• 103
    fenerbahçe’nin kazandığını gururla anlattığı kupadır.

    şöyle düşünürsek her şey yerli yerine daha net oturacaktır.

    şu an filistinde bir savaş var oradan örnek verecek olursak bir filistin takımı netenyahu için bir organizasyon düzenliyor ve filistinliler onun eğlencesi için maç yapıyor ve bunu bir başarı öyküsü gibi ileride torunlarına anlatıyor. nasıl hikaye ama.
  • 104
    ingiliz generalin adını yaşatma ve ingilizleri eğlendirme kupasıdır. kompleksli bir camia tarafından bu rezalet olay bir de başarı öyküsü gibi sunulmaya çalışılıyor. güya bu maç kurtuluş savaşımıza ilham vermiş. o tarz bir şeyler yazıyorlardı resmi sitelerinde. komik olanı ise bu ingilizleri eğlendirme kupası yapılırken türk kurtuluş savaşı zaten çoktan bitmişti. yunanlar da anadolu’dan atılmıştı. bu ihanet ve 5 para etmez kupadan kahramanlık öyküsü çıkarmaya çalışmak gerçekten çok acınası bir durum. bunu yapmalarının sebebi de galatasaray'ın avrupa'dan aldığı kupalardır. bu kupalara karşı konuşacak bir şeyleri olsun istiyorlar belli ki.
  • 106
    gündemimizde yaptıkları yüzsüzlüklere hala bazen şaşırıyoruz ama şu kupa ile yaptıkları utanmazlığı ve arsızlığı gördükten sonra uzun süredir hiç bir şeye şaşırmıyor olmamız lazımdı.

    rezillikleri o kadar büyük ki sessiz kalıp unutturmaya çalıştıklarında bunların birer vesikaya dönüşeceği bilinciyle inanılmaz bir manüpilasyon yapıp bunları gurur kaynağı !? gibi göstermeye çalışıyorlar.

    3 temmuz gibi lig tarihinin en büyük kara lekesini her sene “komplodan yırttık” diye kutluyorlar.

    12 mayıs 2012’de kupayı son maça getirtmek için her şeyi yaptıktan sonra planlar götlerinde patlayınca, stada ateşe verip, benzin istasyonunun hemen yanında polis arabalarını ters çevirip kundakladılar ve binlerce insanın hayatını tehlikeye atan bir terör eylemi yaptılar. benim taraftarım bunu yapsa, artık futbolla işim kalmaz, kendimi curlinge falan adardım. o gecenin lafı açılsa kilometrelerce öteye kaçmaları gerekirken bunlar ise her yıl bu rezilliği anıyorlar.

    yalanın kurum kültürü haline dönüşmüş camia tarafından işte aynı psikolojiyle utançtan yerin dibine girmeleri gereken, vatan hainliğine varacak bu kupayı, milli mücadele ile yan yana anmanın şehitlerin kemiklerini sızlatacağı maçı şanlı bir zafer gibi anlatıyorlar.

    neresinden tutacaksın, kime neyi anlatacaksın...
  • 108
    beş çayıyla devam etmiştir.

    editörlüğünü yaptığım türkiye derbiler tarihi kitabında mehmet yüce biraz değiniyordu bu kupaya. işin aslı, general harington kupası, öyle işgalcileri eğlendirmek için de yapılmamıştır. daha doğrusu, anti-ankaracı bir iş değildir. nitekim ankara da ingilizlerle arayı çok bozmamaya, gereğinden fazla gerilmemeye hep ihtimam göstermiştir. ancak bu kupadan zafere kaçış gibi bir kahramanlık hikayesi çıkarmak için ya deli olmak lazım ya fenerli. zaten maçın oynandığı tarihte savaş neredeyse bitmiştir.
  • 109
    --- alıntı ---

    @atkililar_kalir
    tekrar gündem olduğuna göre, bir futbolsever ve taraftar olarak değil de tarihe meraklı bir insan olarak "general harrington kupası" ile ilgili kafama takılan bazı konular var.

    umarım objektif bir tarihçinin önüne düşer de beni ve bizi aydınlatabilir.

