51
az biraz oynadım, geldim anlatayım istedim.
öncelikle 1990'ların ortasından beri menajerlik oynayan biri olarak, adeta yeni bir pes bir fifa çıkmışcasına, gol atmak zorlaştırılmış diyorum. bunca yıllık kariyerimin en kötü dönemini yaşatıyor bana yeni oyun. 5 lig maçında 1 galibiyet, 2 beraberlikle 5 puan toplayabildim. 2 gol attım, 4 gol yedim. o tek maçı da nasıl kazandım bana sorun, 90+4'de sabri kafayla attı.
buna rağmen avrupa'da iyi gidiyoruz. iki eleme turunda dört maçta 12 gol atıp gol yemedik. ilk grup maçı 4-2 bitti. 50. dakikaya kadar 4 gol bulup, 10 kişilik rakipten 2 gol yemek de pek olmadı tabii.
dolayısı ile benim tavsiyelerimi dinlemeyebilirsiniz, işler iyi gitmiyor zira ama; serdar özkan ve mustafa sarp'a çok şans verdim. direk reserve takıma atın gitsinler. ayhan'ı oradan çıkarın. mustafa sarp 4 hazırlık maçında 3 tane kendi kalesine gol attı.
emre çolak direk 11 oynayabilecek kadar iyi.
baros eylül başında 3 aylık sakatlandı. benim gibi gerçekçi olsun demeyin, yedek forvet alın.
emre çolak'da labeled as next mehmet özdilek yazıyor. roma 2 milyon euro önerdi satmadım.
misimovic baya iyi, çoğu zaman tek başına taşıyor takımı.
arda için bir şey diyemeyeceğim sakatlandı zira.
ama oyunda eskiden olan dakika başı birinin sakatlanması durumu yok. bir tek arda ve baros'un başına geldi. elano ve pino uzun sakatlık süreçleri ile başlıyor.
yeni oyunda en sevdiğim özelliklerden biri oyuncu etkileşimin artırılmış olması. artık, kötü konuştun bize diye bozuk atan adamla, hayırdır delikanlı senin derdin ne diye konuşabiliyoruz. az önce serkan kurtuluş ile kavga ettik. güç bela alınan 2-1'lik ibb galibiyeti sonrası skor iyi de oyun kötü be canlar dediğime bozulmuş. kusura bakma sinirden öyle konuştum bir daha olmaz dedim, inanmıyorum sana artık dedi. hep kötü şıklar çıktı sonra tartıştık. oynamıyor şimdi.
kewell'la da ufak bir tartışma yaşadık ama efendi adam tabii kapattık konuyu. geçen maç iyiydin valla dedim, harbi mi diyorsun bence çok kötüydüm diye cevap verdi. daha iyi olabileceğini düşünüyorsan süper ama ben senden memnunum dedi, o halde benden memnun olman çok saçma dedi, sonra bir şekilde kapattık konuyu sorun olmadı.
misimovic'e genelde avrupa maçlarında sonra gene çoşturdun diyorum, ayıpsın görevimiz diyor o da. bu hızlı soru cevap sistemi baya eğlendiriyor insanı.
bir de misimovic'e gel sen emre çolak'a iki ders ver diyince, konuşmaya emre'nin de dahil olup hocam ben bu adamla pek anlaşamam gibi demesi sonucu, anlaşırsın anlaşırsın tarzındaki ısrarım ile, sen öyle diyorsan öyledir hocam cevabı vermesini takdir ettim.
avrupa'da çok gol atıp, ligde gol atamama sorunum üzerine çalışıyorum. olmadı baros iyileşince babadan kalma 4-4-2'ye dönerim. çift forvetin gözünü seveyim.
oyunun kötü yanı derseniz, oyuncu menajerleri. gerçi gerçekte de böyle oluyormuş galiba. hele ki bir forvete scout gönderin, elli tane forvet tavsiyesi ile çeşit çeşit menajer kapınızda bitiyor. hani bazıları güzel, adam arada beni de gör, santa cruz'u tutup kolundan getireyim diyor. kendi payına da 300 bin euro falan istiyor bu mantıklı. ama öteki gitmiş bana katar liginde al mubarek tarzında isimleri olan adamları getirip, at bana açıktan bir şeyler ikna edeyim diyor. ne yapayım ben o adamı, cem sultan bile daha iyi. bazen o kadar çok adam geliyor ki başınız dönüyor.
bir de benzer taktik oynattıkça oyuncuların alışması falan gibi olaylar var onlar da güzel. galatasaray'a ilk olarak 4-3-3 yapınca formation kısmı ackward oldu. sonra yavaş yavaş düzeldi şimdi fluid oldu.
daha detaylı ve bilinçli yorumlar ile yarın karşınızda olacağım.
