hastalıklı taraftar turnusolu olan etkinlik. bu maç türünü izlemek için evinden çıkıp yol yapanın da, işi gücü bırakıp ekran başına geçenin de akıl sağlığı muammadır, cezai ehliyeti tartışmalıdır. hayata tutunma ihtimali %1-2 falandır...
yaş 12 miydi 13 müydü neydi. o zamanlar tabi en azından oynarsam ipime oynamazsam sikime maçları televizyonunuzu açıp beleşe izleyebiliyordunuz. her sene gittiğimiz bir tatil yeri vardı, daha çevre yolu falan da gitmemiş böyle vizontele'deki köyden hallice manzaralar var. ama bir televizyon var ve gelmeden önce hazırlık maçının gününü saatini öğrenmiş bir daniel tozser kişisi de var. öğleden sonra 3 müydü 4 müydü neydi. dışarda termometre 40 derece, hissedilen 50 derece. kliması hatta doğru düzgün pervanesi de olmayan camlı televizyon odasında ise 60 dereceleri zorluyor. 50 metre ilerde millet denizde yüzüp bilimum eğlenceleri yaparken o sıcakta dünyanın en saçma maçlarından birini pür dikkat izlemiştim. takımın bok gibi olduğuna mı yanayım, götümden akan tere mi yanayım, baş ağrısıyla o günün geri kalanını yatakta geçirdiğime mi yanayım bilememiştim...
üzerinden 20 sene geçti.
yaş geldi 33 oldu. yine termometre 40, hissedilen 50 derece. bizim yaş grubu çoluğu çocuğu öğlen uykusundan toplamaya çalışıyor bu saatlerde, olmadı bir tatil yerinde bir kaçamak peşinde. biz hala ergenler gibi baba evindeki bir odada kucakta laptopla takılmaya devam ediyoruz. takım hala bok gibi, üstelik hazırlık maçları bile beleş değil artık...
velhasıl anneler, babalar ve anne-baba adayları. çocuğunuzu futboldan uzak tutun...
biz yine zamanında iyi kötü futbola benzer bir şey izliyorduk. şimdi 90 dakika yan pas hiç izlenmez...
(bkz:
allah kahretsin böyle futbolu)