kulüpleri korumamakta ısrar eden tuhaf bir yapı. çalışanlar, emekçiler, iş hukuku, işverenler, şirketler... bunlarla açıklanabilecek birçok detay var muhakkak ancak şahsen çok fazla hakim olmadığım konular olduğundan dolayı direkt olarak örnekler üzerinden gitmek ister bu klavye tıkırdatıcısı.
(bkz:
covid-19)
1.
nba'de yönetim ile oyuncular birliği bir anlaşmaya vardı. 15 mayıs'tan itibaren ligdeki tüm oyuncuların maaşlarında %25'lik kesintiye gidilecek. bu oranı nba yönetimi biraz daha yüksek tutmak istese de oyuncular birliği %25'lik kesintinin üzerine çıkmak istemedi, yönetim de bir şekilde %25'i onayladı. nba yönetimi bu kararı franchise'ların mali açıdan rahatlamalarını sağlamak ve gelecek için portreyi olabildiğince berrak kılmak amacıyla yaptı.
https://www.trtspor.com.tr/...me-gitti-207286.html2.
euroleague için de nba'dekine benzer bir durum vuku buldu. yönetim ile oyuncular birliği aralarında anlaştı ve ligin devam etmesi halinde kontratların 31 temmuz'a kadar uzayacağının ve sözleşmelerin %85'inin ödemesinin yapılacağının netliği sağlandı. euroleague yönetimi de tıpkı nba yönetimi gibi kulüplerin ekonomik açıdan en az zararla bu süreci atlatabilmeleri adına böyle bir önlem aldı.
https://twitter.com/.../1253344137539194883 basketbolun kulüpler düzeyinde dünya üzerindeki 1 ve 2 numaralı organizasyonları bünyelerindeki oluşumları mali açıdan korumak adına öyle veya böyle birtakım önlemleri hayata geçirmiş olmalarına rağmen, fifa'nın ve/veya
uefa'nın bu konuda ciddi hamleler yapmaması bir problem. konuyla alakalı olduğundan bir ilave daha olsun;
nfl yönetimi de benzer kesinti kararlarını aldı yalnız nfl'deki durum daha çok yönetim kademesi ve çalışanları için geçerli yüzeysel olarak anladığım kadarıyla:
https://twitter.com/.../1255556534869856257 (nfl tayfa, görev başına lütfen.)
belli başlı gıda ürünlerinin üreticileri, dezenfektan gibi sağlık malzemelerinin ihracatçıları vb. haricinde covid-19 sürecinin ekonomik olarak yıkıp geçmediği bir iş kolu neredeyse yok. spor da bu iş kolları arasında kendi evreninde dönen -dönemeyen- anormal para sebebiyle mali olarak en kallavi darbeyi yiyenlerden bir tanesi. everest bütçeli devasa kulüpler bile başta maaş ödemeleri olmak üzere belli açılardan oldukça zorlandı, zorlanmaya devam ediyor. öte yandan ülke ve kulüp ekonomisi erozyona uğramış ülkeler söz konusu olduğunda durumun vahameti artarak katlanıyor. durum buyken devreye girip masaya yumruğunu vurması gereken yegâne yapının futbol özelinde fifa olduğu bir gerçek. kulüp-oyuncu eksenli sorunlarda hemen hemen her zaman oyuncunun yanında duran bir prensiple hareket eden fifa'nın bilhassa pandemi periyodunda kulüplerin de yararına olacak birtakım ekonomi temelli kararlar alması gerektiğini düşünüyorum, ek olarak bu vakte kadar herhangi bir ciddi hamlede bulunulmamış olmasını hayal kırıklığı olarak yorumluyorum.
pandemi ekonomisinin dışında fifa'nın futbolun doğal akışı esnasında da kulüpleri rahatlatacak düzenlemeleri hayata geçirip geçirmedikleri meçhul.
finansal fair play kıstasları bünyesinde türlü mantıksızlıklar barındırsa da (kulüpleri bonservisi elinde olan yaşlı futbolculara mecbur kılmak, çok sayıda kiralık futbolcuya zemin hazırlamak vs.) temelde iyi sayılabilecek bir çözüm fakat ne kadar yeterli? bir kere kulüpler oyuncuların iyi niyetine bırakılmış durumda. 3-4 yıl boyunca eli belinde takılan tiplere ortada sırf kontrat var diye milyonları gömmek zorunda kalıyor kulüpler. eleman her gün geliyor tesise, asgari düzeyde idmanını yapıyor ve gidiyor. göndermek istiyorsun, "istanbul'u bırakmam" diyor. oyuncunun canı isterse yani, örneği o kadar çok ki. zaman zaman başka başka kişilerin dillendirdiği bir söylem vardır hani, "iyi oynayan oyuncu primle ödüllendiriliyorsa kötü oynayan oyuncunun maaşı azaltılabilmeli" diye, motamot olmasa da kısmen destekliyorum bu ifadeyi. fabrikada işini iyi yapmayan asgari ücretli bir çalışanı 3. uyarıda kapının önüne koyarlar. futbolcuların bu kadar sorgulanamaz olmaları bana çok tuhaf geliyor her ne kadar pfdk'nın dokunulmazlığı ve eleştirilemezliği kadar olmasa da.
çözüm ne olabilir?
bildiğim yerden gideyim;
amerikan sporları organizasyonları bu işi en iyi şekliyle sisteme oturtmuş olan yapılar. misal nba'deki takas mantığı; kontratlarında "takaslanamaz" maddesi olan belli başlı süperyıldızlar haricinde her oyuncuyu istediği gibi başka yerlere takaslama hakkı var franchise'ların. bunu bazen verim alınamayan oyunculardan kurtulmak için yapıyor takımlar, bazense yeni bir gelecek için, (bkz:
nba draft). takımlar takas konusunda anlaşıyorsa oyunculara hemen hemen hiç söz hakkı düşmüyor. oyuncular kontratlarında yazan paraları yine alıyorlar tabii, ekonomik açıdan hiçbir kayıpları olmuyor fakat bu sayede organizasyonlar da mali açıdan ve performans babında korunmuş oluyor, kazan-kazan hatta bir kazan daha. nba'deki takas mantığı bire bir şekilde futbola entegre edilemeyebilir lakin benzer bir mantalite kısmi çözüm sunabilir.
milli aralarda sakatlanan futbolcularını uzunca süreler kullanamayan kulüpler de var örneğin, (bkz:
christian luyindama nekadio). hele bir de sakatlık tipi oyuncunun geleceğini ciddi şekilde etkileyebilecek düzeydeyse eyvahlar olsun. fifa bu noktada da kulüpleri zerre korumuyor. milli hazırlık maçlarında sakatlık olması halinde belli tazminatlar ödeniyor ödenmesine ama bu ne kadar memnun ediyor kulüpleri ayrı konu.
basketbol, futbol, voleybol... "üst düzey" sporculuk ayrıcalıklı ve özgün bir meslek grubu. bu meslek grubu sunulan ürün çerçevesinde para kazanıyor. ürün ne? maç. şu an ortada ürün yok, ürün olmadığı için sponsorlar çekiliyor, yayıncı kuruluşlar sözleşmeleri feshediyor, para kazanamayan kulüpler mali açıdan bitiyor ama oyuncular konusunda tüm tasarruf oyuncuların iyi niyetine bırakılıyor. böyle olmaz.
kötü yatırımların ceremesini kulüpler çekiyor zaten, (bkz:
tarık çamdal). ancak "damage is done" ilkeli yanlış yatırımlar haricinde kulüplerin dışında gelişen durumlar
** söz konusu olduğunda fifa kulüpleri de koruyabilmeli, korumalı. bunun "nasıl"ını bulacak olan kurum da fifa'nın kendisi, bir gss yazarı değil. :(