    buradan bir dinamo kiev'in "ölüm maçı" destanı çıkarılmaya çalışılıyor. orada yaşanan şey gerçek bir destandı. naziler'e karşı direnen, maça tehditlerle çıkan ve maçı kazanan futbolcular maçın ardından öldürülmüştü. tüm tehditlere rağmen sahaya çıkıp kazanmayı göze almışlardı. bu maçın ardından ise fenerbahçe başkanı ve futbolcular, harrington'un çay partisine davet edilmiştir. neyse.

    gelelim bizim hikayemize...

    her şeyden önce, bir kulübün savaş boyunca işgal kuvvetleriyle neden 80 tane maç yaptığı kısmını anlamıyorum.

    üstelik yaptığı 80 maçın 50 tanesini kazanacak kadar iyi kadroya sahip bir takım.

    "eli silah tutan her türk evladının cepheye gittiği" diye anlatılan bir dönemde bu kısmı kafam almıyor.

    general harrington, fenerbahçe'nin binasına el koyduktan sonra ise futbolculardan sadece 3 kişi cepheye gidiyor. üstelik rütbeli asker olarak.

    bu kısımların tarihsel "mantık çerçevesinde" açıklaması olduğuna, benim döneme çok hakim olmamam nedeniyle anlamadığıma eminim. o yüzden aydınlatılmak isterim.

    bu dönemde "şehzade ömer faruk" neden fenerbahçe'ye onursal başkan oluyor? üstelik bu görevi 1924 yılına kadar devam ediyor? (ki atatürk'ün sınırdışı etmesiyle birlikte bu görevi son buluyor.)

    bu maçta golü atan, fenerbahçe'nin kaptanı ali rıza sporel, o dönem ordu mensubu olduğu halde nasıl "sağlık sorunları" nedeniyle rapor alarak cepheye gitmiyor ancak maçlara çıkmaya devam ediyor?
    (ki sonrasında milletvekilliği "savaştan kaçma" suçu nedeniyle düşürülmüştür.)
    (ingiliz yanlısı dinci oluşumda yer aldığı için de soruşturma geçirmiştir.)

    benim asıl takıldığım konu ise söz konusu kupa ve bu kupayla ilgili günümüzde yapılan pr çalışması.
    filmle ilgili şu ana dek duyduğum, gördüğüm her şey tarihsel gerçeklerle çelişiyor.

    maç oynandığı sırada, lozan görüşmeleri'nin 2. oturumu devam ediyor. o sırada "istanbul'daki işgal kuvvetlerinin şehirden ayrılması" mutabık kalınan maddeler arasında.

    çekilme takvimleri bile belirlenmiş.

    zaten general harrington'ın da "gitmeden önce türkler'e bir ders verelim" diye bu organizasyonu düzenlediği iddia ediliyor.

    savaşta kaybetmiş, masada kaybetmek üzere olan işgal devletlerinin, savaş yorgunu halkın moralini bozmak için tertip ettiği bir kupa maçı.

    zaten harrington çağrıyı tüm ülkedeki takımlara ve futbolculara yapıyor. kimse cevap vermiyor. aradan bir zaman geçtikten sonra fenerbahçe "biz oynarız" diyor.
    neden?

    filmin afişi diyor ki "atılan her gol kurşun."
    değil!

    çünkü maç oynandığı sırada zaten mudanya ateşkes antlaşması çoktan imzalanmış durumda.

    savaş biteli çok olmuş, tbmm resmi olarak tanınmış, lozan'da son görüşmeler yapılmakta.
    haliyle ne iddia edildiği gibi "atılan her gol kurşun" ne de "tutulan her top vatan müdafaası" oluyor.

    yine film "işgal altındaki istanbul'da futbolla yazılan bir direniş destanı" diyor.

    kime direniş? neye direniş?
    maçın oynandığı tarihte;
    direniş çoktan bitmiş,
    zafer kazanılmış,
    zaferi kanıtlayacak antlaşmadaki son maddeler tartışılıyor sadece.

    işgalci bir komutanın "onuruna" düzenlenen bir turnuvada yer almak aslında bir "tarihsel utanç" değil midir?

    basitleştirmek gerekirse; bugün rusya "putin kupası" diye bir organizasyon yapsa ve shaktar donetsk katılıp bu kupayı kazansa kahraman mı denir utanç mı denir?

    2024 yılından bakıp 100 yıl önceki olayları doğru yorumlamak benim mevcut tarih bilgimle mümkün değil. o yüzden bu konularda "nerelerde yanıldığımı" bana anlatabilecek biri çıkarsa sevinirim.

    buraya kadar okumuş olan değerli fenerbahçe taraftarları; tarihi bilgileriniz varsa ve cehaletime sığınarak sorduğum sorularıma cevap vererek beni bilgilendirecekseniz yazmanızı, sizin de bilginiz olmadığı için sadece hakaret etmek için cevap yazacaksanız bu eforu başka bir şey için harcamanızı rica ediyorum.

    --- alıntı ---

    https://twitter.com/.../1748015573559058890

    altında ki yorum da ayri aydınlatıcı.

    https://twitter.com/.../1748382182869995804
  • 111
    her şey apaçık ortada. biz o dönem lisemizden mezun vermezken, feboş, işgalci kuvvetlerinin sofrasına meze olup onları eğlendirdiği için olayın finalinde bahşiş niyetine verilen bir kupadan fazlası değildir. bunu bile gururla haykırmaktan utanmayan bir taraftar güruhuna sahiptirler. hani bunlarsız galatasaray olmaz, rekabet olmaz diyorlar ya her şey harika olur. türk futbolu en büyük pisliğinden arınır. rekabet yine olur. biz de hiç değilse kaybedince alkışlayıp tebrik edecek ortam buluruz.
  • 117
    eski türk filmleri, kara murat ve tarkan izleyenler bilir. bir işgalci komutan gelir, türk köylerini yağmalar, bir kızı kaçırıp hancının yolunu tutar. bir masaya oturur, hancı bize şarap doldur der ve kaçırdığı kıza dönerek, çık masaya eğlendir bizi kahpe diye seslenir. kız çıkıp dans etmeye başlar, bir kaç düşman askeri kıza sarkıntılık eder, sonra tarkan ve ya murat gelir hepsini öldürür kızı kurtarır. bu kupanın adını ne zaman duysam aklıma bu filmler gelir. bu kupanın modern versiyonu var birde. düşman hakim ve savcılar çık sahaya eğlendir bizi der mesela ama onun bu konuyla ilgisi yok. o başka bir konunun öznesi. neyse efendim allahtan şöyle bir kupamız yok, düşünsenize bizim müzemizde böyle bir kupa var. aslında kupanın sahipleride bunun böyle olduğunu biliyor ama bel altından vurulmamak için bunu rezalet değil övünç meselesi haline getirmeye çalışıyorlar. nasıl olsa kendi kitleleri ne derlerse inanıyor.
  • 121
    fenerbahçe'nin komedi filmi tadında histeri krizleriyle geçen 2023-24 sezonunda kendisine yer edinmeyi başarmış, hikayesi bir hayli ilginç ve övünülme öznesi yapılması bir o kadar şaşırtıcı teneke parçası.

    bu sezon suyun öte tarafında bambaşka bir kafa yaşanıyor. komple bir çöküş. unutanlar olacaktır ki pek de gündem olabildiği söylenemez (petrol ofislerinden medyaya sponsorluklara, reklamlara ve göze sokmalara rağmen) fakat zaferin rengi diye bir film dahi çıkarttılar. en baba fenerbahçeliyi dahi heyecanlandırmayan ve çevremde kalkıp da izlemeye gideni duymadığım bir film oldu.

    muhtemelen sarı ile lacivertin bir avrupa kupasına en yakın kazandığı ve kazanabileceği şey bu. işgalci avrupalıların gönül eğlencesi olan bir dostluk maçı sonucu verilmiş teneke parçası. rakibin işgalcilerle aktif mücadele edip nesillerce şehit verir iken işgal kuvvetleri ile bu minvalde bir maça çıkıp kupasıyla övünmek gerçekten üzerine çalışılması gereken bir kafa yapısı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın