resim
Felipe Melo de Carvalho
Takım:Fluminense
Mevki:Stoper
Yaş:41
Boy:1.83
Uyruk:Brezilya
  • 7555
    galatasaray forması altında karakterli addedilmek demek rakiplerce şirin çocuk olarak tanınmaksa, maçta kendisinin ve takım arkadaşlarının ezilmesine ses çıkarmamaksa, yeri geldiğinde takım arkadaşlarını olay yerinden uzaklaştırmamaksa, yeri geldiğinde 80 bin kişiye atar yapmaktan çekinmekse, yeri geldiğinde kendisinin kariyerini baltalamaya kalkışmış federasyon başkanının elini sıkmaksa, yeri geldiğinde sözde imparatorlarca hâlâ ısrarla korunan milli takım kaptanlığı verilen tüm medyanın ve hatta hükümetin bile desteklediği karanlık götten bacaklıya dahi atar yapmamaksa, her korneri karşılamaya and içmemekse, her atağı durdurmak için yırtınmamaksa, taraftarla ve ekmeğini yediği ülkenin insanıyla daha iyi anlaşabilmek adına o ülkenin dili öğrenmeye uğraşmamaksa,
    evet en karaktersiz isimlerden birisidir galatasaray forması altında izlediğimiz.
    sevdiğim bi arkadaşım var, melo'yu takip eder, beşiktaşlı, hatasını kollar, hemen paylaşır "senin cici melo şöyle yapmış" falan diye.
    bunların gözleri körleşmiştir. bunlara öyle önyargılar yerleşmiştir ki ülke işgal edilse, melo tek başına düşmanı yense, bunlar yine takacak bir kulp bulur.

    volkan şen'e yaptığı harekette ne var bilmiyorum. ne anlamda yaptığını da bilmiyorum. ama bi ırkçılık, bi aşağılama yok yaptığında. nefesi gerçekten kokuyor da olabilir, melo'nun bu hareketini "her bi hareketin puştluk içeriyor. ne pis adammışsın" gibisinden algıladım ben. ben yapar mıydım? yapmazdım. bunda bu kadar büyütülecek bir şey var mı? bence yok. boğaz kesme yapmamış, apış arasını tutmamış, kendisine yavşak yavşak saldıran rakibine anlayacağı dilden yanıt vermiş. iyi mi yapmış? orası kişiye göre değişir. ama bu adamın karakterliliği göreceli değildir.
    yavaşınız!

    düzenleme: çekinmemekse değil çekinmekse olacaktı. cedric1 sağolsun düzelttim.
  • 7556
    kendisi aslında türk milleti için büyük bir fırsattır. zira kendisi sayesinde basın ne kadara, kendini kime satıyor adı altında iletişim ve gazetecilik bölümü okuyan üniversite öğrencilerine güzel ders verilir. kahpe basın ırkçılığa yeni bir anlayış getiriyor. normal şartlar altında bir siyahın beyaza yaptığında ırkçılık kabul edilecek bir davranışı, kafalarında taayül edip, bunu bir siyah beyaza yaptı diye yaptığını iddia ettikleri siyahı ırkçılıkla suçluyorlar.

    siyasal bilgiler ve uluslararası ilişkiler öğrencilerine de faydalı dersler verilebilir kendisi sayesinde. küreselleşen dünyada, siyahların egemen güç haline gelip, topluma açık alanda beyaz ırkı alenen aşağıladığını görürler. belki otobüs koltuklarına da yarrak saplamışlardır. kontrol edip oturmakta fayda var.

    hukuk öğrenimi alan öğrenciler için yine (adaletinini skim dünya asd101) dersi için önemli bir kobaydır yapacakları gözlemler esnasında. yapılan her hangi bi spor müsabakasında kendisini tahrik edip üzerine zıplasanız ve ailesine, kendisine küfürler etseniz en fazla 3 maç ceza alırsınız. ama bir hakemin yakasını tutsanız 11 maç ceza alırsınız, topu yere vursanız sahadan ihraç edilirsiniz.

    tıp öğrenimi için önemli bir veri kaynağı; kendisine bulaşan futbol fukaralarının hücrelerinin oluşumu sırasında farklı farklı insanlardan alınan meniler sonucu ortaya çıkan karakter bozuklukları kitap haline getirilip nesiller boyu yaşatılabilir.

    bu arada biz de kendisinin askerleriyiz, laf uzatanın götüne pamuğu tıkar mezara gömeriz, ilahiyatçılar da sela okur.
  • 7557
    emre b'nin 6 yilda bir turlu gormedigi kirmizi karti gosterttigi gunden beri karaktersiz muamelesi yapilan futbolcu. benim salak oglum hala anlamadin mi medya algisinin kurbani oldugunu? lugano'lari, bilica'lari hatirlamiyor musun? bruno alves'i, volkan demirel'i, meireless' i, baroni'yi gormuyor musun? irkciliktan yargilanmis ve suclulugu sabitlenmis adam ile melo'yu ayni kefeye koyuyorlar, sen de buna on ayak oluyorsun. tamam aramizdaki en idealist, en delikanli, en gote got diyen sensin. ama kimin gaziyla bunlari konustugunu bir dusun. hayattaki her sey siyah ve beyaz degil.

    melo'yu konusan tum galatasaray taraftarina..
  • 7560
    kahpe basın tarafından ,kendisine yapılanları algılayamayan galatasaray taraftarını göstermiştir. a benim salak oğlum, zaten öbür takım sempatizanlarından melo'ya bir iğnenin ucu kadar sempati duyan yok, basın böyle bir algıyla uğraşmıyor. basının yaratmak istediği algı melo'nun insani değerlerin de dışına çıktığı(ırkçılık) ve bu noktada galatasaray taraftarları tarafından da yeter artık denilip, yalnızlaştırılması. bugün sabah işe giderken fanatik, fotomaç alıp spor gündemini oradan takip eden binlerce galatasaraylı var. onların olaylara nasıl baktığını biliyor musun? tamam sensin, içimizde en ileri görüşlü, en fazla kafası çalışan, en fazla olaya farklı bir açıdan sentezleyen sensin, en fazla tarantino sensin amk.

    şu her boku bildiğini sanıp da, insanın ne yazması gerektiğine karışanlara.
  • 7568
    --- habertürk ---
    (gbkz: geçen sene fenerbahçe derbisinde emre belözoğlu ile gerginlik yaşadınız. bu sene de süper kupa’da volkan’la... bu konuda söylemek istediğin bir şeyler var mı?)

    emre belözoğlu ile yaşadığımız şey artık geçen senede kaldı. emre’ye saygım sonsuz. iyi bir futbolcu olduğunu düşünüyorum ama saha içinde bu tip şeyler olabiliyor. bir atılma olayı yaşandı. ama dediğim gibi, geçen seneydi ve geçti artık...

    volkan’a gelince... benim gördüğüm, öğrendiğim bir şey var. üst düzey bir yerden, kaale almam gereken bir eleştiri gelirse ya da bir söz gelirse ki, örnek veriyorum mesela buffon (juventus’ta efsane kaleciyle birlikte oynadı) diyelim... buffon bana bir şey söylese, mutlaka onu ciddiye alırım ve dinlerim. alınacak bir ders varsa alırım veya bir şey söylenmesi gerekiyorsa saygı çerçevesinde söylerim. ama volkan’ın söylediği sözleri inanın dinlemedim bile... yani bazı laflar vardır mesela, insanın bir kulağından girer diğerinden çıkar. ama onun söylediği laflar, benim o kulağımdan bile girmedi...

    (gbkz: volkan senin için köpek benzetmesi yaptı ve “belediye gereksiz sokak köpeklerini zehirlesin. yoksa o iş bana kalacak” dedi. bu sözlerle hayvanseverlerin de şimşeklerini üzerine çekti...)

    söylediği laflar bence bana söylenmiş değil. kullandığı kelime, bir hayvan. bir köpek benzetmesi... ben köpek olmadığıma göre, demek ki bunun hayvanseverleri incitecek bir cümle olduğunu düşünüyorum.

    7 köpeğim var. sadece köpekleri değil, tüm hayvanları çok seviyorum. mesela deplasmanlarda bana ‘hoşt hoşt’ diyorlar, bazen de havlıyorlar. aksine, hoşuma gidiyor. küfür etmelerinden ya da aileme kötü söz söylemelerindense, böyle havlasınlar daha güzel bence!

    brezilya’da şöyle bir görüş vardır. türkiye’de de söylenir: köpek, bir insanın en yakın dostudur... bence çok saygı duyulması gereken bir hayvandır köpek. o yüzden bu kelime benim için dendiyse bile, yine de üzerime alınmıyorum. bu tamamen bütün hayvanseverlere söylenmiş bir laftır bence. tabii volkan’a da saygı duyuyorum. eğer köpek sevmiyorsa, hayvan sevmiyorsa, ki illa her insan sevecek diye bir kaidesi yok... bazı insanlar hayvan sevmeyebilir. önemli olan hayvanlara kötü davranılmamasıdır. buradaki püf nokta bana göre bu...

    - volkan daha sonra köpeği ile bir fotoğrafını paylaştı...

    (gülüyor) demek ki ne söylediğini bilmiyor kendisi...

    - felipe melo, kendisini nasıl bir futbolcu olarak tarif eder?

    felipe melo sadece maçlarda değil, antrenmanlarda da devamlı mücadele eden, elinden gelenin maksimumunu veren, geldiği yeri unutmayan ve şuanki durumu için de her zaman tanrı’ya şükreden bir insan. sonuçta onun için en önemli unsur ailesi. her antrenmanda ve her maçta sadece kendisi için değil, en başta ailesi için, tanrı için bir mücadele eden felipe melo var... o yüzden bunun gibi önemli unsurlar olunca, melo’nun yapması gereken tek şey sahada yüzde yüzünü verebilmek.

    - (gbkz: evet, saha içinde savaşan, agresif bir melo var. ama saha dışında da sanki yufka yürekli iyi bir aile babası görüyoruz. bunu nasıl dengeliyorsun?)

    beni tanıyanlar çok iyi bilirler zaten. evet, saha içinde amacım, eve bir ekmek götürebilmek! çünkü girdiğim her pozisyonda onu düşünüyorum. aileme bir yemek götürebilmeyi... hep amacım bu. o yüzden de hep, yüzde yüzümü vermem gerekiyor sahada. ama saha dışında arkadaş canlısı, ailesine bağlı bir insanım. beni yakından tanıyanlar da çok iyi bilirler.

    - (gbkz: futbolseverlerin bütün bu olanlardan sonra, 6. haftada oynanacak f.bahçe derbisi yine gergin mi geçecek diye endişesi var...)

    sonuçta sadece f.bahçe maçları değil, bütün derbiler tansiyonu yüksek geçer. bu sadece fenerbahçe’ye özel bir şey değildir, derbiler zor maçlardır.

    süper kupa geride kaldı. ama artık sürekli fenerbahçe’yi konuşmak beni çok yordu ve sıktı. bunları bir kenara bırakmamız gerekiyor. şu anda benim için en önemli maç, bir sonraki maç, yani eskişehir maçı.

    süper kupa’da fenerbahçe’ye karşı oynadık ve kaybettik, onları tebrik ediyoruz. ama bundan önceki iki senede de biz kazandık... 34 tane maç oynuyorsunuz. sadece fenerbahçe ve galatasaray maçlarından ibaret değil bu lig. o yüzden bu derbileri kazansanız da kaybetseniz de kimse ne hemen şampiyon oluyor ne de kaybediyor... diğer 32 maçı da kazanmanız gerekiyor. o yüzden, basına büyük rol düşüyor bütün bunların anlatılabilmesi için...

    --- alıntı ---
  • 7569
    son zamanlarda, bilinçli, programlı, ince ince kendisini bitirmeye yönelik oyunlar oynanıyor, the bear diye adlandırılan şahsın yapmış olduğu hareket, fenerbahçe futbolcularının vermiş olduğu demeçler, malum zatın açıklamaları, yazılı basının yapmış olduğu kasıtlı yalan haberler ve en son oynanan bursaspor maçında felipe melo'nun uyarıyı gerektirmeyecek hareketine verilen sarı kart. uyanık olmalıyız, kişisel görüşüm bütün bunların tesadüf olmadığı ve melo'nun ince ince doğrandığı yönünde.

    son olarak fotomaç gazetesinin internet sayfasına girdim, ilk haber flaş flaş,melo'nun bu retweet'i ortalığı karıştırır başlığıyla verilmiş, haber burada buyrun siz karar verin ve eminim bu tweet tüm hafta konuşulur ve melo'nun yıpranması için herşey yapılır.

    http://www.fotomac.com.tr/...melodan-olay-retweet
  • 7573
    hakkinda medyanin ve rakiplerin oyunlarini goren arkadaslara katilmakla beraber, arttiriyorum ve sene sonu gonderirler bu adami diyorum. galatasaray'i hagi'den sonra boylesine sahiplenmis baska bir yabanci gormedim ben. belki bireysel sebeblerle ama bize yansimasi takimi savunmasi yonunde oluyor. helal olsun asla unutulmayacaktir yaptiklari, en cokta sikeci dostunun elini sikmamasi. durusunu dusuncesini belli etmeyen, kaypak kaypak nereden ekstra puan kazanirim diye dolanan sporcu bozuntulari midemizi bulandirirken kendisi bu yozlasmis tiranliga tek basina tepki gosteren isimdir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın