halil umut meler ve ümit öztürk bana göre eyyam yapmayan, gördüğünü çalan iki hakemimiz. şimdilerde bunlara abdulkadir bitigen, zorbay küçük, ali şansalan (bazen saçmalasa da) gibi hakemlerimiz de katıldı. cüneyt, fırat, mete, halis, hüseyin göçek ve ali palabıyık kuralları iyi bilmelerine rağmen eyyamcının kralı olduklarından onlardan ümidi kestim.
şimdi gelelim halil umut meler’in verdiği iki penaltı kararına; ikisi de doğru hem de tam kitabına göre penaltılar. çünkü; sadece topa değmek penaltı kararına engel olmaz. değdiğiniz topu rakibinizin etki alanından uzaklaştırmak zorundasınız. en azından top, düşürdüğünüz rakibinizin tekrar oynama imkanı olmayan bir konumda olmalı. aksi halde, yani rakip düşürülmeseydi o topla yeniden oynayabilecek konumdaysa penaltıdır.
dolayısıyla jailson’un onyekuru’ya hareketi kesinlikle penaltı. hiç tartışılacak tarafı yoktur. jailson topa değiyor ama onyekuru tekrar topu önüne almayı başarıyor. yani jailson onyekuru’nun koşu yolunu kapatmasa ve dolayısıyla düşürmese topa tekrar sahip olup gol yapabilirdi. bazıları onyekuru jailson’un üzerinden atlayabilirdi şeklinde düşünerek penaltı kararına şüpheyle bakabilir ancak kurallarda öyle bir ayrıntı yok. yani hücum oyuncusu rakibin üzerinden atlamak zorunda değil. kural çok net, hücum oyuncusunun koşu yolunu kapatırsanız, rakipte size takılır düşerse kesinlikle penaltı verilir diyor. hatta koşu yolunu daraltmak bile penaltıya neden olmaktadır. avrupa maçlarında defalarca bunun örneğini gördük.
marcao’nun hareketine gelince; marcao da topa dokunuyor ama o da topu muriç’in kontrol alanından tam uzaklaştıramıyor. top henüz uzaklaşmamışken sağ diziyle muriç’in sağ ayağına vuruyor ve düşürüyor. normal olarak bu pozisyon da penaltı ama bu pozisyonun bir özelliği daha var. o da şu: marcao topa vurduktan sonra, muriç geç kaldığından, zamanlama hatası yaparak marcao’nun ayağına vuruyor. işte bu incelik nedeniyle ilk faılü yapan muriç olduğundan penaltı kararı hatalı diyebiliriz ama bunu halil umut meler’in o anda tespit etmesi mümkün değildi. hatta var hakeminin de tespit etmesi çok zordu. çünkü beinsports’un bu görüntüleri çok net verdiğini düşünmediğim gibi, bize maç esnasında izlettirilen görüntülerde de net bir şey gözükmüyordu. maçtan sonra pozisyon üç-dört kez izlendiğinde ortaya çıktı bu. nitekim hiçbir hakem bu konuya değinmedi bile. (bünyamin gezer değindi ama o’nu hakemden saymadığım için zikretmedim)
yani özetle halil umut meler her iki kararında da kesinlikle haklıydı. oyun içindeki faullü hareketleri de çok iyi süzdü. maçın atmosferi ve yüksek tansiyonu dikkate alındığında bazı kararları atladı ama ona da bence mecburdu. oyunu çığırından çıkarmak isteyen 7-8 fenerbahçe futbolcusuna rağmen (başrollerde serdar aziz ve ozan tufan olmak üzere) kontrolü kaybetmedi ve çok cesurca ve tarafsızca kararlar verdi. kendisini kutlamak her adalet isteyen futbolseverin görevidir.
(bkz:
23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı)