resim
Felipe Melo de Carvalho
Takım:-
Mevki:Stoper
Yaş:41
Boy:1.83
Uyruk:Brezilya
  • 1451
    sezon başı cambiasso beklerken kendisi geldi. kem küm etmedim değil ama takıma alıştı sanki. gerek hırsıyla gerek oyun anlayışıyla ve sakin oyunuyla çok katkı sağladı bu sezon. neden bunun devamı gelmesin? 10 küsür milyon euro? orada idari hesaplar devreye girer alternatif oyuncular ve fiyatları bakılır ona göre karar verilir. şahsen melo'nun bizde kalmak isteyeceğini düşünüyorum.
  • 1452
    başımıza ne geldiyse bu ucuza kaçmaktan geldi. tabiki takımın ekonomisini düşüneceğiz fakat ne olduğu belli olmayan adamlara 3-5 milyon euro verileceğine, kendisi gibi taraftarın sevgilisi olmuş ve kaliteli olduğu her hareketinden belli olan bir oyuncu için 10 milyon euro verilmesini tercih ederim.*

    bırakın takımın kasasını kontrol etmeye. onun yerine klübün ürünlerini alın. kombine alın. gs bonus kart kullanın. gerisini yönetime ve fatih terime bırakın.

    sözlüğümüz bu güzel günlerini yaşarken, sosyal medyada popülerliğini artırırken sığı düşünceli yazılar yazmamaya özen gösterelim artık.
  • 1454
    galatasaray'da kalmasını delice istediğim, ancak içimdeki bir sesin gelecek sezon bizimle olmayacağını söylediğini de belirtmeden edemeyeceğim pitbull'umuz.

    o içimdeki hödük ses "galatasaray o parayı veremez, vermez, bir alternatif isimle bu sevda geçiştirilmeye çalışılır, melo taraftara unutturulur" gibi birşeyler zırvalıyor. tamam 13 milyon belki fazla bi para bugünün transfer piyasası için, ancak takıma uyumu ve takımdaki oturmuş düzenler adına bu para gözden çıkarılabilmeli.

    şöyle bir kaygım da yok değil hani;

    melo galatasaray'ı çok sevdi ve bonservisinin alınabilmesi için normalin üstünde bir performans sergiliyor bu sene.
    acaba bonservisi alındığında melo yine eski melo olur mu yoksa brezilyalı rehavetine kapılıp lincoln gibi elano gibi ters evrime uğrar mı?

    ağzımdan yel alsın, allah korusun...
  • 1456
    ben bu işi anlamıyorum arkadaş. melo gibi üst düzey bir adamı sonunda bulup orta sahamız monte ediyoruz ve adam cuk oturuyor oraya. bütün sezon gayet de güzel oynuyor, hiç disiplin sorunu da olmadan sezonu bitirmek üzere. yıllarca mustafa sarp'lara barış özbek'lere küfür etmekten derbeder olan galatasaray taraftarı bizler, şimdi bu adamı bulduk bu seferde çok pahalı diyoruz. herkes az para harcansın bu adam bu kadar etmez gibi şeyler saçmalıyor, sanki para bizim cebimizden çıkıyor amk.

    herkes 3-5 milyon verelim ama süper bir topçu alalım. ya bsg rica ediyorum. 2'ye 3'e aldığımız adamlar tel tel dökülüyor (sercan yıldırım, albert riera, yiğit gökoğlan) ama biz hala melo'ya 10 verilmez yeaaa 5'e gelicekse tamam diyoruz.

    hey allahım ya...
  • 1458
    adam geldiği günden şu güne kadar kariyerinin en parlak ve kafa olarak da en iyi dönemini parçalı forma altında geçiriyor.

    ayrıca taraftarı,takımı,şehri çok sevmiş,takım ruhunun oluşmasında başrolü oynayanlardan.
    biz o mevkiye 3 er 5 er milyon eurolara kimlere aldık,kimlerin maaşı o kadardı.bu uyumu yakalamışken ben fatih terim'in melo'yu seneye de takımda isteyeceğinden ve aldıracağından eminim.şu anda biraz tok alıcı gibi davranıp melo'nun juve'yi sıkıştırması ile 8-9 milyon euro civarında bir ücrete satın alınacağını düşünüyorum.

    felipe melo'yla ilgili kıyaslama yaparken lütfen daha seçici olalım,alper potuk falan değil onun dengi,

    yaya toure,cambiasso vs. ile gelin bana...*

    edit:imla
  • 1460
    kendisine verilecek 13 milyon euro'ya göz dikenler zamanında muslera'ya lorik cana + 5 milyon euro'ya niye ses etmediler peki? lorik cana o haliyle bile en az 7-8 milyon euro ederdi ki lazio'ya gitti zaten. galatasaray muslera'yı 11.75 milyon euro'ya almıştır kardeşlerim, şimdi melo'ya 13 veya 10 milyon civarı verilmemesi için bir sebep var mı? sonraki sezon büyük ihtimalle şampiyonlar ligi'nden gelecek gelirlerle ve oyuncu satışlarıyla * zaten gelirimiz yeterli düzeyde olacak.

