• 152
    kimsenin umutlarını kırmak istemem ama orjinal almama karşın oyunun 12 aralık 2012 tarihinde aldığım crash dumps hatası ile inim inim illeten merettir. liverpool ile chelsea nin arkasından ikinci sıradayız premier ligte ortam harika yeni bir villas boas edasıyla avrupa yolunda da tam takır ilerliyoruz hatta kupada chelsea yi kendi sahasında 0-2 yenerek coşmuşuz, taraftar bizi seviyor sportif direktör olarakta kalliyi getirmişiz adamın birikiminden faydalanıyoruz ayrıca müthiş bir teknik kadro var ancak 12 aralıkta zınk diye çıkan hata ile her şey sarpa sarıyor.. her yerde bu sorunun çözümünü aradım ama yok arkadaş format atanlar, logo packlerini yüz packlerini falan silenler bana mısın demiyor tek çözümü var o da o tarihte emekliye ayrılmak ki bununda izahı o zamana kadarki menejerlik kariyerinizin çöp olması demektir.. bu sebepten oyunu orjinal olarak alan arkadaşlar her türlü ihtimali gözden geçirsinler şu aralar epey ucuzladı ama ben orjinal oyun alıyorum hatasız oynarım falan diye yüksek beklentiler içersine girmesinler yoksa benim başıma gelenler sizlerinde başına gelebilir galiba en sonunda über bir çözümle save dosyasını bi siteye upload edip yardımsever birinden 1 gün ilerletmesini isteyeceğim olan o olacak başka çözüm bulabilenler varsa mesaj kutumu şenlendirebilir..
  • 158
    menajer sözleşmeleri oyunun bu serisinde daha güzel hale getirilmiş. eskiden menajerin takımda kalma süresi harici hiçbir anlamı yoktu sözleşme yenilemesinin. ne menajerin aldığı paranın bir anlamı vardı ne de ekstra bir özelliği vardı. 13'te menajerin sözleşme yenilerken, sözleşmeye altyapıdan oyuncu çıkarma, üst düzey oyuncular transfer etme, as takımda oynayacak genç oyuncuları takıma kazandırma gibi şartları başkana sunması güzel olmuş. menajer maaşının hala bir anlamı yok. onu da belirtelim.
  • 159
    şu sıralar steam'den tatil indirimiyle 22 dolara satın alınabilen oyun. ben bi bok yedim aldım. her seride olduğu gibi bu seride de galatasaray'la başladım oyuna, ilk sezonu fenerbahçe, beşiktaş ve sivasspor'un ardından 4. sırada bitirdim. ama nasıl bitirdim.

    - 4-5-1, 4-4-2, 4-2-3-1 gibi bir sürü taktik denedim.
    - taktik ayarlarında ne yaptıysam yapayım,
    -- driblingi 8, hızı 11, tekniği 10 olan anadolu takımı topçularının bütün takımı çalıma dizip gol atmasına,
    -- ortasaha oyuncularımın ve forvetimin ısrarla alakalı alakasız yerlerden şut çekmelerine,
    -- ortasaha ve kanat oyuncularımın topu forvet oyuncumla buluşturmama konusundaki ısrarlarını sonlandırmaya engel olamadım.
    - akhisarspor asy'de takımıma 3 attı.
    - tek bir derbi kazanamadım. en tam kazandım dediğimde, 90+4'te kornerden beraberlik golünü yedim.
    - şampiyonlar liginde sadece 1 (bir) puan kazanabildim.
    - türkiye kupasında kayserierciyesspor'a elendim, gruplara kalamadım.
    - korner ve duran toplardan hiç yemediysem 20 gol yedim.
    - korner ve duran toplardan en fazla attıysam 4 gol attım.
    - selçuk inan, şampiyonlar ligi çeşitli grup maçlarında tam 3 kritik penaltı kaçırdı.
    - muslera'nın 4.1 rating ile oynadığı maçlar oldu.
    - engin baytar kazan kaldırdı.
    - sabri sarıoğlu yeni bir heyecan aradı.
    - selçuk inan 16 asist yaptı. sağolsun.
    - burak yılmaz bir şekilde 22 gol attı.
    - semih kaya ile emre çolak büyüdü.
    - dany nounkeu, amrabat, yeni transferler andile jali, georgi milanov ve wolf eikrem türkçe öğrenemediği için saha içerisinde takım arkadaşlarıyla anlaşamadı.
  • 161
    oyunla ilgili en uyuz olduğum özellik tam gol olacağı sırada kısa bir takılma yaşıyor, donuyor sanki ekran. takıldığı anda gol oluyor istisnasız. linkten maç izlerken dışarıdaki kahveden gelen gol bağırtısı yüzünden bütün maç hevesinin kaçması gibi. takılma ananı bacını sikiyim takılma. o maç motorunun amına goyuyum takılma. ara yüzünü siktiklerim. regeniniz gözlemciniz sikişiyo onlara laf edemiyosunuz.
  • 164
    iş, uğraş nedeniyle bulaşmamıştım fakat 3 gün önce indirime girdiği için alayım dedim ve hayal kırıklığına uğradım.

    genel olarak izlenimlerimi aktarayım;

    +arayüzü şu ana kadar oynadığım tüm fm/cm serilerinin en kullanışsızı, karışığı. fm arayüzü dediğin basit ve yormayan olur. mouse'u ordan oraday ordan oraya gezdirmekden gözüm ayrı yoruldu, elim ayrı.

    +oyunu zorlaştıralım derken saçmalatmışlar. birçok arkadaşımızın bahsettiği olaya ben de katılıyorum; bank asya kalitesindeki oyuncu tüm takımı dizip ağlara bırakıyor topu. sinirden talimatları açıp o adama sert girilmesini falan söylüyorum düşünün, yapacak bişey yok.

    +antreman sistemi iyi mi olmuş kötü mü olmuş henüz karar veremedim. bireysel antreman ağırlık gidiyorum şu an, gelişim de gösteriyorlar ama alışmak zaman alacak.

    +sezon öncesi-arası kampları mantıklı olmuş.

    +menejer sözleşmesinde koyulan maddeler güzel. altyapıdan oyuncu çıkarma, hücüm futbolu oynatma gibi maddeler var.

    +stadyumlar estetikten çok uzak. tamam o kadar abartı bir şey istemiyoruz ama köşelerde 1-2 sıra koltular var abi, saçmalık. zaten 3 tane adam tasarlayıp serpiştiriyorlar taraftar diye.

    +önceki oyunlarda olan fizik kuralına aykırı şutlar ortalar biraz daha düzeltilmiş fakat hala topun hız-ivme gibi konularda bugları var.

    +transfer meselelerinde asistanın yardımcı olması kesinlikle devrim niteliğinde. zaman kazandırıyor. gerçi ben sadece adam gönderme konusunda yardım istiyorum. malum pazarlık işinde ince eleyip sık dokuyan bir kültürden geliyoruz.

    +hala götüm götüm adamlar galatasaray'ı küçümseyebiliyor.

    +taraftar avantajı oyuna çok iyi yansıtılmış. kendi evinde yapılan maçlarda daha iyi oyun sergiliyor takım.

    ilk aklıma gelenleri yazdım, dağınık oldu biraz ama idare edin. sonuç olarak çok iyi eklemeler yapılmış ama bazı önemli detayları kötü yapmaları beğenileri düşürdü. özellikle arayüz benden düşük not aldı. oturup ağlasınlar şimdi. ama netice ne olursa olsun this is football manager. 40 yaşına da gelsem açar oynar, sözlüğe girip şu adam kötü almayalım, o taktik bok, bu adam önemli maçlarda iyi gibi yorumlar yaparım. saygılar.

    ekleme: korsanla falan uğraşmayın, bir çok sitede indirimde. orjinal almaya çalışalım.
  • 166
    dört sezon boyunca galatasaray ile başarıdan başarıya koştuktan sonra sıkıldım. istifamı başkanın masasına bırakıp yeni heyecanlar aramak adına odadan uzaklaşırken kafamda manu ve psg vardı. ikisi de hocalarıyla yollarını ayırmışlardı ve yüksek profilli sayılabilecek bir hocaydım. ama gelin görün ki; kaderin bir cilvesi olarak galatasaray'ı yüz üst bırakmam bana pahalıya patladı ve iki kulüpten de teklif alamadım. iş dilendim her ikisinden de ama kabul görmedi. derken abdullah avcı'nın kovulduğunu öğrendim, türkiye milli takımının başına geçtim. iki sezon inzivaya çekilirim maçtan maça geçen 90 günlük süreleri tatile giderek değerlendirir, o arada dizilerimi izlerim diye düşündüm. bir sezonluk süreyi de tam olarak böyle geçirdim. dünya kupası elemelerinde 6 maçta 5 galibiyet 1 beraberlikle iyi bir performans sergiledim, yeni taktiğe de yavaş yavaş ısınıyor milli takım. galatasaray'daki 4-4-2 yıllarımdan sonra 4-2-4 benim için de yeni ve alışması zor bir taktikti ama üstesinden geldim. sakin geçen ilk sezon geride kalırken boşta ne gibi işler var diye bakmaya niyetlendim, elim gitti geldi, gitti geldi ve sonunda baktım. o da ne?

