bu hamit - selçuk - burak vs. alınsın diyen bizleriz. hatta hamit'in
real madrid'den ayrılma durumu konuşulduğunda "niye alınmıyor, zaten saçma salak bir yabancı sınırlaması var" diyerek ortalığı da ayağa kaldırmıştık.
dönelim bugüne. hadi
burak yılmaz gitti çin'e, ne yapıyorsa yapıyor. selçuk peki? bu selçuk'tan çektiklerimiz ne durumda?
ayhan akman'ın barış - ayhan - m.sarp orta sahasındaki halinden daha iyi olduğunu iddia edebilecek var mı? yoktur galiba. hamit'in de sözleşmesi biterken yeniden uzatıp devre arasında gönderdik.
peki, şuna gelelim. biz bu oyuncuları neden istedik? şampiyon olmuşuz,
şampiyonlar ligi'ne gidiyoruz, neden istedik? hatırlayan var mı? takım başarılı olsun diye istemedik mi? hamit altıntop geldiği sezon bence beklediğimiz performansı da verdi. ha keza o 2 yılda
selçuk inan'da. burak yılmaz'ı gönderirken en son arkasından anasına avradına söven bu taraftar o gün şampiyonlar ligi gol krallığında
cristiano ronaldo ile çekişirken telefonlarının duvar kağıdına kadar burak yılmaz yapmadı mı?
şimdi hamit gitti. çektirsin gitsin zaten, orası ayrı. yatarak para kazanma yeri değil. bunda hemfikiriz. ama geldiği gün 30 yaşında bir futbolcu ile 4 yıllık anlaşma yapmak benim gözümde suç değildir. nedenlerine gelirsek,
1 - o dönemde dünyanın en saçma
yabancı sınırlaması bu ligde uygulanmaktaydı. kadronda sekiz yabancı olabilir, ama sen bunun sadece beşini 18 kişilik maç kadronda kullanabilirsin. böyle bir saçmalık dünyanın başka hiç bir yerinde duyulmamıştır bence. bu uygulamayı aşmak için de yerli oyuncu seviyeni üste çekmen lazımdı. kimi alsaydı yani galatasaray bu yabancı sınırlamasını aşmak için? hürriyet güçer'i mi? bilal kısa o gün mü gelseydi?
2 - üstte saydığım gibi isimler gelemezdi yerine. çünkü bir
vizyon sahibiydik o gün arkadaşlar, hedefimiz vardı. gözümüz yüksekteydi. bugün kötü dediğimiz bu isimler sayesinde madrid'e "beş! beş!" diye inledi tribünler, hatırlar mısınız bilmem. galatasaray'ın ulaşmak istediği hedefe uygun seviyede isimler istedi taraftar, bu seviyede isimler geldi. hamit de bu çerçevede gelen isimlerdendir.
3 - madem transferi yapanlar suçlu hamit'te, peki. o zaman suçun aslan payı da
fatih terim'de değil midir?
ünal aysal'ın "sneijder'i de alırım, oynatacak hocayı da" restine kadar takım kadrosuna, transferlere, gideceklere vs. üzerinde hiç bir otorite kabul etmeyen fatih terim karar vermedi mi?
4 - hamit altıntop'u 30 yaşında almaktan bahsediyorsunuz. yapılan sözleşme ve verilen maaşlar o döneme göre bence normaldi. o gün hamit bize gelmek yerine
fenerbahçe'ye yada
beşiktaş'a yada x bir takıma transfer olsaydı da aynı paraları isteyecekti, almak isteyen kulüp de verecekti.
5 - tekrar söylüyorum aldığımızda 30 yaşındaydı, 4 yıllık sözleşme yapıldı. 34 yaş günümüz futbolu için çok yaşlı bir dönem değil. pozisyonuna baktığımızda
andrea pirlo -
steven gerrard -
frank lampard gibi isimler yaşından daha sonra da verim verdi.
xabi alonso örneği var,
xavi var var. bu isimler de en iyi dönemlerini 30 - 34 yaş aralığında geçirdi. özellikle pirlo. hamit'in problemi kendisine bakmamasıydı. sakatlıktan dönmesi çok uzun sürdü, bu da beraberinde bir çok problemin nedeni oldu.
bu nedenleri düşünmeden eleştiri yapmak hata. bu bağlamda bakıldığında hamit altıntop o gün için iyi ve mantıklı bir transfer hamlesiydi. sakatlığı olmasa belki çok daha iyi performans verir, bugün takımdan "gönderilemeyecekler" listesine muslera ile birlikte yazılırdı, o gün de maliyetini konuşmazdık.
hatalı varsa bu transferde
ünal aysal kadar hatta daha fazla
fatih terim ve dönemin
federasyonudur. ki halen bugünün de federasyonu. bu yabancı sınırlaması olmasa hamit yerine x bir yabancı alınsa bu problem olmazdı. ama o x yabancıyı da alamıyorduk 5+0+3'ten dolayı.
