resim
Felipe Melo de Carvalho
Takım:Fluminense
Mevki:Stoper
Yaş:41
Boy:1.83
Uyruk:Brezilya
  • 8977
    tatil kendisine iyi gelecek. aşırı derecede sinir sistemi bozulmuştu. medya hep ensesindeydi adamın. maçlarda gösterdiği extra sinir bundan kaynaklı.

    ama kendisi adam kere adamdır. kendisine hemen gitsin filan diyenleri anlamak çok güç. kimse oynamazken bu adam oynuyordu , bu adam savaşıyordu. yaptıklarını saydırmayın bana.

    daha öncede dedim yine diyorum. bu adamın tontik emre'ye verdiği ayar bile efsane olmasına yeter. hani bi zamanlar takımımızda kimsenin ses çıkaramadığı tontik emre. bizim florya ağabeylerinin abi abi çektiği emre'ye.
  • 8978
    galatasaray futbol takımının looser karakterini değiştiren ateşi yakan futbolcu. kendisine olan sevgim wesley sneijder sonrası biraz azaldı evet, onu daha fazla seviyorum belki ama bu durum melo'nun gördüğüm en iyi galatasaray futbolcusu olduğunu değiştirmez. tatilde bir rahatlasın aslan parçası, 15-16 sezonunda da önemli katkı verecektir bize.
  • 8985
    işte bunlar hep burak yılmaz selçuk inan ikilisi. ünal aysal yaptı bunlarla o sözleşmeleri, takımda bunlardan iyi olan ya da bunlara yakın olan herkes normal olarak o sözleşmeleri baz alıyor.

    atiba 1.000.000 euro'ya anlaştı beşiktaş ile, 30 maç oynarsa 200.000 euro daha alacak maç başı da 10.000 euro. bizde olsa en az 2 milyon euro veririz, ne biçim bir takım planlamamız var...
  • 8986
    takımımızdan ayrılma konusundaki akıbetini merak ettiğim futbolcu. 2011-12 sezonundan beri bize verdiği katkı açık, son zamanlarda form düşüklüğü yaşadı ama kendisinin yokluğunu nasıl kapatabiliriz emin değilim. hem oyun içinde çok hırslı, hem de aldığı parayı kuruşu kuruşuna hakediyor. ne kadar formsuz olursa olsun tık diye kendisinin ayrılmasını hiç istemiyorum.
  • 8987
    takımdan ayrılma iddaaları ayyuka çıkmışken, inter'in 5 milyon euroluk bir teklifle kapımızı çaldığı söyleniyor.

    melo satılırsa yerine de jong'u alalım diyenlerin sayısı ise az değil. ben de işsiz güçsüz bir birey olarak bu ikiliyi karşılaştırmaya çalıştım.

    öncelikle maddi duruma bakalım;

    felipe melo'nun maaşı 3,100,000 € garanti para + maç başı 25,000 € (kaynak: http://www.ntvspor.net/.../melo-galatasarayda)

    nigel de jong'un maaşı 3,000,000 € , maç başı ücretine ulaşamadım bulan varsa benle paylaşabilir (kaynak : http://www.tsmplug.com/...ayers-salaries-2014/ )

    melo'ya verilen 5,000,000 €'nun bir kısmını imza parası, bir kısmını da 3 yıla yayacak bir şekilde nigel'ın maaşına zam olarak kullanırsak ( örneğin: yıllık 3,500,000 m € maaş + 2 m € imza parası ) 1,500,000 € kâr etmiş bile oluyoruz aslında.

    bir de işin istatistik boyutu var. öncelikle iki oyuncunun da defansif yönlerini karşılaştıralım. ( tabii ki squawka.com aracılığıyla )

    http://i.hizliresim.com/EYADN9.png

    melo tackle ve take on konularında öndeyken, de jong'tan daha az faul yapmış.
    de jong ise interception, clearences, ikili mücadele'de melo'dan önde. ( kasten de jong'un önde olduğu istatistikleri seçtiğimi düşünenler olabilir. buyrun siz de bakın; http://www.squawka.com/comparison-matrix )

