• 1
    herhangi bir kitapevine gittipinizde spor kategorisinde en az 7-8 tanesine rastlayabilirsiniz. ama sadece bu kadar değildirliste uzar gider.
    başlıcaları;
    ayaktopu futbolun öyküsü
    fırtına, ihtilal, efsane trabzonspor
    futbol! bir aşk...
    kaptan
    futbolun ölümü seçme yazılar 1
    takımdan ayrı düz koşu
    sahil yolunda yürümek futbol ve yaşam üzerine yazılar
    futbol ve sinema - meşin yuvarlağın beyazperde serüveni
    kupaların kupası dünya kupası 1930'dan 2002'ye
    tanrının eli
    başlama vuruşu
    gol vuruşu
    jose mourinho
    başarının anatomisi (ciltli)
    el diego
    diego maradona
    ayaktopu futbolun öyküsü
    futbol teknik-taktik-kondisyon
    ..... gibi
  • 9
    futbol ve kültürü
    derleyenler: r. horak , tanıl bora
    iletişim yayınları / futbol kitapları dizisi 2. baskı, istanbul 2001

    avrupalı, 11 türkiyeli yazar, sosyolog, gazeteci veya, kitabın arkasında yazıldığı gibi, "sadece" eli kalem tutan futbolseverin katıldığı bir geniş futbol forumu. veya konferansı. veya atelye çalışması. artık ne derseniz. biraz da fazla geniş. taraftar âlemi ve holiganizmden kapitalistleşme, sanayileşme ve medya egemenliğinin futbol kültürüne etkilerine kadar pek çok "okkalı" mevzu var kitapta. bunun yanısıra, barcelona'nın kendine özgü kişiliği veya maradona'nın napoli'deki macerası veya çauşesku romanya'sında steau bükreş'in öyküsü gibi pek leziz parçalar bulunuyor. bizim futbol âlemimiz de yiğidolarıyla, "gâvur" izmir'iyle, feyyaz'ın tekmesiyle, halı saha futboluyla temsil ediliyor.

    bu maçı alıcaz! türkiye'de futbol
    can kozanoğlu
    iletişim yayınevi / bugünün kitapları dizisi, 2. baskı, istanbul 1996

    can kozanoğlu'nun, futbol sosyolojisi alanında ilk ve klasik olan eseri. transfer hikayelerinden sürgünle sonuçlanan mağlubiyetlere, çocukluk umutlarından emeklilik yıllarına, futbolcu kimdir, "hoca" kimdir? bir insan niçin hakem olur, bir hakemin başına neler gelir? sonra tribünler, taraftar kimliği, "alaturka hooliganlar", anadolu-istanbul çekişmesi... talat paşa'dan bugüne devlet-kulüp ilişkileri, iktidar-futbol ilişkileri; inönü'den menderes'e, demirel'den evren'e, özal'dan çiller'e asker-sivil futbol darbeleri; "militarist futbol"dan "polis devleti" futboluna geçiş... ve tabiî, anlı şanlı tezahürat tarihimiz... türkiye'deki futbol âleminin bazı sorunlarının hâlâ sadece bu kitapta konu edilmiş olduğuna inanmak zor, ama öyle. türkiye'de futbol üstüne kitap okuyayım diyorsanız, önce can'ın kitabına el atacaksınız, kaçınılmaz.

    takımdan ayrı düz koşu
    derleyen: tanıl bora
    iletişim yayınları / futbol kitapları dizisi 2. baskı, istanbul 2001

