yıllar önce; ergen zamanlarımda - ibrahim kırkayak'ın da
gheorghe hagi belgeselini yaptığı zamanlara denk gelir - o dönem ailesi komşumuz olan
yalçın çetin vasıtasıyla kendisiyle tanışmış ve uzun bir sohbet gerçekleştirmiştim. spor basınında kendisi kadar bilgili bir insan yoktur. bütün dünya kupaları, avrupa şampiyonları ezberinde. galatasaray'ın seneler önceki bir maçından bahsediyorsunuz; o dönemin şartlarından tutun da takımların yapısına, sahaların zemininden hakemine her şeyi sanki daha önce uzun uzun çalışmış gibi size anlatıyor. bu arada sağlam bir galatasaraylı. hagi hayranıydı ama daha sonra takip ettiğim kadarıyla lincoln ve sneijder'ın da hayranı olmuş. :) lakin bu hayranlıklarının hiçbiri terim hayranlığı kadar büyük olamaz. o dönem terim'in basında en güvendiği ve sevdiği adamlardandı, şimdilerde de öyle olduğunu düşünüyorum.
bir de hollanda milli takımı'na sempatisi vardı. guus hiddink'le yaptığı röportaj saçmalığı, sırf bu sempatisinden dolayı yabancı dil anlamında yetersiz olmasına rağmen maçta muhabirlik görevi almak istemesinden kaynaklanıyor olabilir. kötüydü gerçekten.