resim
Hakan Şükür
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:54
Boy:1.91
Uyruk:Türkiye
  • 2585
    hakan şükür'ü neden bu kadar çok sevdim?

    1992 yılında ilkokula gidiyordum; hakan şükür golünü atıp yeni açık tribüne koşuyordu.

    2008 yılında üniversiteyi bitirmek üzereydim; ve hakan şükür hâlâ golünü atıp yeni açık tribüne doğru koşuyordu.

    malum bazen haftalarca gol orucuna girerdi, sami yen'de sahaya bi çıkardı; efsane kapalı direkt 'lalalaylalay ha-kan şü-kür'ü girerdi. tribünde ağlardım...
  • 3077
    bir terör örgütüne yardım suçundan henüz hüküm giymediği halde göt yalamaya meraklı idareci abilerimiz tarafından kulüpten ihraç edilen kral. silahlı suç örgütü kurmak suçundan hüküm giymiş olan mehmet ağar aynı galatasaray'da yıllardır üye hatta camianın ağır toplarından biri...

    acizlik, korkaklık, dalkavukluk, aciz duruş o kadar sinir bozucu ki; normalde savunmayacağın adamları bile savunur hale geliyorsun...
  • 3797
    kendisinin yorumcu olduğu dönemleri de biliyoruz. o zaman galatasaray doğranırken milletvekili kimliğiyle yorum yapıp ağzını açmıyordu. şimdi galatasaray taraftarının desteğine ihtiyaç duyduğu için hakem konularına giriyor.

    hakan ajandası belli olan bir adam. işine gelirse susar, işine gelirse hakemler galatasaray'ı doğruyor der. zihniyeti bellidir. yarın türkiye'ye dönüp yorumcu olsun, tugay'dan beter olur.
  • 3838
    kimin söylediğini hatırlamıyorum. dünki kazan dairesi yayınında biri “elimde çok değerli bir forma var onu çıkartamam. çıkartırsam ters kelepçe ile götürürler." dedi.
    bu gün bile korkmak zorundayız ya kendisi üzerinden. tüm emeği geçenlerin allah belasını versin.
    oysa belki de bir çoğuumuzun galatasaraylı olma sebebiydi kendisi. 1992'den 2008'e tam 16 yıl.
    kendisini pr yüzü olarak kullananan terör örgütü de, bu terör örgütü ile menfaaati olduğu için kendisini milletvekili yapan partinin de allah bin türlü belasını versin.
  • 2883
    2007 yazında "istanbul'a gelmişken ali sami yen'e de bir uğrayalım" deyip mecidiyeköy'e gitmiştik. babamla stadın önünde fotoğraf çektirirken orada duran bir adamla selamlaştık. "nereden geldiniz, kaç gün kalacaksınız" muhabbetinden sonra adam bizi sevmiş olacak ki, "ben stat görevlilerinden biriyim, birazdan takım antrenman için stada gelecek, burada durun ben alacağım sizi içeri" dedi. "ulan adam bizi işletiyor mu acaba" diye düşünsek de beklemeye karar verdik. özcimbomlu sezgin de orada arkadaşlarıyla bekliyordu, "sezgin reis de buradaysa adam doğru söylüyor herhalde" deyip beklemeye başladık.

    oralarda beklerken adnan polat'ı gördüm, heyecanla yanına gidip "merhaba" dedim ama kendileri kafasını çevirip bakmadı bile. sonra hakikaten takım otobüsü geldi, futbolcular birer birer stada girdi. etraf boşaldıktan sonra adını hatırlayamadığım o adam tekrar gelip bizi stada soktu. babamla tribünlerden antremanı izlemeye başladık, yanlış hatırlamıyorsam slaven koprivinica maçının bir iki gün öncesiydi. on-on beş sıra altımızda haldun üstünel ve birkaç yönetici oturuyordu. yukarıya dönüp baksalar bizi görecekler, "basına kapalı antrenmanda kim aldı bunları içeri" deyip stat görevlisini işten atacaklardı belki. bu sebeple sadece 10 dakika oturup sessizce stattan çıktık.

