• 152
    kötüler, performansları düşük. özellikle en çok takip edilen resmi twitter hesabından konuşacak olursak, cok bozdu, öyle böyle değil,önünü alamadık yani.

    22. şampiyonlukta etkileşim alacak paylaşımlar yapılmamıştı bir kere bu önemli eksiydi. eskiden harika videolar gelirdi. o zamandan bu zamana da falcao videosu hariç elle tutulur bir şey yok. rakipler laf atar, cevap yok. bu belki yönetimin tembihlemesidir, hadi neyse. bir dönem vardı, sürekli rakiplere laf atılırdı, özbek dönemiydi. o da itici olmuştu. bu sefer de çok sessiz. ortasını bulmak lazım.

    youtube hesabına bakıyoruz, lemina'nın maç sonu açıklamaları, hoca'nın açıklamaları, bilmem kimin açıklamaları. bu videolar bir sonraki maça kadar duruyor ve neredeyse bir daha paylaşım yapılmıyor. diger maç sonrası yine bilmem kimin açıklamaları, kısır döngü böyle gidiyor. bu açıklamalar dışında hiç paylaşım yapılmayan zamanlar oluyor.

    rakipler ise youtube gündeme girecek içerikler üretiyor. ben görüyorum gündemde. umut nayır fm oynuyor, max kruse sosyal medya'dan gelen yorumları okuyor.. böyle şeyler yapıyorlar mesela.

    eskiden bizde de vardı bunlar, şimdi niye yok ki ?

    ya toparlanmalı, ya ekip değişmeli bence.
  • 154
    azılı bir herbokolog olarak bu konuda birkaç şey söyleyebilirim sanırım. öyle mabadımdan atmıyorum ha. memlekette gelenek olduğu üzere, ki patronlarımız da afiyette olsunlar, her bir halttan anlamamız ve hatta ön kabul olarak anladığımız gerçeğine dayanarak "self-claimed" ya da "atama" yoluyla bu unvanı elde etmiş bulunuyorum. şükürler olsun! bu unvana dayanarak, az sonra tüm bir sektör hakkında ahkam keseceğim. ama aslında bunlar sadece "dar alanda mübalağalı atıp tutmalar" olacaktır. yani yazacaklarım; tecrübelerime, gördüklerime, dinlediklerime, tanık olduklarıma dayanan kişisel ve naçizane gözleme dayanır. ne kadar dayanacaktır orasını kestirmek güç. çünkü bilirkişilik unvanıyla henüz müjdelenmedim.

    bilginize sunarım.

    ya da arz mı ederim? hım. (u: bu söylerkenki yana düşen kafayı tahayyül ettiniz değil mi?)

    neyse.

    şirketler ve özellikle köklü kurumlarda bu işle iştigal olan kimselerin iletişim departmanı, sözcü veya kurumsal kimliği kim temsil ediyorsa onun altında çalıştığını unutmamak lazım. özellikle paylaşım anlamında kurumsal kimliği temsil ettiklerini de. mesela siz resmi hesaptan galatasaray adıyla paylaşım yapıyorsanız, kurumsal kimliği temsil ediyorsunuz demektir. bu yüzden öyle her önüne geleni paylaşamazsınız. bir onay sürecine girer çoğunlukla.

    genellikle sosyal medya ekipleri ile şirketlerin bağının blurlaşması tavsiyedir. yetkilerinin ne olduğu konusunda ser verip sır vermeden, şeffaflığa zinhar karşı bir pozisyon almaları. çünkü bir şey olur, efendime söyleyeyim, paylaşımda suç unsuru, saçmalama, yalan gibi, "kuzenim yazmış!" deyip işin içinden sıyrılabilirsiniz. bir de üstüne bu paylaşımı yapan hakkında "gerekli işlemleri" başlatırsanız, müthiş! tabi ulan. ne sandınız? yeşe, var ol, kapitalizm! büyük şirketlerin kulu köpeği olmuşuz evelallah (: bir taşla iki kuş yemin ediyorum: tebrikler! artık insanların hassasiyetlerine karşılıksız kalmayan sorumluluk sahibi bir ceo'sunuz! bir de bu ekipler için "yeniden yapılandırılacak" dediniz mi, uff, sizden iyisi, sizden profesyoneli yok. hayırlı yeniden yapılandırmalar. yalnız yeniden yapılandırma, ne fevkalade bir söz öbeğidir. şiddetle kullanınız.

