13 kasım 2016 fenerbahçe galatasaray basketbol maçında tribüne dönüp
orospu çocukları dediği iddia edilen basketbolcu. pota arkası kendine doğru zıpçıktıklık yaparken kendi halinde benchte oturmaya devam etmesi değişik bir sahneydi. birileri tribünde birşeyler yapıyor, bench ile tribün arasında panikle birileri gidip birşeyler yapıyor, göksenin de benchte oturmaya devam ediyor.
o an içinden geçenler neydi, o tribünde zıpçıktılık yapanlar kimdir necidir, "günlük hayatta" ne iş yaparlar falan. tribünün o köşesinden benche doğru inen bir merdiven olsa ve hiçbir şekilde müdahale edilmeyecek olsa kaçı aynı şevkle(!) göksenin'in üzerine doğru yürecekti, 2 metre boyunda 100 küsur kiloluk bir yarmanın yanında kaç tanesi boynunu eğmeden geçerdi falan merak konusu...
meşhur
are you player repliğinin sahibi pek bilinmez ama kıbrıslı bir abimizdir. iş hayatı sebebiyle bir ayağı istanbul'da, bir ayağı kıbrıs'tadır uzun yıllardır. türkiye'de çok bilinmez ama kıbrıs'ta deşifre olunca o dönem yerel gazetelere röportaj vermek zorunda kalmıştı kendisini aklayabilmek için. değer-değmez muhakemesine girmeyeceğim; sonuçta hepimiz iyi kötü o reaksiyonları verebilecek kadar kaptırmış durumdayız. ama o an geçtikten sonrasını da düşünmek gerekiyor.
göksenin özellikle son 2 ataşehir deplasmanında sindirilemeyen tek isim olarak göze çarpıyordu zaten. özellikle geçen sezon "abartılan" bir dirsek teması sonucu aylardır anılan ve beklenen bir adam. twitter üzerinden uğradığı tacizler ve dönem dönem verdiği cevaplar zaten herkesin malumu. bunlar ne kadar haklı çıkarır bilemem orasını ama, bunların hepsi bir bardağı dolduran damlalar. göksenin öyle birşey söylediyse buna yenilgi stresine bağlı bir arıza demek de yanlış bir teşhis olacaktır. bir günde, birkaç saatte oluşmuş bir olay değil, eğer önümüzdeki sezon göksenin bizde ya da başka bir takımda oynarken o salona giderse yine, belki daha beter şekilde yaşanacaktır.
kavşakta yol vermedi diye adam öldürülebilen bir ülke sonuçta burası. 1 sene boyunca adama küfredip karşına gelince de "tweet atsana" dersen illa ki birşeyler olur. adamın sahada, senin tribünde olman; ya da telefondan uzak mesafe sallayabiliyor olman bazı şeyleri değiştirmez...
şimdi böyle hararetle savunduğumuz göksenin sarı-laci formayla bize yapsaydı muhtemelen pek nadide sözcüklerle tanımlıyor olacaktık kendimizi...
bunun bilincine ve ayrımına varmadığımız sürece bu sikindirik rekabette ne o tribünden zıplayanlar biter, ne de göksenin'ler...