öncelikle 1990'ların ortasından beri menajerlik oynayan biri olarak, adeta yeni bir pes bir fifa çıkmışcasına, gol atmak zorlaştırılmış diyorum. bunca yıllık kariyerimin en kötü dönemini yaşatıyor bana yeni oyun. 5 lig maçında 1 galibiyet, 2 beraberlikle 5 puan toplayabildim. 2 gol attım, 4 gol yedim. o tek maçı da nasıl kazandım bana sorun, 90+4'de sabri kafayla attı.
buna rağmen avrupa'da iyi gidiyoruz. iki eleme turunda dört maçta 12 gol atıp gol yemedik. ilk grup maçı 4-2 bitti. 50. dakikaya kadar 4 gol bulup, 10 kişilik rakipten 2 gol yemek de pek olmadı tabii.
dolayısı ile benim tavsiyelerimi dinlemeyebilirsiniz, işler iyi gitmiyor zira ama; serdar özkan ve mustafa sarp'a çok şans verdim. direk reserve takıma atın gitsinler. ayhan'ı oradan çıkarın. mustafa sarp 4 hazırlık maçında 3 tane kendi kalesine gol attı.
emre çolak direk 11 oynayabilecek kadar iyi.
baros eylül başında 3 aylık sakatlandı. benim gibi gerçekçi olsun demeyin, yedek forvet alın.
emre çolak'da labeled as next mehmet özdilek yazıyor. roma 2 milyon euro önerdi satmadım.
misimovic baya iyi, çoğu zaman tek başına taşıyor takımı.
arda için bir şey diyemeyeceğim sakatlandı zira.
ama oyunda eskiden olan dakika başı birinin sakatlanması durumu yok. bir tek arda ve baros'un başına geldi. elano ve pino uzun sakatlık süreçleri ile başlıyor.
yeni oyunda en sevdiğim özelliklerden biri oyuncu etkileşimin artırılmış olması. artık, kötü konuştun bize diye bozuk atan adamla, hayırdır delikanlı senin derdin ne diye konuşabiliyoruz. az önce serkan kurtuluş ile kavga ettik. güç bela alınan 2-1'lik ibb galibiyeti sonrası skor iyi de oyun kötü be canlar dediğime bozulmuş. kusura bakma sinirden öyle konuştum bir daha olmaz dedim, inanmıyorum sana artık dedi. hep kötü şıklar çıktı sonra tartıştık. oynamıyor şimdi.
kewell'la da ufak bir tartışma yaşadık ama efendi adam tabii kapattık konuyu. geçen maç iyiydin valla dedim, harbi mi diyorsun bence çok kötüydüm diye cevap verdi. daha iyi olabileceğini düşünüyorsan süper ama ben senden memnunum dedi, o halde benden memnun olman çok saçma dedi, sonra bir şekilde kapattık konuyu sorun olmadı.
misimovic'e genelde avrupa maçlarında sonra gene çoşturdun diyorum, ayıpsın görevimiz diyor o da. bu hızlı soru cevap sistemi baya eğlendiriyor insanı.
bir de misimovic'e gel sen emre çolak'a iki ders ver diyince, konuşmaya emre'nin de dahil olup hocam ben bu adamla pek anlaşamam gibi demesi sonucu, anlaşırsın anlaşırsın tarzındaki ısrarım ile, sen öyle diyorsan öyledir hocam cevabı vermesini takdir ettim.
avrupa'da çok gol atıp, ligde gol atamama sorunum üzerine çalışıyorum. olmadı baros iyileşince babadan kalma 4-4-2'ye dönerim. çift forvetin gözünü seveyim.
oyunun kötü yanı derseniz, oyuncu menajerleri. gerçi gerçekte de böyle oluyormuş galiba. hele ki bir forvete scout gönderin, elli tane forvet tavsiyesi ile çeşit çeşit menajer kapınızda bitiyor. hani bazıları güzel, adam arada beni de gör, santa cruz'u tutup kolundan getireyim diyor. kendi payına da 300 bin euro falan istiyor bu mantıklı. ama öteki gitmiş bana katar liginde al mubarek tarzında isimleri olan adamları getirip, at bana açıktan bir şeyler ikna edeyim diyor. ne yapayım ben o adamı, cem sultan bile daha iyi. bazen o kadar çok adam geliyor ki başınız dönüyor.
bir de benzer taktik oynattıkça oyuncuların alışması falan gibi olaylar var onlar da güzel. galatasaray'a ilk olarak 4-3-3 yapınca formation kısmı ackward oldu. sonra yavaş yavaş düzeldi şimdi fluid oldu.
daha detaylı ve bilinçli yorumlar ile yarın karşınızda olacağım.