    memleket futbolunun değişik yüzlerine dair uzunlu kısalı yazılardan oluşan bir derleme. kimisi futbol aleminin içinden kimisi dışarıdan bakışla, kimisi uzman gözüyle kimisi gönül gözüyle yazılmış... 'ne anlıyorsunuz şu oyundan?'- futbolu sevmenin farklı biçimleri... futbola yabancı olanların yaşadığı derin mahrumiyet... 'puan veya puanlar almaya geldik...'- türkiye`deki yabancı futbolcular... standart futbolcu demeçleri... amatör futbol dünyası... 'bizler inandık siz de inanın!' -takım kimlikleri... kulüp 'vizyonları'... taraflar ortamları... 'sen şampiyon olmasan da...'- tribünlerle, efsanelerle... geçmişte yaşayan... uzaktan izlenen... takımlarla ilgili... ve 'takım değiştirmeyle' ilgili aşk hikayeleri... ahmet çiğdem, mehmet demirkol, benjamin holland, gaye boralıoğlu, akif kurtuluş, bağış erten, mustafa görkem doğan, özgür teoman, hakan dilek, ümit kıvanç, ferruh uztuğ, serkan seymen, murat toklucu, eda çevik, yiğiter uluğ, murat gültekingil, yetvart danzikyan, imran ayata, tanıl bora.

    gölgede ve güneşte futbol
    (el futbol a sol y sombra)
    eduardo galeano
    can yayınları / çağdaş dünya yazarları dizisi, istanbul 1997

    uruguaylı edebiyatçı eduardo galeano'dan, hem çok sıkı bir futbol kitabı hem de futbolla ilginiz olmasa bile başınızı kaldırmadan okuyacağınız güzellikte bir denemeler kitabı. galeano bize hem futbolun iç dünyasını hem bugünün dünyasında futbol üzerinden döndürülen dolapları hem futbol tutkusunun özel bir kimliğe büründüğü latin amerika'yı anlatıyor. araya sıkıştırdığı, birbirinden ilginç olaylar, izlenimler, anekdotlarla. futbolun, mevcut dünyanın başka bir versiyonu olduğunu görüşüne de güç kazandırabilecek bir kitap. öte yandan, dünyası futbolla sınırlı olmayan bir insanın, bir edebiyatçının işe el attığında futbol hamurundan başka neler yoğurabileceğini gösteren bir eser. şiddetle tavsiye ederim.

    futbol asla sadece futbol değildir
    (football against the enemy)
    simon kuper
    sabah kitapları / çeşitlemeler dizisi *

    kitabın arka kapağında özel olarak belirtildiği üzre, yazar simon kuper, özel olarak futbolun "tılsımı"nın peşine düşmüş, 9 ayda 22 ülke dolaşıp, sadece futbol sahalarından değil başka alanlardan da tanıyacağınız insanlarla futbol tartışmış. niye bu kadar yaygın bu spor? niye bu kadar düşkün bunca insan futbola? nelson mandela'dan parreira'ya, fani madida'dan gullit'e pek çok bildik isim var bunların arasında. kuper, halen onefootball.com'da bir köşe sahibi. www'sini unutmadan yazın tarayıcınızın adres satırına, girip kuper'in yazılarını okuyun.

    futbolun kısa tarihi
    (kleine geschichte des fussballspiels)
    theo stemmler
    dost kitabevi yayınları / yaşam ve kültür dizisi, ankara 2000

    futbolun tarihi hakkında ne kadar ne biliyoruz? nereden çıktı bu oyun, ilk kimler oynadı, nasıl gelişti? kurallarını kimler koydu? rugbiyle yolları ne zaman ayrıldı? ilk kulüpler ne zaman, nerede ve nasıl kuruldu? nasıl bu kadar yaygınlaşıp kitleleri adeta ipnotize eder oldu? bir zamanlar kralların yasakladığı, püritenlerin karşı çıktığı, kilisenin kara listeye aldığı futbol kitlesel bir tapınma ayinine nasıl dönüştü? futbolun kısa tarihi, edebiyattan mahkeme tutanaklarına kadar çok çeşitli kaynaklardan yararlanarak bütün bu sorulara cevaplar arıyor. ince, ama yoğun bir kaynak sayılmalı.

    kesin ofsayt: tv futbolu ve futbol medyası
    ümit kıvanç
    iletişim yayınları / futbol kitapları, istanbul 2001