    daha sonra antrenman bitti, futbolcular stattan çıkıp takım otobüsüne binmeye başladılar. kimisi insanlarla fotoğraf çektirdi, kimisi kimseyi takmadan otobüse bindi. sonra hakan şükür çıktı, kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen bir kişiyi bile kırmadı, yaklaşık 5-6 dakika çevredekilerle fotoğraf çektirdi. sonra hasan şaş'la beraber bir taksiye atlayıp gitti. ben de o zaman "demek lider böyle olunuyor, seni seven insanların hiçbirine ters davranmaman gerekiyor" demiştim.

    daha sonra birçok olay yaşandı, adnan polat büyük umutlarla başkan oldu, hakan şükür zorla galatasaray'dan koparıldı. belki adnan polat'ın hakan'a "artık burada futbol oynayamazsın" demek için haklı sebepleri vardı, bilmiyorum. sonra işler ikisi için de iyi gitmedi, polat galatasaray tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşattı. hakan şükür milletvekiliyken haksız bir inatla lig tv'de yorumculuk yapmaya başladı, eleştirilere "ben beyefendiden izin aldım, gerisi boş laftır" cevabını verdi. sonra o beyefendiyle de kavga etti.

    ancak hakan şükür, zamanla galatasaray taraftarının gözündeki eski itibarını yeniden kazandı. zaten benim kanaatime göre hiçbir galatasaraylının hakan şükür'den nefret etmesi mümkün değildir, sana bu kadar büyük mutluluklar yaşatmış birine olsan olsan kırgın olursun. hakan şükür'den nefret ediyorum sanırsın, sonra youtube'da bologna maçının özetine denk gelirsin, hakan'ın golünü izlerken o nefretini unutursun mutlaka. o yoksa uefa finalini izlerken, 2006 şampiyonluğunu izlerken, 92'de beşiktaş'a attığı golü izlerken, hakan'a nasıl kızgın kalabilirsin ki?

    hakan şükür de bu kırgınlıkları sonradan büyük çoğunlukla telafi etti, bunda iktidarla ters düşüp sonradan gezi olaylarına hak vermesinin de payı vardı mutlaka. adnan polat ise hala kendisi dışındaki herkesi suçlamaya, "galatasaray şike yapmış da olabilir, bilemem" diyerek ölmüş itibarının cesedine ateş etmeye devam ediyor. "20:45"le, büyük sevinç ve hedeflerle anılan bir adamken, sadece birkaç sene içinde galatasaray taraftarının en çok nefret ettiği insanlardan biri olmayı başardı.

    iki insan arasında o gün tecrübe ettiğim davranış farkının da bunda bir etkisi var mıdır acaba?
  • 3538
    hayat görüşü ve politik duruşu olarak taban tabana zıt olduğum kişidir.

    ancak idealist bir kişi olarak hayat görüşünü maddi çıkarları üzerinde tutmuştur, kendisi de istese emre belözoğlu ve daha sayısız başka ibiş gibi dönüp tükürdüğünü yalayabilir, kandırıldım ayağına hepimiz ile dalga geçer, mis gibi yolunu da bulurdu. o bunu tercih etmedi, bu saygı duyulması gereken bir kişilik yapısı.

    bu yüzden her şeyini kaybettiği düşüncesine katılmıyorum. hakan gibi insanlar etraflarında kendi gibi düşünen kişiler, ailesi, sağlığı olduğu sürece ayakta dururlar.

    über kullanacağına antrenörlük kariyerine atılsa, geçmiş referans ve tecrübeleri ile amerikan futbol camiasında ufak da olsa kendine bir yer edinse daha iyi olmaz mı diye de sordum kendime.
  • 3302
    koyu bir ak partili * arkadaşla aramda geçen sözlü diyaloğa konu olmuş türk futbolunun efsanesi.

    ben: b
    arkadaş: a

    a: hakan şükür videosu mu izliyorsun ? adam vatan haini oğlum izleme şu şerefsizi.
    b: ahmet kaya dinliyor musun ?
    a: evet
    b: kürdüz ölene kadar vallahi apoyu özledik diyor, o da vatan haini niye dinliyorsun ?
    a: ben adamın karakterini , siyasi görüşünü bilemem şarkılarını seviyorum
    b: ben de hakan şükür'ün siyasi görüşünü bilemem galatasaray'a verdiği katkıları seviyorum.
    a: yav ama adam fedöcü 404 not found error
  • 2187
    çok zor bir yazı olacak benim için, kaldı ki bir süredir pek yorum içeren entry de yazmadığım için kondisyonum düşük ve saçmalamaktan çekiniyorum ama sözlük ortamının samimiyetine güvenerek hakan şükür'e dair çok samimi bir görüş belirteceğim.

    hakan şükür değil ülkenin en büyük golcüsü olmak, dünyanın sayılı forvetleri arasında gösterildiği zamanlarda bile bence öyle çok çok yüksek bir ego veya fiziksel karizma sahibi değildi ki aman aman bir yakışıklılığı da yoktu. takıma ağabeylik yapması, saha içindeki diyaloğu ve kaptanlık meziyetleri üst düzey olsa da hiçbir zaman astığım astık kestiğim kestik biri değildi. rakip kalelere her türlü golü atarken de atamazken de yüzünde hep pozitif, sevecen ve yumuşak bir ifade vardı, efendiydi yani. hiç de bebek yüzlü falan olmamasına rağmen hakikaten çok yumuşak bakışlı, tavrıyla insanın içini ısıtan biri bence kendisi, uyuz olmak, art niyet aramak çok zor. hakan şükür kaybettiğinde kızmaz, ağlardı. sevindiğinde ise ya her zamanki gibi mutlu olur, ya da yine ağlardı. hakan şükür hep bir şeyleri özlerdi. gol orucuna girip morali bozulurdu, sonra bu moral bozukluğu gol orucu süresini daha da uzatırdı. bazen de haklı ya da haksız mağduru oynardı. çok kart gören bir oyuncu da değildi, fiziği üst düzey olmasına karşın rakiple öyle it dalaşına falan girdiğini pek hatırlamıyorum, işini yapan, dürüst, düzgün bir futbolcuydu. sanki azim tam fakat hırs sıfır. mesela drogba hakan şükür'den daha güçlü olmasına karşın numara konusunda sabıkalı fakat hakan şükür gerçekten saf ve dürüst bir adamdı. espri yönü de çok büyüktü, komik ya da değil gerçekten iyi geyik yapardı.

    katılır veya katılmazsınız fakat benim hakan şükür'ü bir futbolcu olarak hatırlama şeklim böyle lakin bazı zamanlar vardı ki krala bir haller gelirdi, yemin ederim gheorghi hagi'nin gazabından korktuğumdan daha çok korkardım. sessiz atın çiftesi pek olur hesabı kral bazen cidden "krallığını" hatırlar, ne şaban, ne de kazma, kimseye ağzını bile açtırmazdı. elbette her zaman gol atardı ama kralın bu ender öfkeli ve adeta futbol tanrısı halleri bana aşırı karizmatik ve korkunç gelirdi. keşke hep öyle olsaydı lan :(

    misal hagi hep futbol tanrısı gibiydi, hakan da kağıt üstünde öyle fakat bu ruh halini çoğu zaman taşımayıp ideal aile babası gibi bir imajı olurdu. burak yılmaz bile şu haliyle ne biçim triplere giriyor vallahi hayret ediyorum.

    ya of amına koyim bazen hakan şükür'ü çok özlüyorum lan :(

    http://www.stargundem.com/resimler/80000/80482.jpg
  • 348
    fatih terim'in uefa sonrası italya'ya gitmesi nasıl onun galatasaraylılığına halel getirmeyecek ise hakan şükür'ün italya'ya transferi de yeni açık tribünde bilmem kaç yıl kendi sahip olduğu pankartla bir taraftar gibi varolan kralın galatasaraylılığına soru işareti koymaz.
    dünyanın neresine giderseniz gidin tanınacak bir takımın tarihine geçmiş futbolcusunun taraftarlığı ile gururlanacağımıza sorguluyoruz, sorguluyorsunuz.
  • 3845
    desteğinin olumlu olumsuz pek anlamı yoktur. bu ülkede kırmızı bültenle aranan osman öcalan trt'ye çıkıp abisi olan terorist başı abdullah öcalan'ın ona mektup yazdığını ve hdp'nin istanbul seçimlerinde ekrem imamoğlu'na oy vermemesi gerektiğini falan söyledi. komik değil mi:) sonra biz onun arandığını bilmiyorduk, trt'ye başvurmuş trt de böyle bir program gerçekleştirmiş ne var ki bunda dediler. diyen de cumhurbaşkanı.

    bak sen ben bugün twitterda apo bana mektup yazdı seçimlerde chp'ye oy verin dedi diye yazsak sülalemize kadar hapse atarlar. siz ne anlatıyorsunuz arkadaş ya:) yüzünüz de mi kızarmıyor, utanma duygunuz da mı kalmadı. sırrı süreyya zamanında doğru dedi, her lafını allah utandırmasın diye bitirenlerin duaları kabul oldu, allah utanma duygularını ellerinden aldı.
  • 3430
    yaptıkları için değil yapmadıkları için bugün çocukluğunda gönül verdiği, tribünlerinde gırtlak patlattığı, kariyerini harcadığı, müzesine bilimum kupa tarihine de 250 civarı gol kazandırdığı takım tarafından, hem de başrollerden birini oynadığı tarihinin en büyük başarısında bile yok sayılan kişi.

    onun yaptığı şeylerin aynısını yapan ancak bugün "aslan", "kaplan", "vatan evladı" olarak onore edilen; elini, kolunu ve bilimum uzvunu sallaya sallaya memlekette gezen binlerce insan var. ülkenin en tepesinden tut en kıytırık mevkideki insana kadar bu böyle.

    darbe girişimi başarısız olunca, daha doğrusu devleti paylaşamayan iki zümrenin iktidar kavgasını karşı taraf kazanınca saf değiştirmedi. örneklerini çokça gördüğümüz üzere tek bir kelime ile bile kendini kurtarabilme şansı varken bunu yapmadı. çok argo tabir belki hakaret olacak ama yaladığı götü değiştirmediği için terörist sayılıp ülke tarihinden silinmeye çalışılan bir figür aslında. basit bir banka hesabının bile duruma göre terörist sayılmak için yeterli olabildiği bu ülkede çıkıp da o kelimeyi söylemiş olsaydı bugün, tıpkı 20 küsur sene önce sami yen'e astırdığı pankart gibi göğsünü gere gere bu ülkede gezebilecekken yapmadı bunu.

    sikindirik bir banka hesabının komisyon ücretinin "terör örgütüne yardım ve yataklık" delili olarak kabul edilebildiği ortamda zamanında belki de akıttığı milyonlara rağmen masum sayılmayı vicdanına yedirememiştir, kim bilir?

    adam ülke tarihinin en büyük terör örgütünün bayrakçısı olmuş, onda vicdan ne gezer diyenler olacaktır elbette.

    bunların kendi içinde kavgaya tutuşup da birbirine girmesi çok değil bir 5 sene daha gecikseydi muhtemelen bugün bunlarla hiç teması olmamış insan sayısı ülkede bir elin parmakları kadar falan olacaktı. yani bu skalaya göre ülkede vicdan sahibi olan insan sayısı da bir elin parmakları kadar olacaktı...

    hakan şükür benim çocukluk kahramanlarımdan biriydi. hala da öyle...
    bu ülke sporunun gördüğü en büyük isimlerden biri. türk futbolunun en büyük kariyerlerinden biri. türkiye liglerinin en çok gol atan futbolcusu. bunları en fazla görmezden gelmek mümkün, silmek değil...

    hakan şükür taa o zamanlarda neyse şimdi de öyle...

    sakarya'da bir lise öğrencisiyken okuldan alınıp çıktığı kupa maçında dönemin en büyük kalecilerinden biri olan toni schumacher'e gol atarken de aynıydı...

    galatasaray'da her sezon torba torba gol atarken de, yerli van basten diye anılırken de, sonrasında hakan şükür tipi santrafor deyimi ortaya çıkarken de aynıydı...

    beğendiği bir üniversite öğrencisini, araya dönemin başbakanını sokup zorla nikahına alırken de aynıydı...

    torino'ya gittiğinde seccade istedi diye haber yapılırken de aynıydı...

    recep tayyip erdoğan'ın kıldığı nikahında fetullah gülen şahit olurken de aynıydı... nedense o masada bugün terörist(!) sayılmayan tek bir kişi var...

    her ramazan "hakan'ın gol orucu" esprileri yapılırken de aynıydı...

    "ne istediler de vermedik" zamanında milletvekili hatta spor bakanı yapılırken de, hemen öncesinde trt'den aylık 300 bin merkez bankası banknotunu indirirken de aynıydı. o kabineden kaç kişi terörist(!) acaba bugün? ya da trt'nin har vurup harman savurduğu o ücretin ne kadarı örgüte gitmiştir(!)?.

    veya bu durum trt'yi komple fetöcü mü yapmıştır?

    bugün bu ülkede milyonlarca hakan şükür var aslında. ama daha az ama daha çok aynı eylemleri defalarca işlemiş milyonlarca insan var...

    onun bu kadar anılmasının tek sebebi kimilerinin ruhunda ve hatıralarında açtığı derin yaralar. başka birşey değil...

    bu tribünlerin futbolcu özelinde çıkardığı en mükemmel tezahüratlardan biri var aslında cuk oturur bu duruma ama malumunuz;

    (bkz: silivri soğuktur şimdi)
  • 3000
    "pas yerden, hagi nefis döndü yine, hakan kaçtı, hakan'a iyi bir pas, hakan şükür açı biraz dar ama, hakan gitti, hakan sıyrılacak, hakan bir çalım daha, çerçeveyi gördü, hakan vurdu gooooollll, gooooollll, gooooollll, gol, gol, gol, gol. kim attı? kral attı, hem de leeds'de, allen road'da, ingilterede kralın imzası bu, kralın imzası, hagi, hagi muhteşem bir pas, kral gidiyor, kral gole gidiyor, kral düzeltiyor, ikinciyi düzeltiyor, üçüncüde çakıyor, çivi gibi çakıyor, kral çakıyor, galatasaray 2-1 önde. hakan şükür, hakan şükür, hakan şükür."

    gerisiyle kolluk kuvvetleri ilgilenir, beni de zerre ilgilendirmez..
  • 3785
    namıdiğer voldemort. ismi bile zikredilmiyor. görece özgür olan youtube spor programlarında bile adının anılmasından korkuluyor. bank asya'nın 16 yıl yöneticiliğini yapmış birinin cumhurbaşkanı danışmanı olabildiği bir ülkede görece garip bir durum. desenize bu işin ihalesi bizim saflar hakan ve arif'e kaldı.

    terim belgeselinde dikkatimi çekti. her şeyiyle eksik bir belgesel de mesela terim'in efsane presçi takımını hakan şükür olmadan nasıl anlatacaksınız? anlatamazsınız, eh işte şöyle takımdı böyle takımdı, uefa kupasını aldı. havadan havadan şeyler. milli takımın, türkiye liglerinin ve galatasaray'ın istatistiki anlamda en büyük forvetini yok saymak; pele'yi anlatmadan brezilya futbolunu anlatmakla eşdeğer, kimse kusura bakmasın.

    ismini zikretmeyin voldemort reisin. zikrederseniz kara büyüsüyle sizi esir alır maazallah.
  • 3536
    muhtemelen hiçbir konuda aynı fikirde değilizdir, ama ahmet kaya dinlemeye bayılıyorum. söz konusu müzikse, adamın iyi olduğunu kabul etmek gerek. aynı mantıkla, söz konusu futbolsa, bu adam da bu oyundan anlıyorsa, dinlerim arkadaş. ha, siyasi konulara giriyorsa, durum değişir tabii, ama salt futbol konuşuyorsa kimsenin diline dinine ırkına bakmam, dinlerim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın