dördüncü fatih terim döneminden en büyük beklentim olan kişi/kurum. ilk iki sezondaki şampiyonluklarla 22-19-16 gibi bir sıralamanın yakalanması bir dönemin popüler tabiriyle
pastanın üstündeki çilek olmuştu.
jupp derwall'in yetiştirdiği mustafa denizli galatasaray'a şampiyon kulüpler kupasında yarı final oynattı.
sepp piontek'in yetiştirdiği fatih terim galatasaray'ın tarihini ve karakteristiğini. gün itibarı ile 68 yaşına gelmiş fatih terim'in de kendisinden sonraki geçiş döneminde bıraktığı yerden bayrağı devralacak birini yetiştirmeye çoktan başlamış olması gerekirdi.
hasan şaş ve ümit davala tutmadı. selçuk inan ve necati ateş ile deniyoruz(!) şansımızı. onlar da olmazsa elimizde plase olarak
arda turan kalıyor. bunlardan birinin bir şeyleri başarıp bayrağı devralması lazım. çünkü 1996 öncesi ve sonrasında galatasaray'ın tarihi kadar karakteristiği de değişti. şampiyonluk frekansı neredeyse iki katına çıktı, dönem dönem dominasyonlar yakaladı ve şampiyonluk sıralamasında hiç olmadığı bir hakimiyet kurdu. hocanın emekliliği sonrası belki psikolojik olarak bir üstünlükle başlayacak olsak da çok çok zorlu bir geçiş dönemi olacaktır.
bu anlamda bir devamlılığın sağlanması ve en azından galatasaray'ın çıktığı yeri koruyabilmesi için hocanın son bir hizmet olarak bir halefi yetiştirmeye başlamış olması gerekiyordu. dördüncü fatih terim döneminin dört yıllık sürecinde bu konuda dişe dokunur bir faaliyet göremedik. keşke hali hazırda görev yapmış, bir şeyleri kanıtlayabilmiş eski öğrencilerinden biriyle derwall-denizli ya da piontek-terim tarzı bir ortaklık kurabilmesi mümkün olsaydı...