---
alıntı ---
“galatasaray yönetimi ve yan kolları, tek cümleyle kontrolden çıkmıştır. bir kargaşa var. taraftar memnun değil ve kulüp iyi yönetilemiyor. loca sahipleri maç günleri localarına dahi gidemiyorlar.
yönetim bu işi bilmiyor. bilmemek ayıp değil. fedakârca ve iyi niyetle çalıştıklarından şüphemiz yok. ancak yetersizler. kimseye danışmadan yanlış işler yapıyorlar...”
“florya ve riva’yı devrettik. karşılığında ise 508 milyon lira aldık. bunu da iki sene vadeli 350 milyon lira net olarak kasamıza koyabildik. öncelikle pahalı borçlarımızı ve başkanınki de dahil olmak üzere kefaletleri hallettik. ama borç hanemizde bir oynama olmadı.
ancak iki sene sonra borçlar düşmeye başlayacak ve bu da her şey yolunda giderse gerçekleşecek. yeni kabul edilen 2017 bütçesine baktığımda dönem içinde en aşağı 125 milyon lira daha borçlanmamız gerek. riva ve florya elden gitti. yönetimin bize söylediği bir peri masalı. bunları tenkit etmek için değil bir tespit olarak söylüyorum.”
“yönetimin nerede hata yaptık diye düşünmesi gerek. galatasaray’ı bu olumsuz durumdan çıkarmak için bir vizyon çizmek lazım. böyle giderse galatasaray küme düşer. bu olmaz diye düşünmemek lazım. galataaray, küme düştüğü zaman göbek atacaklar var. hataları anlatmak için çok fazla düşünmeye gerek yok. galatasaray, karabük’ten antrenör çalamaz. alınan hoca mourinho olsa dahi galatasaray’a bu ayıp yeter. çıkış yolu florya ve riva’yı satmak değil markayı pazarlamakta. şu an bile galatasaray’ın marka değeri 1 milyar dolar civarında.”
faruk süren---
alıntı ---
camia içinde sesler yükselmeye başladı. efsane başkanlarımızdan sayın faruk süren'in bunları dile getirmesi, ses getirecektir. ünal aysal'ın sessiz kaldığı şu süreçte, desteğini vereceği ilk isim faruk süren olur. faruk süren tüm galatasaraylıların sevdiği, saygı duyduğu bir isim. tarihimizin en büyük başarılarının yaşandığı süreçte başkanlık yapmış olması da kendisinin liderliğinde toparlanabileceğimiz hissini uyandırıyor bana.
karizmatik, diksiyonu düzgün, galatasaray değerlerini bilen, bu markanın gücünü hisseden ve markanın oluşmasında en büyük katkıları veren, ağır başlı ama hakkımızı savunabilecek, beyefendi ve galatasaray başkanlığı makamını tam anlamıyla doldurabilecek bir isim.
http://cdn.ntvspor.net/...RL34J.jpg?&w=940 düştüğümüz yerden yeniden ayağa kalkmamız için ünal aysal ya da faruk süren gibi bir ismin seçim fitilini ateşlemesi gerekiyor. ünal aysal'ı kulüp içinde hala
istemeyen bir grup olduğu düşünülürse faruk süren belki de tüm camianın ortak noktası olabilir. o gruba rağmen ünal aysal da yaşattığı başarılar ve etkisiyle, taraftarların da desteğiyle, kamuoyunu arkasına alarak gelecektir.
bu iki isimden herhangi birisinin adaylığı bile eminim ki çoğumuzdaki o negatif havayı atacak, bir umut yeşermesini sağlayacaktır.
çoğunuz zaten yazmışsınız.
boykot hepimizin ortak fikri. zaten uzun süredir insanlar maça gitmiyor. alış veriş yapmıyor.
- biz bu işin sesini iyice yükseltmeli ve özellikle yayıncı kuruluş üzerinde baskı yaratmalıyız. daha önce abone olduğum için beni haftada bir arıyorlar, kampanya var diye. ben de daha önce açıklamış olmama rağmen her seferinde telefonu açıyorum ve dursun özbek ve yönetimi gitmeden üye olmayacağımı söylüyorum. özellikle kayıt altına alınmasını istiyorum. yayıncı kuruluşun en önemli müşterisi biziz. biz evimize bağlatmaz, mevcut üyeliğimizi iptal eder, ticari işletmelerde de maçlarımızı izlemezsek eminim ki bu durum raporlanıp üst yönetimlere gidecektir.
galatasaray'sız türk futbolu olmaz.
