2005 senesinin ocak ayında galatasaray'a geldiği gün ben, futbolcu transferlerini kulüp binasında takip eden 16 yaşında bir çocuktum. muhteşem soğuk bir kış günü ismini bile yeni duyduğum bu çoniyi yakından görmek için yine oradaydım.hatta hasan kabze de o günlerde görüşme aşamasında, sürekli kulüp binası cevresindeydi ama onu pek iplemiyorduk
**.
kameralar kapalıyken turgay kıran adlı yönetici basına, ''anelka'nın bonusu falan diyorsunuz ama öyle böyle bir topçu değil bu'' dediğinde oradaydım ve gerçek manada meraklanmıştım. o soğukta bekledik bekledik..sonunda 2 kişi çıktı kulüp binasından. biri; en az 1.95 m. boyunda dev gibi siyahi bir adamdı. dedim ''bu ne lan canavar almışız resmen''. sonra, fotoğrafçıların ufak tefek, yüzü yaralı bir çiroz olan çocuğu çektiklerini görünce ''bu muymuş lan?'' diye geçirdim içimden.
apar topar arabaya bindirildi. ''yarın asy'de imza töreni yapılacak'' açıklaması yapıldı.
ertesi gün de oradaydım. basın ile beraber götüm götüm girdim stada. adam top falan sektiriyordu, ben de basınla beraber arkadaşımın fotoğraf makinesiyle fotoğrafını çekiyordum.
tören bitiminde yakaladım ufaklığı. arkadaşıma verdim makineyi ve bizi fotoğrafladı. karedeki kadroya bak sözlük; ben, ribery, canavar menajeri ve ribery'nin o dönem hamile olan eşi.hayatımın en trol karesindeydim. sonra arkadaşın makinesinde yok oldu gitti o fotoğraf.ne bileyim adamın dünya yıldızı olacağını.
sözün özü ben bu işsizliklere imza atarken 15-16 yaşlarındaydım. ben oldum 31 yaşında, ben oldum öküz, ben oldu evli baklı kendisi de bu saatten sonra gelmesin bir zahmet. :)