    edit: aslan nihat'a teşekkürler.
  • 1461
    bu adam değeri ancak yokluğunda anlaşılan futbolculardan. bazen hiç göze batmadan mükemmel işler yapabiliyor. bu maçlar genelde asist yapmadığı veya gol atmadığı maçlar oluyor. bazı maçlarda ise çok görkemli bir futbol oynayabiliyor. amma velakin melo'nun kariyerinin başından beri çözüm bulamadığı bir defosu var o da bazı önemli maçlardaki konsantrasyon düşüklüğü. sezon genelinde çok iyi oynasa da bazı kilit maçlarda takımı aşağı çekebiliyor.
    bu negatif özelliği onun performansını istikrarsızlaştırıyor. fiorentinadayken de bu böyleydi. juventusta da aynen devam etti. bize geldikten sonra da sürüyor. juventus kariyerinde bu defosu çok göze batmıştı. ama bundaki ana etken özellikle kulüpteki huzursuzluk ortamıydı. galatasaray onun için küllerinden yeniden doğabileceği bir kulüp potansiyeli taşıyordu. gs'ye gelmesinin en büyük sebebi de buydu.
    bu seneki floryadaki olumlu ortam melo'yu da etkiledi. oyun olarak fiorentina günlerini hatırlatan, istatiksel anlamda geride bırakan hatta zirve yapan bir melo izledik. türkiyedeki futbol kalitesi melonun krallığını ilan edebileceği kalitededir. bu yüzden çok fazla istikrarsız bir futbol sergilemedi diyebiliriz. özellikle bazı kötü oynadığı maçlarda gol atması ve anadolu takımlarının melo'nun oyundan düşmesini cezlandırabilecek oyunculara sahip olmamaları bu defosunu daha da arka plana attı. ama ilk yarıdaki beşiktaş deplasmanı ve saraçoğlundaki fenerbahçe maçındaki performans düşüklüğü alarm niteliğinde olan maçlardı.
    tabiki her maçtan en yüksek performansını bekleyemezsiniz ama fenerbahçe deplasmanı gibi zirve maçıında daha iyi olması beklenebilirdi. melo özellikle iç saha maçlarında yüksek performans gösteren futbolculardan birisi. hırslı, duygusal, savaşçı bir yapısı var ki bu özellikler onun taraftarla muhteşem bir bağ kurmasını sağlıyor.

    gelecek seneki 3 kulvarda mücadele edecek takımda rol alacak mı şu an için belirsiz. ama şahsi düşüncem imparatorun felipe melo gibi bir futbolcuyu kolay kolay bırakmayacağı yönünde. melo herkesin bildiği gibi piskopat bir karakter. çok hırslı ama bu hırsı bazen anlamsız kartlara neden olabiliyor. dünya kupasında ve italyada bunlara şahit olduk. ama bu savaşçı ve hırslı piskopatlığı olumlu anlamda sahaya yansıttığında oyuna, sahadaki oyunculara ve tribündeki taraftara etkisi inanılmaz oluyor. gs'nin geçen seneki gibi umursamaz ve kırılgan futbolculardan oluşan bir sürüden bugünkü oyunda geri düşse bile yılmayan, 90+larda gol arayan, takım arkadaşına yardım eden, gollerde hep beraber sevinen bir takıma evrilmesinde melo'nun payı yadsınamaz bir gerçek.
    melo türkiye liginin gerektirdiği gibi sert futbol oynuyor. ayrıca melo dünyadaki en teknik ve oyun zekası en yüksek defansif ortasahalardan bir tanesi. eğer rakip kaleye daha yakın oynmaya başlarsa ondan defans arkasına öldürücü paslar, sert şutlar daha çok asist ve gol görebiliriz.
    yıllar sonra şampiyonlar liginde oynayacak olan galatasaray için istikrarlı performans gösteren bir felipe melo çok büyük bir kazanç olur. eğer lass diarra gibi bir piskopat ya da cambiasso gibi bir usta getirmeyeceksek melo her açıdan eldeki en iyi alternatiftir.

