22 ekim 2016 günü kayseri'den babam ve kardeşimle birlikte sabah saat 08:20 uçağı ile istanbul sabiha gökçen havaalanına indik, oradan kadıköy'e geçtik. sonra sabah saat 06:30 uçağı ile ankara'dan gelen amcam ve kuzenimle buluştuk. kadıköy'de kahvaltı sonrası, otelimize gittik otel gayrettepe'deydi. geçtiğimizde saat 15:00'dı ve yürüyerek yaklaşık 10km kattettik. hemen duş aldık, formalarımızı giydik, kendimizi dışarı attık,
orjin köfte ile karşılaştık, köfte ekmeğimizi yedik, metroya geçtik. tezahüratlar eşliğinde maça geçtik ve ersun yanal'ın kasap trabzonspor'una karşı galatasaray'ımızı izlemeye başladık. fırat aydınus trabzon'un gereksiz sertliğine taviz veriyordu, kartına ise neredeyse hiç başvurmadı. takımımız ise sert futbol karşısında yılmıştı, bir de ofsayt olan bir pozisyondan gol yedik, podolski'nin tartışmalı pozisyonuna devam dendi. eyvallah dedik, çıkınca ıslandık, bir pastanede oturduk mükemmel tatlılar yedik, çok iyi vakit geçirdik. her şey tamamdı, galatasaray yenilmişti, buruktuk, ama mutluyduk beraber olduğumuz için. sonra ertesi hafta başlığına yazmakta olduğum şahıs, trabzonspor'un 10'da 1'ini bile yapmayan karabükspor'a bir kırmızı kart çıkarttı, aleyhlerinde 1 penaltı verdi. tabii ki karabükspor'un rakibi fenerbahçe'ydi.
şimdi sayın fırat aydınus umrunda mı bilmem ama; biz 5 kişi sana hakkımızı helal etmiyoruz, yaptığın şeyin hakemlik olmadığını eyyamcı olduğunu 1 haftada bize kanıtladığın için hakkımızı sana helal etmiyoruz. sen ve senin gibilerin türk futbolundan silinmesi için dua ediyoruz. çok şükür ekin ekecek, inşaat yapacak, tarla sürecek karaktere sahip değiliz, bu yüzden seninle aynı tarafta değiliz.
(bkz:
22 ekim 2016 galatasaray trabzonspor maçı)
not: uzun yıllar bekledikten sonra galatasaray'ı ilk kez evinde izleme şansı edindik kardeşimle, ilk maçımızda yenilgi ile ayrıldık arena'dan bizim gibi 3 kişi daha vardı bizimle aynı uçakta, ve o kadar insanın mutsuz olmasının yegane nedeni oldun fırat aydınus.