    at. madrid. 6. bitirdiği sezonun ardından hocasını kovmuş, hemen başvurdum işe. içimi bir heyecan kapladı, yeni bir lig; koleksiyonuma ekleyebileceğim yeni bir şampiyonluk (her ne kadar çok zor gözükse de) ve ispanya kupası. hatta belki de uefa kupası. galatasaray'da iken hep şl'deydim. iki sene çeyrek final, bir sene yarı final oynadım. bir sene de mutlu sona ulaştım. bu açıdan uefa kupası koleksiyonuma eklemek isteyebileceğim bir kupa, cazip gözüküyor gözüme. bu hayallerle başvurdum ve kabul de edildim. ama hata yapmıştım, önce kadroyu incelemeliydim. at. madrid tüm kadroyu dağıtmış ve mali krizdeydi. hemen kolları sıvadım ve transfer obezi halini almış city, manu ve chelsea'nin gözden çıkardığı oyuncularını listeme aldım. galatasaray'daki damiao'lu, lucas moura'lı, mbwia'lı kadrodan sonra biraz zorlanacağım ortaydı. neyse, uzatmayayım.

    tevez ve david silva gibi iki yaşlı kurdu kiraladım city'den. ayrıca gaitner adında 19'luk bir regen forveti de kiraladım. manu'dan fellaini, chelsea'den castaignos diğer transferlerim oldu. şiliden getirdiğim bir genç forvet daha ve brezilya menşeyli bir genç stoper ile yola çıkmaya hazır hale geldim. hazırlık maçları çok sancılı geçti, ne kadroyu oturtabildim ne de taktiği. en sonunda 4-3-3 oynamayı ve david silva-tevez ikilisini bir sorunları olmadığı sürece ilk 11'de sahaya sürmeyi kafama koydum. başka yolu yoktu, bu yaşlı kurtlar bana yol gösterecekti. ilk hafta evimde silva ve luis garcia'nın golleriyle 2-1 mağlup ettim valencia'yı. bu büyük bir yankı uyandırdı medyada. sezon sonu gelip bu entry'i editleyerek sizlere at. madrid maceramın sonucunu aktarabilmeyi umuyorum, eğer kovulmazsam. yönetime en azından uefa'ya gideriz sözü verdim. bütçem yok. sakatlıklar belimi bükmezse, ilk 6 şansım var. bekleyip görelim.
  • 173
    sonunda galatasaray için taktik ve adam gibi oyuncular buldum.

    şimdi kendi kariyerimde ilk transfer döneminde maher ve keita'yı kadroya kattım. şimdiden uyarayım, bu iki adamı kesinlikle almayın. keita'yı zaten duygusallıktan aldım da, maher'den uzak durun. allahın belası, profilinin, potansiyelinin hakkını vermiyor. sonrasında olsson, elkeson ve serdar aziz'i aldım devre arasında, takıma da güzel bir taktik oturttum, destro ile de ön protokolü imzaladım.

    gelelim tavsiyelere:

    kariyeri açınca ünal aysal size bütçe şu şu falan diyecek, kabul etmeyin, sonra konuşuruz deyin. ondan sonra title challenge'dan winner'a getirip bütçenizde bir artış sağlayabiliyorsunuz.

    yönetimden bütçe isteme hakkınız geldiği zamanlarda hemen bütçe isteyin. cömert başkan bütçeyi hep arttırıyor.

    serdar aziz'e ilk teklif yaptığınızda 27 milyon pound falan isteyecekler. siz yavaş yavaş arttırın ama sakın kabul edecekleri seviyeye getirmeyin. bir süre sonra kulübü bırakmadığı için serdar aziz mutsuz olacak ve transfer listesine konulacak. 9 milyon pounda sizindir.

    on numara pozisyonunda elkeson oldukça iyi bir oyuncu. hem genç, hem de tekniği ve fiziği iyi. bonuslarla beraber 16 milyon pounda alınabiliyor. pahalı görenlere bir sürü alternatif daha bulabiliriz. buradaki transfer size kalmış.

    martin olsson'u almak için sakın uğraşmayın. yönetime aldırmayı deneyin, hemen alacaklar. yalnız ilk transfer sezonu bittiğinde anlaşabiliyorsunuz, yani devre arasına gelebiliyor. ilk transfer döneminde niye gelmediğini bilmiyorum. 8,5 milyon pounda alıyor yönetim ama transfer bütçenizden eksilmiyor bu para. alternatifi de andre santos. ligler başladıktan sonra transfer listesine konuluyor ve 4-5 milyon pound civarı bir paraya geliyor. haftalık ücreti çok daha fazla ama. tekniği çok daha iyi martin olsson'dan. martin olsson'un ise fiziği çok iyi.

    emre can'ı kesinlikle kiralayın.

    mattia destro çok iyi diyorlar, sözleşmesi de bitiyor zaten, bedavaya alın.

    bir sürü taktik denedim, eski fm'lerde kullandığım tarz taktiklerin hiçbiri başarılı olmadı. şu taktiğe geçtikten sonra ise çok başarılı oldum:

    ---------------muslera----------------
    --------ujfa----semih----serdar------
    eboue----------------------------olsson
    ------------melo-----selçuk-----------
    ----------------elkeson----------------
    ------------burak-----elmander------

    ball playing defender, defend: birinci adam ujfalusi. yedeği ise dany. savunmada kullandığım yabancı oyuncular bu pozisyonda oynuyorlar sadece. ujfa emekli olunca ne olacak bilmiyorum.

    limited defender, stopper: semih reyiz mükemmel oynuyor burada. topları kapıp hemen hücum bölgesine aktarıyor.

    central defender, defend: aslında cover yapılabilir. burada serdar aziz birinci oyuncu, hakan balta da ikinci oyuncu.

    wing back, automatic: emmanuel eboue'yi afrika kupasından dolayı henüz bu taktikte oynatamadım. hamit ve sabri reyiz'i kullandım. hücuma falan iyi destek veriyorlar. sabri trabzon'a sol ayakla mükemmel bir gol attı.

    wing back, automatic: martin olsson geldikten sonra sakatlandı ama oynadığı 3-4 maçta çok iyi performans gösterdi. buraya zorunluluktan koyduğum çağlar bir maçta acayip bir asist falan yaptı. fm 2013'te önü açılmış bekler kanatlardan daha etkili oluyorlar.

    central midfielder, defend: melo burada oynuyor. açıkçası oyuna pek etki yapmıyor. onu box to box'a çevirmeyi planlıyorum. yine de şu taktikle savunmaya çok güzel destek veriyor. yedekleri hamit, emre can ve yekta diyebiliriz.

    deep lying playmaker, support: selçuk da duran toplar dışında sönük. buna rağmen 3 gol 7 asist ile oynuyor diye hatırlıyorum. hamit ve yekta burayı da yedekliyor, emre çolak var, engin var, var oğlu var.

    inside forward, attack: elkeson yardırıyor. atıyor, attırıyor. yedeği adam maher'in allah belasını versin. gözüme gözükme maher.

    complete forward, attack: burak poacher'da falan hiç verimli değil. fm 2013'ün kuralı, santrforlarınızı complete forward oynatın, yoksa bir sikime yaramıyorlar. yedeği keita falan. umut bulut sözleşmenin feshini 3-4 defa isteyince dayanamadım. çok mantıklı yapmışlar, tebrik ediyorum buradan. en sorunlu oyuncu umut.

    complete forward, attack: johan elmander reyizi bir sürü rolde denedim ama bir türlü kendisinden verim alamadım. reyiz ne zaman ki complete forward oldu, o zaman ortalığın amına koydu. her maç atıyor neredeyse. yedeğini soruyorsanız, yok öyle bir şey.

    team instructions'a gelince:

    takımı kesinlikle atak oynatın. sakın gol atınca falan kontrole almayın, garip bir sıçış oluyor. diğer seçeneklerden sadece paslaşmayı kısa pas yapın, bir de press more diyin. yaratıcılık serbestliği ile falan oynamayın, bu senenin en büyük derdi o. geçen senelerde takımı hep serbest oynatıyordum ama bu sene hiç işe yaramıyor.

    şu anda taktik için söyleyeceklerim bunlar, sezon sonu resimler eşliğinde bir analiz yaparım. bu arada arkadaşımla ortak kariyer yapıyoruz, o fenerbahçe, ben de galatasaray'ım. o iyi gidince ben sıçıyorum, ben iyi gidince o sıçıyor. yazık garibime bütçe falan da vermiyorlar, transferlerinin çoğu kiralık. alabildiği tek adam anderson. gerçi o da iyi oynuyor.

    şu anda ligde liderim ama herkes dibimde. trabzon ile bir, fener ve sivas'la 2-3 puan fark olması lazım. şampiyonlar ligi'nde grubum milan, shakhtar ve montpellier'ydi. ilk maçta shakhtar'a çaktım, 2-0. sonra montpellier'e 2-1 yenildim. milan'ı deplasmanda 5-3, içerde 3-0 yendim. o zamanlar 4-3-3, 4-4-2 ve 4-3-1-2'yi değiştirerek oynuyordum. takım sıçmaya başladı tam bu maçtan sonra ligde de, şampiyonlar ligi'nde de sıçıp batırdım. shakhtar'a 4-1 yenildim, gerçi 4-0 gerideyken 2 gol atmıştım ama vermedi oçlar. montpellier ile çıktığım liderlik maçını da kaybedince gruptan ikinci çıktım, bayern münih ile eşleştim.

    türkiye kupası'nda ilk 2 turu rahat geçtikten sonra grubuma fener, trabzon ve kasımpaşa düştü. ilk maçta fener'e yenilince 3-2-2-1-2, ya da diğer bir deyişle 5-3-2, taktiğine döndüm ve oradan sonra tüm maçları kazandım, ligde de kupada da. yarı finalde gençlerbirliği ile eşleştim.

    eski cm-fm'cilere en büyük tavsiyem, bu oyunu oynamaya başlamadan önce tüm bildiklerinizi unutun. ben unutana kadar aylar kaybettim çünkü. 3'lü savunma+çift forvetli taktikler bu oyunun tek çözümüdür.

    diğer bir analizde görüşmek üzere dünya güzelleri. fm'li günler.

    not: o fm sitelerinde yazan wonderkidlere falan aldanmayın sakın. wellington nem ve maher sizi sadece ölüme yaklaştırır.

    edit: güncellemeden sonra on numaraya yeni transfer oturur. ha bir de riera'nın profilini düzeltip sol bek yapsınlar.

    son isteğim, furkan, sercan, amrabat, culio gibi oyuncuları satmak.
  • 175
    az önce bana şöyle birşey yaşatmış oyundur.

    http://b1301.hizliresim.com/15/b/htyju.jpg

    peşpeşe gelen chelsea ve manchester city maçları sonrası ezeli rakip tottenham deplasmanındayım. ara transfer dönemindeyim ama hala gereken takviyeler yapılmamış, takım taktiğine iyi kasmasam rezil vaziyetteyim yani. böyle bir maçta takım durumu çok da önemli değil aslında geçelim maç anına.

    adamlar çok hızlı başladılar gareth bale piçi soldan yardırıyor. ilk yarı 2 frikikleri direkten döndü ilk yarı sonlarına kadar biraz şansın yardımıyla 0-0 gitti maç. sonlara doğru biraz daha dengelendi oyun, önemli anlarda 1-2 pozisyonumu gösterdi yani.

    soyunma odasında gazladım takımı geri gönderdim sahaya. 2. yarıya daha iyi başladık, kafa kafaya gidiyoruz yani. dk 59'da andreas granqvist kweuke ile yanyana girdi içeri bir anda penaltı oldu. nasıl anlatayım bilemiyorum ama bariz bir şekilde penaltı değildi granqvist'in yuvarlakta en ufak bir titreme olmadı koşuyordu herif. altta spiker kısmında da ''winston reid penaltıya inanamıyor'' gibisinden bir şey yazdı hatta.

    bu duruma o kadar hırs yaptım ki girdim taktikte birkaç değişiklik yaptım. o esnada baktım bu salaklar 3'lü orta sahayı açmışlar çift forvete dönmüşler tek defansif orta saha kalmış. hızlı oynayarak hazırlıksız yakalamak için pas anlayışıyla, tempoyu arttırdım, direkt-hızlı oyuna döndüm.

    sonuç mu? sonuç bu.

    andreas qranqvist'in intikamı acı oldu.

    edit: şu an basın toplantısına gidiyorum herkese iyi oyunlar. *
App Store'dan indirin Google Play'den alın