    --- reklamların sonu ---

    aslında sosyal medya ekiplerinin görünmeyen ama en önemli fonksiyonları bu özel örnekte, taraftarla girilen etkileşim, toplanan birinci elden veri, verinin analizi ve geri dönütlerin sağlanmasıdır. bu bakımdan müşteri temsilciliklerinden rol de çalarlar aslına bakılırsa.

    hangi konuda paylaşım yapılacağı, güncel konuların tespiti vesaire gibi konularda bu verilere bakılır. daha sonra küratöre gider bu öneriler. adam küratör la, küratör! internet âleminin hamallarından hiç öneri kabul eder mi? etmez tabi... hamal diyorum da boşuna demiyorum. genelde sosyal medya ekipleri, oluşturulan içeriği youtube'a, twitter'a yükleyen kişidir çünkü. bot'tur yani, bot! bu bot kısmına geleceğim ama hiç bot'un orijinal fikri olur mu? zakanın (iq) yapayı (ai) gelişti de, duygusalı (eq) da mı gelişti yoksa? vay, hayret!

    bu arada bu küratörlük kısmı, galatasaray'da, gstv'de diye biliyorum. mesela youtube'da paylaşılacak videoların içeriğini vesaire gstv yapıyor. ne kadar yapıyor, ne kadar yapamıyor orası ayrı mevzu. yanlış biliyor da olabilirim gerçi. her bir haltı bildiğimi iddia ettiğim başlangıç kısmında, sizleri yanlış yönlerdiğim için özür dilerim pekala.

    gelelim işin paylaşım kısmına. sosyal medya ekipleri dediğimiz şeylerin görev kapsamları hakkındaki kısma. herhangi bir araştırmaya dayanmayan teoriye değil de, sadece gözleme dayanan pratiğe baktığımızda, bizim gördüğümüz, kapsam bağlamında -paylaşım yapmak kısmında- üç tipi vardır bunların:

    1. bot ekipler.
    bunlar bildiğiniz hesabın başına geçtiğinde bot gibi davranırlar. galatasaray twitter hesabı üzerinden örnek vereceksek, gol olduğunda gol paylaşımı yaparlar, tarihten özel anları paylaşırlar, doğum günleri kutlarlar, önemli kişilerin röportajlarını, önemli olayların paylaşımını, güncel olayların bilgisini paylaşırlar. fark ettiyseniz, bir takvimi takip eden bot gibidirler.

    2. tematik kapsamlı yetkililer.
    bu arkadaşlara dar kapsamda bot hesaplardan biraz daha fazla yetki verilir. paylaşımların bir teması olur genellikle. sempatik tema, romantik tema gibi... mesela rakip takımlarla etkileşime girip dostluk üzerinden sempati üzerinden yürümek bu temalardan biridir. genelde esprili bir anlayış hakimdir. ama olmasa da olur. ya da romantikler, eski futbolcularla etkileşime girer, "ah o eski günler" minvalinde paylaşımlar yapar, taraftarın romantik etkileşimlerine karşılık verir vesaire. tema çoğaltılabilir. şu an futbol üzerinden konuştuğumuz için diğer sektörlere girmedim.

    3. geniş çaplı yetkililer.
    adından da anlaşılacağı üzere, bu türden kimseler her türlü paylaşımı yapar. hesabı, kendilerininmiş gibi kullanabilirler. öyle diyorum ama onun da bazı kıstasları koyulur. çünkü genelde "kurucu" veya "yenileyici" olarak göreve başlarlar. mesela sosyal medyada yoksunuz ve bomba gibi girmek istiyorsunuz. hiç problem değil, hemen anlaşıyorsunuz, bu işin orospusu olmuş kimselerle onlar size en kısa zamanda etkileşim patlaması yaşatıyorlar. ya da düzenli bir takipçi kitlesini kazandırıyorlar. ve işlerini yaptıktan sonra yollarına bakıyorlar. kurulu düzene yenileri geliyor. ondan sonra "bot" yetkililere dönüş yaşanıyor. bir süre sonra sıradanlaşmaya başlayınca ıslahalarlar başlıyor haliyle. tabi ıslahatlar günü kurtarmak adına yapıldığından -türkiye burası alo- tekrar kuruculara, geniş çaplı yetkiler vererek işe başlatıyorsunuz.

    sistem, öyle tıkır tıkır işliyor ki, para sürekli birileri tarafından kazanılıyor. kapitalizm size paranızı elinizde tutma fırsatı verir mi? yeniden yapılanacaksınız arkadaş!

    ben bu sektörde çalışan hemen herkesi severim aslında ama yazdıklarım niye böyle oldu ki? gerçi sistemi eleştirdim, yoksa emekçinin alimallah arkasındayız her daim.
  • 157
    maç öncesi ilk 11’leri forma numara sırasına göre açıklamakta haklı olan ekip.

    sahaya nasıl bir diziliş ile çıkılacağını bilemezler. yani herkes kadar tahmin edebilirler ama, 3lü defans mı oynuyoruz, donk stoper mi orta saha mı, çift forvet mi yoksa adem sol açık mı.. vs..
    kadroyu diziliş sırası ile vermek, bu konularda hüküm vermeyi gerektirir.
    e resmî hesap da haliyle böyle bir hüküm vermekten imtina eder.
  • 159
    her kadroyu sahaya 4-2-3-1 ile dizen aspor gibi oluşumların yaptıklarına kıyasla forma numarasıyla, "sahada bu futbolcular olacak," demesi daha yeğdir.

    oldu olacak, fatih hoca, maç öncesi, ilk on bir hakkında bu arkadaşlara brifing versin. sahaya şöyle şöyle dizileceğiz, hücumda şöyle duracağız, savunmada şöyle...

    hadi mavrayı bırakalım da, diyelim pozisyon pozisyon duyurdular. bunun adı; yanlış çıkarsa yanlış bilgilendirme, doğru çıkarsa "bilgi sızdırma" olmaz mı?

    güzel bir video hazırlamışlar ne g'zel. devamını bekleriz.
  • 160
    https://www.youtube.com/...JBgQlVq1nW0&t=3s
    kendilerine binlerce kez teşekkür ediyorum.
    14 şubat 2020'de, bana hayatımın en mutlu günlerinden birini yaşattılar.
    bu videoyu vücuda getirmek için sosyal medya ekibimiz, ailem ve ben, hep beraber çok emek harcadık.
    aslında en kolay işi ben yaptım.
    konuştum sadece.
    galatasaray sosyal medya ekibi, benden belki yüz kat daha fazla uğraştı, yoruldu.
    çekimlerin bir bölümü için evime kadar geldiler.
    sosyal medya ekibimizle iletişim kurmamı sağlayan da hagi abim oldu.
    bana bu kapıyı o açtı.
    bu kadar emeğin sonunda da ortaya bu video çıktı.
    hem dilim döndüğünce galatasaray sevgimi anlatmaya çalıştım, hem de engellilerle ilgili fikirlerimi ifade ettim.
    videonun altına yazılan yorumlar, gelen olumlu tepkiler beni çok mutlu etti.
    ve pek tabii olarak, yuvamızda, galatasaray sözlükte yazılanlar, beni ayrıca duygulandırdı.
    14 şubat 2020 tarihinde, galatasaray'ın bir his takımı olduğunu, bir kez daha güçlü şekilde idrak ettim.
    başta galatasaray sosyal medya ekibi olmak üzere, bu videoda en ufak emeği olan herkese çok teşekkür ediyorum ve kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum.
  • 161
    9 şubat 2020 kasımpaşa galatasaray maçı öncesi, maç günü görseli sebebiyle yerin dibine sokulan ekip.

    maalesef bazen elimizin ve dilimizin ayarı olmuyor. olayı abartıp şampiyonluk yürüyüşümüzde sinerjiyi bozacağını iddia eden arkadaşlar bile oldu geçen hafta. bir görselle gömülecek, kellesi istenecek bir ekip değildir. 7/24 galatasaray’la yaşayan insanlardan oluşur. profesyonel çalışan değil, taraftarın ve tribünün içinden gelen, çalışan, didinen ve en önemlisi rahmetli alpaslan ağabeyin rahle-i tedrisatından geçmiş, onunla yakinen çalışma imkanı bulmuş, “içimizden biri” diyebileceğimiz elemanlara sahiptir.

    https://www.youtube.com/...JBgQlVq1nW0&t=3s
    bu çalışma için de kendilerine ayrıca teşekkürü bir borç bilirim. harika bir iş çıkmış ortaya. bir zamanlar tribünlerimizde var olan, ali sami yen kapalısında yıllarca gördüğümüz, üretken ve çalışkan bir grup tribün emektarının kendilerine verdiği isimle özdeşleşmiş, “gerçek sevgi” pankartına da atıfta bulunulmuş olması ayrıca hoş olmuş.

    bu vesileyle onları da analım;
    https://hiveminer.com/Tags/galatasaray%2Cgerçeksevgi

    *
  • 162
    kritik maçlar öncesinde aşağıdaki gibi muazzam işlere imza atan ekip gitmiş,

    https://www.youtube.com/watch?v=4EBx7FE5XXk

    https://www.youtube.com/watch?v=b1U7yfzBf0w

    derbi öncesi şöyle şeyler paylaşan bir ekip gelmiş : https://twitter.com/.../1230886275399528450

    ya arkadaş eleştirmek için eleştirmek istemiyorum ama cidden bu nedir ya.

    bizim sözlükten random 20 tane yazar seç 20'si de şundan daha iyi bir şey ortaya koyar. dalgamı geçiyorlar yoksa sosyal medya ekibi liyâkat göz önünde bulundurulmadan, alelade şekilde değiştirildi mi bilmiyorum ama insan yaptığı işe biraz saygı duyar. yukarıda ki gibi bir paylaşım yapmaya utanır.

    ya resmi hesapsın, telif sorunun yok. hiçbir yapamıyorsan zahmet edip eski fenerbahçe maçlarından bir derleme falan yap yahu. 5-1 kazandığımız maçtan, kadıköyde kupa kaldırdığımız maçtan falan kesitler koy. melo koy, elmander koy, hagi koy. bir şey yap yani.
  • 175
    https://www.youtube.com/watch?v=e878bjnGUnA

    turkce meali diyor ki;

    iki kusun gazina gelip, sonuc ne olursa olsun bir macla ortaligi yikmayin. sakin kalip hedefe odaklanin. derbiyi kazanmak bir statu getirmiyor, siradan bir uc puan.

    not: genel olarak yapmadiklari sosyal medya olayini cok elestirsem de, ellerine saglik efsane video. sahsen acayip dingin ve sakinlestirici buldum. ne kadar yukarida yazdigima ters dusse de, adeta yarin bir firtina kopabilir mesajini alt metninde empoze etmeyi basarmis.
App Store'dan indirin Google Play'den alın