    şimdi bir de işin hücum yönüne bakalım;

    http://i.hizliresim.com/kk865D.png

    sürekli geri oynadığı söylenen de jong ileri oynamada melo'dan önde. (geri oynamada da önde diyenler olacaktır ortalama'yı alınca de jong'un ileriye oynama ortalaması daha çok çıkıyor)

    melo daha çok key pass atmış, ki hücuma ara ara verdiği katkı onu diğerlerinden değerli yapan özelliklerden biriydi en başından beri.

    melo'nun oyunun yönünü değiştirmeyi, uzun paslar atmayı ne kadar sevdiğini biliyoruz. de jong pas mesafesi olarak melo'yu geride bırakmış. pas yüzdesinde de de jong önde.

    tabi hepsinden ayrı olarak melo'nun kurduğu psikolojik üstünlüğü es geçmek olmaz. insanlar melo ile de jong'un oyun karakterlerini çok benzettikleri için de jong da baskı kurar diye düşünüyor ama ben buna katılmıyorum. melo'yu psikolojik olarak üstün yapan şey oyun karakterinden ziyade kendi karakteri, yoksa lucas neill da oyun karakteri olarak sert ve agresif bir oyuncuydu ama rakibin üstünde ahım şahım bir baskı kurmuyordu. de jong oyun içinde sert, buna eyvallah. ama rakibe psikolojik üstünlük kuracak bir karakteri olduğunu düşünmüyorum. eğer rakibe sertlikle psikolojik üstünlük kuracak birini arıyorsak (bkz: joey barton) *

    sözün özü, ben melo giderse yerini nigel de jong'la doldurabileceğimizi düşünüyorum. inşallah hayırlısı olur.
  • 8989
    belki geçen sezon satılsa ortalığı birbirine kadar, ağıtlar yakardım. ama şampiyonluktan sonra yaptıklarıyla bir anda kendinden inanılmaz soğuttu. şu an kap'a 'x kulübe transferi için görüşmelere başlanmıştır' diye açıklama yapılsa gram üzülmem. çünkü artık kendini baya baya galatasaray'ın üstünde görmeye başladı ve kendini vazgeçilmez sanıyor. buradaki sevgi ortamını, 34 yaşına geldiğinde bile yaklaşık 3,5 milyon euro verecek kulübü bulması mümkün değil. ha gideceksen de kendinden nefret ettirmeden, her şeyi tadında bırakarak git. çünkü gerçekten çok güzel anıların var bu kulüpte.
  • 8990
    bir fenerli ile beşiktaşlı kendi aralarında sohbet etse;
    ulan en çok galatasaray'dan kimin gitmesini istersin diye biri diğerine sorsa.
    ikisi de hem fikir olarak melo der.
    başka sözüm yok.

    kesinlikle takımımızda kalması lazım.
    hele bursa maçının devre arası ve sonrasında kendinse siktir çekenleri de gördüm ya bu sözlükte... kahroldum. üzülerek söylüyorum ki bazı galatasaray taraftlarlarına sen değil, mustafa sarp müstehak.
  • 8992
    bir fenerli ile beşiktaşlı kendi aralarında sohbet etseler ve "ulan en çok galatasaray'dan kimin gitmesini istersin" diye biri diğerine sorsa ikisi de hem fikir olarak melo demez.

    melo çok iyi bir oyuncu, ama abartmaya lüzum yok. başımıza ne geliyorsa bu abartma sevdasından geliyor. ya abartılı gömüyoruz, ya abartılı göklere çıkarıyoruz.

    bir fenerbahçeli ve beşiktaşlı muhtemelen önce muslera, sonra sneijder derler mevzubahis soruya -ki çevremdeki çoğu fenerbahçeli ve beşiktaşlı bu iki oyuncumuzu söylüyor.
  • 8994
    abartıldığını düşünen renktaşlar var. vay halimize.
    adam psikolojik üstünlük.
    o çok övülen, alex de souza'yı da geçerek; türkiye'de en çok kupa kazanan brezilyalı futbolcudur, ki sadece 4 senede.
    fenere, bjk'ye attığı golleri, medyanın, rakip taraftarın, büyük bi galatasaray düşmanı kitlesinin kendisine olan kinini saymıyorum.

    lütfen kal melo, bu sene 3.kombine senem olacak. yine seni izlemek istiyorum. sen sahadaki biz.
  • 8997
    bize geldiği zamanki tempo ve agresyonundan eser kalmayan futbolcu. bu tempodan uzak olduğu için sürekli kart alıyor, kırmızıları es geçiliyor. zaten gelecek yıl sözleşmesi bitiyor. önümüzdeki yıl bedavaya gideceğine üç milyon euro ve üstü herhangi bir bonservise takımdan ayrılsa ses etmem. yerine iyi bir adam alınması şartıyla tabii ki.

    daha genç, daha tempolu, güçlü bir adam gerek yerine. psikolojik üstünlük diyoruz. bu aslında fizyolojik üstünlük varsa işe yarar. sen omuz koydu mu yıkılmayan, ikili mücadelelerden galip çıkan, ayağı düzgün, tempo kaldırabilen bir oyuncu alırsan bu da psikolojik üstünlüktür. gerisi faso fiso.

    oynadığı zamanlarda fenerbahçelilerin en çok korktuğu adamlardan biri ümit karan'dı. çünkü hep fener'e gol atardı. olmadık yerlerde, olmadık pozisyonlarda çıkıp yazardı golünü. önemli olan performans. melo da bu sezona kadar her ikili mücadeleyi kazandığı için o konuma geldi, ama kendisi günden güne düşüyor. gelecek yıl daha da düşecek. para veren varsa ve yerine de 28 yaş ya da altında iyi bir adam alınabilecekse gönderilebilir.

    hamza hoca'nın da kendisi için ölüp bittiğini de sanmıyorum.
  • 8998
    şimdi hayranı olduğum felipe melo hakkında bir iki laf da ben edeyim.

    türkiye'nin en winner takımı tartışmasız galatasaray'dır. 3 çöp kovası koyup üstüne gs, fb, bjk armalarını yapıştırsak ve o kovaları yuvarlasak üstünden galatasaray olan 1. gelir.

    galatasaray bu karakterini yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştı. derbilerde iyi oyun oynayamaz olmuştu yavaş yavaş. winner karakterini kaybeden galatasaray 2011 yılında kurulan yeni kadro ile bu karaktere yavaş yavaş geri dönerken bunda fatih terimin katkısı elbette yatsınamaz. ancak saha içine gelecek olursak ;

    7 aralık 2011 tarihli fenerbahçe maçının tamamını daha bu sabah izledim. isteyenler için elimde kayıt var. felipe melo denen arkadaşın derbilerde kurduğu psikolojik üstünlüğü tam anlamıyla farketmek isteyen varsa izleyebilir.

    şimdi arkadaşlar melo takıma geldiğinden beri henüz ezildiğimiz bir derbi yaşamadık. farklı bir derbi mağlubiyeti görmedik. lugano senelerinde ki sinir harbinden bugünlere gelişi, çubuklu tosun olayından falan hiç bahsetmiyorum bunlar çokca yazıldı zaten. ancak benim anlayamadığım bir nokta var :

    nasıl bu kadar kolay gözden çıkarıyorsunuz ? tamam son haftalarda ki hareketleri bence de çok itici beni de soğuttu kendinden. gitmek istiyorsa da gitsin. ancak gitmeli demek, hatta küfürler vs ne demek ? yani nasıl bu kadar nankör olabilirsiniz.

    melo bizim son yıllarda futboldan keyif almamızı sağlamıştır. sportif anlamda başarılar, psikolojik anlamda üstünlük getirmiştir. derbilerde kuşları delip durdu adam üstünde galatasaray forması varken yapmayın.

    bu adamı herkes yaftaladı. medya, rakipler, hakemler, yönetim. adama sahip çıkan bir biz vardık bizde çektik elimizi eteğimizi.

    işin özeti evet sözleşme için kasması vs bana da itici geliyor. ancak o bizim pitbulumuz, melomuz. ona biz sahip çıkmalıyız. gitmek istiyorsa da en güzel şekilde uğurlamalıyız.
  • 8999
    çok sevmekle birlikte ya gönderilmesini ya da sözleşmesinin bir ya da iki yıl daha uzatılmasını isterim. çünkü bu adam bu kafayla gelecek sezon oynamayacak gibi. gönderip para kazanabiliriz, seneye bedava elden çıkmaz ya da sözleşmesini uzatıp tekrar konsantre olmasını sağlayabiliriz. ama bu şekilde bana pek bu sezon fayda alamayacağız gibi geliyor. bu his bana en son eboue'de olmuştu. haklı da çıkmıştım. o sezon eboue hiç oynamadı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın