1999 2000 sezonuydu. galatasaray şampiyonlar ligi grubuna kötü başlamış, sonradan toparlayarak son maçta dünyanın o dönem en önemli kulüplerinden birisi olan milan karşısında maçı kazanarak milan'ı evine yolluyor ve o dönemki adıyla uefa kupasına katılmaya hak kazanıyordu.
geçiyorduk turları birbir ve en sonunda kendi takım maliyetinin yaklaşık 10 katı olan bergkampli, henryli, overmarsli, adamsli, kanulu ve daha adını sayamadığım önemli oyunculara sahip arsenal karşısında final oynamaya hak kazanıyorduk.
o kupanın türkiye'ye geleceğine inananlar hariç herkes galatasaray'a teşekkür ediyordu.
ışte o takıma inananların başındaki adam tehlikeli bölgede suat'a adamını anlatıyor "buraya kadar aslanlar gibi geldiniz kupa hakkiniz ama ne olursa olsun siz benim gönlümde sampiyonsunuz" diyerek sahaya 11 inanmış aslan sürüyordu. maç uzatmaya gidiyor sürünün lideri çakalla boğuşurken kırmızıyı görüyor mac daha da zora giriyordu.
maçın kırılma anında taffarel bütün duaları alıyor maca da damga vuruyordu.
maçın sonlarında aslanların sahada kalan lideri yaralanıyor ama sahadaki aslanları yalnız birakmamak adına dışarı çıkmıyor yarali yaralı savunuyordu sürüsünü.
en sonunda tanrı bizim almamızı istiyor ve kupa türkiye semalarına galatasaray sayesinde iniyordu.
yani gençler para pul vs elbette ki önemli ama asıl önemli olan hedefe yürütecek bir lider
*, bir adet commandante ve sahada ciğerleri patlayacak kadar koşabilecek savaşacak isimlerle şampiyonlar ligi şampiyonluğu da hayal değildir.