yıllardır sıkı hayranı olduğum futbolcu.
*hani lise yıllarında altın kadro yapardık ya işte harry benim takım kaptanımdı. ama harry daha bir başkaydı! kendisini takip ederdim hatta olayı abartıp için pes'te avustralyayı alırdım, oyunu üzerine kurardım.
o yüzdendir ki
galatasaray'a geldiğine inanamamıştım harry'nin. leeds'ten sempatim olan liverpool'a gittiğinde sevinmiştim ama liverpool'dan da benim gönül verdiğim takımıma gelmesi apayrı bir duyguydu.
öyle ki malum 8'lik beşiktaş maçında oyuna sonradan girdiğinde "keşke bu adam bize gelse. ölüsü yeter." demiştim ve de kısa bir süre sonra gelmişti. bunun etkisinden uzun süre kurtulamamıştım da açıkçası. ne mutluluk!
sonra harry geldi kendini daha bir sevdirdi. benim gibi milyonlar da hayranı oldu bu sefer.
goller attı, attırdı, kaçırdı. sakatlandı, iyileşti. gitti gidecek dendi bizim için bizimle kaldı.
en güzeli ise biz tribün o sahada
heyecanlandı aynı formanın içinde.
şimdi birileri harry gitsin diyor. şahsen saygı duyuyorum bunu diyenlere. ama a dostlar harry'e gitsin deniyorsa bu takımda kim kalsın ha kim?
o yüzden diyorum ki "keşke bu adam futbolu bırakana kadar bizde kalsa. ölüsü yeter."
değerini bilmek lazım!