gol atamadığı 3. maçtan sonra italya'da da direkt "göbekli" diye olmasa da fazla kilolu olduğu için eleştirilmiştir. hem de taraftar veya basın tarafından filan da değil, napoli'nin çatlak başkanı
aurelio de laurentiis tarafından. napoli, avrupa ligi'nde villareal'e elendikten sonra ki o esnada her ne kadar üç haftadır gol atamamış olsa da 26 serie a maçında 24 golü vardı higuain'in; "onda bir düşüş görüyorum, en az bir buçuk kilo fazlası var ki bu da cepte bir tane tuğla taşımaya benzer, 1 ay önceki o mükemmel fiziğine tekrar dönebilirse işte o zaman takım iyi sonuçlar almaya başlayacaktır." demişti deli başkan. bu lafların üstünden daha üç gün bile geçmemişti ki higuain gitti deplasmanda fiorentina'ya gol attı
*, bizim çılgın başkan bu sefer de kalkıp "galiba uyarılarım işe yaradı, bravo gonzalo." diye tweet attı. aha şu:
http://gss.gs/ioK tabii, olay iyice dallanıp budaklandı; napoli'lerin 90 dünya kupası'nda italya'ya karşı arjantin'i desteklemesini sağlayan, o kadar çok sevip saydıkları comandante maradona da olaya müdahil oldu. "böyle şeyler alenen söylenmez, insanların izzet-i nefsiyle oynayamazsınız, aksi halde işler hiç de iyiye gitmez." deyip adeta zarf içinde mermi gönderdi bizim divane başkana. sonrasında higuain, kilo milo vermeden hayvani formuna tekrar kavuştu, 36 golle serie a gol rekorunu kırdı filan... bir daha da bu mevzubahis açılmadı.
yani, tombul ve -buraya dikkat-
formsuz futbolcu dünyanın her yerinde eleştirilir. hem de "
şişko patates" diye eleştirilir; canan karatay'ın pilavın yanında ekmek yiyen ev hanımlarını eleştirdiği gibi hunharca eleştirilir... ama misal sadece tombulsa, performansında sıkıntı yoksa eleştirilmez. belki, "az balık etli, su içse yarıyor şu bizim şapşiğe ayol, ahahaha..." diye sevgi-saygı ekseninde laf çarptırılır, "ayağını denk alsın" kabilinden o kadar. tabii, o da belki.