1326
bir dönem bir serseri grubunun tehditlerine maruz kalmıştım. yurtdışındayım. bir gönüllü grubunun liderliğini yapıyordum. proje sayesinde birçok insan iş güç sahibi oldu. tabii birileri rahatsız oldu bundan. özellikle pkk'ya yakın kişiler vardı. öfkeliydiler ve bir şekilde hesap soracaklardı kendilerince. bir gün beni çağırdılar. sözde konuşacaklardı. o anda gözümün önünde her türlü durum canlanıverdi. vicdanım rahattı. kimseye bir yanlışım olmadı. temeli kıskançlık ve öfkeydi tüm olanların. ama kabul ettim ve gittim çağırdıkları yere. ama göze aldım her şeyi. en hafif şekliyle bile boşluğuma gelir indirirler yere, savunabildiğim kadar savunurum kendimi, gücüm yetmediği yerde biter dedim. ama vicdan rahatlığı ve soğukkanlılık var ya. insanları o korkutuyor. o kadar insanın arasına girdim ve birkaç saldırgan yürüyüş (araya girenler oldu) dışında çok şükür sağlam çıktım. bir dini inancım da yok. bir ideolojik bağnazlığım da. yani demem o ki halil umut meler veya bir başkası. fark etmez. tüm hakemler vicdanları rahat edecek şekilde maç yönetsinler yeter. gerisi kendiliğinden gelir.