azılı bir herbokolog olarak bu konuda birkaç şey söyleyebilirim sanırım. öyle mabadımdan atmıyorum ha. memlekette gelenek olduğu üzere, ki patronlarımız da afiyette olsunlar, her bir halttan anlamamız ve hatta ön kabul olarak anladığımız gerçeğine dayanarak "self-claimed" ya da "atama" yoluyla bu unvanı elde etmiş bulunuyorum. şükürler olsun! bu unvana dayanarak, az sonra tüm bir sektör hakkında ahkam keseceğim. ama aslında bunlar sadece "dar alanda mübalağalı atıp tutmalar" olacaktır. yani yazacaklarım; tecrübelerime, gördüklerime, dinlediklerime, tanık olduklarıma dayanan kişisel ve naçizane gözleme dayanır. ne kadar dayanacaktır orasını kestirmek güç. çünkü bilirkişilik unvanıyla henüz müjdelenmedim.
bilginize sunarım.
ya da arz mı ederim? hım.
*neyse.
şirketler ve özellikle köklü kurumlarda bu işle iştigal olan kimselerin iletişim departmanı, sözcü veya kurumsal kimliği kim temsil ediyorsa onun altında çalıştığını unutmamak lazım. özellikle paylaşım anlamında kurumsal kimliği temsil ettiklerini de. mesela siz resmi hesaptan galatasaray adıyla paylaşım yapıyorsanız, kurumsal kimliği temsil ediyorsunuz demektir. bu yüzden öyle her önüne geleni paylaşamazsınız. bir onay sürecine girer çoğunlukla.
genellikle sosyal medya ekipleri ile şirketlerin bağının blurlaşması tavsiyedir. yetkilerinin ne olduğu konusunda ser verip sır vermeden, şeffaflığa zinhar karşı bir pozisyon almaları. çünkü bir şey olur, efendime söyleyeyim, paylaşımda suç unsuru, saçmalama, yalan gibi, "kuzenim yazmış!" deyip işin içinden sıyrılabilirsiniz. bir de üstüne bu paylaşımı yapan hakkında "gerekli işlemleri" başlatırsanız, müthiş! tabi ulan. ne sandınız? yeşe, var ol, kapitalizm! büyük şirketlerin kulu köpeği olmuşuz evelallah (: bir taşla iki kuş yemin ediyorum: tebrikler! artık insanların hassasiyetlerine karşılıksız kalmayan sorumluluk sahibi bir ceo'sunuz! bir de bu ekipler için "yeniden yapılandırılacak" dediniz mi, uff, sizden iyisi, sizden profesyoneli yok. hayırlı yeniden yapılandırmalar. yalnız yeniden yapılandırma, ne fevkalade bir söz öbeğidir. şiddetle kullanınız.
---
reklamların sonu ---
aslında sosyal medya ekiplerinin görünmeyen ama en önemli fonksiyonları bu özel örnekte, taraftarla girilen etkileşim, toplanan birinci elden veri, verinin analizi ve geri dönütlerin sağlanmasıdır. bu bakımdan müşteri temsilciliklerinden rol de çalarlar aslına bakılırsa.
hangi konuda paylaşım yapılacağı, güncel konuların tespiti vesaire gibi konularda bu verilere bakılır. daha sonra küratöre gider bu öneriler. adam küratör la, küratör! internet âleminin hamallarından hiç öneri kabul eder mi? etmez tabi... hamal diyorum da boşuna demiyorum. genelde sosyal medya ekipleri, oluşturulan içeriği youtube'a, twitter'a yükleyen kişidir çünkü. bot'tur yani, bot! bu bot kısmına geleceğim ama hiç bot'un orijinal fikri olur mu? zakanın (iq) yapayı (ai) gelişti de, duygusalı (eq) da mı gelişti yoksa? vay, hayret!
bu arada bu küratörlük kısmı, galatasaray'da, gstv'de diye biliyorum. mesela youtube'da paylaşılacak videoların içeriğini vesaire gstv yapıyor. ne kadar yapıyor, ne kadar yapamıyor orası ayrı mevzu. yanlış biliyor da olabilirim gerçi. her bir haltı bildiğimi iddia ettiğim başlangıç kısmında, sizleri yanlış yönlerdiğim için özür dilerim pekala.
gelelim işin paylaşım kısmına. sosyal medya ekipleri dediğimiz şeylerin görev kapsamları hakkındaki kısma. herhangi bir araştırmaya dayanmayan teoriye değil de, sadece gözleme dayanan pratiğe baktığımızda, bizim gördüğümüz, kapsam bağlamında -paylaşım yapmak kısmında- üç tipi vardır bunların:
1. bot ekipler.
bunlar bildiğiniz hesabın başına geçtiğinde bot gibi davranırlar. galatasaray twitter hesabı üzerinden örnek vereceksek, gol olduğunda gol paylaşımı yaparlar, tarihten özel anları paylaşırlar, doğum günleri kutlarlar, önemli kişilerin röportajlarını, önemli olayların paylaşımını, güncel olayların bilgisini paylaşırlar. fark ettiyseniz, bir takvimi takip eden bot gibidirler.
2. tematik kapsamlı yetkililer.
bu arkadaşlara dar kapsamda bot hesaplardan biraz daha fazla yetki verilir. paylaşımların bir teması olur genellikle. sempatik tema, romantik tema gibi... mesela rakip takımlarla etkileşime girip dostluk üzerinden sempati üzerinden yürümek bu temalardan biridir. genelde esprili bir anlayış hakimdir. ama olmasa da olur. ya da romantikler, eski futbolcularla etkileşime girer, "ah o eski günler" minvalinde paylaşımlar yapar, taraftarın romantik etkileşimlerine karşılık verir vesaire. tema çoğaltılabilir. şu an futbol üzerinden konuştuğumuz için diğer sektörlere girmedim.
3. geniş çaplı yetkililer.
adından da anlaşılacağı üzere, bu türden kimseler her türlü paylaşımı yapar. hesabı, kendilerininmiş gibi kullanabilirler. öyle diyorum ama onun da bazı kıstasları koyulur. çünkü genelde "kurucu" veya "yenileyici" olarak göreve başlarlar. mesela sosyal medyada yoksunuz ve bomba gibi girmek istiyorsunuz. hiç problem değil, hemen anlaşıyorsunuz, bu işin orospusu olmuş kimselerle onlar size en kısa zamanda etkileşim patlaması yaşatıyorlar. ya da düzenli bir takipçi kitlesini kazandırıyorlar. ve işlerini yaptıktan sonra yollarına bakıyorlar. kurulu düzene yenileri geliyor. ondan sonra "bot" yetkililere dönüş yaşanıyor. bir süre sonra sıradanlaşmaya başlayınca ıslahalarlar başlıyor haliyle. tabi ıslahatlar günü kurtarmak adına yapıldığından -türkiye burası alo- tekrar kuruculara, geniş çaplı yetkiler vererek işe başlatıyorsunuz.
sistem, öyle tıkır tıkır işliyor ki, para sürekli birileri tarafından kazanılıyor. kapitalizm size paranızı elinizde tutma fırsatı verir mi? yeniden yapılanacaksınız arkadaş!
ben bu sektörde çalışan hemen herkesi severim aslında ama yazdıklarım niye böyle oldu ki? gerçi sistemi eleştirdim, yoksa emekçinin alimallah arkasındayız her daim.