    not: lass özelinde şu demek isterim ki gelirse melodan daha büyük etki yaratır oyunuyla. ama takım içi huzursuzluk yaratması çok olası. çünkü kafada birkaç tahtası noksandır. bu yüzden melo candır. tabii ki bir cambiasso değil.
  • 1462
    bu adamın yerine alper potuk denen kazma tabirinin cuk oturduğu klasik bir fenerbahçe futbolcusu olabilecek bir kasap layık görüldü ya sözün bittiği yer bu olsa gerek. 25 mart 2012 galatasaray trabzonspor maçı'nda muadil olarak görülebilecek türk futbolcularından biri oynasaydı maç kaç kaç olurdu merak ediyorum bu gün 1-1'den sonra mehmet batdal'ın kaçan pozisyonuna saç baş yoluyorsak o pozisyonun felipe melo'nun derin oyun görüşünden başladığını söylemeye gerek yok sanırım
  • 1464
    25 mart 2012 galatasaray trabzonspor maçı'nda en çok güvendiğim adam olan oyuncu. zaten normalde de galatasaray futbol takımında 1 numaralı güvendiğim adam kendisidir. özellikle maçtaki kritik zamanlarda "atın topu melo'ya" diye direktif verirken buldum kendimi ister istemez.

    aslandır, kaplandır, soğukkanlıdır, candır. bu adama değil 13, 33 milyon eurom olsa veririm.
  • 1469
    bu adamı bonservisi pahalı diye istemeyip muhasebeciliğe soyunanlar ya ezberden konuşuyorlar, ya da futboldan anlamıyorlardır... hay bin alper potuk kovalasın sizi... aç mı kaldınız yahu çocukken? sokaktan ekmek mi topladınız? yıllar sonra yıldız defansif orta saha-box to box gibi acayip bir adamımız olmuş, her şeyi tam, pahalı diye almayalım yani öyle mi? iyi anasını satayım almayalım, almayalım borsa oynayalım o para ile.

    ayrıca sevincindeki hareketlerine bakarsak 25 mart 2012 galatasaray trabzonspor maçında attığı golü kendisi değil tanrı atmıştır.
  • 1474
    --- alıntı ---

    felipe melo’nun iç sahadaki gol serisi sürüyor

    spor toto süper lig’in 32. haftasında ali sami yen spor kompleksi türk telekom arena’da trabzonspor ile karşılaşan galatasaray, doksan dakika sonunda mücadeleden 1-1’lik eşitlikle ayrıldı. takımımızın tek golünü karşılaşmanın 82. dakikasında penaltı vuruşundan atan felipe melo ise bu sezon 10. kez rakip fileleri havalandırdı.

    kariyerinin en skorer sezonunu galatasaray’da yaşayan brezilyalı oyuncu, böylece iç sahada üst üste beşinci lig maçında gol atmış oldu. 2011-2012 sezonunda ali sami yen sk türk telekom arena’da gerçekleştirilen 16 lig maçının dokuzunda gol sevinci yaşayan başarılı orta saha oyuncusu, bu dokuz golün beşini ise art arda beş maçta attı.

    felipe melo
    2011-2012 sezonu
    • 01.02.2012 galatasaray 1-1 mp antalyaspor
    • 11.02.2012 galatasaray 1-0 kayserispor
    • 26.02.2012 galatasaray 3-2 beşiktaş
    • 10.03.2012 galatasaray 2-0 gençlerbirliği
    • 25.03.2012 galatasaray 1-1 trabzonspor

    süper lig’in 24. haftasında medical park antalyaspor’a karşı takımına beraberliği getiren golü penaltı noktasından bulan brezilyalı yıldız, 26. haftadaki kayserispor maçında yaptığı kafa vuruşuyla galatasaray’a 1-0’lık galibiyeti getirmişti. felipe melo, galatasaray’ın 3-2 kazandığı beşiktaş maçında da takımının ikinci golünü attı. süper lig’in 30. haftasındaki gençlerbirliği karşılaşmasında gol perdesini açan başarılı oyuncu, trabzonspor önünde de normal sürenin bitimine sekiz dakika kala penaltı vuruşuyla skora dengeyi getirdi.

    galatasaray adına, lig tarihinde 34 haftalık maç programına geçildikten sonra (1994-1995 sezonundan günümüze), iç sahada böylesi bir seri yakalama fırsatına daha önce dört isim sahip olabilmişti. hakan şükür, 1996-1997 sezonunda art arda altı iç saha maçında rakip fileleri havalandırarak bu alanda rekorun [tek sezon içinde] sahibi olmuştu. en yakın örnek ise 2009-2010 sezonunda üst üste beş iç saha maçında golle buluşan harry kewell’a ait. “beş maç” sınırında kalan diğer iki isim, 2005-2006 sezonundaki performansıyla necati ateş ve 1994-1995 sezonunda özellikle iç sahada attığı gollerle dikkat çeken saffet sancaklı.

    --- alıntı ---*
App Store'dan indirin Google Play'den alın