden görülen taraftar bu standartlardadır, 8 yaşından beri otobüsle 16 saat uzaklıktaki bir spor kulübüne gönül verip türkiye'nin her noktasında buram buram sarı kırmızı koklayan biri olarak.
ben kimim de insaların taraftarlığını ölçeceğim! elbette ki benim haddime değil. herkesin taraftarlığı kendinedir. benim takımım en çok taraftara sahip diye göğüs kabartmak yerine takımına gönül gözüyle bakan 3-5 dost ile deplasmana gitmek yeterlidir bana. isterse türkiye'de tayyip erdoğan hariç herkes galatasaraylı olsun gene umrumda olmaz. çünkü biliyorum ki ideal kadar, olması gereken kadar kuru kalabalık var. '' galatasaray bana para mı veriyor? '' zihniyeti galatasaraylı olsa bana ne olmasa bana ne! olmasın da zaten. böyle olunca taraftar skandalları çıkıyor işte. harbici galatasaraylıyım diye gezinenler derbiden derbiye stata gidip, futboldan başka hiçbir branşa göz ucuyla bile bakmazsa stadımızda fenerbahçe marşları da duyarız işte. aynı hafta içerisinde biz oyuncumuzu yuhalarken rakip takım müthiş taraftar desteğiyle geri dönüş yapıyorsa ortada bir sorun var demektir. bu da kanımca bu taraftarda bitmektedir. eğer sen çakallık yapmak için taraftarsan benden uzak duracaksın, görüyorum ki onlar gibi olmayan galatasaraylılar orada olsalardı böyle olmazdı. titreyin, kendinize dönün.
taraftar takımının başarılarıyla övündüğü gibi, başarılı olmadığı zamanlarda da takımının arkasında duran kişidir. yeri geldiğinde boynunu eğip yürümeyi de bilen kişidir. burada sorun yok, aksini iddia edenin de var olduğunu düşünmüyorum. ancak lafla peynir gemisi yürümez. ideal taraftar yaptıklarıyla, davranışları ve düşünce tarzıyla benimser bu görüşü. unutulmamalı ki söz uçar, yazı kalır. elbette ki eleştiriler olacak elbette ki beğenilmeyen yahut kişiye uymayan taraflar olacak, olmazsa anormaldır. mühim olan karşı çıkılan, yanlış olduğu düşünülen, şöyle olmalı denilen şeyleri alt yapısını hazırlayıp tepsiyle önümüze getiren taraftara lafımız yok ancak basmakalıp, fikri açıklayıcı unsurlar barındırmayan görüşler kanımca doğru değildir. çünkü bunu öğretiyor bana bu ülkenin profesörleri. hakimin karşısına geçip şu şöyle şu böyle deyip hakimden karar bekleyemezsiniz o nedenle savınızı belirtmeniz gerekir. belirtmezseniz inandıramazsınız.
lafı uzatıp ideallerin ya da ideallikten uzak tarafların davranışlarına ışık tutacak değilim. psikolog da değilim piskopat da. ideal galatasaraylı olmak için uğraşan bir insanım. her gözün bir ideal taraftarlık bakışı var ise benim gözümden görülen taraftar bu standartlardadır, 8 yaşından beri otobüsle 16 saat uzaklıktaki bir spor kulübüne gönül verip türkiye'nin her noktasında buram buram sarı kırmızı koklayan biri olarak.