    (kendi kitabım olduğu için tanıtım yazısını ben yazmayacağım müsaadenizle. kitabın arka kapağına tanıl bora'nın yazdığı metni kısaltarak aktaracağım:) futbol yorumculuğu, nicedir, en gözde halk felsefesi tahtında oturuyor. milyonlar televizyondaki "futbol geyiklerinin" esiri. futbol medyasının klişelerle, dargörüşlülükle, basbayağı palavrayla yüklü budalalaştırıcı söyleminin, bu ülkedeki kollektif mantık ve muhakeme yetmezliğinin, "zihniyet bozukluklarımızın", kocaman bir aynası olduğunu... sadece o kadar da değil, bizzat güçlü bir kaynağı olduğunu söylemek abartma sayılır mı? bu kitap, bu dev lunapark aynasına, futbol medyasına, onun üzerinden futbol âlemine bakıyor. futbolu anlamlandırma ve sevme biçimlerinin nasıl deforme olduğunu, tek boyutlulaştığını, çirkinleştiğini gösteriyor. insanın içindeki çocuğu -daha ziyade oğlan çocuğu!- hep yaşar kılan eşsiz bir oyun, zevki paylaşıldıkça çıkan engin bir tutku olan futbolun, endüstri haline geldikçe nasıl kirlendiğini bir defa daha hatırlatıyor, aslında...

    mahallenin en şık abileri
    hakan dilek
    babil yayıncılık / meşinyuvarlak dizisi, istanbul nisan 2001

    "hakan dilek futbol dünyamızın iç karartıcı köşelerinden bulup çıkardığı gerçek yaşam öyküleriyle bakış açımızı değiştiriyor. görmediklerimizi gösteriyor. madalyonun pırıltılı yüzünü çevirip önümüze koyuyor. yere düşmüş yıldızları yakamıza takıyor..." semih gümüş'ün kitap üstüne söyledikleri bunlar. can kozanoğlu da, "futbol işte, maç bitiyor muhasebe bitmiyor," demiş. "her kuşağın futbolcuları ve her kuşağın tribünleri için yalnızca kitap değil defter de galiba mahallenin en şik abileri, tek sayfaları hatıra defteri, çift sayfaları muhasebe defteri meselâ..." tanıl bora ise, "hakan dilek'in eski topçu hikayelerinde, insan çocukluk arkadaşlarıyla karşılaşmış gibi oluyor," diyor. "çocukken erişilmez devler olarak gördüğü efsane adamlar 'dengiymiş' gibi çıkıyor karşısına. eski 'topçu'nun, bugünün starlarına kıyasla aslında ne kadar 'yakın', ne kadar 'bizden birisi' olduğunu fark ediyoruz..."

    gol atan galip: futbola sosyolojik bir bakış
    mahmut sert
    bağlam yayınları / inceleme - araştırma dizisi, istanbul 2000

    günümüzde sporun "yaşam biçimi" olarak sunulmasının ardında acaba ne gibi nedenler bulunmaktadır? ya da spor, insanlar için nasıl "yaşam biçimi"ne dönüşmüştür? bu spor yaşamının, hiç spor yapmayanlar tarafından benimsenmesinin ardındaki nedenler nelerdir? öte yandan çok çeşitli spor dalları olmasına karşın gelişmişlik durumu ne düzeyde olursa olsun birçok toplumda neden futbol, kitlelerin ilgisini diğer sporlara göre daha çok çekiyor, yoksa futbol dünyası, spor olgusunu yutuyor mu? bu gelişme türkiye örneğinde nasıl bir süreç izlemiştir ve neden türkiye'de spor denilince akla futbol, futbol denince de istanbul'un büyük takımları gelir? mahmut sert bütün bu sorulara cevap aramak gibi meşakkatli bir işi yürütürken, hem insan ilişkileri hem toplumsal ilişkiler çerçevesinde "iktidar" kavramıyla da uğraşıyor.

    taraftarın senle...
    murat toklucu
    iletişim yayınları / futbol kitapları, istanbul 2001

    bu kitap, futbolun en "canlı" unsurlarından biri, taraftar üstüne. tezahüratlarda, "zor" kazanılan maçlarda, takımın en "sıkıntılı" günlerinde, yağmurda, çamurda, deplasmanda her zaman hazır ve nâzır... şimdilerde "yenilenen" bir profile sahip olsa da hep tribünde en çılgın haliyle ya da gözyaşlarıyla resmedilen hep o taraftar... bir "dekor"...? bir sosyolojik araştırma nesnesi...? bir müşteri grubu...? bir dost meclisi...? bir popüler kültür ortamı...? bir tutku...? bir "delilik"...? bir kriminal problem...? murat toklucu'nun kitabı, türkiye'de taraftarlık dünyasından profiller, manzaralar, portreler sunuyor. türk tipi holiganlık... istanbul'un "merkezî" taraftar grupları: "çarşı", ultraslan, fenerlist... ruhunu takımına gömenler: kocaelisporlu mehmet taş, bursasporlu "hatçe recep"... bir efsane, bir tarih: amigo orhan... ve "orada" taraftarlık: diyarbakırspor... zaten kitap, tribünlerde giderek daha az avaz bulan bir tezahürata gösterilen vefa gibi: "yenilsen de bazı bazı / taraftarın buna razı / sen şampiyon olmasan da / biz çekeriz cefasını / senin için..."

    futbol ve biz
    semih gümüş
    can yayınları / güncel dizisi, istanbul 2000

    edebiyat eleştirmeni ve futbol, özellikle cimbom tutkunu semih gümüş, 1980'ler sonrası türkiye'sinin "yeni oluşumu" kulüp gazetecileri gibi, taraftarlığıyla ortalığı kirleten biri değil. sâkin, özellikel insanî değerleri gözardı etmeden düşünüp yazan biri. futbol yazılarında bu sükûnetin yanısıra görmezden gelinemeyecek bir samimiyet de var. kitabında, spor etiği, hakemlerin konumu, şiddet, altyapı, yıldızlar... gibi futbol dünyasının pek çok konu başlığı altına sokulabilecek yazılar var. şöyle soruyor bir yandan da: 'kötücül ruhlarla sıkıfıkı olan futbol, topun ele avuca sığmayan büyüsüyle insanların gözünü kör ediyor. kimse kendinden başkasına futboldaki kadar tahammülsüz değil. topun yuvarlaklığı insanların sinirlerini zayıflatıyor. kara büyü gibi bir tılsım bu. tarlabaşı'nda, kuledibi'nde, beyoğlu'nun arka sokaklarında gece yarısı dolaşmak gibi. insanı hem ürkütüyor, hem de gizeminin içine çekiyor. bu büyü niçin bozulmuyor?' gümüş'ün kitabında tonguç yaşar'ın çizimleri de yeralıyor.

    yıkılamayan imparatorluk futbol
    serhat hürkan
    ümit yayıncılık, ankara 2000

    kitabın hikâyesini önsözde yazar bizzat anlatmış; o zaman ona kulak vermek en iyisi: "bu kitabın hikayesi, 1998 haziran ayında başladı. o günlerde, trt'de 'anlaşmış' bir ekip halinde dış politika programı yapıyorduk: konum'u... 15 günde bir yayınlanıp yedinci bölümünde tamamlanan programın sonucusu, fransa'daki dünya kupası nedeniyle futbola hasredildi. türk kulüplerinin tarihçeleri, futbolun politika, diplomasi, kültür ve sosyolojiyle ilişkileri... kısa, özet vtr'lerle sunulmaya çalışılan bütün bu temaları, stüdyo konuğu olarak ümit gürtuna'nın karşısına oturan prof. dr. kurthan fişek 'tuzlu, biberli' üslubuyla yorumladı."