- yine gsstore alışverişlerinin durmasını sağlamalıyız. bakın o kadar çok kampanya yapıyorlar ki, aklımda olan kaç tane ürün çok uygun fiyatlara indi ama almıyorum, almayacağım. ne gs store'dan ne de trendyol gibi yerlerden bu alışverişleri yapmayalım. mağazalardaki ciro azalışı da yine işletmeciler vasıtasıyla baskıyı arttıracaktır. ne zaman ki taraftarı anlayan ve kulak veren bir yönetim gelir fazlasıyla alış verişimizi yapar, desteğimizi sağlarız. 4-5 sene önceki satış rekorları ortada. gene yaparız.
- loca ve kombine almayacağız. geçen sezondan bu yana loca satışlarından 20 milyon tl zararımız olduğu yazılmıştı dünkü gazetelerde. yaklaşık 5,5 m euro.
bilet gelirleri de yine oldukça düşük, sezon ortalamamız önceki yıllara göre çok çok az ve yine gitmeyeceğiz. para muslukları akmayacak. ne zamanki
inandığımız isimler gelir, biz 18. sırada bile olsak o stadı doldururuz.
- gs mobile, gs bonus kart gibi ürünlerimizi iptal ettireceğiz ve dilekçelerimizde, konuşmalarımızda sebebinin dursun özbek ve yönetimi olduğunu kayıt altına aldıracağız. ne zamanki başkanlığı bırakır o zaman biz yine kullanmaya başlarız.
bu yazdıklarımızın tüm taraftarlar arasında yayılmasını sağlarsak çığ gibi büyürüz. bizi yalnızca "fan" ve "sosyal medya taraftarı" olarak görenlerin ne kadar güçlü olduğumuzu anlaması çok uzun sürmeyecektir.
tüm bunlarla birlikte şu süreçte
ünal aysal faruk süren ikilisine ulaşıp, taşın altına elini sokmalarını sağlamalıyız. eğer ünal aysal aday olmayacaksa faruk süren'e destek vermesini sağlamalıyız. buradan bir sinerji yaratıp seçimli olağanüstü genel kurul yapılması için gündem oluşturmalı, gerekirse kulübü fax'a boğmalı, telefonları kitlemeli, baskıyı arttırmalıyız.
inşallah bunları yapıp da yönetimi devirebilirsek, sonraki süreçte hedefimiz kulübün taraftara açılması adına ve hamleler yapmak olacaktır...
bu iş sözlükte olmaz, boşuna kürek çekiyoruz diye düşünenler olacaktır ama çığın oluş şekli de bu değil mi?
http://gss.gs/AUbbir karınca hikayesi vardır, bilen bilir,
nemrud, ona karşı gelen hz ibrahim peygamberin ateşte yakılması emrini vermiş. meydanda odunlardan büyük bir yığın yapıp odunları tutuşmuşlar. o kadar büyük bir alevmiş ki bulutlara kadar yükselmiş. bütün hayvanlar ateşten korkmuş kaçmış. nemrud, ne güçlü bir kral olduğunu herkes anlasın, görsün istemiş. nemrud’un askerleri ibrahim peygamber’i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış.
bu sırada göklere kadar varan ateşe doğru bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile telaşla gidiyormuş. başka bir karınca onun bu telaşını görüp sormuş:
– acele ile nereye gidiyorsun?
telaşla yetişmeye çalışan karınca, ağzındaki bir damla suyu ellerinin arasına alıp cevap vermiş:
– haberin yok mu? nemrud, ibrahim peygamberi ateşe atacakmış. meydana ateşin olduğu yere su götürüyorum.
diğer karınca kahkahalarla gülerek demiş ki:
– senin yanan büyük ateşten haberin yok mu? ateşe hiç bakmadın mı? ne kadar büyük, senin bir damla suyun ateşe ne yapabilir ki?
su taşıyan karınca:
– "olsun" demiş, "hiç olmazsa safım belli olur!"
--------------
yollar uzun, dikenli, taşlı olsa da,
bastığın yer hüzünle dolsa da
sel, çığ, ateş, önünde her ne olsa da,
cimbom başı dik yürür!
#galatasaraydiriliyor