    fenerbahçe cumhuriyeti ve cumhurbaşkanları *
    halit deringör
    çağdaş yayınları, istanbul 1998

    fenerbahçe'nin gelmiş geçmiş en önemli futbolcularından -aslında "yıldızlarından" demek gerekir- halit deringör, yaklaşık elli sene öncesinin kadıköy'üyle, kadıköy vapuruyla, okula, işe giderken herkesle birlikte oturup geçmiş maçı konuşan futbolcularıyla, kendiliğinden, kulübün yan tesisleri durumuna gelmiş dükkânlarıyla, meyhaneleriyle, bambaşka ilişkileriyle, bambaşka insanlarıyla, bambaşka bir âlemi anlatıyor. futbolu değil istanbul'u, toplumumuzun bir zamanlar nasıl yaşadığını merak ediyorsanız yine tavsiye edilir.

    ameliyat masası
    hakan kulaçoğlu
    ümit yayıncılık, ankara 2001-12-19

    hakan kulaçoğlu asıl olarak bir "trabzonspor yazarı", günün geçerli ölçülerine göre. evet, bu yazar sahiden de trabzonlu olmasına trabzonlu, hem memleket bakımından hem de taraftarlık bakımından. ama taraftarlığın ötesine uzanarak bakabiliyor futbol âlemine. 1990'ların ortalarından itibaren çıkmış yazılarını topladığı kitap, futbol dünyamızda olan bitenin, istanbul merkezli ve odaklı bakılmadığında nasıl görüldüğüne dair fikir edinmek isteyenlerin bulabilecekleri ender kaynaklardan biri.

    (gbkz: türkiye'de futbol klüplerinin şirketleşmesi, halka açılması, finansmanı ve vergileme)
    fatih kemal ebiçlioğlu , şakir dorukkaya, aydın kıratlı
    dünya yayıncılık / başvuru kitapları dizisi, istanbul 1998

    kitabın yazılışındaki amaç, girişteki şu sözlerle ortaya konuyor: "bir yandan futbol popülerliği geniş halk kesimini seyirci kitlesi olarak cezbederken, diğer yandan artık trilyonla ifade edilmeye başlanan transfer ödemeleri ile bu ödemeler ve kulüplerin diğer gelir ve gider kalemlerinin ne ölçüde kayıt içine alınıp vergilendirildiği kamuoyunda tartışma yaratmaktadır. diğer yandan, türkiye'de futbol kulüplerinin dernek yapısı içinde örgütlenmeleri ve gelişen koşullar içerisinde bir takım ekonomik faaliyetlere kaynak bulmak için dernek amacını aşan bazı girişimler hukuki ve yönetsel anlamda bir takım sorunları gündeme getirmektedir." yani meselenin aslında çok önemli olduğu halde can sıktığı için kimsenin takılmadığı taraflarına takılmış yazarlar. kutlamak ve en kısa zamanda okumak lâzım.

    hain futbol
    eğlenceli bilgi - 8
    (the knowledge: foul football.)
    michael coleman
    timaş yayınları / gençlik dizisi, istanbul 2000

    bu kitap, ille de eğlendirilmeden herhangi bir şey öğrenmeye yanaşmayan günümüz insanı için hazırlanan dizilerden birinin kapsamında belli ki. yalnız bir özelliği, onu bu tür zevzekliklerden tamamen ayırıyor: bu kitapta inanılmaz bilgi var! pek çok ayrıntı, pek çok ilginç olay, pek çok veri... kitap pek zengin yani. ancak, okumaya niyetlenirseniz, öfkelendiğinizde öfkenizi kimseye zarar vermeden nasıl boşaltacağınızı şimdiden planlayın. çünkü kitap futbolla uzaktan yakından ililişkisi olmayan bir kişi tarafından çevrilmiş, akıl almaz çeviri kazaları ve sinir bozan özensizlikler var. işin ilginç tarafı, yayınevinde de kimse bakmamış veya onların da hiçbirinin futbolla ilgisi yok. ama dediğim gibi, kitapta çok bilgi var.

    http://www.medyakronik.net/...ars/ofs/okit_01.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın